Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şiir Atlası CEVAT ÇAPAN Jack Clemo/ Şiirler/ Çeviren: Nice Damar ‘Her zaman tehdit edilmiş, ancak el değmemiş bir dünyaya’ Austell yakınlarında doğan Jack Clemo (19161994) , kil ocağında çalışan bir işçinin oğluydu. On iki yaşında okulu bıraktı. Cornwall’ın çıplak kil tepelerinin ortasında yoksulluk içinde yaşarken, gizemli, dünyadan elini eteğini çekmiş bir kişi oldu. Ayrıca sağırdı ve görme yetisini de 1955’te yitirdi. Norman Nicholson, Clemo’nun ilk ürünlerini, “dil ve imgelemde sert ve katıkatıksız bir Kalvinist inanç, katıksız bir Cornwall kili görünümü üstünden dışavurmuştur” diye betimler. Buradaki Su Çarkı ile Kil Ocağı Halleri bağnaz izolasyonist döneminde ortaya çıkmıştır. Daha sonra, Açık Denizler’de daha olgun ve yumuşak bir bakış açısı vardır. Yapıtları. Şiir: The Map of Clay (1961), Cactus on Camel (1967), The Echoing Tip (1971), Broad Autumn (1975), A Different Drummer (1986), Banner Poems (1989), Approach to Morano (1993), The Cured Arno (1995); Roman: Wilding Graft (1948), The Shadowed Bed (1986), The Clay Kiln; Otobiyografi: Confession of a Rebel (1949), The Marriage of a Rebel (1980). St. SU ÇARKI Kuru tahta taş yüküyle Ortasında canlı ağaçların! Çarkın hızla çektiği balast inler, Döker yabancı ruh halini Üstüne birkaç ağacın. Çepeçevre döner çark asık yüzle, Islak flanşlar gözdağı verirken, Yeniden dizginlenmiş ve zorla yeraltına itilmiş, Hırıltılı ve titreyerek Altında suyun gücünün. Demir çubuklar sıkıca tutulur; Sözü ağzında geveler ağaç boyunda makaralar: Yeni gelişen büyük dallar çürük ve soyulmuş: Cansız demir, canlı dallar hayal meyal Ritmik kıyımda Dönüşüyor beyaza ıslak toprak Çarktan gelen killi siltle, Ve hâlâ oluk akıtır üzerine, vurmak için Hem tahtaya, hem de demire, damgalamak için Düş dünyasını gerçeklikle. KİL OCAĞI HALLERİ Yerleşir ortasına bu piramitlerin Bir Tanrısal Varlık’ın gizemli hali, Ayırdına varılmayan, O buyurana dek Kum fırtınalarını uyandırmayı ve boğucu toz Sürer beni boş güvenin bataklıkları içinden. Sonra algılarım soğuk gri biçimi, küçümsemeyi, Sessiz gizli acımasızlığını izleyen gözlerin: Katı, gizemli istenç, tüm yardımı engelleyen. Ayaklar bastırır paralanana dek köklerim, Tırmalayan pençelerle yakalanmış, sessizce O Bastırır ve acı verir bana. Sivri kil tepesinin üstünde dolaşır Görkemli gök gürültüsü, korkusuz ve tez, En öfkelisi Tanrı’nın tüm hallerinin. Bir şimşek oradan ve imgelemin dorukları köpürür Düşmanca güçle: öfkeli buharlar savrulurken Sürünürüm altında yağmur oluklarının, korkakça sıvışırım gizlenmek için Maden ocağının oyuklarında ve Tutku’nun oradaki ağır başlı işçilerinin bilmediği Korku duasına karşın incinmiş, Beklerim şimşeklere kadar, göklerin gürlemesi bitti Ve Tanrı izin verir dehşetli durumun kaldırılmasına Uzaktaki duygusuz yarıktan. Kesinkes bir gizemli zaman var Piramit ve kil tepesi büyürken Daha karanlık bir güçle capcanlı; Doğa’da bilinmeyen bir hal, bir hal ölümlü Öğrenilmiş Onun Tanrılığında: kan tadı, Her tepe çerçevesini bir darağacı yapan acı, açığa çıkarılmış Üstünde duyumsayana kadar ben, bir solgun Hayalet kişisi ilk gücün, çiviyi çakan. Ve gizemli hal acımadır, Olimpos evcili kıyaslandığında Çöllerimle. Böylece anlamaya başlarım Niye böyle denendiğimi. AÇIK DENİZLER Sol kulağıma çarpan bir serpinti Sildirir bana tuz tanelerini boynumdan Ve sırılsıklam yakamla gurur duyarım. Tekne titrer ve eğilir Ağır dalga tümseğine. Uzanırım denize, Bir ipi çekerim, yerimi değiştiririm düzensiz yalpalarla, Hoşnut olurum beni hiç deniz tutmadığı Ve güçlükle ayak uydurduğum için bir farkındalığa, Sayrılı bir dünyada yaşadığım için. Gezinti teknesi burnunu sürer yakınına Savaş gemilerinin, helikopterler ve rüzgâra açık deniz üssünün; Portland cezaevi çömelir hüzünle kayalıkların üstüne. Ama masum teknemiz demir atar başka bir yere Dün gece, motor pat patları güvencede ve neşeli. Meteoroloji uzmanları söyledi Soluyoruz zehirli havayı bir nükleer sızıntı. Belli belirsiz sezerim onu kusuru Çarpık bir soyun buluşunun; Ama bu ara sıra şiddetlenen rüzgâr, zehirliyse eğer, yine de güzel gelir Ve hanımım gülümser, unutarak uyarıyı. Düşünürüm bir başka boyutuBir Karşıtlık merkezi bir Weymouth rıhtımında, Açık bir vaftiz evi, ıslak saçlar yanağımın üstünde; Ve kıyaslarım yetersiz gönül borcuyla Gizlice soktuğu hep inananların Her zaman tehdit edilmiş, ancak el değmemiş bir dünyaya. Kötülük sızıntıları getirdi bu hükümlüleri Tekdüze çürümesine hücrelerin; Savaş gemileri yaralar Sandsfoot manzaramızı Zehirli politikalardan dolayı. Yine de hızla devinir gezinti teknemiz Onaylayan yürek gibi, uzanan, Kutsal vaftizden, bu sızan serpintiye kadar, Bağlar beni özgür denizlerle. ? SAYFA 23 CUMHURİYET KİTAP SAYI 989