Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nedim Cürsel'in 'İlk Kadın'ı yayımlandı Hepimiz îstanbul oKsuzuyuz Her şey bir yana, Nedim Gürselin bu romanıiçin İstanbul'a yakılmış bir aşk türküsü diyebiliriz. James Joyce uiyssesde nasıl Dublin kentinin türküsünü söylüyorsa, Gürsel de istanbul'un anıtlarınm, trafik keşmekeşinin, genelev sokağındaki kalabalığın, Haliçin bulanık suyunun, karınca yuvasını andıran pazarların, işportacıların, diyeceğim, ya da yazarın deyimiyle "üç denizin birleştiği yerde kurulduğundan bu yana yayılıp genişleyen" metropolün türküsünü söylüyor. • Claude PREVOST kaklarında "Bazı anılar, onemsız ayrmtılar ısteklerle berabcı bılardo topları gıbı ora dan oraya yuvarlanmaya, belleğının sınırla nna vurmaya başlıvorlar" Bir kadın arıyor, daha doğrusu Kadın'ı arıyor Bir an, pıs bir genelev odasında bul duğunu sanıyor onıı Ondan haberstz, ar dında bıraktığı kasabada can <,ekışen anne sını de arıyor Bu annc ımgesı anlatının odak noktasına yerleştınlmış Annenm anı 8i, yokluğu ona duyduğu ozlem ve babasıy la sevışırken, dovuma varırken yunınde bc lıren ıtadc, kentın gorunumlerıyle ve roman kahramanınm yureğınde uyandırdığı heye canla karışıyoı Annenm sesı de akıp gıdı yor anlatı boyunca Kahraman kımı /aman bu olu sesle, kımı ?aman havalınde yaşattığı bir yabanu kadının sesıyle konuşuyor "Uzanıp dokunmak bu sese Sesın sıcaklığı nı duyumsayabılmek Once yumuşaklığını aynmsamak, sonra guzel beyazlığını Gıde rek ehndcn tutabılmek bu sesm, yuzunu saçlannı okşamak Koklayabtlmek doyası ya Ses konuşuyor, doğru Ama varlığı, de nnden gelen boğuk iısıltısı onemlı soyledıklen değıl" Baskı rejımlerıyle çarpık kentleş menın ^ırkınleştırdığı istanbul'un sesını de duyuruyor yazar bıze "îstanbul 1453'te de ğil, bugun duştu Bızans'ın, Osmanlı'nın guzel aynası Halıç, o saydam su, bir leş, bır balçık yığınına donuştu Galata'nın, Pera'nm Yahudı, Rum, Franco I^evanten mahallelerı yıkıldı bırer bırer Yerlenne gokdelenler, pahab oteller dıkıldı Boğazıçı yalıla rına da tankerler gırdı, kıyılara beton dokuldu Ofkelı, gergın bır erkek kalabalığı doldurdu sokaldan Yabantılar goç ettı, kozmopolıt Îstanbul kalmadı artık Kırmızı tuğlalı kuçuk kılıselere, genelev sokağına sırtmı dayamış sınagoga gıdenler azaldı Markız Pastanesıde oto yedek parçacısı ol du çpktan tştc boyle, Îstanbul duştu " bı Gursel ın kıtabında bır buyu var Çocuk ltığun buyıısu Anlatıcı on altı yaşını yenı den yaşarken yıtırdığı annesını de dırıltme ye ı,alışıyor Ote yandan, bır bakıma uzakta can çekışen Istanbul'u da canlandırmaya çalışıyor Butun bu motıflcr bırbınyle uyumlu şursel bır butunluk i(,erısınde sunu luyor okura (, ok esnek ve çevınnın başa rıyla aktardığı, benzersu ve son derece gu zel bır uslubu var yazarın Şaırlerden es.ın lendığı, onların yapıtlarıyla kendı duzyazısı nı zengınleştırıp besledığı ılk bakışta bcllı oluyor Bazı şaırlerden uzun uzadıya alıntı vapmaktan da (,ekınmıyor ijaşırtıcı bır say fanın (99 sayfa) Osmanlı şaırlerının meta lorlarıyla dolu olduğunu belırtmelıyım oykusune tanık oluyonız Ve yazar, okura, kendı atolyesıne bır goz atma fırsatı verır ken demagojı yapmıyor Tam tersıne daha dıkkatlı kdıyor bızı, anlattığı dunyanın ya kın tanığı olmamızı sağlıyor Guzel vc acık lı, ınsanul bır oykunun yer yer trajık tonlar da taşıyan dunyasuıa goturuyor bızı "Ilk Kadın ışte bu gerçeğı, anadılımın i(,ıne gın şımı, sonra ondan kopuşumu anlatmalı O'ndan Kopuşumu " Gursel şıırsel duzya zının buyuk ustası olma yolunda bır yazar Tıkel olanm dunyası, yerınde kullanılan sozcuklerm buyusuyle bır kez daha evren sele ulaşmış oluyor boylece Kıtabı bıtırdı ğımızde kendımızı oksuz hıssedıyoruz He pımız Îstanbul oksuzuyuz artık • L Humantte'den çevırı Ük Kadın/ Nedim Gursel/ Doğan Kıtap/104 s BİR KİTABIN ANISI Yazarın "lcıt motıv" unsurunu ustaca kullanarak başarıyla kurguladığı anılar gır dabında, dıkkat edılmezse gozden kaçabıle cek, anlatıyı temellendıren bır ızleğm uze rınde durmak ıstıyorum Bır oğleden sonra okul kıtaplığında okunan kıtabın anısı "Bır kıtapta seven, olcn, doğan, savaşan, gulen, acı çeken msanlara, guzel, çok guzel kadın lara rastlanabılırdı Elını uzatıp bır kıtap almak yeterlıydı unutmak ıçın Unutmak ve anımsamak ıç,ın " Kıtabın sonunda "Ilk Kadın"ın yazüış ÜMIT YAYINCIUKTflridyfnm mbx.m tutuyer. RUMELİ'DEN ESEN YEL Osman TUNABOYLU DoüanOçHarbi'nâen bu yana RumeH'den aen âetl hir rtizgur, m\\yon\arca Balkan Turkünü evlerinden, yer\er\nâen edip Çocuklartnm geleceği uğnma göç \/o\um âüşen ve oradan oraya tavrulan imaniann çiiell yokuİukkmm öykfati. Bu kitap aynı zamanda ikinci Dünya Harbi sonrast Rumdi Göçnenkflnln Çitetl Yokuluktamm öyfdiffi O n altı yaşındakı bir yalılı okul oğ rencısı tstanbul'da dolaşıyor Bir taşra kasabasından buyuk kente yenı gelmıştır Haftanın tumunu ezıcı, taş yapıların (.evrelcdığı okulda geçır mekte, dışarıya ancak bırkaç saathğıne, o da hafta sonlarında çjkabılmektedır "On bahçenın yeşıl boyalı demır parmaklıkları nın otesınden başlayan kentın gcrçekte bir bataklık olduğunu, bir kez adım atınca ın sanı yavaş yavaş dıbc doğru çektığını duşu nuyor" Ote yandan, buyuk kentle ozdeşleş tırıyor kendını " Kurşunî kubbelerı, tenıne batan sıvıı mınarclerıyle kentın şakakların da attığını, kalbının her vuruşunda damar larından hızla akan yoğun kalabalığın gov desıne yayıldığını" duyumsuyor Her şey bir yana, Nedim Gursel'ın bu ro manı ıç,ın tstanbul'a yakılmış bir aşk turku su dıyebılınz (ames |oyce Ulysseb'de nasıl Dublin kentinin turkusunu soyluyorsa, Gursel de İstanbul'un anıtlarınm, tralık keşmekeşının, genelev sokağındakı kalaba lığın, I lalıç'ın bulanık suyunun, karınta yu vasını andıran pazarlaıın, ışportacıların, dı yeceğım, ya da yazarın deyunıyle "uç denı zın bırleştığı yerde kurulduğundan bu yana yayılıp genışleyen" metropolün turkusunu soyluyor Delıkanlı bir haha sonu okuldan çıkıp kentın daracik sokaklarında dolaşıyor Ger çckte rıe kendını sevıyor ne de Istanbul'u Çunku cndışelı ve tedırgındır " kendını, bu dunyadakı varlığını Halı<,'ın çamurlu su yu kadar bulanık kırlı hıssedıyor " Bellı bir araa(, gutmeden dolaşıvor İstanbul'un so KİTAP SAYI 'ZORZANAAT Her bolumun başında anlatı uçuncu tekıl kışının bakış açısından yazılmış Ancak, be şıncı bolumun sonuna doğru bırına tekıl kışı devreye gınyor " Ve bır kırpı yavrusu gıbı tortop buzulecek soğuk çarşaflann ıçınde/Soğuk çarşaflann ıçınde bır kırpı yavrusu gıbı tortop buzulurdum " Çunku anlatıcı her defasında, "on altı yaşınm Mus luman yalnızlığmı yaşayan" anlatı kahrama nıyla ozdeşleşıyor Gerçekte, yatılı okul oğ rencısı kıtabın ya/armın daha doğrusu an latıunın on altı yaşındakı ıkızı, hatta ta kendısıdır Yazar Parıs'te ya^adığı ı<,ın hem kahramanına hem de İstanbul'a u/aktan, (,ok uzaktan bakar Nâzım Hıkmet'ın deyı mıyle "zor zanaatın", yanı surgunun i(,ınde dır Bır gece Parıs'te dolaşırken Kont C.ont reescar Alanı'na bakan bır kahveye gırer, çıktığında yan sokaklardan bırınde yurur ken, bır donuşumu yaşıyormuş ya da hayal goruyormuş gıbı kendını ansuın Istan bul'da buluvenr "Yokuş aşağı Karakoy'e ınıyorum sonra Yeraltı Ge<,ıdı nden kopru ye çıkıyorum Boğa/'a son vapur kalkmak uzere Atlıyorum hemen Yukarıda, ıın gu vertede yıldızlarlayım Suları yara yara ılcrlı yoruz Tum ışıklarını yakmış, yakamoz pa rıltıları i(,ınden Kız Kulesı'ne doğru yol alı vor vapur" Kadınlığı bır fahışenın kollarında arayan ama gerı,ektc hâlâ anncnın yakınlığını ve se vetenlığını ebkı bu l'urk masalının kadın kahr.unanı, korsanlar padışahının kızı Nılu fer de onun hayalıyle bırleşmede bulmaya çalışan bu delıkanlının ruhunda olduğu gı 768 KofmrSofcflkf7/1 OiitffKmİty SAYFA 13 CUMHURİYET