02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KISAKISA... KISAKISA... KISA KISA... koyarken, oyku kahramanları nın "kıyida" olduğu gerçeğıne de hazırhyor okurunu Feğmen Alı Rıza'yı, bey kızı Ayşc'yı, kendıne ve dunyaya kuskun Medıha'yı, gcnelevın kıyısında bekleyen Yeter'ı bır kırılma anındd, bır degışım noktasında yakalıyor Guner'ın, kahramanlarını, ıl kın ıçsel konuşmalarıyla tanıvo rux, sonra cylemlerıyle Işık ve (rolge oykusundekı "anlaıı yakalayan' Ünder'ı tek bır cylemıyle "ınsan kalma yı" beeerebılen Bekçı'yı, yuru yup gıdecck gucu kendınde bu labılen Yeter'ı, gunah belledığı gerçeğıne nıhayet sarılabılen Medıha'yı ıç seslerıne kulak mısafırı olarak tanıyoruz SESSİZ ÇIĞLIKLAR 2001yılında Cumhurıyet Ka dınları Derneğı tarahndan bı rıncılık odulune la>ık bulunan "Dın Don" oykusunde ıse Gu ner, bu kadının sessı? dunyası na sokuluyor, ev ıçıne aır detay ları kahramanlarının etrafına koruyucu bır kabuk gıbı sarı yor, oykunun dekorunu bu de taylar oluşturuyor Perdeler, sa atler, ıçenlere dolan guneş hıç durmadan du/eltılen çckmece ler ve bunlaıın arasında yd$<ı nan sessız çığlıklar Eviçleııne mahkum kadınla rın nesnelerlc kurduğu bu ıhşkı, ' Dın Don" oykusunde o kapa lı kapıların ardından haberler verıyor "Saat, dalgaların kumbaldakı ızlerı sıldığı gıbı dokundu o ana, zaman aktı Çocuk saate gulumsedı " (1) ya da, "Eylul guneşı salonun ortası na kadar ıılaştı ( ) O, yaşan mamış yıllannı sorgularken ışı ğa hasret duvarlar, ıştahla gune şı ıçıyordu " (2) Sadece ev ıçlerı değıl, doğa betımlemelerı de Guner'ın oy ku kanavasında genış yer tutu yor Guner, ev ıçlennı ne kadar sılucı ve durağan ımgelerle an latıyorsa, dış dunyayı da o denlı renklı ve surprızlerle dolu anla tıyor "Koltuk" oykusunun "hava açlığı" çeken, evetutsakkah ramanı, "hep yolu gormelıyım" dıye duşunur Oykuye adını ve ren koltuk, bağımlılığın, tutsak lığın, yıtırılmış ozgurluğun sım gesıdır bır bakıma Guneydoğu gazısı Alı Rıza'nın cv ıçlerınde buyuyen bunalımı, daralmışlı ğı, ancak dışarı çıkınca azalır, dış dunyanın renklı algıları, onun gozunden okura ferahla ma çağrışımlarıyla ulaşacaktır "Yeşıl beyaz tentenın altında ıslak ve kaygan portakallar Purtuklerın parlaklığı", "porta kal te7gâhının turunculuğu", "yenı boyanmış panjurlar, bah çelerde henuz tomurcukJanan ağaçlar ve baharla gelen yeşJ" (3) ^ Guncr'ın oykusunde, dış dunyanın yukardakıne bcnzer betımlemelerı hep aynı ozlemle anlatılır Aslında kıtaptakı bu tun oykulerın kahramanları, dış dunyanın kıyısında durmak tadırlar Koltuk'dakı baba astımlıdır dışarı çıkamaz Kıyı'nın usteğ menı koturumdur, koltuk değ neklerıyle ve zoılukla yurur Aşk ve Olum' un Ayşc'sı ıçın lu sırlığı olumcul bır yazgıdır, Dın Don un Medıha'sı kendını dış dunyaya kapatmiştır Oysa kı hepsı de ıçten ıçe ruhlarını sağdtacak ıpuçLuının dış dunyada olduğunu bılırler Savaş gazısı Alı Rı/a Teğmenl de, kıtabın en ılgı çekıu oykıısu olan Turku'dekı kendı ıçıne sı kışmış kadını da daha genış boyutlara goturecek olan, yıne dışarıdadır, başka ınsanlarla kurulacak ılışkıdedır Savaşta yaralanan ve yuruyc meycn Alı Rıza kendı malulıve tının farklı bır resmını dış dıın yada gorunce hahfkr "Yurumek, yuruyememek Ulus'a kadar yurumek" duşun celerı arasından artık onun ıyn yenı bır aı,ılım so/ konıısudur Yurumek kavramı u/erıne \uk lenen anlam katmanları oykuyu farklı okumalara goturur Yazar, ıntıharın eşığındekı Alı Rı za'nın oykusunu "Yaşlı karı kocava donup n,tenlıkle gulum sedı Hafıflemıştı" dıye bıtırır (4) Müyesser Guner, oykulerınde ı,eşıtlı katmanlaıdan bubırın den faıklı konıımlarılakı ınsan ları anlatır Dış dıınyadan ge len bır etkı onları değışıme go turur Ama /aten bu kahraman lar, ıc, sesleıını dınle>en, algıları açık olan ve değışmeye duyarlı kışılerdır "Bekçı" oykusunde, kadının kaı,ması kadar Bck(,ı'nın eyle mı de dıkkat çekicıdır Bek^ı, yaptığı ışın ıtıtılıgıne karşın tek btr eylemıyle kendını arındırır Bır şans daha verılmıştır ona ve o bu fırsatı doğru değerlendıre rek , ınsan olmayı başarabılen adamdır "Kıyida" oykusunde duıakta kılerın ınsancıllığı, Turku'de Zchra'nın ezgısı, "Koltuk"ta anlatıcının hassasıyetı, yazarın duygulara oncelık veren dunya sının ıpuçlarıdır HU2UN TADI Elınızden bıraktıgınızda hu /un tadı veren oykuler, aslında yazarın ınsanca bır dunyaya ve umuda olan ınancını fısıldarlar Hemen butun oykulerde kıyı dan atılan adım, daha ıyı bır ın sana doğrudur Daha ıyı bır ınsan olmanın kı yısıdır soz konusu olan ve yazar, kahramanlarına o kıyıdan o adı mı attırır Dış dıınyadan gelen etkı, bazcn bır kadın sesıdır (Turku), bazen bır olaydır, (Bck(,ı,) bazen aşktır, (Aşk ve Olum), bır dıger oykude ofkc dır (Dın Don) Uzun gozlemlerın ve ıç yol culukların urunu olan bır kı taptır "Kıyıdakiler" Bu tıtız vc ıçtenlıldı çalişma nın yenı kıtaplara başka oykulc re gebe olduğunu rahatlıkla soyleyebılırız • (1) Muyeswr Guner, Kıyıdakiler, Kum \u\itilart Ankara 200i sayfa47 (2)Agt sayfa55 (i)Agı sa^fa 24 (4)Age say/a 27 Düğün Birahanesi BEHCETCEÜK Kıyida duranlar müyesser güner Dugun Birahanesi n Metin FINDIKÇI B kıyıdakiler ftykil ehçet Çelık'ın yenı çı kan 'Duğun Bırahane sı' * oyku ıçın uzun de nebılecek yeterlılıkte U7iın bır oyku ve on ılu kısa oy kuden oluşan bır kıtap Her h.ıngı bır kıtabı bıtırınce, o kı tapta anlatılan, soylenmek ıste nen, varılması amaçlanan hedef ıyı soylenmışse ve varılmışsa, a ten okuyuuı bunu duyumsar ükuyanda, hayata, hayatın ola ğan akışından tatlar ve ızler bı rakır Behçet Çelık ın sadece 110 saytadan oluşan ' Duğun Birahanesi' son derece yoğun VL doyurucu bır kıtap Kıtapta uı çok dıkkatı çeken yalnı/lık ınekân ıkılemındcn çı kan duşlerdır dıyebllırım INSAN HALLERİ Yalnızlık ınsanda nasıl kok sa lar veyi ınsan yalnızlığa nıye ve nasıl bulaşiı > $oyle de sorulabı lır, yalnızlığın, ınsandakı hallerı kaç çeşıttır nasıl oluşur' Can sı kıntısindan mı, ruh halınden mı kışmın bulunduğu ortam dan mı yoksa sadece ınsanın bır gercksınımı mı>> Oykulerdckı anlatıcı veya kahramanda, yal nızlık bazen bır çay bahçesındc çay ıçerken , bazen bır cafede bıra yudumlarkcn, bazen dc bır arkadaşıyla bır yerde sohbet ederken bıle anında karşımıza çıluyor Yalnulığı, kurulan duş lerden luşının bulunduğu yer dcn başka dunyalara dalıp, uzaklaşıp gıtmesınden duyumsarız "Otedekı" oykusunun ılk bolumunde anlatan çay bah çesınde otururken başka "ote dekı" dunyalara dalıp gıtmesı gıbı, ama hayatın bu yoğunluğu na anlamlı anlamsızlığına karşın D RUhİ KEVSEROĞLU nkara'da yaşayan goz doktoru Muyesser Guneı'ın ılk oyku kı tabının adı "Kıyıddkı lcr" KıtaBa seçılcn bu ad, kıyı soz cıığunıın farklı çagrışımlarını duşıındurerek okuru çok kat manlı okumalara hazırlıyor Turkçede sık sık kullandığı mız kıyida durmak, kıyıda ol mak eylcmı, değışık anlamlara ve farklı anlamalara gonderılen olan bır ınsanlık dıırumu Kıyida olmak, bır yandan kendını okyanusa ve derın dal galara kapıp koyvermeyenlerın seçımı Bır temkınlılık durumu Bır kendını koruma, kendını sakınmak eylemı Bu ılk anla mıyla bakarsak, kıyida olmak, kıyida durmak hrtınadan ve savrulmalardan kaçınmak de mek BİR SINIRDA Bu "kıyida olmak durumu nun" ıkınu çağrışımı ıse çok farklı gondermeleıe açık, "kıyı dakı olmak" bır karar anında ve bu değışımın hemen oncesınde olmak, kcndısıyle yuzleşmek de demektır Psıkıyatrıdekı anla mıyla bır "border lıne"da ol maktır Yazarın Kıyıdakıler'ı ış te bunlardır Müyesser Guner'ın "Kıyida kıleı"ı, yııkardakı anlamıyla bır tra]ik kıyida duranlardır Onlar, bır sınııda, karar anında ve bır farkındalık durumunda dırlar Kendılerını ve kendı gerçek lerını "ıçlerı kıyılarak" fark cdenlerdır "Kıyıdakiler" yaşa dıklarının ve yaşayamadıkları nın yukunu yureklerınde taşı yanlardır Bır kıyida durmuş kendı ıç lerıne ve dış dunyaya bakmak tadırlar Atacakları adım onları farklı bır boyuta taşıyacaktır Ve o boyutta yenı bır ıklını, yenı bır ınsan vaıdır artık Müyesser Guner, oykulerı nının ortak adını "Kıyıdakıler" SAYFA 18 A bdkı dc hesabı ıstcyıp kalk maktır" bıze duşen eldcn ne ge lır Bclkı de, eşımıze, oğluınuza ve yaşadığımız hayata karşı sap landığımız bır yalnızlık batağıdır bu Yaşadıkları hayattan hoşnut olmayan eşler, ıletışını kurula mayan çoculdar, eskı sevgılıler, yenı aşklar, bunlara eşıı kulvar da koşulan tek duze yaşam bıçı mı, veya ıçten ıçe bır mutsuzluk, "Selcuk'tan so/ ctmıştı ılk kez încclığıne nezaketıne hayıandı Bır de sozcuklerıne o konu şunca, U7erınıdekı butun karan lıklar dağılıyor dcdl Zor IA manlar geçırıyordu uçe bolun muştu hayatı Ev, okul, Selçuk En az zamanı onunla gcçırıyor, ama en çok onunlayken mutlu oluyordu (Tuhaf, s 42) ve bck lemek, konuşmadan soylemedcn bır şeylerı bcklemek 'Boyle yap ma canım, ne oluı y Belkı clımı tutmasa, canım' demese, bu da ha aramazdım onu Kendı dun yasında yaşasın dursun derdım Ama ışte, tuttu elımı Sıcaktı 'Canım' dedı 'Bekle' demck ıs tedı belkı de 'Şımdı dcğıl, ama çok da gecıkmeden ıstedıgın olacak,' dedı bakışlarıyla Ya da ben boyle kurdum Ncden ama? Ne hakW" (Otesı Yok S 49) Yalnızlıktan, tanımadığı ınsanlarla derderını paylaşmak, sorunlarını anlatmak, mutsuzlu ğunu ve kederını dağıtarak ha fıfletmek, "Sevgılısı, adamın ılgı sını çektığını soylemıştı Sahı na sıl soylemıştı bunu1 Ânımsamı yordu ( ) Bu kadarı yetmıştı ; . ' / C U M H U R İ Y E T : / / KİTAP SAYI 7 7 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle