Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
gezdim. Onları yakından ve doğrudan gördüm, çok etkilendim, onlar üzerinde düşünme fırsatı buldum sanıyorum. Öte yandan 20. yüzyılı derinden etkileyen sosyalizm denemesini, Sovyetler Birliği 'ni de bir ölçüde görebildim. Üstelik, SSCB'de henüz tıkanma dönemi başlamamıştı, oraya birkaç kez gittim. Andre Gide'in bir kez gittiğini düşünürsek. Koestler üzerıne yazdığın deneme, çok elkileyıcı ve düşiindürücü. Koestler le birlikte birçok aydın, daha II. Dünya Savaşt'ndan önce yaşayan sosyalizm tn, Sovyetler'de yaşananlartn olumsuzluklarını gördüler ve elestırelbir tutum lakındılar. Bu tutumları nedeniyle dönek olmakla suçlandılar. Dönmekle tanımlanamaz bu durum. Onlar, gene birtakım değerlere inanıyorlardı. Ancak var olan uygulama karşısında, Moskova Duruşmaları ve onun sonuçlan karşısında, derin bir hayal kınklığına uğradılar. Ben de kendi okumalanmın sıntrlıltğıyla, "trajik yazgı"ya mahkum sanatçt İKİ SAVAS ARASI düsünürler üzerine dıkkat kesilmıstmdir. Koesdcr'e gelince, ben <him çok bazı Buharin, Şostokoviç, Tarkovsky, Althusyazarlar üzerinde yoğunlagMi bu kitapser. Senin denemelenn bu listeyi genısleta. O yazarlar da, iki Dünya Savaşı aratiyor: Koestler, Benjamtn!.. Deneme bunsında etkili olmuş, eylemle yazıyı ve dülartn üzerine• yöneldikçe, yaşantıyt, deneşünceyi birleştirmiş insanlar! Örneğin yimi açımladıkça, yenı ipuçlart belirıyor biri Koestler ise bir başkası da Andre elbette. Malraux. Koestler, Alman Komünist 20. yüzyılın insanı olarak bu yüzyılı Partisi üyesiydi. Bir Macar! Macaristan öncelikle ve özelükle anlamaya çalıştım. doğumlu bir yazardı; ancak yaşamı heBu yüzyılın büyük yırtılışları, bana her men hemen Âvrupa'nın tarihiyle atbaşı zaman çok kaygı verdi. gitmiş birisi sayıhr. O bakımdan, yaşan 20 yüzyılhesaplasması daha bitmedi tısı, anıları, îspanya Iç Savaşı'nda yaşamı? Bu sorun kapanmadı mı? dıkları, idama ınahkum edilişi ve idam Bugün, bir "Batı uygarlığı bunalıdan kıl payı kurtuluşu ve dana sonraki mı"ndan söz ediyorsak, bu, büyük ölçüsiyasal seçimiyle trajik ölümü, intiharı, de 20. yüzyılda Batı en vahşi çehresini Avrupa'dan bir kesit kabul edilebilir. kazandığı için söz edebiliyoruz. Daha Burada "trajik" sözcüğü anahtar söz önce kitleler ölçeğinde bunu anlatmak cük. Ben Koestler ı bir başka trajik yaz mümkün değildi. Ancak çok açık seçik gının sahıkı Buharın 'tn yasamını anlattı zararlar ortaya çıktıkça bunu göriiyoruz. Örneğin, şimdi de daha beîki pasif ğı romanla lanımıştım. Demek kı, aynı trajik yazgıyı kendısi de yasamıs. Top ama etkili olan, kapsamh bir çevre yıkımı var. Kuraklık, iklim değişikliği, hava lıtmsal çalkantıyı, çatışmayı, dönüşümü btrey olarak yasamıs, onlartn yükünii iist kirliliği... Dolayısıyla 20. yüzyıl bu anlamda devam ediyor. lenmıs kısılıklerden söz edıyorsun. Bence, 20. yüzyılın Îspanya îç Savaşı, Bir başka denememde de Port iki Dünya Savaşı arasındaki dönem, daBou'da Zaman'da Benjamin vardı. Port ha sonra gittikçe Ortadoğu üzerine yoBou kasabası, îspanya ile Fransa arasınğunlaşan ve yoğunlaşacak olan hareketda Pireneler'de. Ben oraya gitmiştım. lilik, bütün bunlar siyasal sömürgeciliBir anlamda Walther Benjamin'in izini ğin sona ermesiyle ortaya çıkmış yeni sösürdüm. Benjamin, Ikinci Savaş yıllarınmürgecilikten pek de farklı olmayan örda, oradagizlice Ispanya'yageçmek istülü olumsuzluklar ve sorunlar devam terken yakalanmış. Alnıanlara teslim edileceği endişesiyle Koestler'e yinc gcl Salt Batrnın dik, Kost Batı'nın Doğudaki ler'den aldığı eleştirisfni yapmak zehri içerek in Yüzü yerine önümüzdeki tihar etmişti dönemlerde Batı Buna benzeyen uygarlığıyla Doğu iki Dünya Savaşı arasındaki uygarlığınm belki bir çok tedirgin dösentez bir "bireşlm" nemin insanları içinde yeni ve insan üzerinde yoğunlaştım. Bu için daha mutluluk da Türkiye'deki verici bir noktaya koşullardan rle ulaşabileceğini ri geldi. Ben denemele r im i düşünüyorum. 1971 darbesinin hemen ardından yazmaediyor. Bunun yanı sıra, Doğu'yu da daya başladım. O zaman tabii bu darbenin ha fazla anlamak durumundayız. Denıin etkileri altında doğrudan Türkiye üzerisözünü ettiğim, Ikbal, Tagor daha sonne yazmak yerine, Avrupa coğrafyası ra belki çağdaş Çin ve Arap düşünürleüzerinde Âvrupa'nın da bu ara dönemiri üzerinde de durmak gerekir. ni seçerek, onun üzerinde yazmayı ilk denemelerimi yayımlamayı yeğledim. İlk Nermı Uygur kendı deneme köklerikitabımın ismi Tiksinti Çağı, buradan nı belırtırkcn hep btlınen Batılı çıki} yekaynaklanmaktadır. rine Doğu 'nun en eskı yapıtlarından, düsünürlerınden söz ediyor. Bu durum ötekı denemelerınde de sürdü tabıı kı, bu yogunlukta değilse de. Sovyetler'in yıkılmasından sonra, Koestler üzerıne deneme ne zaman yaztl Rus düşünce adamlarıyla bir ilişkimiz dı? olmadı. Onların da bilinmesinde yarar var. Bazı Batılı düşünce adamlarını ta Bu deneme 12 Eylül'den sonra yazılnımak, örneğin Fransız Edgar Moren'i, dı. Çünkü bir süre önce Koestler'in anıonun Doğu'ya bakışını gerçekten izleları yayımlanmıştı. Ben ayrıca Almanmek gerekiyor. Dolayısıyla bu yakınlaşya'da, Polonya'da toplama kamplarını JMHURİYET KİTAP S AY I 747 Elbette onları da anlatmak mümkün! Elbet ben eksikliğimi kabul ediyorum. Doğu'nun da birtakım değerleri, ürünleri var; ancak biz onlara yeterince eğilemiyoruz. Çiinkü, onlarla yakından tanışmıyoruz, yeterince günümüz Türkçesine çevrilmiş değiller. Bu konuda bize ışık tutacak yeterli değerlendirmeler de yok. Örneğin, Biiyük Iskender üstüne Batı'da birçok değerlendirme var. Fakat Doğu'da da var. Örneğin Şehname gibi Iranlı şair Firdevsi'nin Biiyük Iskender'Ie ilgili kimi yazıları var. Genc Batı'da diyelim Makyevel'in Prens adJı eseriyle yönetime yol gösteren, danışmanlık yapan birtakım düşüncelerinin bir araya geldiği bir yapıt var. Çok ünlii bir yapıt. Borjiyalara yol göstermiş bir yapıt. Ama, Doğu'da da, Biiyük Selçuklular döneminde Nizamülmülk'ün kaleme aldığı bir eser var. O da yönetime ilişkin görüşlerini ve önerilerini dile getiriyor ve uzun yıllar da uygulama alanı bulmuş değerlendirmeler. İstanbuVda yağmurun rengi mavidir... SUHEYLA ACAR Yedi Yüzü roman Yağmurun Yedi Yüzü, Burgazada'da bir ölünün başucunda toplanmış yedi kişi çevresinde gelişiyor. Başarı merdivenlerini hızla çıkarken bir türlü yenilmişlik duygusundan kurtulamayan Bartş, ıssız kalan gönlünü İstanbul'la doldurmuş Sinan, ekonomik krizin tam ortasında işsizler ordusuna katılan Lale, ömrünü sevdiği adamın hüznü ve yokluğuyla tüketen Sedef, hep daha uzağa gitmeyi düşleyen Bulut, 'Kelimelerin de bir gururu var,'' diyerek yîtirdiği sözlerin ardma düşen Nisan, hayatın ışığıodan ve renginden başka hîçbir şeye aldırmayan Güney... Süheyla Acar, yediayrı kişinin gözünden bir karakter yaratırken, kerhirinde bir başka yiizün ortaya çürtığıyedi parçaya bölünmüş bir ayna kullamyor. SAYFA 11