24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

...KISA KISA... ¥ Görgü Tanığı İncir Ë Maria RUSSO* reud’un tarihsel bir vakasını psikoseksüel bir dedektiflik hikâyesi olarak yeniden ele alarak ilk romanını yazan Jody Shields, eğer “Dora” cinayete kurban gitseydi neler olurdu diye merak ediyor. Sigmund Freud, çığır açan örnek vaka incelemesi “Dora”da, dişilerde histerinin cinsel baskı sonucu oluştuğu teorisini daha da ileri götürebilmek için, Viyanalı burjuva bir ailenin mutsuz kızının içine düştüğü sıkıntı ve ıstırabı kullanmıştı. Psikanalizin kurucusu daha sonra arkadaşı Wilhelm Fliess’e, kendinden gayet emin bir şekilde, “Bu inceleme, hâlihazırdaki maymuncuk koleksiyonuna kolayca ulaşmamızı sağladı” diye yazdı. Aslında hayır: çalışmasını yayımlamasından bu yana geçen yüz yıla yakın zaman içerisinde, vakayı çözdüğünü çok az kişi kabul etti. Ama ya psikanaliz değil de asırlık modern dinlerimizden başka biri, kriminoloji, Dora’nın gizemini çözmeye çalışsaydı? İşte, Görgü Tanığı İncir’in, yani Jody Shields’ın hipnotize edici ilk romanının çıkış noktası da bu. Psikanalizin örnek vakasının olduğu yerde, kriminolojinin de polisiye romanı vardır. Her iki tür de, aldatıcı olmakla birlikte içimizi rahatlatan bir düşünce üzerine kuruludur: İnsanoğlunun davranışlarındaki gizem kesinkes çözülebilir ve günlük algılarımızın üzerine kapalı kapıları açabilecek bir maymuncuk koleksiyonu vardır. Görgü Tanığı İncir bir yandan 20. yüzyıl Viyana’sında geçen, “bir şeyin nasıl olup bittiği” üzerine tatmin edici bir polisiye romanken, diğer yandan da zihnimizi ancak başka başka yollardan öğrenmeye açarak gerçeğe ulaşabileceğimiz fikriyle bizi baş başa bırakıyor. F genlerle, kendi yöntemlerini kullanır: Rüyalara, tılsımlara, hava durumuna, hayvanlara odaklanır; kısacası, kocasının akılcılığa dayalı çalışma yönteminin gözden kaçırdığı her şeye. Shields, Erszébet ile müfettiş arasındaki ilişkinin ayrıntılarını verdikçe, ikisinin zıt gibi görünen dünya görüşlerinin aslında ilk anda göründüğünden çok daha birbiriyle uzlaşabilir olduğu ortaya çıkar: “Bir davaya başladığında gerçeklerden her birini tamamen aynı parlaklıkta ışık noktaları, geceleyin gökteki yıldızlar gibi hayal ediyor. Bunu yeni bir kurgu görmek, kendi için bir kavrayamama hali yaratmak için yapıyor. Bu bilmeme haliyle bilgilerini aceleyle düzenlemekten ya da herhangi bir kanıta hak etmediği önemi vermekten kaçınıyor. Kendine yüklediği bu kargaşada yaşamak görevi, çok zor. Bazen şairlerin başına gelenin de herhalde bu hal olduğunu hayal ediyor. Bunu onunla asla konuşamayacak olmasına rağmen Erszébet’in de buna çok benzer bir hal içinde yaşadığını seziyor.” FREUD’UN HASTASI... Tıpkı müfettiş gibi Shields de doğaüstü güçlere saygılı bir merakla yaklaşırken, dünyevi gerçekler doğrultusunda hareket etmemiz gerektiğini biliyor. Belli ki Viyana’nın günlük yaşamıyla ilgili tonlarca araştırma yapmış ve bu bilgileri hikâyenin içine alabildiğine doldurmuş (dönemin ayrıntıları bazı yerlerde aşırıya kaçıyor ama çok sık değil). Roman duyusal zevklerle dolup taşıyor özellikle de zengin Viyana mutfağının nefis tariflerinde ve bunlar, Shields’ın kesin, acelesiz betimlemeleriyle daha da çekici bir hal alıyor. Yazar, aynı zamanda görsel bir sanatçı ve tonlamaları çok belirgin. Roman ayrıca, çocuksuz ama erotik açıdan dopdolu bir evliliğin tatminlerine, aralarındaki mesafeye rağmen iki yetişkin âşık arasında oluşmuş bağın ritmine de yer veriyor. Dora’nın ailesine Shields’ın çizdiği portre, aksine, ilk kez Freud’un “Dora”sında ortaya koyduğu çarpık ve biçimsiz hayatların tüm kasvetli travmalarını ve duygusal çöküşlerini taşıyor. Yazar kendisine, tarihsel kayıtlara dayalı birtakım ayrıcalıklar tanıyor; örneğin 20 yaşındaki bir kızın öldürülmesi, gerçek hayattaki Dora’nın Ida Bauer adında, esasen 63 yaşına kadar yaşamış olan bir kadın tedavisi için onu büyük psikiyatrist Freud’a gönderen babasına kadar uzanan “sarsılmış aile” senaryosunun gerçekliğine uygun düşüyor. Shields cinayetin tarihsel olarak akla yakın görünmesini sağlıyor ve bu da, Görgü Tanığı İncir’de olaylara bakışımızı genişleten becerilerinin başında geliyor. Freud’un hastası olan gerçek Dora, babasının arkadaşı Bay K. tarafından iğfal edilmişti. Kadın psikolojisi ve cinselliği üzerine yapılan araştırmalar içerisinde, Jody Shields tecavüzü bir adım öteye taşıyor ve onu bir cinayete dönüştürüyor.? *Salon Books29 Mart 2000, Çeviren: Ufkun Balkış. Görgü Tanığı İncir/ Jody Shields/ Çeviren: İnci Yankı/ Can Yayınları/ 352 s. SAYFA 19 DORA’NIN ÖLÜMÜ... Romanın başında, Dora öldürülmüştür. Shields, dolambaçlı ama sistematik bir düzyazıyla, ismini hiç öğrenemediğimiz bir müfettişin, kızın ölümündeki ayrıntıları bir araya getirme yolundaki titiz çalışmasını anlatır. Müfettiş, 1901 yılında yazılmış olan ve suça ilk psikolojik yaklaşım niteliğindeki “Kriminoloji Ansiklopedisi”nde yazılmış olan bütün kuralları harfiyen yerine getirir. Roman, bu ilgi çekici çalışmayla ilgili birçok parça içeriyor; ki söz konusu ansiklopedi, bir kriminoloji el kitabı olduğu gibi aynı zamanda felsefi bir çalışma, hayatı bütünüyle şuurlu yaşama yolunda bir kılavuz kitaptır da... Müfettiş bu kitaptan yola çıkarak ve kendi duygularını da hesaba katarak yavaş yavaş bir hüküm oluştururken, etrafındaki dünyanın ayrıntılarına daha yakın ve soğukkanlı bir dikkatle, alakayla bakmayı öğrenir. Bu süreç yalnızca dedektiflik işi için gerekli bir şey değildir; “kendine güven ve mutluluk getiren asil bir arayış”tır aynı zamanda. Müfettiş’in Macar eşi, Erszébet, tam anlayamadığı nedenlerden dolayı, Dora’nın üzücü ölümünden oldukça etkilenir. Arkadaş olduğu genç bir İngiliz dadıyla birlikte, olayı kendi açısından araştırmaya başlar. Erszébet, içinde büyüdüğü Çingene folklorundan aldığı CUMHURİYET KİTAP SAYI 963
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle