Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 KURL A R A "Arap bilgini Alhazen'den îtalyan Leonardo da Vinci'ye (14521519), oradan da on dokuzuncu yüzyılın ortalanna uzanan görüntüyü elde etme çabalart, unutmamak ve . unutulmamak arzusunu mu simgeliyordu? Kuskusuz temelinde böyle kimyasal ve teknik bazt çabalann, bunu olanaklı kılacağı ümidini vermesiydi. Görüntüyü dondurmak içinyapılan calışmalar, bastangıanaan beri, (doğrudan bir saptama olsa bile) duygu ve düşüncelerin, anlatılmak istenenin ortaya dökülmesini sağlamak üzere bir araçtı. Asıl olan insandt, onun duygulan ve sınır tanımaz yarattaltğıydı. Asırlar süren kimyasal ve teknik çabalar, 1826 yıltnda Fransa'nın ChalonsurSaone kentinde, Joseph Nicepbore Niepce (17651833) tarafından evinin penceresinden yakalamayt paşardığı görüntüyle sonudandı." diye başlıyor "Türkiye'de Fotoğraf adlı çalışmasma Engin Özendes, Fotoğrafçılıkta teknik ve kimyasal gelişmeler Niepce'nin ilk görüntüyü elde etmesinden sonra hızla ilerledi ve gelişti ve Osmanlı topraklanna kadar ulastı, Fotoğrafın Türkiye'deki başüngıam yine özendes'ten okuyalım: "Fotoğrafın Doğu'da yayılmastna maceraperestler, yazarlar, arkeolojik kalınttlarla ilgilenenler, ressamlar, mimarlar öncülük etti. 1839 yıltnın ekim aytnda Fransız ressam Horace Vernet, yeğeni Charles Marie Button ve Frederic Goupil Fesquet Marsilya'dan Doğu'ya doğru bir yolculuğa başladılar." Gezi Jzmir'de sonuçlandt. Burada çekilen fotoğraflarla başladı fotoğrafımızın tarihi. özendes'in kitaplan bu görüntü dünyastnı aktanyor bizlere. Bol kitaplı günler!... SUAT YURTALAN "Kentlerde düsüncemn ya da rastlanttnın esert olduklartm santrlar hep, ama ne bırt ne öteki ayakta tutmaya yeteronlartn surlartnt. Bir kentte hayran kaldıpn sey, onun yedı ya da yetmis yedi hartkası değtl, senin ona sordu\un soruya verdiğj yamttır " ttalo Calvino (Görünmez Kentler) 20. yüzytl sonunda Siyah Beyaz fotoğraflarld bir kent belgeseli Adı Halikarnas Yapı Endüstri Merkezi, nefis siyahbeyaz fotoğraflarla zenginleştirilmiş bir Bodrum kitabı yayımladı. "Sunuş"unu Ressam Suat Yurtalan'ın, "Önsöz"ünü ise kitabı hazırlayan Ender Özışık'ın yazdığı çalışmayı, adı anılan iki yazıyla tanıtmaya çalıştık sizlere. Mavl kente bir tanık: Siyah/beyaz bir kayıtla B ir tanık kitap bu, pek yapmadığımız bir şey, hele de bir lcentse. Bodrum'a hiçbir zaman bir kasaba ya da köy diyemiyorum. O hep başkaydı, şimdi de başka. Etkilenen ama daha ÇOK etkıleyen bir coğrafya. Yüzyılın ikinci yansında Istanbul'uh dışında ilk defa ülke aydınına merkez olan Bodrum, "Mavi Anadolucular" düşünce hareketine ev sahipliği yapacaktı. Bununla kalmadı, yolundan çıkarttığı bir dolu insanı kendine tutsak etti baştançıkancı bu mavi kent. Birçok ozelliğini sayabiliriz: Antik geçmişi, Akdeniz kültürü, iklimi, ışığı, kalesi, süngercisi, guleti... Daha da ötesi "yaşantTsı, evet yerel halkın diliyle yaşantı yapmak, hava güzelse, iki de bakk varsa bir sandala atlanıp yaşantı yapmaya gidilir bu hedonist kültür kentinde. Bünyesinde yaşamayı ve yaşatmayı yoğun olarak barındıran bu nazcı kent, metropolün soğuk modernine içini ısıtacak bir ortam sundu. Burada çakıştı okumuşla yaşamış. Kıyıda oturup beraberce fava yediler, denizden, teknelerden konuştular; nasıl sünger avladıklan ve hazin vureun hikâyeleri, Ege türküleri eşliğinde dile geldi. Birlikte denize çıkıldı. Evet, "denize çıkmak". Ülkeye bu kıyılardan bir armağan denize çıkmak, ya da Cevat Şakir'in dediği gibi "Mavi Yolculuk". Sayısız insan ilk defa buradan, Bodrum'dan açıldı mavi engine; burada sevdi denizde olmayı, denizdeyaşamayı. Ülke coğrafyasında beyaz kübik yapı diline sahip biricilc yerleşimair Bodrum. Kentin geleneksel Akdeniz mimarisinin modern anlayışa uyum sağlaması, mimari gelişmedeki sürekliliği de yapmacıksız kılıyor. Son yılların turizm merkezi Bodrum, Akdeniz kültürünü yaşatan ve tasıyan bir coğrafya olmuş hep. îşte böylesine bir kenti kaydetmek, onu belgelemek ona tarih kazandırmak ile eşanlarrilı. Kitaptaki siyah/beyaz tercihi, eserin foto belgesel özelliğine daha bir kuvvet kaayor. Ender, kentin doğrudan kendisine bakmış, ona kulak vermiş yani birinci elden kentin kendisini anlatmasına, onun izdüşümünü katıksız ifadesine izin vermiş. Mavi kente saygı ile tanıklık yapmıs. lyi ki bu kaydı aüştün, eline sağlık Ender." Adı Halikarnas / Ender Özıstk / Yapı Endüstri Merkezi Yaymlan Jİ23 s. ENDER OZIŞIK E TURHAN GÜNAY Imtlyaz Sahlbl: Cafl Pazartama Cazete Dergl Kltap Basın ve Yayın A.ş. Adına Berin Nadi o vayın Danışmani: Turhan Cünay oSorumlu Müdür: Fikret llklz o Görsel Yönetmen: oilek llkoruro Baskc çaâdaş Matbaacılık Ltd. $ti. Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34 334 Istanbul Tel: (212) 512 05 050 Reklam: Medya C CUMHURİYET KİTAP SAYI 522 linizdeki çalışma, benim, oniki senedir yaşadığım çok sevgili kentim için kurguladığım iki aşamalı kişisel millennium projesinin birinci ayağı. Bir sonraki ayak "Bodrum 2020, Bir Kent Vizyonu" başlığıyla Türkiye'nin tatil yıldızının önümüzdeki yirmi yıl içinde alması olası biçimi hayal etme, öngörme, projelendirme denemesi olacak. Bodrum üzerine sohbetlerde hep dile getirilen geçmişe özlem, benim paylaştığım bir olgu değil. 1975'te Bodrum a ilk geidiğim zaman Neyzen Tevfik Caddesi boyunca kaldırım olmadığı için ayaklarıma taşlar batarak ve limana verflen kanalizasyon kokusundan burnumu tıkayarak yürümek zorunda kalmıştım. Gümbet plajına gitmek için yegâne yol ancak tek aracın geçebildiği patikalarda toz duman ve sarsıntı içinde yapılacak bir jip yolculuğu idi. Böyle bir geçmise özlemim yok ama tarih bilınci anlamınaa merakım olmadığını da söyleyemem. Bodrum 1970'lere kadar 5000 kişilik bir kasaba iken, bugün nüfusu 30.000'lerde. Hızb nüfus artışı, göç ve zenginleşme sonucu her an değişen ve büyüyen bir kent. Bu hızlı değisim temposu içinde 25 senelik bir geçmis Dile çok eski. Lakin geçmişe dönüpde hernangi bir zaman dilimi için o zamanki Bodrum nasıl bir yerdi diye merak ettiğimizde elimize alacak derli toplu bir kaynak olmadığını görüyoruz. Işte, gelecek kuşaklar üçüncü binyılın başı içinde bu boşluğu hissetmesin diye elinizdeki kitabı hazırladım. Bu kitaptaki fotoğraflann tümii 1999 yıhnda çekildi. Bugünün Bodrum kentsel mekânını, bugünün Bodrum yaşantısını gelecekte başvurulacak bir belgesel oluşturması maksadıyla fotoğrafladım. Bu çalışmayı ve kitabın büyüklüğünü basa çıkılabilir bir çerçeve içinde tutmak için kendime çeşitli sınırlamalar koydum. Birincisi, coğrafi limitler. Çalışma, birkaç istisna dışında, Bitezîçmeler, VokuşbaşıKaraada çerçevesinde tanımladığım Bodrum kent mekânı ile sınırlı. Ikincisi, sadece kamusal mekânları içeriyor; iç mekân fotoğrafları kapsam dışı. Peki niçin siyah/beyaz? îçinde yaşadığımız olağan renkli dünyanın göz alıcı etkisini kınp dikkati sadece biçimlere yöneltmek S ıçın. Başlangıçta, yorumsuzbir fotoğraf kitabı düşlerken hocam DoKuan aan'ın, fotoğraflann altına yazı yazarsan kitabın sosyolojik değeri de olur, uyansıyla metinler yazdım. Bu metinler hiç de istikrarlı bir yazarın elinden çıkmış izlenimi uyandırmıyor. Kâh alaycı, kâh ciddi, kâh fotoğrafın içinden, kâh dışından, kâh geçmise kâh geleceğe yönelik özlemleri anlatan, kimi zaman aşka gelip nesir sınırlarını jtığım bir çeşitleme gösteriyor. "Metinlere üslup tutarsızlığı var" eleştirileri aldım. Ama bu beni üslup tutarlılığı peşinde koşmaya sevk etmedi, çünkü bir seneye yayılan fotoğraf çekimlerinde hep aynı düşüncelerle deklanşöre basmadım. Beğeni, eleştiri, alay ve özlem; her seferinde bir diğeri ön plana çıku. Genellikle objektif olma kaygısı taşırken bazen müthiş sübjektif yazdığımı biliyorum. Ancak derin Bodrum sevgim kusurlarımı affetmeniz için bir gerekçe oluşturabilir. Bodrum'un uluslararası bir turizm merkezi olmasından cesaret alarak, bazı yabancıların kitaba ilgi göstereceğini düşünüp metinleri îngilizce tekrar yazdım. Genellikle aynı olmakla birlikte metinler bazen her iki dilde farklilık gösterebilir. îngilizce'deki kreatif yorumlanmı disipline etmek için sevgili Galip Isen cokça mesai harcadı. Tam bir başan elde eaemediğini peşinen ifade etmeliyim. Kitabın ismini mimar, karikatürist ve ressam ağabeyim Güngör Kabakçıoğlu'na borçluyuz. Fotoğraf çalışmalannın kısa bir bölümüne katılan, asistanım Hale Diptaş, sayfa 78,118, 125,182 (Moped), 194,226,247,255 (Takıcı), 259 (Kuyumcu), 261 (Deveci Ali), 280, 283 (Kumpir), 284 (Mausolos Restorant), 287 (Lokmacı ve Dondurmacı), 300, 301, 311 'deki fotoğraflann müellifi. Kitabı hazırlarken bilgi, düşünce ve uyarılarından istifade ettiğim Erol Güneri, Erdoğan Kayalar ve Ahmet Berk'e sonsuz şükran borçluyum. • SAYFA 3