Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? ret hayatı süren, kafesler arkasında sıkıntıdan patlayan” ve de “kocalarını aldatan” ifadeleri kullanır. İstanbul'u “akıl almaz zevklerin en iyi yaşanacağı ortam” olarak yansıtır. Oysa G. Baldıran'a göre o dönemler İstanbul, hiç de böylesi arzuları tatmin edecek bir mekân değildir. Loti'nin geleneksel oryantalist söyleme uyan bir ifadeyle, orada yaşayan kadınların önüne gelen ilk erkeğin kollarına atılacak kadar sadakat zaafı gösteren tipler olduğunu söylemesi, cinselliği öne çıkarması; Batılı okuyucuyu alışageldiği Doğu imgesi konusunda kuşkuya düşürmeme ve kitabın satış gücünü artırma hesapları olarak değerlendirilir. Galip Baldıran 'Pierre Loti ve Oryantalist Söylem' adlı araştırmasında, 'Pierre Loti'nin yapıtlarında ortaya çıkan ve o dönemde olması mümkün olmayan daha birçok çelişkili “oryantalist söyleme” dikkat çekmiştir. Ayrıca Baldıran, çağdaşı olan birçok yazar ve gezgin gibi Pierre Loti'nin de her şeyden önce Doğu toplumlarının “tembel” ve “edilgen” olduğu imgesini yaratmak istediği saptamasını yapmaktadır. KOLONİLEŞTİRME İŞLEMİ Burada Edward Said ve başka konu uzmanlarının bir yorumuna dikkat çekmekte yarar vardır. Edward Said'e göre sömürgecilik için en büyük kültürel zemini, Batılı yazarlar tarafından sürekli yinelenen bu türden oryantalist söylemler hazırlamıştır. Said, Avrupa dışındaki kültürlere değersiz gözüyle bakmasını ve bu kültürlere değişmez kusurlar atfetmesini 19. yüzyıl “Oryantalizminin” en büyük kusuru olarak gösterir. 19. yüzyılda “sanayileşme” alanındaki büyük atılımlar sonucunda Avrupalı her yönden kendini ve Avrupa'daki hemen her şeyi “ötekinin” sahip olduğu özellikler bakımından üstün saymaya başlar. Kendini üstün sayan bazı Avrupa ülkeleri zamanla “ötekini” oryantalist söylemlerle küçümsemeye başlar ve bunun doğal türevi olarak da dünyayı sömürgeleştirme arzusu belirir. 19. yüzyılın ortalarında İngiltere ve Fransa 'Doğu' ülkelerinin sistemli bir şekilde kolonileştirilmesi işlemine başlar. Fransa 1830 yılında Cezayir'i sömürgeleştirir. Oryantalistler, Doğulu insanı gerçek insan olarak görmemişler ve onları “edilgen” ve “tembel” olarak tanımlamışlardır. Böylece Doğu nimetlerinin kullanım hakkını onlara layık görmeme gerekçesini oluşturmuşlardır. Doğu'ya gidenlerin bir kısmı casus olarak çalışmış, bilgi birikimlerini Batı'nın Doğu'ya biçtiği oryantalist söylemlere kanalize ederek, Doğu'nun sömürgeleştirilmesine gerekli zemini hazırlamışlardır. Oryantalizm kapsamında yapılan araştırmaların amacı, Doğu ülkelerini izleyip, gözlemleyerek eksik ve artılarını saptamak ve yönetim boşlukları ve kargaşaların görüldüğü ülkelerde de mevcut duruma el koymaktır. Amaç farklı kültürü anlamaya çalışmak değildir. Bilakis ona olumsuz değerler yüklenir, küçümsenir ve de böylece kendi kendine yabancılaştırılmak suretiyle zayıflatılmaya çalışılır. 19. yüzyılda Osmanlı topraklarının sömürgeleştirilmesi de öncelikle İngiltere ve Fransa'nın planları arasında yer almıştır. Birçok araştırmacıya göre, 19. yüzyılda Batı Avrupa ülkelerinin ve Almanya'nın da tüm Doğu ülkelerinin ve Osmanlı Devleti'nin insanı ve yöneCUMHURİYET KİTAP SAYI tim yapısı ile ilgili topladıkları bilgiler, bu ülkelerde etki ve nüfuzu sağlamak isteyen ülkelerin bir durum saptaması anlamına geliyordu. Bu durum, 19. yüzyılda Doğu ile ilgili geliştirilen imgelerin her şeyden çok da bu amaca hizmet etmiş olabileceğini akla getiriyor. Bu nedenle Pierre Loti ve 19. yüzyılda Doğu toprakları ve insanlarını konu edinen diğer Avrupalı yazarların yazı ve yapıtlarının Doğu ve Türk imgeleri açısından irdelenmesi, Türkiye'nin Avrupalı kimliğini pekiştirmesi ve bu yönde önünü görebilmesi açısından önem taşımaktadır. Galip Baldıran, inceleme eserin daha başında Loti'nin romanı “Aziyade”nin yayımlanmasından bu yana 100 seneden fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, sadece Fransa'da değil tüm dünyada hâlâ basılıyor olmasının, üzerine tezler yazılmasının sebebinin birbirini seven iki kişinin sıradan öykülerinin olmadığını şu sözlerle dile getiriyor: “Loti'nin buradaki yeteneği aslında sıradan bir öyküyü aktarırken, Batılı’nın gözünde her zaman gizemini koruyan, kapalı bir toplum olmanın yanında, zaman zaman “barbarlıkla” suçlanan savaşçı bir ulusun, sönmekte olan bir imparatorluğun çoğu zaman bilinmeyen ya da önyargıyla aktarılan yönlerini, alışılmışın dışında bir yöntemle kaleme almasıdır.” Baldıran, bunun devamında alışılmışın dışındaki bu tarzın “mektup roman” (“roman epistolaire”) olduğunu da açıklamaktadır. Bu sözler, yazınsal yapıtların tarihsel süreçler boyunca güncelliğini koruyabilecekleri ve dolayısıyla de imge yaratma güçlerinin eksilmeden devam edeceğini göstermektedir. Bu nedenle öncelikle yazınsal yazı ve yapıtlardaki imge ve önyargıların bilimsel irdelenmesi önem taşımaktadır. Konuya ilgi duyan Türk okuru, 'Pierre Loti ve Oryantalist Söylem' adlı kitapta, Pierre Loti'nin Türk kültürüne çok yönlü bakış açıları ile Galip Baldıran'ın başka özgün yorumlarını da bulacak ve çok şey öğrenecektir. ? (*) Doç.Dr. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Pierre Loti ve Oryantalist Söylem,/ Galip Baldıran/ Konya 2005: Çizgi Kitapevi Yayınları/ 134 s. (1) Akpınar Dellal, N., “Türk Sorunu, AsyaAvrupa Ekseninde Türkler”, İstanbul 2006: Büke Yayınları, 315 s. (2)Türkiye Cumhuriyeti, yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde kurulmuş olmakla birlikte, Avrupalılar, yüzyıllardır bugünkü Türkiye Cumhuriyeti topraklarını “Türkiye”, içinde yaşayan halkı “Türkler” ve Osmanlı Devleti'ni de “Türk İmparatorluğu” olarak adlandırmaktaydılar. (3) http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=681; Kerman, Zeynep, Pıerre Lotı' Nin Basınımızdaki Serüveni, içinde: HYPERLINK "http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx" http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx; Mennan, Zeynep, Türkiye'de Olumsuz Pierre Loti Eleştirileri, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2003 / Cilt: 20 / Sayı: 2 / ss.3140 (4)Akpınar Dellal, N., a.g.y., İstanbul 2006 902 SAYFA 19