Katalog

YAYINEVİ PENCERESİ Aytül AKAL Enkidu Yayınları Bu hafta penceremizden Enkidu’nun kurucularından Zümrüt Alp bakıyor ayıneviniz, yayın dünyasında yeni. Ne zaman başladınız? Amacınız neydi? Yayınevimiz geçen yılın TÜYAP fuarı esnasında ilk 6 kitabı ile yayın hayatına girdi. Enkidu’nun temel amacı Türkiye’de çocuk kitapları alanına yeni bir soluk getirmek. Bunu delişmen hikâyeler ve resimler diye özetleyebiliriz. TÜYAP fuarı esnasında ve sonrasında gerek yayın dünyasından gerekse çocuklardan gördüğümüz ilgiden çok mutlu ve heyecanlıyız. Her bir kitabımıza yeni bir serüven gibi başlıyoruz ve iş bitene kadar çocuk bakış açısına, onların inceliğine yaklaşmak için kendi içimizde bir yolculuğa çıkıyoruz. Çocukların en önemli işinin oyun olduğunu unutmadan onlara bir şeyler yazıp çizmeye, hikâyelerimizi ablalık, abilik taslamadan anlatmaya çabalıyoruz. Okullarda ve şenliklerde yaptığımız atölyelerde çalışmalarımızı çocuklarla paylaşmaktan ve onlarla sıcak temas kurmaktan büyük keyif duyuyoruz. Çocukların kitaplarımızı okurken veya çizerlerimizle kendi cümlelerini boyarken ne kadar eğlendiklerini gördüğümüz zaman amacımıza ulaşmış gibi hissediyoruz kendimizi. Gelen metinlerle ya da resimlerle ilgili Y sorunlarınız oluyor mu? Kitaplarımızı kendi kurduğumuz ekip içinde hazırladığımız için büyük sürprizler yaşamıyoruz. En büyük sorun resimli kitap hazırlarken metinle resmin nasıl birleşeceği konusunda yaşanıyor. Resim metni ne derece içermeli, ne derece tamamlamalı? Buradaki dengeyi art direktörümüz ve bazen de tasarımcımız çizerle baş başa çalışarak kuruyorlar. En büyük sorulardan bir tanesi hangi hikâyenin hangi çizer tarafından resimleneceği sorusu. Bu konuda doğru kararı bulana kadar bazen bir hikâye çizer çizer dolaşabiliyor veya aylarca rafta bekleyebiliyor. Her çizerin çizgisinin ayrı bir atmosferi olduğu için ona en uygun hikâyeyi, hem de severek çizeceği bir hikâyeyi vermeye çalışıyoruz. Hikâye çizerle buluştuktan sonra kitap bazen çok kısa bir sürede bazen de çok sancılı bir süreçte çıkabiliyor. Böylece her kitabın ayrı bir hikâyesi oluşuyor. Yeni dosyalar, yeni yazarlar kabul ediyor musunuz? Yeni projelere yaklaşımınız nedir? Yeni projelere açığız. Yayınevimize gönderilen her hikâyeyi ve çizimi değerlendirmeye alıyoruz. Yayımlamayı reddedip de pişman olduğumuz bir dosya yok, bilakis devamını getirmek ve yayımlamak istediğimiz daha çok çalışmamız var. Her bir kitaba bir proje olarak yaklaşıyoruz. Bu proje bazen tek bir metin olabildiği gibi bazen etnolojik veya tarihsel bir araştırmayı temel alan bir metinler serisi de olabiliyor. Her bir projeyi onu kimlerle ve nasıl paylaşabiliriz, nasıl geliştirebiliriz, ne gibi ürünler ve aktivitelerle tamamlayabiliriz ve nasıl maksimum miktarda ço cuğa ulaştırabiliriz diye düşünerek planlıyoruz. Çocuk edebiyatına yaklaşımınız nedir? İnsan çocukken kendini sınırlamıyor. Her tür düşünceyi ve duyguyu doyasıya yaşıyor. Hayal gücünü kısıtlamıyor. Her şeyden önemlisi merak ve ilgi duyma kapasitesi ve yeni bir şeyle karşılaştığında sonsuz bir mutluluk yaşama becerisi var. Bu dönemde insanoğlunun kafası luzumsuz şeylerle uğraşmıyor, en temel varoluş sorularıyla meşgul. Çocuklar “Ben kimim?, evrende nasıl bir yer kaplıyorum?, yıldızlarla aramda ne kadar mesafe var?” gibi sorulara cevap arıyor. Etrafıyla en doğal sebeplerle kavga ediyor, en doğal ve fonksiyonel sebeplerle barışıyor ve hayatı kısa aralıklı ritimlere bölüyor, simetrik bir bütün olarak yaşıyorlar. Bunlar edebiyatın ve sanatın yeşermesi için mükemmel zeminler sunuyor aslında. Çocuk kitabında evrenin ve öte dünyanın, varlığın ve yokluğun felsefesini yapabilir, gündelik hayatın komedisini irdeleyebilir veya bir duygunun mesela bağlanmanın, korkunun, sınırlarını keşfe çıkabilirsiniz. Her kitapla yeni bir edebiyat yolculuğuna çıkmak mümkün. Bu işin keyfi de burada galiba. ? Mavisel YENER Cumhuriyet Çocuklarından Mektuplar Selin Başak Bıyıklı 11yaş ANKARA Okuduğum kitap: Annem Babam Okul Birincisi/Yazarı: Ekrem Güneş/ Yayınevi: TUDEM Okuduğum kitapta en çok sevdiğim karakter; Doğan Bey idi. Çünkü; Kızı Özlem için elinden geleni yapıyordu. Birazcık üstüne yüklense bile, ona bir şeyler öğretmek için çabalıyordu. Ama Özlem bunun farkında bile değildi. Bana en ilginç gelen bölüm, Özlem’in dışarı çıkmasına sadece 2 saat izin veren annesinin, sırf Özlem 15 dk. gecikti diye Özlem’i azarlamasıydı. En çok kafamın basmadığı yer, Özlem’e babasının o kadar çalıştırmasına rağmen sınavından düşük not almasıydı. Ilgın Oğuz 8 yaş İstanbul/ Özel Küçük Prens İlköğretim Okulu Ben Can Yayınları’ndan Eduard Uspenski’nin Fedor Amca kitabını çok beğendim. Çünkü 6 yaşındaki Fedor Amca’nın köydeki çiftlikte hayvanlarla yaşaması çok hoşuma gitti. Dilber, Uysal, Muço, Topaç, Kapkaççı Karga, Postacı Peçkin karakterleri çok güzeldi. En komik bölüm Kapkaççı Karga’nın Postacı Peçkin’i konuşarak bayıltmasıydı. Bir de Zeynep Cemali’nin Gün Işığı Kitaplığı’ndan Patenli Kız adlı çocuk romanını da çok severek dinledim annemden. Kitabın kahramanı duyma engelli Patenli Kız’ı çok beğendim. En çok beğendiğim bölüm Patenli Kız’ın doğum gününde postacının ona içinde paten olan hediye kutusu getirmesiydi. En çok duygulandığım şey ise Patenli Kız’ın duyma engelli olması. Sevgiler, saygılar. SELEN VATANSEVER 8 yaş İzmir Milli Eğitim Vakfı Özel İzmir İlköğretim Okulu Sizlere önereceğim kitap, bir çocuğun anneannesiyle geçirdiği maceralarını anlatıyor. O kitapta en çok sevdiğim kahraman küçük CUMHURİYET KİTAP SAYI 951 çocuktu. İlk okuduğumda irkildim. Böyle bir şey nasıl olabilirdi ki? Pek resim yoktu ama güzeldi. Bu kitabı merak ettiniz mi? Anneannem Bulutları Boyuyor. Muzaffer İzgü yazmış, Arsal İmer resimlemiş ve Bilgi Yayınevi yayımlamıştır. O günden sonra bulutları nasıl boyarım diye düşündüm. Ege AKILLI 8 yaş/ Özel İzmir SEV İlköğretim Okulu Son günlerde okuduğum, Büyülü Fener Yayınları’ndan, Ariel Dorfman’ın “Sivri Kulakların Başkaldırısı “ adlı kitabını çok beğendim. 2 kez arka arkaya okudum. Bu kitap şimdiye kadar okuduğum kitaplar içinde beni en çok heyecanlandıran kitap oldu. Bu kitapta ben en çok tavşanları ve yavru maymunu sevdim. Kitapta kurtlar tavşanların ülkesini işgal edip, onları ülkelerinden sürmeye, yok etmeye çalışıyorlar. Tavşanlar, her türlü baskıya karşın fotoğrafçı maymunun çektiği imparator kurdun fotoğraflarında ya kulaklarını, ya kuyruğunu ya da kendilerini göstererek burası bizim yurdumuz, istemeseniz de biz varız mesajı veriyorlar. Yavru maymun da bu toprakların gerçek sahipleri tavşanların resimlerini yasaklara rağmen babasından istemeye devam ediyor. Hikâyenin sonunda tavşanların tahtın ayaklarını kemirip, kral kurdu devirip, ülkelerini geri kazanmalarına çok sevindim. Ülkeleri işgal edilen herkes tahtın ayağını biraz kemirirse o tahtlar yıkılıp gider ve ülkeleri kurtulur. Doğa Çakmakçı 11 Yaş Antalya/ Ted Antalya Koleji Ben Nilay Yılmaz’dan “Meraklı Bir Somon Balığının Serüvenleri”adlı Çınar Çocuk Yayınları’nda bulunan kitabı okudum. Okuduğum kitapta en çok Meraklı karakterini sevdim. Çünkü; çok meraklı ve her şeyi çok çabuk anlıyor. Bilgi edinmeyi seviyor. Beni en çok düşündüren bölüm ise Dürbün’ün Meraklı’yı hemen yememesi idi. Çünkü; Dürbün çok açmış. Meraklı bir sözü sayesinde ikinci şansı elde etmesi idi. Bu öyküde bana alışılmadık gelen yer ise Uslu’nun somon balıklarını yememesi hatta sordukları sorulara bile yanıt vermesiydi. Çünkü; kediler balık yemeyi sever. Yazdığım mektuba yer ayıracağınız için teşekkür ederim. Damla Kiray 8 yaş/ MEV Özel İzmir İÖO Benim size önereceğim kitap İlk Adım Yayınları’ndan çıkan Zümrüt Şehir adlı kitaptır. Bu kitabın editörü Tuğba Öztürk, resimleyeni Emel Alp’tir. Bu kitapta anlatılan hikâye beni çok etkiledi. Kitabın bazı yerlerinde üzüldüm, bazı yerlerinde ise sevindim. Bu kitaptaki kahramanlar sahip olmak istedikleri değerlere gerçekte sahip olduklarının farkında değillerdi. Başlarından geçen maceralar sonunda aslında bu özelliklere sahip olduklarını fark ettiler. Büyücüye gittikleri zaman büyücü onlardan bir istekte bulundu. Onlar büyücünün isteğini yerine getirirken kendi özelliklerini öğrendiler. Hikâyenin sonunda herkes dileğine kavuştu. Ben de bu hikâyeden kendi özelliklerimizi çok iyi tanımamız gerektiğini öğrendim. Gökçesu Aydoğan 10 yaş Muğla/ Bodrum Okuduğum kitabın adı Polyanna.yazarı Eleanor H.Porter, Parıltı Yayınları’ndan çıkmış. Benim bu kitapta en çok beğendiğim kahraman Polyanna, çünkü; Polyanna her şeye mutlu olur, düşse canı acısa bile mutlu olacak bir şey bulur ve hoşgörülüdür. Bana kitapta en garip gelen kısım; Polyanna’nın teyzesi Polly Polyanna’ya neden kızıyor? Zeynep Akbağ 7 yaş BandırmaBalıkesir Ben Fatih Erdoğan’ın kitaplarını çok seviyorum. Çünkü onun kitaplarını okuması kolay ve resimleri çok güzel. Ben okumaya bu sene başladım. En çok Fatih Erdoğan’ın kitaplarını okumasını seviyorum. En çok da “Dedem Neden Güldü” adlı kitabı seviyorum. Çünkü diğer kitaplardan daha çok güldürüyor beni. Dede ve çocuğun birbirlerine sevgisi çok güzel. Dedenin içine kurbağa girmesi çok garip ama çok da komik. Gerçekte içimize kurbağa girse çok korkardık ama burada dede gülüyor, çocuk da bir türlü dedesinin neden güldüğünü anlamıyor. Mavibulut Yayınları’na teşekkür ederim. BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ, CUMHURİYET ÇOCUKLARININ ARMAĞANLARI YOLA KOYULMUŞ… Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? · Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? · Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? · Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel YenerAta Cad. Defne Sok. No:1 D1 Balçova, İzmir Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: [email protected] Anımsatma: * Mektubunuzda adresinizi, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. SAYFA 31