03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Fakir Baykurt'un romanları yeniden Ülkemizin gerçek insan manzaralarını en somut ve çıplak haliyle edebiyata taşıyan Fakir Baykurt, toplumcu gerçekçi anlayışın ve edebiyatımızdaki "köy romanı" akımının 12 Eylül sonrasında küçümsenen, aşağılanmak istenen temsilcisiydi. Köy romanına kattığı devrimci özle toplumsal uyanışa katkıda bulunan Fakir Baykurt romancılığının yükseldiği ana olayın kahramanı olan kişiler sürekli bir hareket, çelişki ve değişim içindedirler ve kişilerin toplumu temsil edişleriyle ortaya çıkan toplumsal durum, yaşamın bütünlüklü kavranmasını sağlamaktadır. İnsanımızın yüreği cıların egemen olduğu bir ülkede eğitimle sanatın aydınlığının buluşmasındadır. Yarım yüzyılı aşan zorlu yazarlık maratonu, kendi deyişiyle sıkıntılarla, çilelerle ama aynı zamanda atılımlarla, kazanımlarla dolu "bir uzun yol"dadır. Cumhuriyet aydını olmasındadır; düşünceleri doğrultusunda ödünsüz yaşanmış ömründedir; ülkemizin çağdaşlık, demokrasi, özgürlük, barış, sosyal adalet savaşımının bilgeleşen bir ustası; yani saygın, onur duyulacak bir insan örneği olmasındadır. Dilini ve yurdunu bunca seven bir aydının zorlu gurbet sınavının başarılarla, kıvançlarla dolu ürünlerindedir. Bu uzun yolun aydınlık kitaplığındadır... Romanlarındadır: Yılanların Öcü, Onuncu Köy, Irazca’nın Dirliği, Kaplumbağalar, Amerikan Sargısı, Tırpan, Köygöçüren, Keklik, Yayla, Kara Ahmet Destanı, Yüksek Fırınlar, Koca Ren, Yarım Ekmek, Eşekli Kütüphaneci. Öykülerindedir: Çilli, Efendilik Savaşı, Karın Ağrısı, Cüce, Anadolu Garajı, On Binlerce Kağnı, Can Parası, İçerdeki Oğul, Sınırdaki Ölü, Kalekale, Barış Çöreği, Gece Vardiyası, Duisburg Treni, Bizim İnce Kızlar, Anamla Yıllar, Ruhr Havzasında Anadolu Bahçeleri, Telli Yol, Gönül Ustası (seçme öyküler). Denemelerinde, yazılarındadır: Efkâr Tepesi, Şamaroğlanları, Yeni Kölelik mi?, Benli Yazılar, Öğretmenin Uyandırma Görevi, Unutulmaz Köy Enstitüleri, İfade: TÖS Savunması, Türk Eğitimine Emperyalist Etkiler, Yanar Bir Işık: TÖS İmeceabece Yazıları, Aydınlık Özlemi. Gezi izlenimlerindedir: Dünyanın Öte Ucu. Çocuk kitaplarındadır: Topal Arkadaş, Sarı Köpek, Sakarca, Yandım Ali. Halk masallarındadır: Kerem ile Aslı, Dünya Güzeli, Saka Kuşları. Şiirlerindedir: Bir Uzun Yol, Ateş Dikenleri. Özyaşamöyküsündedir: Özüm Çocuktur, Köy Enstitülü Delikanlı, Kavacık Köyünün Öğretmeni, Köşe Bucak Anadolu, Bir TÖS Vardı, Genç Emekli, Sıladan Uzakta, Dost Yüzleri (Portreler). Hakkındaki Kitaplardadır: Aydınlanma Işığında Sanat İnsanlarımız: Fakir Baykurt (haz. Feridun Andaç; genişletilerek Anadolu Aydınlanmacısı Fakir Baykurt adıyla), Fakir’in Kıyısında (Birnur Şener), Eşekli Kütüphaneci: Fakir Baykurt’la Birkaç Saat (Hulki Cevizoğlu), Kardeşim Yaralısın (der. Gönül PultarSelim Sünter). TÜM ROMANLARI YENİDEN!.. 8 ciltlik yaşamöyküsü, öyküleri, çocuk kitapları "Papirüs Yayınları"nca yayımlanan Fakir Baykurt’un uzun süredir piyasada bulunmayan tüm romanları "Literatür Yayınları"nca yeniden yayımlanmaya başladı. Fakir Baykurt’un ekonomik ve toplumsal yaşam biçimleri ile birlikte yoksul köylünün çaresizliğini, devletin güçlülerden yana oluşunu, köyden kente göçü, Anadolu kadınının direnişini anbelirgin niteliğidir." (Milliyet, 14 Ekim 1999). Serüvenini sonradan öğrendiğim; 1958’de Yunus Nadi Armağanı’nı alıp Cumhuriyet’te tefrika edilen, yazarının ve Cumhuriyet gazetesinin soruşturmaya uğramasına neden olan; ertesi yıl kitap olarak basılan, çok sevilen, çok tartışılan; filme alınan ama gösterimi engellenen, ancak Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in izniyle sinemalarda gösterilen; tiyatroya uyarlanan ama oynanması yasaklanan Yılanların Öcü (1959), benim Fakir Baykurt adını ilk kez duymamı sağlayan romandı. Yılanların Öcü, sıradan insanların, yoksul köylülerin hak arama savaşımlarını aktaran bir romandı. Irazca’nın direncinin ve kararlılığının anlamı büyüktü. Ezilmiş, ezilmekte olan Anadolu insanının bu destansı romanı, 27 Mayıs Anayasası’ndan sonra bir çığ gibi büyüyen, sevdaya dönüşen hak ve özgürlük istemlerinin coşkusuna coşku katıyordu. Gerçekçiliğin bir kazanımıydı ve yaşanan gerçekliğin sanatlaştırılmasındaki başarıyla edebiyatımızın önemli bir başarısıydı. Yılanların Öcü’nü, kuşağımın birçok insanı gibi ben de keyif duyarak, hüzünlenerek, öfkelenerek, sevinerek, coşarak okumuş ve çok sevmiştim. Irazca’nın oğlu Kara Bayram’la karısı Hatçe ve üç torunuyla oturduğu evin önündeki arsanın köy kurulu üyelerinden Haceli’ye satılmasıyla başlayan roman, köye gelecek kaymakama ziyafet vermek için Irazca’nın kuzusunun çalınmasıyla ve muhtarın Kara Bayram’ı dövdürmesiyle sürer. Irazca Ana, muhtarla ve insan görünümlü yılanlarla savaşır. YILANLARIN ÖCÜ Yaşar Kemal’in, "Bizim romanımızda bir yeniliktir. Diliyle konusu, insanları tutuşu, düşünüşüyle bir yeniliktir." dediği Yılanların Öcü, Aziz Nesin’e göre "Bir Fakir Baykurt klasiğidir." Hasan Âli Yücel’in, "Romanın kahramanı Irazca Türk köylüsünü madde ve ruhça sömürenlere karşı savaşı İstiklal Savaşı’nın devamı belleyen Atatürk devrimlerine sahiden inanmış bütün Türklerin anasıdır. Oğlu, kuvvetliler tarafından yapılmış baskılar karşısında ezilip susuyor da Irazca Ana dimdik. Teslim olmuyor, peki demiyor, boyun eğmiyor, dövüşüyor" diye tanımladığı Irazca Ana, edebiyatımızın unutulmaz tiplerindendir. "Aykırı toplum güçlerini temsil eden iki köy ağası ile dünyayı değiştireceğine inanan öğretmenin savaşımının işlendiği, kırsal kesimdeki farklılaşmanın vurgulandığı" (Şükran Kurdakul) Onuncu Köy (1961), binlercesi gibi belki beni de bekleyen bir geleceğin romanıydı. Türk öğretmeninin yazgısı haline getirilen baskılar, yıldırmalar, sürgünler bir öğretmen adayının, üstelik romanda tanıdığı kahraman gibi düşünceler taşıyan bir öğretmen adayının bağrına basacağı bir kitap olmaz mıydı? Olurdu elbette ve bağrıma bastım onu da. KöyKİTAP SAYI ? Öner YAĞCI omanlarında toplumun en ağır işçilerinin, üretim işlerini yapan insanların (yani köylülerin) bilinçüstübilinçaltındaki isteklerini, tepkilerini, belli başlı çelişkilerini dile getirmektedir, tabii sanatın gereklerini göz önünde tutarak hem de adamakıllı tutarak." Vedat Günyol. "Fakir Baykurt’un romanlarında ‘köylü yaşayışını halkçı ve devrimci açıdan yansıtma’ amacı egemendir." Şükran Kurdakul. "Fakir Baykurt insanımızın yüreğini yansıtıyor." Adnan Binyazar. "Ama yorulmadım hiçbir zaman/ O yoksul, sevgili dağ başlarında/ Karda kalmış, darda kalmış yolcular için/ Yazmaktan..." Fakir Baykurt. Fakir Baykurt’un (15 Haziran1929, AkçaköyBurdur–11 Ekim1999, Essen) yaşamının ve yazarlığının özü nerededir sorusuna şu karşılıkları verebiliriz: Bir köylü çocuğunun Köy Enstitüleri’nde özgürleşmesi, bu özgürleşme eyleminin verdiği bilinç ve duyarlıkta yeşeren bir filizin koca bir aydınlık çınarına dönüşmesidir. Köy Enstitüsü’nde özgürleşen bir öğretmenin, yaşamın çağdaşlaştırılmasında örgütlü savaşımın zorunlu olduğu bilinciyle Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın kurucusu, genel başkanı olmasındadır; "devrimci öğretmenin kıyımında, savaşımındadır." Köy Enstitülü, TÖS’lü bir öğretmenin bilincini ve duyarlığını yoğunlaştırarak "yaşamın sanatlaştırılması, sanatın yaşamlaştırılması" amacını gerçekleştirmek için yazarlıkla bütünleşmesindedir. Çevresine ışık olmayı amaçlamış bir öğretmenin öğretirken öğrenip öğrenirken öğretmesi, bu öğretme ve öğrenme sevdasının karşılaştığı engeller, zorbalıklar, saldırıya uğramalar, dövülmeler, sövülmeler, izlenmeler, sürgünler, açığa alınmalar, sorgulanmalar, yargılanmalar, hapisliklerdedir. Ülkesinin sorunlarına duyarlı bir öğretmenin öğretmen örgütçülüğüne katkılarında, devrimci eğitim şurası, büyük eğitim mitingi, büyük öğretmen boykotundadır. Sanata ve sanatçıya düşman politikaSAYFA 8 “R lattığı Yılanların Öcü, Irazca’nın Dirliği ve Kara Ahmet Destanı üçlemesi ile Kaplumbağalar’ı, Tırpan’ı, Eşekli Kütüphaneci’yi, Amerikan emperyalizminin yurdumuzu nasıl kuşatmaya başladığının romanı olan Amerikan Sargısı’nı yayımlayan yayınevinin, Baykurt’un diğer romanlarını da yayımlayacak olması özellikle onu yeterince tanımayan genç kuşaklar için anlamlı bir hediyedir. Bu hediye, Fakir Baykurt’un romanlarının bir kez daha anımsama fırsatı verdi. Ülkemizin gerçek insan manzaralarını en somut ve çıplak haliyle edebiyata taşıyan Fakir Baykurt, toplumcu gerçekçi anlayışın ve edebiyatımızdaki "köy romanı" akımının 12 Eylül sonrasında küçümsenen, aşağılanmak istenen temsilcisiydi. Köy romanına kattığı devrimci özle toplumsal uyanışa katkıda bulunan Fakir Baykurt romancılığının yükseldiği ana olayın kahramanı olan kişiler sürekli bir hareket, çelişki ve değişim içindedirler ve kişilerin toplumu temsil edişleriyle ortaya çıkan toplumsal durum yaşamın bütünlüklü kavranmasını sağlamaktadır. Fakir Baykurt’un roman çevreninin hiçbir zaman köy ve köylüyle sınırlanmadığını, "köyde, kentte, bütün Türkiye’de" geçtiğini, Almanya’nın da onun romanının sınırları içine girdiğini söyleyen Tahsin Yücel’in bu saptaması onun bir anlatı ustası olduğunun kanıtıdır aynı zamanda. Tahsin Yücel, "Fakir Baykurt, her romanında neredeyse bir savaşım başlatır; neredeyse her romanı aynı zamanda bir savaşımın öyküsüdür" diyerek devam eder: "Böyle bir tutum kimi açılardan, yazın yapıtını zayıf düşürme tehlikesini içermez mi? Fakir Baykurt için içermez; benimsediği düşünce için savaşmak yalnızca bir zamanların çok ünlü ve çok etkili bir TÖS’ün unutulmaz genel başkanı Fakir Baykurt’un değil, romancı Fakir Baykurt’un da en ? CUMHURİYET 890
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle