28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Faruk Duman. anlatıcının Işlevinl roman boyunca heyecaniı bir dllle surdururken yazar olarak kendlslnln de metni yazma nlyetlne ulaştınyor okuyucuyu. olsun. Devasa bir örtü bulmayagörsün kendine, bu gök çarşafı ilc örtündüğünde, irili ufaldı gözenekler çıkar ortaya da, o tutup bunun üstüne bir yeni örtü ister. Sonra, elbctte, bir yenisini daha. Gözenekler gözden yitinceye dek. Uzak insanı alaya alır. S 25 Örneğin ben sana benziyorsam, benim kimi uzvum sana benzediği içindir bu. Sen ona benziyorsan bu da onun kimi uzvunun sana benzemesindendir. îmdi sen beni gördüğün zaman onu anımsıyorsan, senin saycnde ben dc ona benziyorumdur. s 61 Bir de, gagasında bu güvercinin, Kubat Paşa'nın bizim halimizi Sultan'a duyurur mektubu değil de sanki, harfler dururmuş, asılı. Birbirinegeçmişyüzlerce harf. Güvercinin gagasında asılı ilk harf bir e harfîymiş. Sonra bu e'nin çengelinde bir a dururmuş ki bu iki harf her zaman birbirinin yerine geçmek ister. Bundandır dili sürçer insanın. Sonra bu a'nın ardından başlarmış artık b'ler, g'ler, m'ler ve diğerleri. Hayvan havada süzüldükçe, harflerden örülmüş bu kuyruk, bu uçurtma benzeri telek, dalgalanıp dururmuş işte. s 86 Faruk Duman, romanında birçok kere, konunun peşine takılıp gitmeyen, dilleyada sözcüklerle uğraşan, dikkatli okuyuculara da parçalar vcriyor. hançersiz hain dediği zamandan söz ederken ( kahpe demek gibi, sinsi düşman demek gibi bir şey bu.) rüzgar sözcüğünü de metinde kullanıyor. Rüzgânn, sözlükte zaman anlamı da var çünkü. Rüzgârdır Pîrî Reis'in (romandaki anlatıcının) her biri naz topluluğu olan sakalını ağartan. Gerçeküstü mü diyelim, değil aslında, hayal kurma olabilir, rüyaJar? daha mı uygun, hülyalar? zihnin tuhaf oyunlan? Anlatıcıyla birlikte kahramanların da içinde bulunduğu efsunlu haller? belki de hepsinin birbirinin içine girdiği bir anlatı. Gerçeğin en çok da insanın düşlerinin peşine düşüp gitme gerçeğinin olduğu bir anlatı diyelim. Sezgilerden yola çıkıp, okuyucu olarak üç gün de biz kaybolursak bu roU M H U R İ Y E T K İ T A P Benzetme üzerine: Harfler üzerine: manda sezgilerin imgesel güçlerı çoğalıp duruyor. Ve aslında küçük bir roman olarak karşınızda duran bu metin, ince bir kitap olan Kafka'nın Dönüşüm'ü gibi kabardıkça kabanyor. lmgeler, sorunlar, konular, kahramanların durumları (birinin ilerleyen sayfalarda adı başkalaşıyor.), burçlarla simgeleştirilen bölümler (I. Kavis, II. Oğlak, III. Kova, IV. Balık ) zaman, uzamlar ( karanlık denizi ayıran o ince çizgi, gece ile gündüz arsındaki ince çizgi mi acaba?), birçok soru.... Faruk Duman, anlatıcının işlevini roman boyunca heyecanlı bir dille sürdürürken yazar olarak kendisinin de metni yazma niyetine ulaştırıyor okuyucuyu. Ben bu metinler karşısında zavallı bir okuyucu olarak yukandakilerine ek olarak, romanı kapatınca, şunlan düşündüm. Elinize eski (ölümsüz) bir harita, geçerse ne yaparsınız? a) Çerçeveletip duvara asanm. (HUZUR) b) Rulo yapar uygun bir yere kaldınrım. (HUZUR) c) Bir maceraya, bir eğlenceye atılır, haritanın gösterdıği gariban adalara, karanlık denizlere yolculuk yapmaya karar veririm. (HUZURSUZLUK), (HAZ) d) Haritayı yanıma koyarım, yan yana yere uzanırız, bir kuş düşünürüm gagasının ucunda birbırine gcçmiş yüzlerce harf taşıyan. Çengel çengel bir sürü harf, irili ufaklı. O zaman iştc ayakları yerden kesilmiş bu harfler gibi hevcs eder başlarım yazmaya. Harfler mi, zavallı harfler, ete kemığe bürünüp dc. Çırpınamayacaklar hevesle. s 47 (HUZURSUZLUK), (HAZ) Denızlerde kaybolanlar üzerine bir destan okumuş da olabilirim. Geçmiş zamanların cengâverlerın, korkulann, karanhklann, cesaretlerin destanı. Dil olarak da geçip giden hançersız hainin destanlara yakışır sözlerini. Gerçi'lerle açılan Eh'lerle soluklanan Şimdi'lerle toparlanan, Sonra ile süren, Bir Gün'le tekrarlanan bizim sözlü edebıyatımızın sesini taşıyor Pîrî. Birbirinden bağımsız olarak ama bir bakıma birbirine eşlik edercesine ilerleyen hatta yer değiştirebilen bölümler olduğunu da anımsatalım. Roland Barthes şöyle diyor: "Destan işlevsel düzeyde kopuk ama eyleyensel düzeyde bütünlük taşıyan bir anlatıdır... Anlatı, yavaş yavaş anlam kazanır." Romanı oluşturan felsefi parçacıklan keder ve hüzünle yazılmış olduğunu düşünüyorsunuz. Roland Barthes'in şu sözünü doğrularcasına: "Kurmaca, düşüncenin yaşam üstüne bir deneyimidir. Böylece hüzünlü görünen şey aynı zamanda en zihinsel olan şeydir." Faruk Duman'ın bu ilk romanı için hiçbir şey söyleyemediğimi düşünüyorum, burada yazdıklanmız, yeni okuyucular için romana bir giriş olacak belki. Daha söylenememiş bir sürü söz, birbirini çeken bir sürü imge, puslann içinde görülemeyenler, derin yapıda kalan anlamlar var; söz ipi boşalmış değil. Bir eğlence gibi. Ikinci romanı yayımlanana kadar umanm Pîrî'yi bitirmiş olurum, her okuyuşta başka bir yönünü görmeyi de. "Bir gönlün eğlence isteyişi, ölüm gibi bir şeydir." s 117 Yazmak haz almak, eğlenmektir ne de olsa. Okumak da." Pîrî, Kayıp Denizler Üzerine Bir Anımsama/ Faruk Duman/ Can Yaytnlart/2003, J Basım Anlatıların Yapısal Çözümlemesine Giriş/ Roland Barthes/ Cerçek Yayınevt/ V)88. 760 SAYFA 9 S AYI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle