Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 0 M A Y I 8 2 0 0 2 ü Yasemin Yazıcı, Müge Iplikçi'nin öykülerini değeriendirdi 3. sayfada •AhmetGünbaş, Balıkçı'nın "Imbat Serinliği"ni değerlendirdi ıo sayfada • Pelin Özer, Birhan Keskin'le "Yeryüzü Halleri"ni konuştu n sayfada • Johannes Zeilinger, Alman Yazar Karl May'ın "Şark Çemberi" dizisini değerlendiriyor u KÎT/MP Cumhuriyet P A A 8 I Z E K İnsanın bitmez tiiken Yaşar Kemal'in "Bir Ada Hikâyesi" ana başlığını taşıyan dörtlemesinin ikinci kitabı "Karıncanın Su îçtiği" yayimlanır yayımlanmaz olay roman haline geldi. îlk kitap "Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana" gibi yüksek bir satış sayısına da ulaşan romanla ilgili sorulanımızı yanıtladı Yaşar Kemal. ALPAY KABACALI Yaşar Kemal Karıncanın Su lçtığt, "Bir Ada liıkayesı" genel başlığını taşıyan dörtlünün ikıncı kitabı. Gerçekten, romamn başltca kışılerınden bin de ada.. Ama daha pek çok kışi varbu romanda. Oraya geleceg'iz. Birde, arka planda Birına Dünya Savaşı var Zaman zaman ön plana çıkıyor tstersenız bu savaş t an başlayalım Savaşlar birer soykırımdır. Bu, yalnız Birinci, Ikinci Dünya Savaşları için geçerli değil. "Üçüncü Dünya Savaşı"nda da böyleydi. "Soğuk Savaş" denen Üçüncü Dünya Savaşı da insanları ikiye, üçe, öörde ayırdı. Bitmiş de değil. Bir yerde bitiyor, başka bir yerde başlıvor. Silah üreticileri devletler, ülkeler üzerinde çok etkili. Canlarını koymuşlar silah üretimine. Herhalde çok kazanıyorlar. Bu gidışle savaşlar hiç durmayacak. Dünyadaki sivil kuruluşlar bunun önüne geçebilir. SiviJ kuruluşlar gittikçe güçleniyor ama, yeterli değil. Dünya savaşlarını AvrupaJtlar çıkardı. Daha önce dünya savaşlan yoktu. Makedonya'dan kalkıp Hindistan'a giden bir Büyük îskender var ama, bu dünya savaşı değil. Roma Imparatorluğu dünyanın bir kısmını istila etmiş, Osmanlı Imparatorluğu dünyanın büyük bir bölümünü ele geçirmiş ama, bunlar da dünya savaşı değil. Soğuk Savaş sürerken bile kanlı Vietnam Savaşları oldu. Nâzım Hikmet'in Rusya'da yayımlanmayan "Neyi Bildirir Sayılar" şiiri var. Diyor ki: "62 yılında iki avcı uçağını sofraya koysak / çevirsek ete ekmeğe şaraba salataya / 40 milyon adam doyasıya yer içer". Savaş karşıtı pek çok insan var dünyada. Savaşlar gene de sürüyor. Ben asıl bozukluğu eğitim sisteminde eöriiyorum. Savaştn sonucu olup olmaaığı tarttşılacak bir sorun daha var romanda öne çıkan Mübadelc tnsanlar yerlerınden yurtlanndan, tilkelerınden edılıp sürgüne gönderıliyorlar, bir daha dönmemek u'zere.. Bu romana çalışırken mübadeleyi inceledim. Iki milyon insanın yerinden yurdundan edilmesi... Bunu yazmaya kalktım. Hiç de kolay değildi. En zor yazdığım kitap bu oldu. Konusunu 1973'te Abıdin Dino'ya anlatmıştım. Abidin Bey, "Bunun altından zor kalkılır Yaşar" dedi, "çalıştın mı, inceledin mi?" Nereden gelmiş bu değiş tokuş ("mübadele"yi ancak böyle çevire^ biliriz) fikri? Temellerini öğrendim. Bu romanla ilişkisini nasıl kuracağım, yazmadan önce onu da saptadım. CUMHURİYET KİTAPSAV/ 64» Bir romancının en büyük çabası, koşullar içindeki, durumlar içindeki insanı anlatmaktır. Durumlar içerisinde psikolojisinin nasıl değiştiğıni... Bizim bütün sorunumuz, insan psikolojisinde yeni ufuklara varmaktır. Insan davranışları sonsuz. Orneğin savaşa girmeden önce korkuyor. Korku, çatışmaya, sıcak savaşa girince kalmıyor. Çocukluğumaa, Çanakkale Savaşı'na girmiş bir Başçavuş Ismail Ağa vardı. Durmadan anlatırdı. Büyükler artık bıkmıştı. Biz çocuklar dizinin dibine oturur, dinlerdik. Dünyanın en iyi masalcısı gibi anlatırdı Çanakkale Savaşları'nı. Herkes savaşı anlatırdı. Avşarlardan on beş, on altı yaşında çocuklar askere gitmişler. Onlar için "Vay anam kurasının ağıdı" diye nir ağıt yakılmış. Bir de Avşarların Sarıkamış kilimi vardı. Boynu bükük bir insan... Hiç böyle şey yoktur Avşar kilimlerinde. "Vay anam kurasının kilimi" de deniyordu. Birinci Dünya Savaşı, Karıncanın Su Içtiği'ni okurken de duyumsandığı gibi, yalnızca bir cepneler savaşı değil. Osmanlı Devleti'nin savaşa gırişiyle felaketler başlıyor; savaş alanı dışında kalan bolgelerde de büyük kırımlar, acılar yaşanıyor. Itihat ve Terakki her şeye hâkim. Bir Bahattin Şakir var, korkunç... Enver Paşa zavallı, îttihatçıların silahşoru Yakup Cemil'den de fazla kan içici bir adam. Kültürsüz. Her şey onun elinde. Enver Paşa olmasa Osmanlı bu savaşa girmeyebilirdi, denilivor. Mustafa Kemal Paşa, kumandayı elinde bulunduran bu yozlaşmış adamlardan çok çekiyor. Kurtuluş Savaşı sırasında da karşısına çıkıyorlar. Bınlerce askerin donup öldüiü Sarıkamış (belki "savaşı" dememek, "felaketi" demek gerekir) da anemltyer tutuyor bu romanda Benım okuduium üçüncü cıltte, Tanyerı llorozlart'nda da çarpıcı şeyler anlattyorsunuz Sankamış'ta olup bitenler beni çok ilgilendirdi. Çok okudum. Belki de delirmiş bir insanın başının altından çıkan bir durumdu. Hasan Izzet Paşa var Doğu cephesindeki ordunun başında, sanıvorum o devirde korgeneral. Irak'tan ayağı yalın, başı kabak, yazlık elbiseli perişan bir kolordu geliyor buraya. Erzurum'da lojistik Devamı 4. sayfada