29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? ‘KİMSE OKUMAK ZORUNDA DEĞİL’ Klasik sorudur ama sormadan olmaz. Kitap okumuyoruz, neden? Avrupa da bizden beter, popülizme kaydı kayıyor. Doğru ama kimse her şeyi ya da belli şeyleri okumak zorunda da değil. Okurlarsa onlar için iyi ama mecbur değiller. Bunu söyleyince de kıyamet kopuyor, bu konuda fanatik değilim çünkü. Okumak her zaman küçük bir azınlık içindir dediniz mi? Şöyle, bir insan yazar veya okur olarak doğmaz, bu zorla da olmaz. Ayrıca hiç okuma yazma bilmeyen ne olacak? Benim anne ve babam okuma yazma bilmiyordu. Dünyayı anlamak için sadece kitap okunması gerekmiyor. Önemlidir ama tek şart değildir. Ya Nobel? Nobel bir piyango gibidir, her zaman hak eden başkaları da mutlaka vardır, dolayısıyla Nobel piyangosu bana da vurduğu için memnunum. ‘HER ŞEY YAVAŞ YAVAŞ KÖKLEŞİR MESELA TÜRK KORKUSU...” Tarih tutkunuz... Yapıtlarınızda da hayli önde malum. Tarih ile bu yakın temasınız size neler kattı? Muhalif kimliğinizin gelişimindeki rolü, aydın bakışındaki yeri nedir? Hayatımın özellikle bir döneminde tarih ile çok yoğun ilgilendim. Tarih denemeleri okuyarak başladım, okuyarak, yazarak, yavaş yavaş içine girerek daha sonra tarih bir element olmaktan çıktı, artık yazılarımın bir parçası haline geldi. Ve ardından alegorik yaklaşımlarla, metaforlarla bu tarih bilgimi ro manlarımda doğrudan yansıtmaya başladım. Torino'da verdiğim bir konferansta şöyle demiştim: Tarihi bir heykelin esas maddesi taştır fakat yüzeyde kalan odur, onun derinine inmek için o taşı bilmek gerekir. Tözden öze geçmek gerekir. Bende de böyle oldu, tarih bir araçken amaç oldu. Tarihe gereken önemi daima vermişimdir, yorumlara asla bakmam, mutlaka ilk elden kaynaklara, dokümanlara başvururum, arşivlerde bolca vakit geçiririm. Bilirim ki her şey yavaş yavaş kökleşir. Mesela tarihte, sizden bir örnek vermek gerekirse Türk korkusu da böyledir. Peki siz korkuyor musunuz Türklerden? Yo hayır. (gülüyoruz) Ne olursa olsun hayatım boyunca bir uyum, bir tutarlılık içinde olduğumu düşünürüm. Çok büyük gerilimler geçirmeme rağmen o tutarlılık her zaman sürdü, zaman içinde bunu gördüm. Bunu da o yavaş özümseme sürecine ve ilk elden araştırma disiplinime borçluyum. “YAŞLI OLMAK İLGİNÇTİR’ Son kitabınız "Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş"ta yaşlılık ön planda... Evet ölüm ve yaşlılık… Kanıksadıklarımız ve ardımızda bıraktıklarımıza alegoridir. Yaşlı olmak halini anlatıyorum. Yaşlı olmak ilginçtir, ideal bir roman konusudur. Yaşlılarla aram iyidir, en iyi tanıdığım yaşlı da kendimim. Siz de varsınız öyleyse kitapta? Her yaşlı kadar varım. ? [email protected] Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş/ José Saramago/ Çeviren: Mehmet Necati Kutlu / Can Yayınları/ 156 s. Gerçekle kolkola bir hayal gücü, sevecenlik, ironi, bolca hümanizm, az biraz komünizm, değişen dünyaya ve yaşama dair hayli farkındalık, din konusunu bir tamam aşmışlık, hani hafiften kafaya bile alma ve elbette tam doz olağanüstü bir yetenek Jose Saramago.Yukarıda Gamze Akdemir’le birlikte... CUMHURİYET KİTAP SAYI 902 SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle