Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Stephan Gerlach’ın Türkiye Günlüğü (1573 1578) Tarihi aydınlatan notlar Stephan Gerlach’ın Günlüğü, Kitap Yayınevi’nin daha önce yayımladığı Sultanlar Kentine Yolculuk (1578 1581) da, bir başka Kutsal Roma Germen İmparatoru II. Rudolf’un (15761612) İstanbul’a gönderdiği elçilik heyetindeki Protestan vaiz Salomon Schweigger’in yapıtı olup Gerlach’ın günlüğünün devamı sayılabilir. ya’dan hareketle 18 Haziran’da Budin’de Osmanlı sınırlarına girdiğini; temmuzda Edirne’ye, 6 Ağustos’ta da “Bahçeler Kenti” İstanbul’a ulaştıklarını belirtiyor. Çemberlitaş’taki Elçi Hanı’nda konakladıklarından, İstanbul’a ilişkin günlüklerinin başında, bugün yerinde bir pasajla sinema salonlarının bulunduğu bu hanla ilgili, Busbecq’in ve Dernschwam’ın betimlemelerini tamamlayıcı ayrıntılar vardır. Barış görüşmelerinin uzaması nedeniyle 1576’daki Bursa ziyareti dışında, elçilik heyetinin beş yıl İstanbul’da kalması ve de günlük yazmayı usanmadan sürdürmesi, 16. yy. son çeyreğindeki İstanbul’u tanımak bakımından bir şans olmuştur. Mutaassıp bir Protestan vaizi olan Gerlach’ın Türklere ve Müslümanlara “hasım” gözüyle bakışı, kimi okurlarca farklı algılanabilecekse de; Hıristiyan toplumların töreleriyle ilgili açıklamaların çokluğunu da hoş görmek koşuluyla günlüğün hemen bütün sayfalarında, İstanbul’un semtleri, yapıları, kent halkı, azınlıklar, saraylar, ceza uygulamaları, ramazan ve bayramlar, padişahın (II.Selim) ölümü, oğlunun (III.Murad) cülusu, törenler, eğlenceler, infazlar vb. konularda, çoğunu ilk ? Necdet SAKAOĞLU K utsal Roma Germen İmparatoru Maximilian II (15641576) elçisi Kont David Ungnad’ın sefaret heyetinde “Protestan vaizi” olarak bulunan Stephan Gerlach (1546 – 1612), İstanbul’da bulunduğu beş yıl boyunca günlükaylık notlar tutmuş. Tarihimizin ışıksız kalmış kimi vakalarını aydınlatan bu notlar, başka kaynaklarda rastlanmayan ayrıntılar da içeriyor. Kitap Yayınevi’nin daha önce yayımladığı Sultanlar Kentine Yolculuk (1578 1581) da, bir başka Kutsal Roma Germen İmparatoru II. Rudolf’un (15761612) İstanbul’a gönderdiği elçilik heyetindeki Protestan vaiz Salomon Schweigger’in yapıtı olup Gerlach’ın günlüğünün devamı sayılabilir. Adı geçenler, vaiz olsalar da elçilik heyetlerindeki asıl görevlerinin, günlük yazmak olduğu; Gerlach’ın bu işi elçi Ungnad’ın direktifiyle üstlendiği, söz başlarında yinelediği “saygıdeğer efendim” hitabından anlaşılıyor. STEPHAN GERLACH DEDE... Yazarın torunu M. Samuel Gerlach, dedesinin el yazması notlarından “Stephan Gerlach Dedenin Günlüğü”nü hazırlayarak 1674’te Frankfurt’ta bastırmış. Neredeyse tamamı bizimle ve İstanbul’la ilgili bu Almanca eserin, 333 yıl sonra Türkçeye çevrilmesi; özgün yayınlara öncelik veren Kitap Yayınevi’nin bir başarısıdır. Çeviriye “önsöz” başlığı altında kapsamlı bir tanıtım makalesi yazan editör Prof. Dr. Kemal Beydilli, 1674’te Almanca yayımlanan eserin tamamının çevirisinin ilk Türkiye’de gerçekleştirildiğini belirtiyor. İlgili dipnotunda da Gerlach’ın günlüğünün bir tanıtımının 1894’te A. Mordman tarafından İstanbul’da yapıldığını, 50 sayfalık alıntıların 1895’te Bern’de; Macaristan’la ilgili bölümün 1856 ve 1986’da Budapeşte’de; Bulgaristan’a ilişkin bir bölümünün de 1976’da Sofya’da basıldığını açıklıyor. Sayın Beydilli, 29 Mayıs 1988’deki Tarih Boyunca İstanbul Semineri’nde sunduğu “Stephan Gerlach’ın Ruznâmesinde İstanbul” bildirisinin ayrıbasımı dışında, bu önemli eserin şimdiye kadar çağdaş ve mükerrer yayınlarının olmadığını da vurguluyor. S. Gerlach, günlüğünün başında, elçilik heyetinin Nisan 1573’te AlmanSAYFA 6 “Murad’ın (III.) eşi (Safiye Sultan) Moldavya voyvodası Peter’in kızıdır. Murad Anadolu’ya geçtiği zaman annesi Nurubânu) ona bu cariyeyi armağan etmişti” “Patrik, Karamania (Fatih’te semt) denilen bir yerde ayin düzenledi. Buranın halkı Rumların dininden olmakla beraber Türkçe konuşuyor ve hiç Rumca bilmiyor ya da çok az biliyor. Çok güzel bir kiliseleri var: Aziz Konstantin Kilisesi.” (s.307) “Karaman sokağından geçtik. Burada oturanlar Karaman bölgesinden geldikleri için, sokağa bu isim verilmiş. (…) Bu sokakta çok bakımlı bahçeler içinde büyük, güzel evler var.” (sf. 328) “Padişah (III.Murad) bahçelerinde yetiştirilen meyveleri ve sarayda pişirilen pirinç yemeklerini (pilav) acemioğlanlara verip kentin sokaklarında halka sattırıyor. Her yıl bundan binlerce duka gelir elde ediyor.” (sf.509) “Konstntinopolis kenti çeşitli mahallelere bölünmüş ve her mahallede belli sayıda ev ve insan bulunuyor. Bunlar da gene belli camilerin cemaatini oluşturuyor. Türklere ait her caminin bir din adamı, yani imamı var ve bu imam, cemaatte herkes tanıyor. Aynı şekilde Hıristiyanlar da kiliselere göre bölüştürülmüşler (…) Kiliselerin de kendilerine özgü protopapas denilen din adamı var (…) Yahudilerin okulları ve ibadet evleri de böyle bölgelere ayrılmış durumda.”(sf. 600) “…Bazı adamlar kentin sokaklarında dolaşarak demir bir şişe geçirdikleri kızarmış et parçalarını satarlar. Bunların peşinden bir sürü kedi köpek gelir. Kent halkı bu etlerden satın alıp hayvanları besler. Bazı kimseler de bir akçe veya birkaç mangır karşılığında et ya da iç organları satın alarak damlarında gezen kedilerin, sokak köpeklerinin önlerine atarlar, hatta havadaki kuşları bile beslerler” (sf. 663) Tarihin kılcal damarları diyebileceğimiz “ayrıntı haberler”e meraklı, kitaplıklarını evladiyelik eserlerle zenginleştirmek isteyen okurlara Gerlach’ın, Schweigger’in, Tavernier’in kitaplarını mutlaka edinmelerini öneririz. ? Türkiye Günlüğü II cilt/ Stepha nGerlach/ Çeviren: Türkis Noyan/ Kitap Yayınevi/ 498 s. KİTAP SAYI 939 Stephan Gerlach kez öğreneceğimiz yüzlerce bilgi ve ayrıntı vardır. YÜZLERCE BİLGİ VE AYRINTI Örnekler verelim: “…Padişahın (II. Selim) Korfulu eşi (Nurubânu Sultan) 20 arabalık bir kafile halinde bulunduğumuz hanın önünden geçti. Kadın sultanın arabasında özel bir süsleme yoktu. Diğer arabalar gibi kırmızı kumaşla örtülüydü, sadece çivi başları altın kaplamalıydı. (sf.91) “…Piyale Paşa, Sultan Selim’in damadıdır. Aslen Macar olup Tolna’da bir kunduracının oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Paşalar arasında en ufak tefek ve en gösterişsiz olanı odur. Bu yaşlı adam vaktiyle Türkler Tolna’yı zapt ettiklerinde esir alınmış…” (sf. 103) Kanunî’nin torunu, II. Selim’in kızı Gevherimüluk Sultanın, Macar kunduracının oğluyla evlenişine herhangi bir yorum getirmeyen Gerlach, pek çok kez andığı Sokollu için: “Mehmed Paşa, padişahtan sonra gelen en önemli yöneticidir.(…) Hırvatistan’dan gelme yaşlı, uzun boylu iri yarı bir adamdır. Padişahın kızıyla (Esmihân Sultan) evlenmiştir. (…) çok sağlam, saray gibi bir taş evde yaşar. Bu evdeki küçük hücrelerde kendi özel esirlerini barındırır” (sf.105) diyor. Bizim tarihlerimizde, ölümü sarhoşluğuna, hamamda düşmesine bağlanan II. Selim için: “Ölüm sebebi, çok fazla koyun sucuğu yedikten sonra üstüne aşırı su içmiş olmasıymış(…) İki kez kalp sektesi geçirmiş. Hekimler kanının çok fazla olduğunu söyleyip hacamat yaptırmasını salık vermişler.(…) Moritanyalı hekimi buna karşı çıkmış. Neticede kalbi kan içinde boğulmuş.(…) Edirne’de yaptırdığı olağanüstü güzellikteki (Selimiye) camii ölümünden iki ay önce çöktü(?)” diyor .(s. 159160) Şu haberler de ilginç veya şaşırtıcıdır: Stephan Gerlach’ın günlüğünden... Gerlach’ın bu işi elçi Ungnad’ın direktifiyle üstlendiği günlükte yinelenen “saygıdeğer efendim” hitabından anlaşılıyor. CUMHURİYET