Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İmge ve yansımanın yüceltilmesi Balkon / Jean Genet / Fransızcadan çeviren: Uğur Ün / Ayrıntı Yayınevi / 111 s. Bütün yapıtlarında yerleşik ahlak kurallarına aykırı bir 'ahlak' anlayışının sözcülüğünü yaparak baîkalarının insana zorla benimsetmeye kalktıkları 'yazgı'ya kaışı çıkmakla insanın gerçek kımlığini bulabileceği düşüncesinin gözü pek bir savunucusu olan Jean Genet, 'başkaldırı'sını oyunlanyla da etkilı kılmıj bir yazar. Toplumla yüzleşmeyi sahne aracılığıyla, şiirleri ve romanlarıyla olduğundan daha 'doğrudan' bir biçimde gerçekleştiren Genet'nin oyunlarını izleyen herkes bir 'toplum dışı'nın fantazi ve gizli düşlerının yarattığı etkiyle dehşete düşerek kendi p.sikolojık açmazlarını tanımaya zorlanmıştır. Karmaşık kimlik sorunlarını işleyen Genet tiyatrosu, bütünüyle bir bajkaldırı tiyatrosudur: Oyunları, bildiri ve öğretileri kararlı biçimde yadsır. Genet'nin oyunlarında 'yaşam', fantezi ve düslerden oluşmu; bir dünyada yalnızca 'anımsanır'. Toplum dışının düşlere dalmış dünyasında Jean Genet, yalnızlığı, yabancılaşmayı, gerçeğin ve anlamın boş yere aramşını inceler. Gerçek bir asi veanarşist olan ve yapıtlarında kendi özyaşamından yola çıkarak hırsızları, katilleri, eşcinselleri, fahişeleri anlatan Genet'nin Hizmetçiler, Gözetim Evi ve Giacometti'nin Atölyesi'nden sonra dilimize dördüncü çevirilişi olan Balkon'da ise yazar, toplumu insanların düşlerini gerçekleştirdiği bir genelev olarak tasarlar. Oyunun başında jatafatlı giysiler içinde şösterişli bir söylev çeken bir piskopos görürüz. Oyun ilerledıkçe bu kişinin bir memur olduğunu, Büyük Balkon adındaki Madam Irma'nın işlettiği 'ev'de cinsellik ve iktidarla ilgili sınırsız hayallerini tatmine çalıştığını anlarız. Madam Irma'nın 'ev'i bir yanılsamalar sarayıdır. Her taraf aynalarla doludur ve burada insanlar en gizli, en olmadık düşlerini gerçekleştirmeye çalışırlar. Madam Irma'nın yöneticisi olduğu bir tiyatro kimliği de taşıyan bu aynalar mekânında bütün bu erkekler (başpiskopos, yargıç, general, emniyet müdürü, vd.) kahramanlıklarını çoğaltırlar. "İmge ve yansımanın yüceltilmesi" olan Balkon, Gallimard yayınlarının 1979 basımından Uğur Ün'ün akıcı ve duru bir çeviriyle dilimize kazandırdığı benim de tanıtma yazısından yararlandığım; fantezi ve düşlerin gerçek hayattaki benzerlerinden daha sahte olmadığını vurgulayan çarpıcı bir oyun. Öyle ki, okurken hissedebiliyorsunuz... D Marçuez'ın "Mavı Bir Köpeflin GözlerTnde yer alan öykulen için Mario Vanjas Llosa, "Marçuez'ın yazınsal tarihı öncesı" diyor. Nobel'liyazarın ilk dönem öyküleri Alacakaranlık kuşağında Mavi Bir Köpeğin Gözleri / G.G.Marguez Çeviren: Nesrin Oral / Altın Kitaplar 103 s. AONAN ÖSR Marquez için çok yazıldı çizildi. Ülkemizde de böyle. Ama ülkemizdeki değerlendirmelerde eksik bir şey vardı. Şimdi şöyle bir düşünelim: "Kolombiya edebiyatı" diye bir edebiyat bize ulaşmış mıdır? Kolombiyalı ba$ka bir yazar adı biliyor mu.ı. t rtı t yuz? Hayır. Marquez'in yüksek sıfatlarla anılacak bir yazar olmasının esprisi burada yattyor. Daha ülkesinin edebiyatı modern döneme geçmeden, sen kalk Nobel al. Ülkenin ormanlarında daha uygarlıkla tanıjmamış topluluklar keşfedilsin, sen büyük uygarlıkların üzerine kurulmuş edebiyatlara kafa tut... Bu ancak alegoriyle anlaşılabilecek bir olaydır. Yani Marquez'in kendisi bir alegoridir. Latin Amerika'daki yazınsal volkanik kıpırdanışı ilk duyumsayanlar Kuzey Amerikalı editörler olmuştur. tlk Latin Amerika Edebiyat Ödülü New York'ta kurumlaşmıştır. Bu ödülü ilk alan da Perulu romancı Ciro Alegria'dır (1925). Bu olaydan çeyrek yüzyıl kadar sonra Latin Amerika edebiyatı iyiden iyiye kendini duyurmaya başlamıştır. O yıllarda iki ana eğilimden söz edebiliriz Latin Amerika edebiyatında. 1. Yerelliği ağır basan Hispano Americano edebiyat. Bu eğilimin anıtsal adı J.Mario Arguedes'dır. 2. Snop ve Bohemizm tatları veren Batı etkisinde bir eğilim. Cortazar'ın olduğu kadar Marquez'i de ikinci eğilim içinde görürüz o yıllarda. \|\\lnlRKOPI(.!\ (ıflZLTKl Marquez'in yoğun bir okuma dönemi geçirdiği biliniyor. Mavi Bir Köpegin Gözleri'ndeki öyküîer bu okumanın yansıması. Faulkner, Virginia Woolf, Kafka okumaları tütüyor bu öyküler. Dış etkinin Amerika tarafından tartışılmaz olarak Faulkner vardır Latin Amerikalj pek çok yazarda. Edebiyat postülası içinde öksclenmiş bir Marquez'i izlemek hayli ilginç. Bala batmış aykırı bir arı olmaya çalışıyor Marquez. Aykırılığı da düşsel gerçeklik pırıltılarını taşımasından kaynaklanıyor. Ne var ki bilinç akışı edebiyattan bu zorlamayla da kurtulamıyor. Mavi Bir Köpeğin Gözleri, Kolombiyalı bir genç yazarın (o yıllarda 19471955) bilinç akışı deneyimini, uğraşısını izlemek bakımından oldukça önemli bir örnek. Mavi Bir Köpeğin Gözleri, ölümle yaşam arasındaki her türlü ihtimalin motif olarak kullanıldığı öyküleri barındınyor: Ölüm, ölümde ölüm, yaşamda ölüm, ölümde yaşam, yaşamda düş, düşte yaşam, düşte düş'tür bu motifler. Yansıtıcı malzemcierden küpler yapar bu öykülerde Marquez. Bir boyut ortaya konacak, o boyut bir başka boyutu yansıtacak... çoğalan boyutlar ilişkisi... Jean Genet Ortodoks bir artist yazar tutumu var bu öykülerde. Llosa "Marquez'in yazınsal tarihi öncesi" demiş bu öyküler için. Kimliğini bütünleyememiş her yazar için boyle bir dönem vardır. Marquez yine de çok parlak geçirmiş bu dönemi. Parlak ve snop... Marquez'i edebiyatın elegan salonunda böylesine izlemek ilginç. Kitaba eklenen Curt MeyerClason'un son sözü yararlı, çok yerinde. Altın Kitaplar'ı bu duyarlılığından dolayı kutlarken, baskı kalitesi bakımından eleştirmekten kaçınamayacağım. Evet, kitaplarda tipo baskı düz ofset baskıdan daha göze hoş görünebilir, ama matrislerin yeni ve kazanın iyi temas etmesi şartıyla. Öykülerdeki bu parlak snop tavrın gelişigüzel bir baskıyla verilmesi hoş bir ironi oluyor da... D S A Y F A 5 CUMHURİYET KİTAP SAYI 39