29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

iri hatırlamak bile istemiyorum. Attilâ IIhan'ın o güzelim şiirini, "Sultanı Yegâh"ı en azından yirmi yıldır elime alıp okuyamıyorum... lnsan kendisini kirletilmiş, tecavüze uğramış hissediyor... Uzun yıllardır süren bu saldırılardan geriye ne kaldı Türk şiirinden? Başta Nâzım şiirinin, gencldc de sözkonıısu bu "angaje" şiirin biçimsel dayatmalarının ve etkilerinin ve en önemlisi de, ideolojik sonııçlarının dışına belli bir süreç sonunda ve kısmen çıkabilmeyi başaran isimlerden biri Arif Damar'dır. Her zaman "sol" içinde kalması vc aynı zamanda kendi özgün yolunda şiir yazma inadını sürdiirmesi nedeniyle de, tektir. Onıın en ayırdedici özelliğidir bu. 4O'lı yılların sonuna doğru gelinirken, adı hâlâ ve hep sosyalist şairlerle birlikte anılıyor olsa da, şiirine yeni anlamlar katmaya başlıyor, yeni biçimlere, yeni anlatımlara doğru yöneliyordu. S. iirc başladığı ilk yıllarda, öncelikle Nâzım Hikmet şiirinin ve "solcu" olmayan başka şairlerin etkisindeydi. Ancak, şiiri üzerindc özellikJe Nâzım uzun süre etkili olmadı, orada sikışmadı. Aslında ilk şiirlerinde bile gizli, dipte akan bir su, kendine ait olan sızıntılar hissedilir. tleride, yaklaşık o n o n beş yıl sonrasında giderck çoğalacak, sonunda sessizce, dingince, ama kesinlikle kendinden emin ve belirgin karakteriyle gözümüzün önünde akmaya koyulacak olan bir suyun kaynaklarıdır bu "Nâzım şiirinin" altından sızan sular. natlannda, belli ilişkiler içinde ve o ilişkileri belli şekillerde, belli tercihlerle yaşamayı seçmiş olmak halidir. Böyle bir tcrcih de öncelikle sanatsal bir tercih olarak açıklanamaz. lçsel olarak ve belli alışkan lıklar, tepkiler, süreçler sonucunda sanatsal biçimler içinde de tezahür eden belli ifade biçimlerine bürünebilir bu tercih, ancak kısaca söylemek gerekirse, ideolojik/siyasal tercih bir belirleycn olarak asla sanatsal bir seçişin gerckçesi olarak öne sürülemez. Sanat, insan bireyinin, insan tekinin kendisini kavramaya çabalama yolunun, bu iradenin ve uğraşın vardığı bir uçtur. Bir ifade şekli. Insanın kendisini ifade etme biçimlerinin bir aşamasıdır ancak. Bireyin ve toplumun tarihselligi bakımından da, başka bir açıdan bakıldığında, zcnaatkârın sanatçıya dönüşmcsi, evrilmesi süreci. Adeta zorunlu, "kaçınılmaz" bir sondur. Mecbur kalınan bir yerdir sanki. Sanat. bir mecburiyettir nihayetinde. Başka bir şey yapamamaktır, başka bir şey olamamaktır. Başka bir "biçim"de ifade cdememenin çaresizliğinin tezahürüdür. Bir anlamda, bir çaresizüği itiraf etme biçimi. Siyasal bağlanma çok sonraları gelir; helc bir sanatçı için, en azından "sanat" için bunıın hiç de gerekli olmadığı geçen yüzytlın pek çok deneyiminde gösterilmişti. KENDİNİ KAVRAMAK Yapılması gereken, devrimci bir edebiyat adına yapılması gereken, her devirde ve her koşulda edebiyaun ifade imkânlarını geliştirmek, burada devrim yapmaktı. Toplumsal ve siyasal devrim arzusunun, beklentisinin ve en önemlisi çalışmasının ertelenmesi anlamına gelmiyordu bu. O, ayrı bir "iş"tir. Başka bir yerde yapılması gereken bir "icraat"tır. Edebiyat alanına girildiğinde, bir devrimcinin, edebiyattaki devrimi gerçekleştirmek için çalışması gerekiyordu. Arif Damar bunu yaptı, bunu yapmayı denedi, hiç değilse bunun ayrımındaydı ve her zaman bu çabanın içinde bulundu. Kendi kişisel tarihi içinde, solda bunu gerçekleştiren, soldan yükselen edebiyatın içinde devrimler yapma girişimlerinin gerekliliğine, buna mecbur olduklarına inanan bir şair oldu hep. Arif Damar'ın en belirgin özelliği, kendindeki şiiri, "kendi olan" şiiri ifade edebilmek, aktarabilmek için giriştiği araştırmada kendisini bu anlamda tamamen özgür hissedebilmis olmasıydı. Bu sayededir ki, belki de siyasal ve toplumsal çevresinin dolaylı dolaysız, türlü çeşitli baskılarına rağmen, sanatta tek doğru şeyin "kendini" araştırmak, "kendini" kavramaya ve ifade etmeye çabalamak olduğıı konusundaki ısrarını sonuna kadar götürdü. Böyle bir espriden bakılırsa şairlik böyle bir tcrcihle gelinmiş bir yer, cdinilmiş bir meziyet, becerılebilen bir "iş"tir. Bu, bütün siyasal bağlamların ve bağıntıların dışında böyledir. Siyasal olarak olduğu kadar, edebi olarak da devrimci olmayı, böyle yaşamavı ve hep buradan yürümevı istemiş bir şairdir. Bazı genel geçer tezlerin 40 kuşağı şairlerinin özellikle belli dönemlerde üretilcn şiirlerinin, çeşitli siyasal baskılar sonucunda ortaya çıkmış edebi anlamda "yalancı" bir kamuflaj dili olarak tezahür ettiğini ileri sürdüğünü hep biliriz. Edebi kaygılardan çok, şiirin sanatın her şart altında "görevini" yapmaya, "mesajını" vermeye devam etmesi gerektiği fikri, şiirin kullandığı araç gereç, dil ve kurgu üzerinde sanatsal ol BİR DEVRİ TARİF ETMEK Kronolojik açıdan balulırsa, Nâzım'dan sonra gelen ve 50'lerden itibaren iyice belirginleşmeye başlayan ikinci büyük yenileştirmc girişiminin içinde, bilinçli veya bilinçsiz olarak Arif Damar'ın da bulunduğunu düşünüyorum. Aslında daha geniş bir tarihsel dönem içinde bakıldığında bu "ikinci" yenilikçi dalganın, ilkiyle birlikte, neredeyse eşzamanlı olarak ortaya çıkıp ayrı kanallardan akıp çoğaldığını, ilkinin Nâzım'la, ikinci damarın ise ellilere doğru ve ellilerden sonra, Ühan Berk'le başlayıp diğcrleriyle süren bir kanalda billurlaştığını görebiliriz. Rvet, belki tkinci Yeni tarihsel vc toplutnsal olarak tarif edilmiş bir "akım" değildi, birbirinden görece bağımsrz girişilen bu denemeler toplamına, bir devri tarif etmek ve bir kavramlaştırmayı açabilmek içiıı bu ad verilmişti, ama Arif Damar'ın doğrudan bu girişim içinde sayılmamasının temeldeki nedeni, onun, kcndisini hep sosyalist gerçekçilcr içinde tarif ediyor olmasıydı. O dönemde sosyalistler içinde bu yenilikçilere neredeyse insiyaki bir sempatiyle bakan, onları izleyen tek şair olması boşuna değildir: Bu girişimlcrin doğrıı ve ye rinde olduğunu hisscdiyordu. lstanbul Bulutu'ndaki, Kedi Aklı'ndaki şiırlere, dizelere bakarak, bu yenilikçi girişimlere Arif Damar'ın bizzat katıldığını söylememiz gerekiyor. Sosyalist veya bu bağlamda başka herhangi bir şey olmak, siyasi/ideolojik olmaktan çok önce, etik bir durumdur aslında. Bir hayat bügisinin, hayat biçiminin alımlanış, algılanış, dönüştürülme ve tefsir edilme biçünine ilişkin bir haldir. İçinde bulunulan ideolojik atmosferin biçimlerine, taşıyıcılarına, oluşturucularına dair bir şeydir. Insani bir durumdur her şeyden önce. Bu, özellikle bugiin daha çok böyledir. Belli bir şekilde yaşamaktır. Seçilmiş, tercih edilmiş veya oluşturulmuş hayat koordiCUMHURİYET Tüm Kitapçılarda Mahşerin Dört Atlısı: Siyasetçi, İşadamı, Bürokrat ve Mafya, Alaattin Çakıcı ekseninde nasıl bir araya geldü... "Hükümet düşüren adam" olarak bilinen Alaattin Çakıcı'nın devletle dansını ve Türkbank skandalındaki rolünü usta gazeteci Nedim Şener bu kitapta açıklıyor... "... Okuyacağınız kitap, ülkeyi borç batağına ve krizlere sürükleyen yoz siyaset ve yönetim anlayışını gözler önüne seren bir ibret belgesi niteliğinde..." Uğur Dündar Arif Damar'ın en belirgin özelllği, kendindeki şiiri. "kendi olan" şllri ifade edebilmek, aktarabilmek için giriştiği araştırmada kendisini tamamen özgür hissedebilmis olması. SAY1 768 GUNCEL YAYINCIUK Tel: (0212) 511 22 37, Faks: (0212) 522 86 68 email: [email protected] KİTAP SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle