22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

çiğ düşmüş kumu inşasını ziyaret ettik yapısı olmadan. Ve nemle. Kaç defa çıkacağız açıklara, kapalılığa hiçbir şey görmeden. Kaç defa umutlanacağız. Kaç defa hüzünleneceğiz. Kaç. Cevat ÇAPAN Şiir Atlası Hasan Necmi/ Şiirler/ Çeviren: Metin Fındıkçı ‘Ben sahra içinde bir sahrayım şimdi’ 1960 Mayıs ayında Fas’ta doğdu. Rabat’ta gazetecilik yapıyor. Kitaplarından bazıları: Sümbülden Binaların Var (1982); Unutkanlığın Düşüşü (1990) şair Muhammed Kasimi ile ortak; Evlerin Kokusu (1993); Küçük Hayat (1995); Türban (Roman 1996); İnsanlar ve Sultanlar (Makaleler 1997). dost oluruz. Bekçiyi uyandıran sonsuzluk olur. Sonsuzluk ellerimizin arasından damlar sahradan kovulan bize gelsin diye. İki uykulu gözde bireylerin ufku: buradan gelecekler mi şuradan veya oradan? Şimdi öldürmeliyiz ki hayatımızla geri gelsin. IV Kesilen. Güneşin savaşında. Eriyen. Sırtlan uluması. Kızlar inler. Durumum, tamamlanış savaşa yarar. Siyah başların üstünde başlamadan. Kavisli uzun kılıçlara yarayacak. Dirsekler. Güzellikleri çirkinlikleri tozlar saklar. Parlaklık. Ellerden kovarken. Kalelerde kadınların arasındaydı. İnadın içindeydi kabuk ve çamurdan yapılma taşların. Duyulan savaşlar gibi içine dolu her şeydi. Sonra cemalimiz tökezledi. Bizi kaldırın. Etrafımızdaki garip gölgemiz bir gariptir sonuçta. Yaşantımın bütünü bir tatlılık içinde geçer. Geçmişi düşünürüm beni bu tatlı düşünce besledi. V Ona bıraktım: sözcüklerden toplamam için beni davet etti. Çokça konuştum. Beni susturdu: "Üstüne vazife değil. Yanına bir avuç kum al. Cebine koy ki okşadıkça her şeyiyle sana vursun ulaşsın bölünmüş haritayla." Yalnızlığı bana bir armağandı. Suskunluğun direnişi anladığım zamandı. Sarıldım, bizi süzülerek kıran gözyaşlarını sakladım ortak olmadan. Susuz okurduk hafif çayırların eserini. Bana sonsuzluğu söylerdi tefsir ettiğim tezek ki hangi çayırda otlandığını bilirdik değişime uğrayan devenin. Ve onunla dehşete düşerdik. Kabileler kardeş olacak sonra ancak onursuzca. Sonradan ardından değişir. Sana bir gül uzatır ve yıldızını koparır. Otlar kendini yeniler devamımızda kovulduğunda tökezlemez etrafındaki insanoğlu. Ona dedim: Azıcık bu sözcüklerden toplamalıyız. Yanıtlardı: Sözcükler kimliktir. VI Kaç defa çabucak yalınayak yürüdük. Kaç defa yavaşça. Ulaşamadık. Kaç defa adımlarımızı korkarak attık. Duvarı özenle örülmüş kuyuyu bulamadık. Acıkırdık yemek bulamazdık. Kaç defa VII Kaç defa günün ilk ışığıyla uyandık ve yatağın sıcaklığını bıraktık. Dolu olan tüfeklerimizi kaç defa omuzlarımıza astık. Kaç defa mermileri boşalttık uçup kaçan kuşlara. Kaç defa uzun yolda akan suyun başına oturduk. Kaç kardeşimiz vardı şimdi konuşmadan andığımız. Etrafımızda kaç suskunluk vardı boşluktan ve düşüncemiz birbirimize apaçıktı. VIII Şimdi üstü kapalı işaretlerle başlamıyoruz. İsa’nın ayakkabısını anlamadan. Deveyi sürerdi düşen meyve tanelerinin üstüne. Bize ve yola şarkılar söylerdi. Ancak her şey aynıdır onda mizaca kusardı. Bizler bu mideyi doldururduk. Bu mideyi doldururduk bu kaplardan. Ve bizlere öğretirdi. Çıplak sahra bu yeryüzünün çatısı olmadığını. Hayır. Kumdan çıplak bir çöl olmadığını. Sahrayı bildim. İçindeki bütün vahşeti silen odur. Ben sahra. Ben sahra içinde bir sahrayım şimdi. IX Yapılmadan. Kalbinin içi. Kutsal inatla saldırıya uğrar ruhun. Bütün bu yarayla. Derin bir düğümdür bu kumda ki suretin telaşa düşmez içinde. Sana kapalı yeni bir umuttur. Ancak güzel bir hüzündür de. Sana bu bir ışıktır. Ancak güneş gurupta durur akşam. Sizlerindi vadide akan beni şımarttığın saatlerde. Şimşeklerle yetindik, ben ve senEllerin levhasıyla. Ağıtın kasidesinde şimdi gibi oluşan Veya Şimdi gibi gölgemle yalnız seni anarım öleceğimiz zaman Birlikte. X Birlikte olsak. Eski bir şiirin marşı olsa gecenin meselinde. İçimdeki klarnetlerin bağlı sesini duyardım. El Mütenebbi’nin zamanına beni götüren. Şarkısını söylerdi ve ben telaşlanırdım, söylerdi ve ben olduğum gibi kalırdım havada kanatlanmış olarak. Nasıl boğazından kaçayım? Ah…! Anıları çalkalayan kasideyle çakmak çakmak çakılırım yükselerek. Beni ananı anarım. İmrenerek. Sevgiyle. Şiirle. Yolculukla. Geceyle. Ellerle. Mızrakla. Hedefle. Kalemle. Şimdi şimdiki gibi unutulmuş eşlerimizle birlikte uyuduğumuz son gece. Şimdiki gibi kuru çiçeklerimiz dolanır bizi içine çeken denizle. Ellerimiz vedalaştı. Koparıp tuttuğum kurumuş çiçek gibiSavrulup… tükendik. XI Bizden sonrasına döndüğümüz zaman büyük bayramlara tanık olacakmışız gibi – takılara bürünmüş ve kına sarhoş. Kinin susuzluğunda yalnızsakDondurulmuş toprağın üstünde ellerini yitiririm… ansızın. Uzaklaşarak. SAYFA 31 SAHRA Ellerin kalbini durumdan duruma taşımasa Çaresiz, bağlı kollarını taşır. El Mütenebbi I Sonra ansızın yıkıldım. Sordum: kumun üstüne uzanmış gölgen nerede tökezleyecek? Ne vahşet ne bir düşünce ne de bir mekân olan. Bir mekân bile yok. Yürümek için etrafımızda dikenden evler. Dağların yankısı. Çıkışlar. Vadinin girişinde tuz kabukları. Tepelerdeki kumun inadı. Bu kör edici alevi nereden getiriyor? Koruyan taşlardan bu kantaşı nereden? Suskunluğu beni akıtacak mı, dudakların yarılıp yarığından kan aktığını gördüm suyun boşluğuna yakın, düştüğüm dehşet beni yutuyordu, kantaşı veya papatyalarla? Kantaşı çıplak bir kadın mı? Cimri bakan iki gözünü istemiyorum ancak bu ruh onlarla parlamıyor değil. II Bana kumdan bilmeceler sorardın. Önümüzde serili kumdan. Katlı kumdan. Adımlarımdan bir iz kalmadan önümdeki bu korunan kumdan. Adımlarımın altından rüzgâr savurduğu bastığım kumdan. Ve önümden geçip giderdi. Ona sorardım: Şimdi her deliği teslim alacaksın! Bu boşluk vahşetle parlayacak benliğimi keserek. Bütün bu serap beni okşamayacak. Bu toprak dilimlenecek. Gece gündüz yürüyeceğiz mesafe aynı mesafe. Vahada arayacağız kirpiklerden damlayan yaşları tökezlemeden. III Başların üstünde kokan gece gibi kayboluruz çayırda. Ateşi söndürür ay ışığında dans ederiz. Bizi yalnızlaştıranla CUMHURİYET KİTAP SAYI 867
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle