23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AT CAPAN YAN YANA OTURUYOR BtR ERKEK VE BİR KADIN Yan yana oturuyor bir erkek ve bir kadın, Ve arzulamıyorlar o anda Ne daha yaşlı, ne daha genç olmayı; Ne de başka bir ülkede, zamanda ve yerde doğmuş olmayı. Hoşnutlar bulunduklan yerden, konuşsalar da, Konuşmasalar da. Bizim tanımadığımız birini besliyor Solukları. Kendi parmaklarının devinimini görüyor adam; Ve kadının ona uzattığı kitabı sıkıca tutan ellerini. Birlikte paylaştıkları üçüncü bir bedeni dinliyorlar. Söz vermisler o bedeni sevmeye. Yaşldık gelebilir, ayrılık gelebihr, ölüm gelecek. Yan yana oturuyor bir erkek ve bir kadın; Soluklanyla, tanımadığımız birini besliyorlar. Kim olduğunu bildiğimiz, fakat hiç görmediğimiz. TOYOTA'DAKİ YÜZ Düsün ki Toyota'nın birinde bir gün, Âşık olduğun bir yüz gördün, Ve bu O, ve alcıp gidiyor dünya Bir Montana sokağının toz bulutunda. , . ' . Geç vakit oyun oynayan çocuklar gördiim düsümde' 1926 yılında Minnesota, Madison'da bir çiftlikte doğdu ve yaşamının büyük bir bölümünü orada geçirdi. Harvard mezunu şair, orada matematik üzerine çalışmaya başlamış, fakat daha sonra yaşamını şiire adamaya karar vermiştir. Kendisinin ve ailesinin geçimini, mesleği olan öğretmenlikle değil, şiir okumaları ve kitap çevirileri ile kazanmayı yeğledi. 1958 yılında The Fifties adında bir şiir dergisi çıkardı. (Derginin adı yıllar geçtikçe The Sixties ve The Seventies olarak değiştirildi.) Bu dergide, Amerika'daki akademik eleştirmenleri alaya almış ve Amerikalı şairleri düşsel ooyutlara ve gerçeküstücülüğe vöneltmeye çalışmıştır. Avrupa ve Latin Amerika'nın önemli şairlerinden çeviriler yapmıştır. Şiirleri, Minnesota'nın kırsal alanlarından alınmış imgelerle doludur. Sözcükleri, onun bilinçaltına denktir ve "içsel" manzaraları yapıtlarına mistik ve gerçeküstücü bir hava katar. îlk kitabı Silence in the Snowy Fields (Karlı Tarlalarda Sessizlik) 1962 yılında yayımlanmıştır. ZORDUR BAZILARIİÇİN TUMCELERİ BÎTÎRMEK Gün olur söylemez birileri Söylemek.... Bir rüzgâr eser Ve çmrdamaz kapılan. Yağmur yağar ve ıslanmaz saçları. Çok şey vardır içerde tutacak Ve çok sey...Bazen utanç Bizi.... Acımasızdır çocuklar, Altı yaşındadır ve elleri... Hamlet bile krala izin verdi Duasını okurken. Ve kral şöyle dedi, "Bir şey vardı..." GEÇ KALMIŞ ÇOCUKLARIN DÜŞU Balık avlıyordum o öğleden sonra tek başıma, Kuvvetli rüzgâr ve taşan su kayığımın arkasında. Evden çok uzakta. Kazlan işittim ve uyandım birkaç kez. Geç vakit oyun oynayan çocuklar gördiim düşümde Ve yanıma geldi biri, Sonra da öğretmeni, aydınlık yüzü ve san saçlanyla. îlk kez o an unuttum uzaklığımı; Kollanma alıp, sarmaladım onu. Uyandığımda, derin yalnızlığımı duyumsadım. Güvertede yürüdüm, Kuzeyin uzaklıklannda, balık tuttum tek başıma. " Robert Bly / Şiirler / Çeviren: Gökçen Ezber Ve düşüyorsun bir çukurun içine diklemesine Ve anlatamıyorsun Tanrıya bir kum tanesinden Ve vaşamın değişiyor, Daha çok boşlaman dışında artık her şeyi Ve gömmeye geliyor seni bu savsakladıkların, Eziliyorsun, yardım edemiyor ailen, Ve Toyota'daki kadın Parçası oluyor görmediğin bir dünyanın. Ve yeniden kumsala dönüyor kum tanesi, Ve oturup ağlıyorsun bir dağ yolunda sen. ELLERÎNÎ TUTMAK , , Ellerini tuttuğunda sevdiğin birinin, Onların ince birer kafes olduklannı görürsün.. Şarkı söyler minicik kuşlar Çekilgin kırlarda Ve elin o derin vadilerinde. GEL BENtMLE Gel benimle bu umutsuzluğu uzun zamandır duyumsayan şeylerin içineKorkunç bir yalnızlıkla uluyan o eski Chevrolet tekerleri, Sırtüstü yatıyorlar pisliğin üzerinde, geceleyin tepeden aşağı sendeleyerek inen Ve sonunda bir su birikintisine düşen sarhoş ve çıplak adamlar gibi. Atılmışlann omuzlarındaki parçalanmış karanlık tüneller, Geride bırakılmış, Kurumuş ve patlamış; siyah ve çökmüş bedenler; Ve garaj kapuarına dağılmış, kıvrımlı çelik talaşları Bazen hâlâ ılık ve dokunulduğunda kumlu, Vazgeçenler her şeyden ve hep hükümeti suçlayanlar, Ve güney Dakota'uaki, karanlıkta duyumsanan yollar. BUYUK TOPLUM Yağmurda bile suluyor bahçelerini dişçiler; Incil yazarlarının kollarında salınıyor; Maymıınların çalısmasıyla gelişen eller. Sinemalann dışında, elektrık ampullerinde öldürülen krallar var; Yoksulların tabutlan, kış uykusuna yatıyor yeni giyecekler altında. Kazanın yanında oturuyor kapıcı dertli, Deliliğin kartlannı kanştınyor otel sahibi. Başbakan Küba'yı işgal etmeyi düslüyor. Yatların üzerinde asmalar ve deri koltuklar. Çöp tenekeleri ve kararmış havan toplarıyla kuruluyor kent. Uzaktaki kıyıda, Coney Adası'nda, siyah çocuklar Oyun oynuyor soğuk kumsalda; bir ual siyah yosun, Deniz kabuklan, bir gök dolusu kuş, Düşünüyor belediye başkanı başı ellerinde. SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP SAYI 522
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle