24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TÜM GEMİLERİM Tüm gemilerim unutmuş limanlarını, ayaklarım da yollarını. Ne ekilir ne de mahsul toplanır çünkü geçmiş yok, gelecek de yok, günde bir tek sahne de yok gibi. Kalan sadece ufak çok tatlı bir ara sen ve ben arasında, senin kısaltmadığın. CEZAEVİ Senin kullandığın dil, çok sözle doludur. Her gün sözlerini kullanırım ben sanki bir esirmişim gibi ve bir tek bu bardak ve bu tabağım varmış gibi. Cevat ÇAPAN Şiir Atlası Hilde Löwenstein (19092006)/ Şiirler/ Çeviren: Gertrude Durusoy DOĞUM GÜNLERİ O öldü BADEM AĞACIMIZ NEREDE Yatarım, sevgilim, kollarında, badem çekirdeği bademde gibi. Söyle, acaba nerede Bizim badem ağacımız? Yatarım kollarında bir gemide sanki, rotasız ve limansız olan, pruvasında yunuslar. Sırtımızın altında bir sıra yatak, birçok ülkedeki yataklarımız, gecenin hiçbir yerinde, yanı başımızda gömülünce yabancı bir oda. Nereye gelmişsek, sevgilim, nereye de geliyorsak, her şey farklı, her şey aynı. Saman her yerde başka başka yığılır kurumak için aynı güneşin altında. ilde Löwenstein varlıklı bir hukukçu ailesinde 1909 yılında Köln’de dünyaya gelmiştir. 19291931 yılları arasında üniversitede önce hukuk, sonra iktisat , H sosyoloji ve felsefe okur. 1932’de Roma’ya gider ve 1935 yılında Floransa Üniversitesi’nden siyasal bilgiler alanında doktor unvanını alır. Arkeolog olan Erwin Walter Palm ile 1936 yılında evlenir ve Hilde Palm olarak bilinir. 1939 yılına kadar Roma’da yabancı diller eğitmeni olarak görev yapar. Yahudi kökenli olan Hilde Palm artık İtalya’yı terk eder ve İngiltere üzerinden Santo Domingo Cumhuriyeti’ne 1940 yılında eşiyle yerleşir ve üniversitede çalışır. 1951 yılında annesinin ölümünden sonra kendisi yeniden doğar ve yeni bir soyad seçip şiir dünyasına girer. Çifti kabul eden Santo Domingo’ya minnettarlığını göstermek için Hilde Palm artık Domin soyadıyla yaşamaya devam eder, 1954’te tekrar Almanya’ya döndükten sonra bile. O tarihten 22 Şubat 2006’ya dek Hilde Domin yaşamını tamamen şiir ve edebiyata adamıştır. En tanınmış kitaplarından bazıları şöyle sıralanabilir: Nur eine Rose als Stütze, Tokaidoexpress, Herbstzeitlose, Ich will dich, Der Baum blüht trotzdem. Bugün onun doğum günü o gün kendisi bu üçgenden annesinin bacaklarının arasından çıkarılmıştı kan ter içinde o beni de çıkardı kan ter içinde bacaklarının arasından kendisi artık kül olmuştur * Aklıma hep gelir bir geyiğinin doğuşu nasıl da yere basar ayakları * Kimseyi ışığa mecbur etmedim ben sadece sözleri sözler geriye bakmazlar hiç ayağa kalkarlar hemencecik ve çıkıp giderler DİLBİLİM Meyve ağacıyla konuşmalısın. Yeni bir dil bul, kiraz çiçeği dili elma çiçeği sözleri pembe ve beyaz sözcükler, rüzgârın sessizce alıp götürdüğü. Sırrını aç meyve ağacına haksızlığa uğradığında. Susmayı da öğren pembe ve beyaz dilde. SÖZLER onun üzerine yazmak istiyorum açık seçik harflerle, ya da bir cüruf yığını bir döküntü satırlarımın altından kayar uzaklaşır sözlerimin çetin yaşamı buna rağmen her harfin buna rağmen'i olsun diye. 2 Küçük harfler esaslı sözler sessizce gelsin diye sözler, sokulsun diye gidilmesi gerekli olsun diye sözlere doğru onları aramaya beyaz kâğıtta sessizce, girdikleri duyulmaz gözeneklerden içe doğru akan bir ter. Korku, bende bizde ve her harfin buna rağmen'inde. 3 İnce uzun bir kâğıt istiyorum benim boyumda bir metre altmış santim üzerinde bir şiir çığlık atan biri yanından geçtiğinde, kara harflerle bağıran, olanaksızı isteyen, örneğin medeni cesaret, hayvanda bulunmayan cesaret, örneğin acıları paylaşma duygusu gibi, sürü yerine dayanışma, yabancı sözcükleri eylemle özümsemek gibi. Bir insan, medeni cesareti olan hayvan, bir insan, acı paylaşmasını bilen hayvan, bir insan yabancı sözcükhayvan, hayvansözcük, bir hayvan şiir yazan, olanaksızı isteyen bir şiir yanından geçen herkesten, acele olarak kayıtsız kalınmayacak türden "Coca Cola içiniz" der gibi. DAHA GÜZEL Mutluluk şiirleri daha güzeldir. Çiçek, onu yetiştiren saptan ne kadar daha güzelse, mutluluk şiirleri daha da güzeldir. Kuş, nasıl yumurtadan daha güzelse, ışık ortaya çıkınca ne kadar güzelse, mutluluk daha da güzeldir. Ve daha da güzeldir şiirler, benim yazmayacağım. NE KADAR AZ İŞE YARIYORUM BEN Ne kadar az işe yarıyorum ben parmağımı kaldırınca en ufak bir çizgi bırakmıyorum havada. Yüzümü silik hale sokuyor zaman, başladı bile. Tozda adımlarımın bıraktığı izler silinir yağmur sokağı pırıl pırıl yıkayınca bir ev hanımın yaptığı gibi. Burada bulundum. Gelip geçiyorum iz bırakmadan. Yoldaki karaağaçlar ben gelince kırpar gözlerını, yeşil mavi altuni bir selamla, ve unuturlar beni daha ben uzaklaşmadan. Gelip geçiyorum ama bırakırım belki sesimin ince perdesini, gülüşümü ile gözyaşlarımı, ve ağaçların akşam selamını ufak bir kağıt parçasına. Geçerken de istemeden yakarım belki bir iki feneri yol kenarında duran yüreklerde. O zaman, en zalim ay, ortaya çıkarmaya çalışıyor, Direnmek için gururla esnekleşmiş en düzenbaz güzelliği. En sertkaslı bu birkaç yaprak kalıyor geriye. Ne önemi var ki söyledikleri en sesli şarkılar Kıkırdasa da bir gübre yığınından – Çünkü gübreler Taşır sıcacık, bir başka yazın kokusunu. CUMHURİYET KİTAP SAYI 890 SEN VARSIN Gözler sana bakınca senin yerin orada. Gözler buluşunca sen varoluyorsun. Bir çağrı durdurur seni, ses hep aynı ses, sanki tek bir sesle çağırır herkes. Düşüyordun az kalsın, fakat sen düşmezsin. Seni tutan gözlerdir. Sen varsın çünkü gözler, seni ister sana bakar ve sana söyler varolduğunu. Söz, olgun bir nardır yere düşüp açılır. İçinin tümü dışarıda, meyve gizini açmış olur ve gösterir tohumunu, yepyeni bir giz olan. VATANLAR İnsanın ne çok vatanı olsa da vatansız haymatlostur her yeni göç olayıyla farklı bir ülke açar kollarını az ya da çok pasaport kontrolunu yapan kollarını ve sonra insanlar böylesine hep rastlanır kollarını açarlar bir beden hareketi olarak kollarını ve bacaklarını düzensiz kullanılan kol ve bacaklar bir şey bulunur hep sevilmeye değen bir şey de hiç bulunmaz Sınırları vardır tüm bu ülkelerin Komşu ülkelerine karşı. KÖKLERİ OLAN KUŞLAR Kökleri olan kuşlardır sözlerim gitgide derinleşen gitgide yükselen tam bir göbek bağı. Günün maviliği kaybolur sözlerim ise yatmaya koyulur. SAYFA 30 ŞİİR YAZMANIN ÜÇ BİÇİMİ 1 Kuru bir dere yatağı çakıl taşlarından beyaz bir şerit görünür uzaktan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle