27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

mez!... Klasik edebiyatın gazcl formuyla yazılmış bir şiirle başlıyor ikinci böliim. Gelenekseli modcrn bir tlille yeniden kurma...Akdenizli Ilena lçin Ayrılık Şiirleri böylc başlıyor. Gelişin nc zamandı diyesim bir ask vakti/korsan şarkılar yüzünü şarapla yıkarkcn... Bir aşkın içine sığdırılmış koca evren. Oradan bakmaktadır aşka ve yeryüzünc şair. Asla ve yalnızca bir haz noktası olarak sokulmaz burada aşk şiire. Aşktaki ümitsizlik hali dünyanın hali gibidir. Belki de dünya böylc bir dünya olduğıı içindir aşkın olnıazlığı. Vakit tamam desem, haydi yollara/gurbet değil mi ki, göğsünde o eski yara... Tuğrul Keskin'de aşk algısı daha Uk şiirlcrinden bu yana hep toplumsalın içinden gelişmiş, kaynağını oralardan akıtmıştır. Dünya yalnız ve mutsuzken iki kişilik mutlulug'u kuramaz; kurar da belki içine sindircmez bunu. Yalnız uyuyanların düşlerini gctirdim/ellerinde düş çoğaltanların hüzniinii/oğullannın cesedi üzerinde ağlıyordu annem.. .inandığım hcr şey yalan artık/mag'durum, mazlumuın sofralarda yerinı yok/ah içinde günler, alı! gcçiyor günler/ellerime nıasmavi bir martl konuyor... Aşkla çıkılan yolculuk şairin ruhunda başka bambaşka sorular doğurmuştur. Ta cıı baştan beri sorulan sorular aşkta da karşısına dikilmişlir şairin. Yanıtları haya tın sezgiscl bilgisi içinde, şairindc saklı. "bir kadının bcdcnine dokunan kişi, göğe dokunmuş olur."(Novalis) aşk içc doğru bir genişleme bir özgürleşme cylcmi değü nıidir ki! Dokunulan gökyüzü evrenin sonsuzluğunu, sonsuz zamanını dainıa hatırlatır şairc. Bu nedenlc belki şürler, birleşmeye dcğil, ayrılığa söylenmiştir. Vc böIünıiin son şiiri Zifir... fırtınadan,ürpertcn fırtınadan sezdim/aşkın uğuldayan, durmadan uğuldayan sesinden.. .zifirden.zifir karanlığın ar dındaki ışıktan sezdim/ilkbahartn amansız kokıısundan, o kokunun arısından.. .bildim ki Hena, gezmeye her ycr olur/ölmeyc vatan gcrek. Modernizmin iki tetncl diizlemi olagclmiştir: her şcyin lizikscl yasalara ve mekaniğe indirgendiğı, nesnel 'dır.dir' düzlemi; görtrli öznelliğin yer aldlğı fakat daha çok 'olması gerekir' denilen bireysel dıı yunııın ve vicdanın da birörnekleşıirildiği düzlem. Postmodcrnliğin başarısını belki de bütün bu hegomonik çizgiye geçmişte neydi/ nasıldı' sorularını getirebilmcsinde aramak gerekir.(7) Şairin hayatı algılayışı, geçmişi ansınıa, onunla hesaplaşrna, bııgünü geçmişin izlerine basarak kurma, onunla olan göbek bağını koparmadan durdıırulması miimkün olnıayan tarihsel zaman içinden geleceğe yol alma olarak kendini hissettiriyor dizeleriyle baştan sona. Cieçmişle göbek bağı yalnız kendini içerikle hissettiren bir özellik taşımıyor 'I'uğrul Keskin şiirinde. Belki ve bir ölçüdc aşıklar soyundan gelmenin de etkisiyle gcleneksel şiirin sesi ile öri'ılü bu şürler. F,lbet gelcnekselin olduğu gibi ödünçlenmesiyle dcğil ınodern şiirin imbiginden geçirilmiş bir ses ve söylenı genişliği ile kurıılu bu şürler. Bir dizenin takibi diğer dizelerde de kendini henı an lam hem ses olarak sürdürmesi bütünliik anlayışmın, anlatılanın sürerli^i içınde zengınlik ve değer ka/annıasının bir yolu olmuş şairde. Diğer yapıtlarında da sıkea rastlanan cmir eekimli cümle kalıpları scsle anlamın eoğalması ve iiremesine tipik örnektir. İJçiincü bölümün şiirlerınılen olan Buhur Kokusu şöyle başlar: eığlığın çlğlığa söyletiiği nedir/geceyi bul vc böl uykusunu..avluda, lıemen yanıbaşında duruyor ay/onu al ve ölümlcrin üstüne serp sonra Üçüncü bölümde toplanan şiirlere baktığımızda ses ve söylem olarak tliğer şürler göre bazı yeni arayışların ve farklı söyleyiş denemelerinin oluşturduğu şiirlerle karşılaşıyoruz. Naif bir sıcaklık, içten bir yalınlık, sıı gibi terah ve duru bir evrenle karşılaşıyorsunuz. Ozellikle I. bölümün ağır ve tumturaklı havası burada yok. T. Bölümün ağır başlı bilgesi sanki burada uçarı bir dervişe dönüşüyor. Söyleyiş kalbinizı bir mengene gibi kıslcıvrak yakalamak ve sıkmak yerine Izmir meltemi olup serinletiyor. I lüzün ve acılara biraz daha sıı serperek, hayata biraz daha ironik bir keyifle yaklaşılıyor. Sıradanın içindeki mucizenin keşii gibi. Sıradanlık en çok şiire yakışıyor ve en eok şiir onu güzelleştiriyor dııygusunu geçiriyor insana. Ah nasıl güzel/nasll sevdun bcgonvilAavaklar oynak/eğlenir orda bura^ da..selvi başkaldırır/olanea yoksulluğa..iki zakkum yan yana/lıiri kırmızı bir beyaz./kırmızı beyaz/beyaz kırmızı.. ah nasd güzel/nasıl scvdim kalbinizı... DOĞALUK, SICAKLIK... Şıır çoğu zaman en büyük düşmanının kcndi yaratır: şiirselleşme. Şiirselleşmiş bir şiirden daha korkunç bir şey yoktur. Çünkü, böyle bir durumda.sözcükler, şaşırtının etkisini yok etmek, yalınlığın esinleyen ve esinlenen temel bir gerçeğin giiçlü ve açık öriintüsünün gözüpekliğıni yumıışatmak için bir araya gelmişlerdir. (8) Ki şairin bütün emeklerı yok olıır gider. Bir dünya önermesi, bir ütopyanın ölümüdür bu aslında. Çiinkü orda söz biter. Oysa yalm açık duru bir esinlenme anlamlarınt çoğaltarak bir dünyanın bir atmosferin, zam.tn ieinde bir mekânın kıırulmasına yardım eder. Duvarda/kendine soyunuk bir rcsim dururdu./on ikide bozulmuş bir saat/bir Mısır tanrısı yandaki duvarda... milad tavanın üstünde dururdıı/bir deniz iki cam arasında... Sonuç olarak Zifir'den Tuğrul Keskin şiirine bakmaya çalıştığımız bu yazıda karşımıza cıkan şair gelenekle bilinçli bir farkındaJıkla ilişkilendiği yerden kurmuş şür lerini. Gelenekten ürüyor çünkü öznenin kimliği. Öznenin kimlik sorununu şiir dilinden aşmaya ve açıklamaya çalıştığı yer geçmişten, gelenekten yola çıkmasını zorunlu kılıyor. Ya da şair bunu böyle duyumsuyor. Gelenekle kıırulan bağ bu şiirlerde yalnızca scse ve söyleme dayalı bir beslenme noktas:nı oluşturrnuyor. Aynı zamanda felsefik ve ideolojik bir sorgulama alanına da karşılık geliyor. Hamasete ve tekrara düşme tehlikesini göze alarak, bilerek yürüyor yolunu. Acılar, yalnızlıklar, yabancılaşma karşı mıza neredeyse bir yeni dünya meczubu çıkarıyor. Ama i.stediği, düşlediği dünyasını tarifleyen ve onun peşine giden. Bu da şairi arabesk bir 'zulüm edebiyatı'na düşme tehlikesinden kurtarmış oluyor. Bu da baştan sona okunan şiirlere içtenlik, doğallık ve sıcaklık katıyor. Şairin bu ealışmasının en kısa zamanda okurlanyla kucaklaşmasını diliyorum. Vc Zifir dilindcn veda: O zamanlar gençtik yüzümüze akardı ırmaklar, avunurduk/yinc de büyük sularla oynaşmaya giderdik/gülerdik en çok, sararmış bayırlarda solardık/yaz güneşinden coşkularımız solardı/liiz ne yapar eder büyük sular bulurduk... her nasılsa gözlerimiz örümceklerc öğİen yemcği şimdi/kalbimiz nıayın mı, dinamit mi, işte bir şeyin kuyusıı. • Dipnotlar: / Çamurdan Doğanlar, Octavıo Vaz,can yay.l9%,s.62 2.age. i.age 4.Ozan ve Gölgcsı,PaulEluard.adam yay.,V)H4,}. Rasım,ss.l40 5. Çamurdan Doğanlar, Octavio Paz.can yay 19%,s.62 6 Y. Kcmal Rtmbaud'yu Okudu nıu, yky.,1997,s54 7. Tek Kijtlik Haçlı Seferleri, Ünsal Oskay.tnkılap yay. 2000. Û03 8 Ozan ve Cîölgesi,P.Eluard,s. 141 Güler Kazmacı'dan yeni roman GULER KAZMACI pıssi C U M H U R İ Y E T K İ T A P RacJınTn "Bazen bir NOKTA fark yaratır." SAYFA 7 Tüm Seçkin Kitabevleri ve Hipermarketlerde NOKTA KİTAP www.noktakitap.com S A Yl 77 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle