Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KİTAPÇI Korkak Oğlan Hamdullah Köseoğlu / Resimler: Tufan Baltalar/ Tudem Yayınları / 2008 / 70 s. / (8–12 yaş) Kitapta iki masal var; biri “Korkak Oğlan”, diğeri ise “Zaman Zaman İçinde”. Özgün masalsı diliyle tembel mi tembel bir oğlanı anlatıyor Köseoğlu, ilk masalda. Annesi oğlunun tembelliğine çok üzülür; çalışsın ister. Ama her engelden yılan, her işten yorulan oğlanı yola getirmek kolay mı? Hele yarışmak; tembele göre iş mi? Ama bey kızını görünce, “Elini ayağını, önünü arkasını unutmuş, Bir sıcaklık basmış çocuk bedenini. Az daha düşüyormuş.” İşte böyle başlamış aşk. Ne iş zor gelmiş, ne yarış... İkinci masalda da bir bey kızı var. Ve bey kızına aşık olan bir yiğit... Baldan tatlı bir dille, aşkın bir günden ötekine insanları nasıl değiştirdiği, yapamayacağını düşündüğü şeylerin bile peşine düşebileceği ve her zorluğun üstesinden gelebileceği dillendirilmiş. Ottoline ve Sarı Kedi Chris Riddell / Resimler: Belirtilmemiş / Çeviri: Murat Mehmet İnceayan/ İş Bankası K. Yayınları/ 2008 / 172 s. (812 yaş) Ottoline Brown’un anne ve babası, dünyayı dolaşarak ilginç şeyler toplamaya meraklıdır. Bu yüzden Ottoline, kedileri Bay Munroe ile birlikte çoğu kez yalnız yaşar. Anne ve babası, büyüdüğünde onu da seyahatlerine alacaklarına söz vermişlerdir, ama şimdilik, Ottoline’ın evde kalıp, koleksiyonlara göz kulak olması gerekmektedir. Ottoline sorun çözmeyi çok sever. Sevdiği başka şeyler de var elbette: Bay Munroe’nun tüylerini taramak, yağmurlu havalarda etrafa çamur sıçratmak, kartpostal toplamak, Garip Ayakkabı koleksiyonu adını verdiği tek ayakkabı koleksiyonu yapmak gibi... Ayağına ayrı ayrı tekler giymek zorunda kalsa da, Ottoline her çiftin tekini giyer, tekini koleksiyona koyar. Bu kitapta, Ottoline ve Bay Munroe, önemli bir sorunla karşı karşıyadır. Çevrede değerli fino köpekleri kaybolur. Köpekleri kim, ne için çalar? Ottoline ve Bay Munroe, kendi yöntemleriyle hemen araştırmaya başlar... Kitap, iki üç boyutta akıtan ve sayfanın sağına soluna dağılan resimleri, tekdüze bir öyküden sıkılan hiperaktif belleklerin ordan oraya hoplaya zıplaya zevkle okumaları için ideal. Yer yer çizgi roman sayfası gibi, kimi kez öyküden ayrı bir açıklama ya da ekleme olarak yerleşen resimler, kitabı eğlenceli hale getirmiş. Yazarın özgeçmişi de, eğlenceli bir anlatımla, öyküye katılmış. Bir olasılıkla, acaba bu kitabı yazarı mı resimlemiş diye düşünüyor insan. Resimleme konusunda tek ipucu, yazarın Observer GazeteCUMHURİYET KİTAP SAYI 951 A. Akal, M. Yener, Ç. Gündeş, N. Yılmaz sinde her Pazar karikatür çizdiği... Yazarın çok sevdiğini söylediği üzümlü sakız şekerlemesinin tadı da merak edilmeyecek gibi değil. Mor Benekli Süleyman Bulut / Anfora Çocuk Yayınları / Resimleyen: Ülkü Ovat – Ümit Öğmel / 2008 / 32 s. (7–9 yaş) Kış biterken babası Ahmet’e bir söz vermiştir; “İlk doğacak kuzu senin.” Baharla birlikte Ahmet’i kuzusu da gelir; Mor benekleri olan bu kuzucuğa Benekli adını verir Ahmet. Tüm günlerini Benekli ile geçirir. Önce ayağa kalkmasına destek olur sonra yürümeyi, kırlarda koşturmayı öğretir. “Benekli, meee!” “Benekli, meee!” diye diye adını bile belletir kuzusuna. Benekli büyür, artık onun da sürü ile çayıra gitmesi, otlaması gerekmektedir. Ahmet karşı çıksa da babasının anlattıklarından sonra Benekli’yi sürüye katmaya razı olur. Ama hava kararınca kendi elleriyle teslim almak koşulu ile. Bir gün oyuna dalıverir Ahmet. Benekli’yi almaya geç kalır. Havanın kararmasına aldırmadan, bir solukta çalılığa koşar. Ama karanlıkta karşısına kurtlar, ayılar hatta öcüler çıkar… Korku ile evine koşan Emre’yi babası sakinleştirir. Ardından, el fenerini de alıp çayırlığa doğru yola koyulurlar. Ahmet’in gördüğü kurt, ayı ve öcüyle karşılaşırlar. Amaaa, acaba nasıl? Kurt da ayı da biraz daha değişiktir artık. Hele o öcü… Her şey Ahmet’in karanlıkta gördüğünden o kadar başkadır ki… Bakalım siz neler göreceksiniz bu masalda… Yelesi Rüzgâr Mehmet Güler / BU Yayinevi / İç Resimler: Gökçe Akgül / 112 S / 10+ / Ekim 2007 Yelesi Rüzgâr, Mehmet Güler’in kaleme aldığı on bir öyküden oluşuyor. Hepsi de hayvanlara ilişkin son derece sıcak ve akıcı öyküler. Usta yazar Güler, öykülerin kimini hayvanların dilinden anlatmış. Rüzgâr yeleli dünyalar güzeli bir atın başına gelenler hüzünlendirirken Barış Manço Parkı’nda yaşananlar gülümsetiyor. Bir tavuk kuluçkaya yatar ve yumurtalardan birinden bir ördek yavrusu çıkarsa ne olur? Ya eskiden çok güçlü ve ünlü bir yarış atı olan Altın Bayan şimdi neler yapıyor dersiniz… Yaşlı ve hasta bir adamla arkadaşlık eden kumru gördünüz mü daha önce? Kumrular insanlarla konuşur mu? Simitçi Cemil Efendi gibi gönlü zengin, onurlu kaç kişi kaldı dünyada? Siste her şey görünmez olur. Ya sesler? Onlar da duyulmaz mı? Mehmet Güler’in usta ve akıcı kaleminden çıkan öyküler biraz kendimize, insanlığımıza bakmamızı sağlıyor. İkiz Gezginler’in Serüvenleri Betül Avunç / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / Resimleyen bahadır Barış Özsoy / Yaş Grubu: Belirtilmemiş / 151 s / Ağustos 2007 Arkeolog olan yazar Betül Avunç, mesleğinin kazanımlarını ve yazarlık becerisini bir araya getirince güzel birçok kitap yazmış. İkiz Gezginler’in Serüvenleri de üç kitaptan oluşan güzel bir dizi. İkiz Gezginler’in Serüvenleri dizinin ilk kitabı. İkiz olmalarına karşın birbirlerine pek benzemeyen Peri ve Ege, İstanbul’da yaşamaktadır. Sevimli ikizler, yeni yerler görmeyi, yeni insanlarla tanışmayı, Anadolu’nu efsanelerini görerek öğrenmeyi çok sevmektedir. Serüvenci kardeşler bu ilgilerini arkeolog olan anne ve babalarından almışlar. Ailece yaptıkları gezileri dostlarıyla da paylaşmak isteyen Peri ve Ege bakalım nerelere gitmişler, neler görmüşler ve bize neler anlatacaklar? İlk kitap 25 kısa bölümden oluşuyor. İkizlerin yolculuğu İnek Geçidi ile başlıyor. Nerede mi bu geçit? Nerede olacak, İstanbul’da elbet. Yabancıların “Bosphoros”dediği, bildiğimiz Boğaziçi. Ayçiçeği isimli yeni serüvenle Çanakkale’ye varıyoruz. Yüzünü hep güneşe dönen ayçiçeklerinin arasında koştururken bir efsane dinlemeye ne dersiniz? Ayçiçeklerinin efsanesini… Ama kitaptaki tüm efsaneleri birer birer anlatmaya kalkarsak yerimiz yetmez ki… Çünkü daha neler var neler... Örneğin; Ağlayan Kayalar’ı duymuş muydunuz ya da Şeytan Sofrasın’ı? Bintepeler nerededir? Gerçekten bin tane tepeden mi oluşur? Merak ettiniz, değil mi? En iyisi kitabın sayfalarında bir geziye çıkmak. Ligin Zirvesinde David Bedford / Çeviri: Ahu Erkıvanç / Resimler: Keith Brumpton/ Caretta Çocuk / Basım yılı: 2008 / 79s. /79 Kitabın yazarı, gerçekten bir futbol oyuncusu! Appleton FC ve Sankey Rangers takımlarında oynamış. Bu yüzden nerdeyse yazdığı bütün kitaplar futbol üstüne!. İlk kitap “Futbol Makinesi”nde Takım, ligde kalabilme savaşı veriyordu. Profesör Gertie, kazanmaları için birçok icat yapmıştı ama işe yaramıyordu… Bu kitapta ise Takım, ligin zirvesinde! Ancak bu kez Takım’ın içinde sorunlar çıkar. Oyuncular kavga eder ve kaleci görevini bırakıp gider. Son maç, lig şampiyonunu belirleyecektir ve Takım’ın kalecisi yoktur! Rita kaleye geçmeyi önerir ama belli ki bu konuda deneyimsizdir. Profesör Gartie’nin icatları da bir türlü işe yaramaz. Takım maçı kaybetmek üzeredir. Maç nasıl sonlanır? Takım arkadaşları birbirleriyle barışır mı? Ya Mark 1 kimdir? Futbola ilgi duyanların merakla okuyacakları bir dizi… ? Aytül AKAL Dünya Çocuklarına Merhaba Sevgili yazarlar ve yayınevleri, dünya dillerine çevrilmiş çocuk ve gençlik kitaplarınızı bize de haber verir misiniz? (iletişim: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com) Puf, Pufpuf, Cuf, Cufcuf ve Cino Sevim Ak, Resimler: Behiç Ak, Can Çocuk Yayınları, 2002 İlk basımını 1995’te Yapı Kredi Yayınları’nda yapan kitap, 2002’de Can Yayınlarında yeni baskısını yaptı. 2008’de Kore’de Prunsoop Yayınları tarafından yayımlandı ve Koreli okurlarıyla da buluştu. Kitabı Koreceye Nana Lee çevirmiş. Koreli ressamın adını okumak ise olanaksız! Prunsoop, babadan kızlarına geçen, geleneklerine bağlı 20 yıllık bir yayınevi ve Kore’in en iyi 10 yayınevi arasında. Anne kaz Puf ve Baba kaz Pufpuf’un çocukları olur: Cuf, Cufcuf ve Cino. Kazlar insanlar gibi konuşamasa da, onlar gibi düşünüp, onlar gibi yaşıyor olamazlar mı? Anne kazın, genç kızlığında tanıdığı ve gönlünü kaptırdığı yakışıklı sunu cunun peşinden gitmek için yollara düşmeyeceğini kim söyleyebilir? ? SAYFA 33