Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dudakların yeni bir şarkıya başlarsa eğer Denize, fırtınaya, güneşe teşekkürler Çünkü gözlerin düşlerle dolu Ve alnın düşüncelerle ağır… Cevat ÇAPAN Şiir Atlası Mascha Kaleko/ Şiirler/ Çeviren: Arife Kalender SONBAHARMELANKOLİ Bahçem yok ki Güllerim solsun. İçinde ekim rüzgârları ağlayan evim yok.. Kapkaranlık bulutlar çünkü baktığım gökyüzüdür nadiren. Amacım parlak yıldızlar değil Küçük bir gaz lambası beni teselli eder. Mutluluk şaşırtmaz, küstürmez beklentiler. Sonbahar acıtmaz beni, Olmayan bahçede solmaz güller… GENÇLİK AŞKI Bütün gece yağdı. Günümün iyi geçmeyeceğini söyledi algılarım Öğlen bir adam geldi vergi dairesinden, Akşam sana rastladım. Değişmişsin. Tanıyamazdım söylemesen. İyimserliğim dinlenmeye çekildi Öğreneceklerimi çoktan öğrendim gündüzlerden. Sürdürdüğüm ne?.. Çok şey değil Salak salak küçük ödevlerle yürümek. Naftalinleyip kaldırdım hayallerimi. Çıktım kendimden, yalnızca rüyalarım bana yapışık… Mutlu olup olmadığımı soruyorsun, Aşık oldum mu, neler oldu hayatımda… Ben hiç sormuyorum. Bakışların anlatıyor Bir zamanlar vardım… Gerisi ölen şeyler… Bugün vergi memurusun iki çocuklu, Sade yaşamın çerçeveli, sıradan. Değişik arzuların vardı eskiden; Şimdi dingin yaşamın uyumlu. Görüyorum seni, geçen güzel yılları, Zamanın kaydığını parmaklarımızın arasından. Uzun süre büyüyemedim ben. Olağanüstü şeylere inanmazdım zaten. Ne kalmışsa büyük düşlerimizden, Şimdi kırık dökük örselenmiş. Tanrının yorgunluğunu düşünüyorum da: Ne çabuk öğütüyor her şeyi ömrümüzden… KENDİMLE KONUŞMALAR Büyük bir tımarhanesi İki üç doktoru ve küçük kilisesiyle Fısıltılı dedikoduların dolaştığı bu ufak şehirde Doğalı uzun zaman olmadı ‘Hayır’ sözcüğünü sık duydu çocukluğum Anadan doğma değildi şanslı. Geriye dönüp tüm zamanları düşünürüm; Asla istemem çocuğumun bunları yaşamasını. Son dünya savaşında sekizindeydim Bay May, devlet okulunun müdürü On iki yaşına geldiğimde hâlâ düşünüyordum Savaşlar bitmiş olsaydı, barış her yerde görülürdü İki öğretmen beni çabucak keşfettiler Uzaklaştırılmam uygun düştü amaçlarına ‘İşten atma’ sözü, ki bunu biz hiç kullanmadık İşler öğrendiğimiz her şeyin tersine döndü Atıldığım sırada öğretmen notlarımdan konuşuyordu Gençlik ve etik algılama düzeyinden Yeniden yaşama atılmak zorundaydık, anlamı buydu Ama benim atıldığım yer sadece bir büroydu Sekiz saat resmi işlemler Ve en az ücret Bazı akşamlar şiir yazıyordum (Babam şiirimin olmadığını söylüyordu) Güzel bir günde dolaşıyorum Renkli ülke haritaları üstünde kurşunkalem çizikleri Yağmurlu günlerin suskunluğu içinde bekliyorum Güya bir ara bana da uğrayacakmış mutluluk...? CUMHURİYET KİTAP SAYI 939 ‘Büyüdüm. Masallar bana çiçek açtırmıyor.’ 1 907 yılında Polonya’da doğan Mascha Kaleko, orta ve yükseköğrenimini Berlin’de görür. 1930 yılında, aynı şehirde haftada bir yayımlanan, kültür ve magazin gazetesi ‘Vossische Zeitung’da çalışmaya başlar. Burada “Berlin Günlüğü” sayfasında yıllarca şiirleri yayımlanır ve ünü hızla ülke sınırlarını aşar. 1931 yılında ilk kocası Saul Kaleko’yla evlenerek onun soyadını alır. Hitler yönetimi sırasında Yahudi olduğu için kariyeri biter. 1938 yılından itibaren, orkestra şefi ve besteci olan ikinci kocası Chemjo Vinaver ve oğlu Steven ile New York’a taşınarak orada yaşamaya başlar. 1946 yılında yeniden Almanca olarak “Çağdaşlar için dizeler” adlı kitabını yayımlatır. Hermann Hesse, Thomas Mann, Alfred Polgar ve Erich Kastner şairi öven yazılar yazarlar. Erich Kastner iğneleyici üslubuyla olsa bile Kaleko’nun: Sevecenliğini, şiir örgüsündeki ustalığını, kıtaları birbirine bağlamadaki becerisini, kendine özgü esprisini, romantik ironisini, duygusallığını övgüyle yâd eder ve Kaleko’nun sivri politik görüşünü şiirinin müziğinde harmanladığını söyler. Mascha Kaleko şiirinin yalınlığı, eğlenceli söylemi, yaşamın ve halkın içinde oluşu, anlaşılırlığı neredeyse 196070 yılları arasında yaygın bir şiir anlayışını getirir. Bu nedenle genç şairlerle Kaleko kuşağı ciddi anlamda kapışırlar. 1956 yılında yeniden Alman kitap dünyasına dönen Kaleko; Berlin Güzel Sanatlar Akademisi Fontane Ödülü’nü; seçici kurulda yer alan ve bir Nazi olan Hans Egon Holthusen yüzünden geri çevirir ve bundan sonraki ödülleri de kabul etmez… “Steno Lirikleri”, “Şarkım Devam Ediyor”, “Aşk Şiirleri”, “Kendi Kendimle Konuşmalar” şairin en çok bilinen kitaplarıdır. Almanya’nın tanınmış şairlerinden birisi olan Mascha Kaleko, 21 Ocak 1975 yılında Zürich’te yaşama veda eder. BABA EVİNDE GENÇLİK ZAMANI Büyüdüm. Masallar bana çiçek açtırmıyor. Çoktan beri kendime ‘Siz’ diyorum. Yalnız ara sıra hala, tenha günlerimde, Çocukluğum gizlice ziyaretime geliyor.. BÜTÜN ANNELER Bütün anneler bir zamanlar küçüktüler Çocuklar buna akıl erdiremez. Büyüdükçe ayakkabı numaraları, Analar ara sıra hüzne düşer. Gençler yeni geçitler arar yollarda Yalnız kalır sonra anneler Bir gün büyür bütün çocuklar, Anneler buna akıl erdiremez. Küçük kız renklerle kayıp gider, Daha dün oynadığı ana kucağından, Oğul, dünyayı dolaşmak zorunda mısın sen? Bir dönem aynı şeyi yapmıştı anneler. Günün birinde boşalacak bütün odalar. Çıplak masa, yetim ve dilsiz bahçe. Döşemeler gıcırdar… Anneler susup, bekler Uzaklardan bir mektup gelir ara sıra. Yıldız söner. Saklanan tüm güzellikler Yaşaran gözlerden denize düşer. GECEYE ŞARKI Sonunda gün bitti, Çoktan sustu dört duvar, Ağaçlar gölgelere gizlendi. Bizi geceye bırak kavuşalım Nasıl olsa kalp kalbi bulacak. Solgun yelkenli üstünde yüzüyor düş. Sadece yakınında iz sürüyorum. Sana kötülük gelmesin diye, Böylece dualarım gerçek olacak. Karanlık gece kaygıları, Çoktan tükenmiş, dağılmışlar, Parmaklarına değip uzaklaşarak Usulca havalanıyor gümüş kanatlarıyla, Kırmızı bulut kümelerinden Gecikmiş akşam rüzgârları. Bırak içinde bizi melekler gözlesin İnanç güvencesiyle ...Umutlu bir çocuk olarak. KÜÇÜK BİR AŞK ŞARKISI Çünkü gözlerin düşlerle dolu, Ve alnın düşüncelerle ağır, Bırak bir çocuk gibi avutayım seni Son yıldız sönerken ninniler uyutacak. Güneşi çağırıyorum, denizi, rüzgârı, Sana berrak bir yaz günü hediye etmek için, Ve en güzel düşleri gerçekleştirmek, Çünkü bulutlarla dolu gecelerin. Ç.N.: Almanya’da hâlâ yayımlanan ‘Voss’ ve ‘Berliner Zeitung’ şaire her fırsatta geniş yer vermekte, kitaplarının yeni baskıları tanıtılmaktadır. (VossWinter 2004 Berliner Zeitung 07.06 2007) SAYFA 26