22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? de en önemli özelliğinden) daha söz etmek gerekiyor; son dönemde arka arkaya yayınlanan AKP ile ilgili kitaplardan farkı... Kuşkusuz diğer kitaplar da çok önemli bir boşluğu dolduruyor. Ancak, bu kitapların çoğu AKP’nin iktidar pratiğini izleyen, örneğin yolsuzluklarını açığa çıkaran çalışmalar. Oysa, AKP’nin kuruluş serüveninin arka planı; ideolojik, kültürel, sınıfsal ve tarihsel kaynakları; yeni liberal, yeni muhafazakâr ve postmodern akımlarla ilişkileri; küreselleşme süreçlerine neden ve nasıl eklemlendiği; tarihsel hedefleri, sağ ve sol liberal aydınlarla ilişkileri ve çelişkileri, günlük gazete değerlendirmelerini aşan düzeyde yeterince incelenip analiz edilmiş değildi. İşte, “Bir ABD Projesi Olarak AKP” kitabı bunu yapıyor. Ancak, kitap sadece teorik analizlerden oluşmuyor; özel bilgi, belge ve enformasyon da içeriyor. Gündelik haber ve bilgi akışı içinde üzerinde yeterince duramadığımız, bağlamına oturtamadığımız, arka planında ne olduğu konusunda kafa yormaya vakit bulamadığımız ya da ulaşamadığımız bir çok olgu, bilgi, belge ve haberin ustalıklı bir değerlendirme ve kurgu ile birleştirildiği bir çalışma çıkmış ortaya. Kitap, aslında farklı tarihlerde yazılmış makalelerin yeniden üzerinde çalışılıp güncelleştirilerek tematik birlik içinde bir araya getirilmesinden oluşuyor. Böyle olmasına karşın, benzerlerinden temel bir farklılıkla, kitap tam bir bütünlüğe sahip. Bu nedenle yeni bir çalışmayla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Türkiye bir çatışmaya mı sürükleniyor? Yanardağ, Türkiye’nin “hızla bir kırılma noktasına doğru ilerlediğini” düşünüyor. Ülke ve toplumun “yön duygusunu kaybetmiş” olduğunu da belirten yazar, “Türkiye’nin 80 yılı aşkın ‘cumhuriyet birikimi’ ile ki pozitif ya da negatif bir anlam yüklemeden bir durum tespiti olarak söz ediyorum geleceği arasında bir gerilim yaşanıyor” diyor ve ekliyor; “Türkiye’nin 21. yüzyılda nasıl bir ülke olacağını ve nasıl bir rota izleyeceğini ‘kimse’ bilemiyor.” İşte bu belirsizliğin yarattığı gerilim giderek bütün toplumu sarıyor. Bu nedenle Yanardağ, “Toplumsal fay hatlarında biriken bu gerilimin çatışma üretme potansiyelinin her geçen gün arttığına” dikkat çekiyor. Önemli tespit; yeni fetret dönemi Yazar, “Egemen sınıflar bloğunda (Türkiye elitinde) yaşanan yön ve program farklılaşmasının ülkenin birleştirici çimentosunda yarattığı çatlağın büyüdüğüne” de işaret ederek, toplumun çözülmeye başladığını ileri sürüyor. Yanardağ şu önemli tespiti yapıyor: “Küreselleşme diye kodlanan yeni emperyalizm çağında neoliberal politikaların altında ezilen ve entelCUMHURİYET KİTAP SAYI lektüel alanda postmodern bir felsefi kuşatma altına alınan insanlar dinsel, etnik, yerel ve kültürel kimliklerine iade edilmek isteniyor. Ülke bir ‘fetret’ döneminden geçiyor.” Yazar, Türkiye’nin iki hegemonik gücünden biri olan ve ülkeyi düşük yoğunluklu bir islamizasyon projesine (ılımlı İslam) tabi tutmaya çalışan AKP’nin, “Washington’da tasarlanan Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin stratejik bir yan ürünü olarak ortaya çıktığını” belirtiyor. Bu tezini, hem teorik olarak temellendiriyor hem de ortaya çok sayıda kanıt koyuyor. Yanardağ, çok önemli bir başka tespiti ve/veya değerlendirmeyi de şöyle yapıyor: “Bütün iktidarı isteyen ve ılımlı da olsa Batı’nın ve ABD’nin desteğinde İslami bir rejim kurmaya yönelen AKP; Türkiye’yi, Cumhuriyet’in başlangıç ilkeleriyle ılımlı İslam programı arasında bir ortalama almaya zorluyor. Ülke, örtülü bir darbe sürecinin içinden geçiyor.” İktidar gücünü ABD ve AB’den alan parti AKP’nin “Gücünü, kendisini iktidara taşıyan iç dinamiklerden çok, Batı’dan, ABD’den, daha kapsayıcı bir kavramla emperyalizmden aldığını” belirten yazar, bir anlamda bize 2000’ler Türkiyesi’nin de öyküsünü anlatıyor. Yanardağ, kitaba yazdığı önsözde, kendi çalışması hakkında şunları söylüyor: “Batı’ya yaslanarak iktidar alanını genişletme stratejisi izleyen AKP’yi ortaya çıkaran ekonomik, tarihsel, toplumsal ve uluslararası koşullar; bu partinin ideolojikpolitik kaynakları; örgütsel yapılanması; entelektüel ortamda yaşanan liberal kirlenme; TürkiyeAvrupa Birliği ilişkileri; AKP, AB ve küreselleşme karşısında aydınların ve solun tutumu; toplumsal ve entelektüel planda yaşanan akıl tutulması; aydın ihaneti; türban tartışması üzerinden yürütülen kuşatma; BOP/GOP ve AKP, ılımlı İslam siyaseti, Amerikan yeni muhafazakârları (neocon’lar) ile AKP arasındaki derin bağlar bu kitabın belli başlı temaları arasında yer alıyor.” Bitirirken, bu kitabı önemli yapan bir başka boyutuna daha değinmek istiyorum; çalışmada solun farklı kesimlerinin (esas olarak sosyalistlerin) AKP olgusu karşısında aldığı tutumun da bir eleştirisi yapılıyor. Türkiye elitinde ortaya çıkan yön ve program farklılaşmasının bir ürünü olan iki ayrı hegemonik güç karşısında, solun bağımsız tutum oluşturma sorununa işaret ediliyor. Merdan Yanardağ’ın yeni kitabını ilgili bütün okurlara şiddetle öneririm. ? Bir ABD Projesi Olarak AKP/ Merdan Yanardağ/ Siyah Beyaz Yayınları/ Mayıs 2007 İstanbul/ 2. Baskı/ 155 s. 915 SAYFA 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle