29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Ege’de Kurtuluş Savaşı Başlarken/ Nurdoğan Taçaları/ Bilgi Yayınevi/ 310 s. “İzmir Müdafaai Hukuk Osmaniye Cemiyeti’nin kurucusu ve en faal üyesi olup daima onun başında bulunan Halit Moralı ile görüşen ve onun anılarını uzun uzadıya, ayrıntıları ile nakleden gazeteciyazar Nurdoğan Taçalan, eserinde Halit Moralı’dan, Hasan Tahsin evinde öldürülmüştür yolunda bir söz duyduğunu asla söylemiyor. Halbuki Halit Moralı’nın bu yolda sağlam bir bilgisi olsa idi, bu kadar önemli bir bilgiyi Taçalan’a nakletmemesi, yahut nakletmiş ise Taçalan’ın bundan söz etmemesi düşünülemez. Taçalan, tam tersine ilk kurşunu Hasan Tahsin’in attığını eserinde tereddütsüz kabullenmekte; hatta bir cümlesinde, Moralızade Halit Bey, Hasan Tahsin tabancasını ateşlediği sırada, Vilayet Binası’nın Askeri Kıraathane’ye bakan köşesinde duruyordu demektedir” diyor Prof. Dr. Bilge Umar. bu kitapta Nurdoğan Taçalan, Kurtuluş Savaşı sırasında Ege’de verilen mücadeleyi anlatıyor. 11. Yazıt/ Wilbur Smith/ Çeviren: Pınar Öcal/ Altın Kitaplar/ 640 s. Korkunç bir veba salgını Mısır halkını kırıp geçirmiş, krallık perişan olmuştur. Ülkenin üzerine bir kara bulut gibi çöken lanet, Nil’in kurumasıyla son darbesini de indirmiştir. Mısır’da tüm nehirler çekilmiş, topraklar kuruyup kuraklaşmıştır. Afrika’nın el değmemiş topraklarında ise felaket dolu olaylar meydana gelmektedir. Umutsuzluk içinde kıvranan Firavun Nefer Seti, yaşadıkları tüm bu felaketlere ancak Taita’nın çözüm bulacağına inanır. Bu yüzden onu Nil’in kaynağına gönderir. Fakat, bu gizemli topraklarda Büyücüler Kralı’nı nasıl bir düşmanın beklediğini hiç kimse bilmemektedir. Bütün umutları sırtında taşıyan Taita, bu ağır yükün altından kalkmak için, kendisini bekleyen kötülükler karşısında neler yapabilecektir?.. Asansör/ Colson Whitehead/ Çeviren: Deniz Başkaya/ Doğan Kitap/ 226 s. Colson Whitehead XXI. yüzyıl ile XIX. yüzyılı harmanladığı “Asansör”de, paralel bir dünya kuruyor. Teknoloji harikası gökdelenler yanında XIX. yüzyılın köşeli politikaları ve sınıf çatışmalarına sahne olan bir kent... Koşulsuz yükselmeye güdümlü hayatlar, kurtuluşun mümkün olmadığı sert düşüşler... Lila Mae, genç yaşına rağmen kariyer basamaklarını hızla tırmanmış bir asansör müfettişidir. Başarısı nedeniyle meslektaşlarının yakın takibindedir; herkes bir hata yapmasını beklemektedir. Bir gün, yeni denetlediği bir asansör şüpheli bir SAYFA 34 Osmanlı İmparatorluğu’nun Sonu/ JeanPaul Garnier/ Çeviren: Zeki Çelikkol/ Remzi Kitabevi/ 312 s. Ölüm döşeğindeki Osmanlı İmparatorluğu’nun mirası büyük devletlerin iştahını kabartmaktadır. Rusya’nın gözü sıcak denizlerde, Boğazlar ve İstanbul’dadır. Buna asla razı olmayan İngiltere, Anadolu ve Tahran yoluyla Hindistan bağlantısının peşinde, Almanya ise başka bir planın içindedir ve bu ülkeler, kısa sürede akbabalar gibi hasta adamın üstüne çöreklenmek üzere pusuya yatacaklardır. II. Abdülhamit ise can çekişmekte olan imparatorluğun kaderindeki rolünü tamamlarken, ülkenin ufkunda Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğindeki Anadolu halkı, bir güneş gibi yükselecektir... Çırağan Baskını/ İhsan Tombuş/ April Yay./ 214 s. Bu kitap, tarihi olaylardan esinlenerek, gerçek kahramanların yanında hayali kahramanlara da yer verilerek yazılmış bir roman. Öykünün en baskın karakterlerinden biri olan Yedi Sekiz Hasan Paşa, kimileri tarafından hiç anlaşılmamış, kimilerince de yanlış anlaşılmış bir Osmanlı paşasıdır. Öteki baskın karakter olan Ali Suavi konusundaki tartışmalarsa hâlâ sürmektedir. Bu iki kişinin yolu bir kez, yine çok ilginç bir yerde kesişir: Çırağan Sarayı. Okuması yazması olmadığı iddia edilen, Abdülhamit’in hayatta en güvendiği iki kişiden biri ve Osmanlı’da orduya er olarak girip Mareşalliğe kadar yükselen tek paşa olan Hacı Hasan Paşa... Çok baskın kişisel niteliklerin yanı sıra, derin bir gizeme de sahip olan, hem medrese âlimi, hem Aydınlanmacı, Yeni Osmanlıların hem dost, hem de en amansız düşmanı, hem uzlaşmacı, hem muhalif, hem Mason, hem molla Sarıklı Ali Suavi Bey... Silinen Geçmiş/ Don Lee/ Çeviren: Merve Kurt/ Erko Yayıncılık/ 240 s. biçimde düşer. O günden sonra Lila Mae’nin hayatı, hükümet ajanları, yeraltı dünyasının karanlık karakterleri, tetikçiler ve çift taraflı çekici casusların karıştığı soluk soluğa bir maceraya dönüşür... Hasan Âli Yücel/ Alev Coşkun/ Cumhuriyet Kitapları/ 300 s. Hasan Âli Yücel, hangi koşullarda kültür alanındaki büyük eylemleri yaptı ve Köy Enstitüleri’ni yarattı? Bir yılda 20 Köy Enstitüsü açıldıktan ve beş yıl içinde 20 bine yakın köy öğretmeni yetiştirildikten sonra ne oldu? Siyasal yaşamdaki iki büyük başarısının Köy Enstitüleri ve demokrasi olduğunu söyleyen İnönü, Köy Enstitüleri’nin kapatılmasını neden engelleyemedi? Köy Enstitüsü’nün karşıtları kimlerdi ve kapatılmasında Demokrat Parti’nin rolü neydi? Bu kitapta bir aydınlama hareketi olan Köy Enstitüleri hakkında birçok soruya yanıtının yanı sıra, Milli Eğitim Bakanı “Aydınlanma Devrimci” Hasan Âli Yücel’in, eğitim ve kültür alanında yaptığı büyük atılımlar yer alıyor. Adem’in Çocukları/ Erdoğan Erentöz/ Assos Yay.ı/ 152 s. “Adem’in Çocukları”nda, yirmi birinci yüzyılda insanlığın özünden uzaklaşıp maddenin egemenliği altına girmesi sonucu büyük bir yalnızlığa sürüklendiği vurgulanırken, yaşamdaki tüm olumsuzluklara karşın mutluluğu yakalayan ruhsal dünyası gelişmiş bireylerden örnekler veriliyor. Yazar yapıtında, insanlığın dogmalarından kurtulmadıkça asla gerçek mutluluğa kavuşamayacağını tarafsız bir gözlemle aktarırken, maddenin insanın içsel dünyasına yaptığı yıkıcı etkileri de ele alıyor. Demokrasi ve Eğitim/ Noam Chomsky/ Çevi.: Ender Abatoğlu/ BGST Yayınları/ 496 s. “Demokrasi ve Eğitim”, Chomsky’nin eğitim hakkındaki yazılarının toplandığı bir seçki. Chomsky bu kitapta, eğitimin bugünkü işleviyle gerçekten demokratik bir toplumda yerine getirmesi beklenen işlevi arasındaki farkı tartışmaya açıyor. Bir dilbilimci kimliğiyle, insanın bilişsel doğasına ilişkin keşiflerden yola çıkarak eğitim sistemini, eğitim kurumlarının ve bu kurumlarda çalışan entelektüellerin asli işlevlerini sorguluyor. Bugünün eğitim sisteminin insan doğasına ne kadar aykırı olduğunu, aslında baskıcı ve otoriter bir düzenin işlemesine nasıl hizmet ettiğini gözler önüne seriyor. Bilim ve eğitimi sarmalayan kültürel iklimin koyduğu ideolojik engelleri ve doktrinleri tarif ediyor. İnsan doğasının önemli niteliklerinden biri olan yaratıcı zihinsel faaliyetin önündeki engeller ortadan kaldırıldığında, insanın kapasitesinin onu götürebileceği ufuklara dair ipuçları veriyor. Lisa Countryman, Berkeley Üniversitesi’nde antropoloji öğrencisidir. Kendisini evlat edinen ebeveynleri trafik kazasında ölünce, gerçek anne ve babasını bulmak için Tokyo’ya gitmeye karar verir. Okuldan aldığı bursu gerçek ailesini aramanın yanında, Japonya’da kadınların sosyal konumunu araştıran bitirme tezini hazırlayabilmek için de kullanmaktadır. Tezi için, Tokyo’daki seks endüstrisinde çalışan kadınlarla görüşme yaparken, tesadüfen kendisini bir hostes kulübünde çalışırken bulur. Bu kulübün üyeleri seçkin ve zengin Japon işadamlarından, politikacılardan oluşmaktadır. Takma ismi Mojo olan bir bakan Lisa’dan çok hoşlanır. Lisa Mojo ile çıktığı bir akşam yemeği sonunda adamın malikânesinde aşırı dozda uyuşturucudan ölür. Kız kardeşine ulaşamayan Susan Countryman, Lisa’yı bulmaları için Amerikan elçiliğini ve Japon dedektiflerini harekete geçirir. Elçilik memuru Tom Hurley ve dedektif Kenzo Oto da bu şekilde hikâyeye katılırlar. Lisa Countryman’e ulaşmaya, ölü ise de cesedini bulmaya çalışmaktadırlar... ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 902
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle