25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Serkan özkaya sanatın sorunlarına bakıyor gibi değil açıklayabilirim' Serkan özkaya çok uzak gibi duran güncel sanat pratiklerinin aslında her gün yaşanan pratiklerden ve konuşmalardan, belki de çok ayrı olmadığını göstermeye çalışıyor. Karmaşık veya anlaşılmaz gibi görünen konuların aslında gündelik yaşama ait olduğunu hatırlatıyor. O All AKAY Lrorundugu ZAMAN ÇARKI dönüyor... B ağlam Yayınlan'nın "Theoria" dizinden çıkan Serkan Özkaya'nın "Göründüğü Gibi! Değil Açıklayabilirim" adlı kitahı sanatın güncel yaşamdaki yeri üzerine bir dizi tartışmayı Tiirk okuyucusuna doğru çekiyor: Sanatçılar bugün nasd yaşıyorlar, nasıl çalışıyorlar, nasıl sanatlarını idame ettinne yolları buluyorlar? Kamusal kurumlar ve özel kurumlar arasında bir yerde nasıl ayakta durma mücadelesi içinde günümüzün liberal kapitalizminin işleyiş biçiminde düşünmeye çalışıyorlar? SANATIN CİDDİYETİ Kitabın isminin de belirtmiş olduğu gibi Serkan Özkaya çok uzak gibi duran güncel sanat pratiklerinin aslında her gün yaşanan pratiklerden ve konuşnıaJardan, belki de çok ayrı olmadığını göstermeye çalışıyor. Karmaşık veya anlaşılmaz gibi görünen konuların aslında gündelik yaşama ait olduğunu hatırlatıyor. Sanatın bir ciddiyet ve bilgi sorunu olmasının dışında evet bu her bilimsel alanda olduğu kadar söz konusu olmaya devam ediyor, bu bilginin ayrı bir bilgi olmaktan çok herkesin gündelik yaşamına ilişkin bir bılgi türü olduğunu da konuşmalar, bize belirtiyor. Elbette, bu popüler kültüre ait bir kitap değil, ama sanatın ciddiyetinin bir o kadar da anlaşılır olduğuna vurgu yapıyor. Bir bakıma 17. yüzyılda Spinoza, Descartes'ın "Felsefi tlİceler'ini açıklamaya kalktığında; Louis Meyer'e yazdığı gibi, anlattıklaruıın Descartes'ın tüm fikirlerinin kabulü anlamına gclmediğini, özellilde "insani anlama yetisinin üzerinde bazı şeylerin olduğu" fikrine karşm, her şeyin anlaşılabilir ve izah edilebilir olduğunu belirtmesi gibidir, kitabın adı. Herkes güncel sanatı anlayabilir. Yeter ki, ona bu anlama imkânlan verilsin. Bu anlama imkânlan sosyal hayatın içindekilerden de farklı değildir. Bir futbol kuralı, bir borsa endeksi nasıl, örneğin bir medya tarafından açıklanabüiyor ve anlaşılır ktlınabiliyorsa, bir siyasi fikir nasıl taraftar buJabiliyorsa, güncel sanat da aynı şekilde, belirli basit kurallarla işlemektedir. Bu kurallar sosyoloğun, ekonomistin, müzisyenin, siyaset bilimcinin kurallarından da bir o kadar farklı değildir gibi duruyor. Ancak düşünmenin malzemeleri belki de farldı durmaktadır. Serkan Özkaya'nın bir grup sanat insanıyla birlikte konuşmalar sonucunda ortaya çıkardığı kitabı sanatın sorunlarını, güncel vaziyetini bize sunuyor. Sanat, sosyoloji, ekonomi; kültürel sermaye ve ekonomik «ermaye, piyasa ve kapitalizm, kurumlar ve »ponsorlargibi kavramların eşliğinde, Türdye ve Avrupa örneklerinde sanat pratiği JMHURİYET KİTAP SAYI kendisini açığa çıkarmaya çalışıyor; Serkan Özkaya nın küçük önsözünde de belirttiği gibi, kimin neyi söylemiş olduğu değil önemli olan, her bir konuşmanın konuşanlannın adlan var kitapta; ama kimin neyi söylediğinden çok ne söylenildiği önemli gibi duruyor. "Kim konuşuyor"u "ne konuşuluyor" sorusuna çeviren Serkan Özkaya, bu tercihiyle isimlerin değil de söylenenlerin önemine değiniyor. Kendi sanatsal çalışmalarında olduğu gibi, "neyi kimin yaptığı değil, neyin nasıl temellük edildiği" sorusundan itibaren çalışan sanatçının sanatsal ifadesini bu yazınsal metinde de bulmak mümkün, o açıdan bakıldığında. On yedi konuşmacı kitapta bize sanatı taruştınyor. Bu güncel sanatın sorunları veya pratikleri üzerinden düşünürken aynı zamanda sanatın içine ekonomistlerin ve sosyal bilimcilerin de sirayet etmiş olduğunu gösteriyor. Konuşmaları zaten belki de bu açıdan okuduğumuzda, kimin konuştuğunun önemsizliği karşısında, hangi perspektiften bakıhyor sorusu öne çıkmaya başlıyor. CÜNCEL SANATIN İŞLEYİSİ Sanat pratiği içinde olanların da çok iyi göreceği gibi, konuşanlar Avrupa'da ve Tiirkiye'de sanat yapanlar arasından seçilmışler. tçlerinde gelecek bineali yönetecek olanlardan, doğduğu ülkeden farklı ülkede yaşayanlara, Avrupa içindeki dolaşunlara, Avrupa'nın batısıyla doğusu arasuıdaki kurumsal ve kamusal kurumların farklarına dek, birçok konu konuşmalar içerisinde. Devrimci bir sanat nediri* Ütopyalar ve kahramanlarla çalışmak hâlâ mümkün müdür? Kapitalizmin kaymalaruıa bakıldığında, nasıl bir "deplasman" görmekteyiz? Braudel'in piyasa ve tekelci kapitalizm arasında kurduğu denklem bugünün sanatsal pratiklerine nasıl yansımaktadır? Telif hakları ve saldırgan bir sanatsal tavır nasıl birlikte yüriime şansına sahiptirlert' Kopyalama ve temellük etme ilişkisi nasıl bir şekilde gelişmektedir? Kurumların çalışma biçimleri, sübvansiyonlar, mesenler ve kurumların iktidar olarak çalışanlarıyla ilişkisi nasıl bir örgütlenme üzerinden mümkün olabilecektir? Bütün bu sorular Serkan Özkaya'nın kitabında tartışılmaktadır. Bunların konuşma olarak yayrmJanması sanat dışından gelen okuyuculara da açık bir eserle karşı karşıya olunduğunu gösteriyor. Konuşma dilinin rahatlığı içinde sanat dışındaki okuyuculann da çok rahatlıkla güncel sanatın nasıl işlediğine dair bir fikir edinmelerini sağlayabilecek olan bu kitap, bir o kadar da, içerdiği kavramlar ve düşünür sanatçılar ve sanat uygulayıcılarıyla, belki de, okuyucuların başka kaynaklara doğru gitmesini sağlayacaktır. • 747 Zaman Roberti fyinin vr K^tiinün sonsu7. hir sa i thok i SAYFA 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle