Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Erkek Parkı/ Kristof Magnusson/ Çeviren: Sibel Arslan Yeşilay/ Mitos Boyut Tiyatro Yayınları/ 72 s. Alman Die Welt gazetesinin, “İlk diyaloglardan başlayarak Woody Allen, Billy Wilder, Alan Ayckbourn ya da Yasmina Reza ile karşılaştırılacak bir yazar olduğunu anlamamak için sağır olmak lazım. Magnusson zor bir uğraş olan oyun yazarlığında kara mizah yüklü diyaloglarıyla ustalığını kanıtlıyor” yorumunu yaptığı Kristof Magnusson’un ikinci oyunu olan “Erkek Parkı”, Almanya’da bir sezonda 16 farklı tiyatroda sahnelendi. Yarınlara Geç Kalmadan/ Feyzullah Arslan/ Mitos Boyut Tiyatro Yayınları/ 72 s. Türkiye’de, çeşitli nedenlerle uyuşturucu kullanımı her geçen gün artmakta, bu bağımlılığın özellikle gençler arasında çoğaldığı gözlemleniyor. Emniyet teşkilatının üst makamlarında görev yapmış olan, “Yarınlara Geç Kalmadan” adlı oyunun yazarı Feyzullah Arslan da bu oyunu yazma amacını “gençlerin uyuşturucu konusundaki eğitim ve bilinçlenmelerinin tiyatro ile yapılması gerektiğine dair inanç” olduğunu belirtiyor. Ay’dan Adam, Kar’dan Kadın/ Evrim Kaya/ Hayal Yayınları/ 78 s. “Ben annemden ay doğmadım/ gece oldu, bir bulut yüzüme değdi/ doğdum/ kar.../ içi dışı bir değil elbet/ dışında kalırsan üşürsün/ içine girersen ışıtır, ısıtır, yaşam olur/ ay doğar...” Evrim Kaya, Hayal Yayınları’nca yayımlanan “Ay’dan Adam, Kar’dan Kadın” başlıklı kitabıyla şiirseverlerin karşısına çıkıyor. Dokunuşlar/ Güngör Tekçe/ Hayal Yay./ 54 s. “Saksımın içine dikilmiş bir kuş/ rüzgârda fora kanatlarıyla/ kurşundan tek ayağı/ ne uçmak istiyor ne de uçmamak/ sadece küsmüş”. İlk şiir ve çevirileri 19561965 yılları arasında Varlık dergisinde yayımlanan, 19652001 yılları arasında radyo oyunları ve gazetelerde şiir kitapları ile ilgili yazılar yazan Güngör Tekçe, “Dokunuşlar” adlı kitabıyla şiirseverlerle buluşuyor. Perinin Sarkacı/ Ben Mila/ Sel Yayıncılık/ 142 s. nin şu anda okuduğun satırları yazıyor.” Bir kitabı okurken, kitabın yazarını görebildiğini hayal et. Öyle ki elinde tuttuğun kitap, seninle o yazar arasındaki tek bağdır. Belki de yazar, yazdıklarıyla seni baştan çıkarmak niyetindedir. Bu satırları yazan kadın, seni sevmek, seninle bir olmak istiyor. Bu kadın seni, kendini, Mila’yı, Peri’yi, kumral oğlanı, etrafında gördüğü her şeyi, kısaca bütünüyle yaşam’ı, sıcacık kucaklamak istiyor. Diyor ki: ‘Gel buraya. Perinin Sarkacı’na.” Ben Mila, “Perinin Sarkacı”yla okuyucu karşısına çıkıyor. Bir Don Juan’ın Maceraları/ Guillaume Apollinaire/ Çeviren: Reşit İmrahor/ Sel Yayıncılık/ 102 s. Çok küçük yaştan itibaren kadın kokusu ve bedenine olan tutkusunu dizginleyemeyen genç Roger, yıllar geçtikçe çevresindeki bütün kadınları gözlemleyerek aşama aşama kendi bedenini ve cinselliğini keşfeder. Sonunda çevresindeki kadınların bir numaralı küçük Roger’ı, onları her daim hoşnut etmeyi beceren “Don Juan”ı olur. Roger anatomi atlasından edindiği ve Papaz’a günah çıkaran kadınlardan sızdırdığı bilgilerin ışığında, cinselliğin kucağında ve edepsizliğin eşiğinde bir maceradan ötekine sürüklenir. Yirminci yüzyılın en büyük şairlerinden Guillaume Apollinaire’in kaleminden “Bir Don Juan’ın Maceraları”, dönemine göre cesur ve hayli aykırı bir dille cinselliğin keşfini içeriyor. Kandiye Zaferi/ Kemal Demirel/ Kavis Kitap/ 84 s. “Piano Piano Bacaksız”, “Gençlik Yılları” gibi anlatıları ile tanınan Kemal Demirel, Osmanlı’ya dair bir kısa romanla, “Kandiye Zaferi”yle okuyucu karşısına çıkıyor. “Kandiye Zaferi”, Osmanlı’nın uzun savaşlar sonucu elde edebildiği Girit’in Kandiye Kalesi Kuşatması’nı anlatıyor. Romanın tarihsel kişileri Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, onu gergef işleyerek dualarla bekleyen annesi ve öteki paşalar, Kandiye’nin Venedikli komutanları kitapta karşılaşılan kahramanlar olarak öne çıkıyor. Aradım Yaz Dediniz/ Feryal Tilmaç/ Okuyan Us Yayınları/ 162 s. “Belki tüm bunları kafamdan uyduruyorum. Belki hiç karşılaşmadık bile. Belki aylardan nisan değil de eylüldü. Belki okulun bahçesindeki demir parmaklıkların arasına sıkışmış can çekişen kedinin başında karşılaşmadık ilk kez: Mazgal. Belki sıkışmış zavallıcık diye üzülerek birbirimize bakarken, birimiz diğerinin kurtarmasını beklerken ve ikimiz de huylandığımızdan, sırf huylandığımızdan dokunamaz da can çekişmesini seyrederken çaresizce, ilerde bir zaman yine sadece kendimiz olmak uğruna ben dokunamam, ben, ben… içimiz acıyarak terk edecek olduğumuz aşk için gözyaşı dökmüştük o gün bilmeden; kedi bahane. Belki o aşk dediğimiz de aşk değil yanılsamaydı, fena yanılma, dil çabukluğuyla bu adın konuverdiği tüm öbür duygular gibi; düşünüyorum da yoksa kolayca bırakıvermezdik öyle. Belki kedinin de öleceği vardı zaten: Merak.” Feryal Tilmaç, “Aradım Yaz Dediniz” adlı öykü kitabıyla okuyucunun karşısına çıkıyor. Noa Noa/ Paul Gauguin/ Çeviren: Kemal Kandaş/ Kavis Kitap/ 98 s. On dokuzuncu yüzyılın izlenimci ressamı Paul Gauguin, güçlüklerle dolu yaşamına eşine az rastlanır, büyük bir yapıt sığdırmadı yalnızca. Büyük, serüvenli yolculuklar, tutku dolu aşklar, büyüleyici arkadaşlıklarla dolu dolu yaşadı. Gauguin, yozlaşmış Avrupalı değerlerinden tiksinirken yaşamı çıkarsız ilişkilerde, doğal güzelliklerin içerisinde arıyordu. Bu arayış onu Tahiti’ye sürüklemiş, orada mutlulukla yaşamıştı. Sanatının özgün ürünlerini de orada vermişti. “Noa Noa”, Gauguin’in kaleminden bir Tahiti günlüğü. Tahiti, bu metinde Gauguin’e şunu söyletiyor: Her şey çok güzel olduğu için, her şey çok güzeldir. İçimden Kuşlar Göçüyor/ İnci Aral/ Turkuvaz Kitap/ 140 s. “Bütün yanlışlarım, bütün gözden ve elden kaçırdıklarım, tutabildiklerim ve benim kıldıklarımla bir hayat yaşadım ve ben olmaktan, iyi kötü, ama böyle olmaktan en sonunda hoşnutluk duymaktayım. Garip bir bilgelik, güçlülük, yılmazlık duygusu var içimde. En sonunda ele geçirmeyi başardığım bir özgüven.” “İçimden Kuşlar Göçüyor”un bir yerinde böyle diyor İnci Aral; acıları, kederleri ve mutluluklarıyla dolu dolu yaşanan bir hayatın, bir dönüm noktasında. Kadının tek başına yaşaması, yalnız taşıması gereken güç bir dönem bu; bedenselruhsal değişimler, eksiklikler ve farklı deneyimlerle olgunluğa, orta yaşa geçilen eşik. İnci Aral, her ikisi de Turkuvaz Kitap tarafından yayımlanan “İçimden Kuşlar Göçüyor” ve “Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm” adlı romanlarıyla okuyucu karşısına çıkıyor. Türkler/ Önay Yılmaz/ Alfa Yayınları/ 284 s. Önay Yılmaz, “Türkler” adlı yapıtında “Türkler nasıl ortaya çıktı?”, “Türkiye jeolojik olarak nasıl doğdu?”, “Anadolu kime ait?”, “Türkler Müslümanlığı zorla mı kabul etti?”, “Marmara’da büyük deprem olmayabilir mi?”, “Türkler aptal mı, zeki mi?”, “İstanbul nasıl keşfedildi, adı nereden geliyor?” türünden sorulara yanıtlar vermeyi amaçlıyor. Aşırılığın Peygamberleri: Nietzsche, Foucault, Heidegger, Derrida/ Allan Megill/ Çeviren: Tuncay Birkan/ Ayraç Kitabevi/ 518 s. Allan Megill, “Aşırılığın Peygamberleri: Nietzsche, Foucault, Heidegger, Derrida” isimli çalışmasında okuyucuyu dört düşünürün; Nietzsche, Heidegger, Foucault ve Derrida’nın ‘estetizm’leri üzerine bir yolculuğa çıkarıyor. Batı düşünce geleneğinin sınıruçlarında yürüyen, felsefelerini ‘yıkmak’la, ‘açmak’la, “Sen şu anda orada oturmuş güzelim gözlerini bu satırlar üzerinde kaydırırken şunu bilmen gerekir ki okuduğun sayfanın tam aksinde çok acayip bir peri oturmuş, seSAYFA 26 ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 989