Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
alan, aydınlanmış okm, karanlık olmayan, ışıklı (yer). ör. Burau karanlık, aydınlığa çtkalım. 3 s. mec. Çok açık, açık seçik, kolay anlaşılır. ör. Yazarın aydınlık bır anlatımı var. 4 a. sabahın erken saatlcri, gün ışıması, ortalığın aydınlanması dıırumu. ör. Yarın ayjınlıkta yola çıkarız. 5 a. mec. Mutluhiktan gelen, oluşan parıltı. ör. Yüzündckı aydınlık n/ındı bellı kt ukılmış/ı. 6 s. mec. Kötülüklerden uzak, saf, temiz. ör. O aydınlık hırınc benzıyordıı 7 s. mec. Mutlu, iyi. ör. O aydınlık günlerın gcleceğıne ınanırdı. 8 a. yapının kimi yerlerinin karanhkta kalmaması. Işık alması için yapının ortasında bırakılan, damın ortasından zemine değin uzanan boşluk. ör. Apartmamn aydınlıgı da badana edilmıştı. 9 a. mec. Aydın olma durumu. ör. Uzmanlıkla aydınlık aynt fey değıldır. <aydınlığa çıkmak 1) mec. Kötügünleri atlatıp rahatlamak. ör. Çok jükürar/ık aydınlığa çtkttk. 2) mec. Ne olduğu anlaşılmak. ör. Durum iyıce aydınlığa çtkmıştı. Arkadaş Tiirkçe Sözlük'te gözlemlediğim bu tanımsal yctkinlik, anlamsal kapsayıcılık, kullanımsal örnekJerle anlamlann örtüşümü Püsküllüoğiu'nun öteki sözliiklerinde de ayırıcı, belirleyici bör özelIik olarak çıkıyor karşımıza. DİL DEVRİMİNİN SÖZLUĞÜ Püsküllüoğlu'nun sözlükleri arasında "dil devriminin sözlüğü' dıye nitelendirdiğim. Öz Tiirkçe Sdzliik'ün ayrı bir yeri vardır benim için. Eski Türk Dil Kurumu'nda yıllarca birlikte sürdürdüğümüz bir savaşımın sonuç belgesi gibi gelir bana. Türkçeyi kendi öz sesine, kendi öz değerlerine kavuşturma çabaJarına gösterilen kör direntinin nasıl kırıldığını örneklendiren bir belgc. Orncklendiren diyorum, bu sözlüğünde kullanım örneklerini kendi üretmemiş; bunun yerine yazarlardan, ozanlardan, bilim ve düşünce adamlarından seçmiş. Tanımlarını, seçtiği bu örnekJerle tanıklamış. Oz Tiirkçe Sözlük'ün ilk basımı 1966 yılında yapıldı. O günden bu yana sözcük sel içeriği geliştirip zenginleştirilerek on dördüncü basıma ulaşılmış. Kuşkusuz bir sözlük için mutlu bir sonuçtur bu. Sözlüğün her baskısından sonra değerini belirtmeye yönelik çok şey yazıldı, söylendi. Bu bağlamda yeni, taze bir şey söylemek güç. Güç ya, yineleme de olsa şunları söylemeden edemeyeceğim. Bir kez, I ürkçenin ne denli doğiırgan bir dil olduğunu kanıtlıyor. Kavram oluşturmada, yabancı sözcükleri karşılayacak yeni söz değerlerini yaratmadaki güciinü yaratılmı^ örneklerle gösteriyor. Oyleyse istenir ve aranırsa Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklere karşılıklar yaratılabilir. Püsküllüoğlu'nun Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlü&ü'nc de bu açıdan bakmak gerekir. Bu düzlemde bu iki sözlük arasında işlevsel ve etkileşimsel kan bağı vardır. Şunu da ekleyeyim, Öz Tiirkçe Sözlük kendi alanındaki yabancı terimleri ya da sözcükleri Türkçeleştirmek isteyenlere sunduğu örneklerle kılavıızluk da yapabilir. Şöyle ki yabancı kökenli bir sözcüğe yeni bir karşılık yaratırken "türetme", "birleştirme", "anlam yükleme", "örnekseme" gibi dcğişik yollara başvururuz. Sözlükteki sözcüklerin büyük bir bölümü bu yollarla oluşturulmuştur. Bunların örneksenmesi yol gösterecektir bize. Bunun gibi bir "kavram alanı" içine girme, o alanla ilgili sözcük salkımları oluşturma açısından da yinc düşündüreeek, yönlendirecektir bizi. Bunu sözlükten seçeccğim bir örneğe "etken" sözcüğünden yola çıkılaCUMHURİYET KİTAP SAYI rak oluşturulmuş sözcük salkımına baglayayım: Etken, etkenlık, etkı, etkıleme, etktlemek, etküenilme, etkılenılmek, elktlenme. etkilennıek, etkıleşım, etkıleştmsel, etkınalık, etkinleşme, ctktnlcşnıek, clkınlei/ırn/c, etkınle^tırmek, elkınlık, c/kıuz, etkısızleşme, etkısızle$mek, ctkısızleştırılme, etkmzle^tırılmek, etkı\tzle\tırme, clkısızle$tırmek, etkhızlık, etmen Bir dilin varsıllığı, sözvarlığıııı oluşturan öğelerın sayısıyla ölçülemez. Önemli olan o dilin doğurganlık gücüdür. Dilin varsıllığını sağiayabilecek olanaklar bu güçte gizlidir bir bakıma. Öz Tiirkçe Sözlük'ün yansıttığı dilimizle ilgili bir gerçek de budur, onun doğurganlık gücüdür. Şöyle de denebilir, sunulan örneklerle Türkçenin doğurganlık gücünden yararlanılarak Türkçeyi geliştirme yönünde yazarlara, ozanlara, düşün ve bilim adamlarımıza yöneltilmiş bir çağrıdır bu sözlük.. Sözlük takımını oluşturan öteki sözlükleri tek tek ele alacak değilim. Ancak Yazım Kılavuzu'nd değineyim kısaca. Ülkemizde bir yazım kargaşası yaşıyoruz bugün. Büyük ölçüde Türk Dil Kunıınu'nun amaçsal ve yapısal bir değişikliğe uğratılmasından sonra başladı bu kargaşa. Giderek de genişledi, yaygınlaştı. Bakıyoruz, kullanıma sunulmuş 150yi aşkın yazım kılavuzu var. Birinin söylediği ötekini tutmuyor. Yazımda birlik ve tutarlılık, kullanımı, yaygınlığı temel alan ilkelere uymakla sağlanır. Eski Türk Dil Kurumu, ülkede ya Bugünü anlamak isteyenlere... MUDAHALELEI XXII. KONGRE KOMÜNİST PARTİDE NEYİNDEĞİŞMESİ GEREKİR \ Devrımci birikimi, tüm devrlmcl eylemlerin ve bu eylemlerden soyutlama yoluyla elde edılen bılgılerın toplamı olarak tanımlarsak şayet, "Güncel Müdahaleler" çok önemli bır devrımci pratığın eleştirısını ve değerlendirmesini içermekte ve bu yönüyle de devrımci bırıkıme önemli bir katkı oluşturmaktadır. Fransız Komunıst Partısı'nın tüzüğünden örgütlenme yapısına, seçim stratejisinden ıttifak mantığına, yönetimınden ıç yönelımlerıne, tepeden tırnaga son derece radikal ve kuramsal bır eleştirısını içerır. Ve bu yönüyle de, ülkemız devrımci birıkimine çok onenılı bır katkı olmaya adaydır... Althusser'in deyimiyle, "Sözcükler karar vermez ne anlam taşıdıklarına, yankıları karar verir bir tek." Aziz Nesin, Demlrtas Ceyhun, All Pusküllüoğlu birtoplantıda... zım birliğini sağlamak için çok yönlü çalışmalar yapmıştı. Değişik konu ve uzmanlık alanlarından çağrılan kişilerle "yazım kurultaylan" düzenlendi. Bu kurultay ve toplantılarda sorunlar saptandı, bunların çözümünü amaçlayan araştırmalar yapıldı. Sonunda ilkelerde, kurallarda büyük ölçüde bir bırlikteliğe ula^ıldı. 87.500 MADDE Yazım kargaşası nasıl önlenebilir? Yazımda birlik ve tutarlılık nasıl sağianabilir? Sorulann yanıtı açıktır, eski Türk Dil Kurumu'nun yazım ilkelerine dönmek, bunları uygulamaya koymak, Ali Püsküllüoğlu da böyle yapmış. Eski Türk Dil Kurumu'nun belirlediği ilke ve kurallara bağlı kalmış. Bunları daha kolay anlaşılır, daha kolay uygulanabilir anlatıma dönüştürmüş. Bir de kılavuzun sözvarhğını (sözcük, söz öbeği yönünden) genişletmiş; 87.500 maddclik bir kılavuz okışturmuş. Püsküllüoğlu'nun sözlükleri hem bağımsız, hem de birbirini tümleyen tümleşik bir yapı taşıyor.. Bu yönüyle de birbirlerine göndermeler yapan sözlükler bunlar. Her biri büyük bir emeğin, büyük bir sabrın ürünü. Düşünüyorum da bu güzel sözlükleri hazırlayan PüskülJoğhı dilbilim ya da sözlükbilim eğitimi görerek yetişmiş bir dilci değil; böyleyken nasıl başarmış bu çok yönlü işi? Sorumun yanıtını, Yunus Emre'nin şu dizesinde buluyorum: Aşk gelıncek cürnle eksıkler btter Bir de onun sevgi ve inançla sözcüklere adanmış olmasında. • 729 İDEOLOJi SAYFA 19