23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nobelalan Octavio Paz'ın "Kartalmı, Güneş mi?"adlı yapıtı yeniden yayımlandı Taş cansız, kadın dogadır NESRİN KASAP K i T A P TA VII Alacakaranlığın masası üstunde yazarım, kalemim onun neredeyse yaşayan, inıleyen ve doğumunun ormanını anımsayan göğsünc butün ağırlığıyla v°ker. Sıyah mıirckkebın geniş kanatları acılır. Laınba patlar ve kırık camlardan bır pelerın sözlerimi örter. Keskın bir ışık kıymığı sağ elimi kesip atar. Gölgeden filizler süren bu kütükle yazmayı surdürürüm. Gece odaya gırer, karşıki duvar büyük taş dudaklarını buruşturur, büyuk hava kalıpları kalemimlc kağıdımın arasına girerler. Basit tek bır hece dünyayı havaya uçurmaya yeter! Fakat tek bir söze daha yer yok bu gece. B İR Ş İ İ R Kartal mı, Güneş mi? / Octavio Paz / Çeviren: Ali Cengizkan / V Yayınlan / 122 s. Kitjpların yeni basimlarının yapıldığını görmek lıep sevinc verir bana. Bu basımlar bır ridül nedenıylc olsa bile! Hangi ncdenle olursa olsun, yeter ki okunsunlar, yeniden basılsınlar. Şu sıralar yeni basımları yapılan Kartal mı Güneş mi, Octavio Pazın 194876 yılları arasında yazdığı şiirlerden ve gene şiir tadı veren kimi düzyazı metinlerden oluşturulmuş bir seçki. Daha ilk şiiri okur okumaz, ne denli renkli bir imge dünyasına gireceğinizi ve ne denli zengın bir duyum kaynağıyla karşılaşacağınızı seziveriyorsunuz. Gerçekte Paz'ın şiirleri, tek ve uzun, görkemlı bir şiir gibidir. Sevdiği izleklerı, pek değıştırmeden, imge çeşitlemeleriyle zenginleştirerek, özgün ve ulaşılması oldukça güç bir şiir bıçemi varatmıştır ozan. Ozanın kendisi de ulaşılması güç bir şeyin peşindedir. Duralı, cansızı yerinden kımıldatıp canlandırma ça basının, bir arayışın şiıridir Paz'ın şiiri. Paz, yanı başında, tarihin ezdiği Meksika insanının da varlığını duyumsayarak, kendisıne kabul ettınlmış her şeyden, tarihtcn, zamandan, sözcüklcrın sınırlılığından şiir yoluyla Myrılıp arınmak ıster; aslına dönme ya da yeni bır dünya, yeni bır kımlık yaratmak özlemını duyar. Tutku ıçınde, kendinı, dunyayı, "tutuklu elyazısı"nı aşmanın yollarını arar. Bu arayış sürecınde, en çok doğaya ve kadın varlığına sığınır ozan. Şıırlerınde, eğretilemelerle bezeli doğa ve doğanın can vericı kaynaklarına bürunmüş kadın imgelerıyle karşılaşırız sık sık. Cansızı, taş (pıedra) imgeleriyle anlatır Paz: Huzursuz bir kentin gövdesi taştandır; tarlanın ortasında taşlaşmış bır fıskiye gibi duran bir ağaç vardır; gece, göriinmez bir taşla deri yüzer; zamanın cümleleri taştandır; taştan yüzyıllar, yıllar, dakikalar ınsan pınarının üzerine yığılmıştır. Taşı yarıp içindeki ışığı açığa çıkaracak olan, güneş, su, ateş ve ozanın doğayla özdeş kıldığı kadındır. Kadını doğanın can kaynakları • la donatır ozan. Kimileyin kadının karnı güneştir, kimileyin giysileri ışıktandır, kimileyin göğüslerinin arasında güneş uytıyakalır. Kadının gövdesi, ozanın taşların arasında sesini duyduğu ve tek "insansı" bulduğu şeye, akan suya dönüşür çoğun. .Göğüslerinin arasında suyun dilleri dolaşır, "bir saydam damla" ve "suyun yalımı" olur kadın. Kentteki soğuk bir gecede de sıcak bir sığınak: Kırmızı bir ağaç / şu bıçak gibi havada / hâlâ yanıyor / Onunla konuşarak seninle konuşuyorum (s. 112) Doğayla böylesine donanmış kadın imgesi, olağanüstü incelikli bir erotizm esintisi getirir Paz'ın şiirine. Sevişmek, bir arınıp yenilenme, bir özgürleşme yoludur. Kendinden geçıren birleşimlerin verdiği esrımeyle, zamanı durdurup "ırmak kenarındaki Buda gıbı" an'ı, "başdöndürücü bir haraketsizlık"ı ve saydamlığı yakalar ozan. Gelip geçici bir yengi olsa bile, an'ı yakalamak, bir yeniden doğuş gıbıdır: Gövdelerimiz / Uzanmış / Şafaktan daha ağır değil (s. 76) Ellerim / Varlığının perdelerini açar / Seni daha derin bir cıplaklıkla giydirir / Gövdcnin gövdelcrini ortaya çıkarır / Ellerim / Gövden için başka bir gövde yaratır. (s. 42) Ozan, yeniden doğuşu, bir " t o h u m " nitemini yakıştırdığı insan dilinin de sınırlarını zorlayarak ve neredeyse sözcükleri de seviştirerek, kendi kendine yaratmak ister: Yazarım / Her harf bir tohum özü (s. 58) Heceler akkordurlar. / Bitkidirler de: / kökleri / sessizliği parçalayan, / dalları / sesten evler kuran. (s. 99) Yeniden doğarak ta başlangıcına dönerek ya da yeni bir dünya kurarak "Benim değil" dediği tarihi de yeni baştan oluşturmayı düşler ozan: Ben bir tarihim / Kendini yaratan bir bellek (s. 59) Bu düştc, bir Meksika insanının burukluğunu sezerız; Meksika'nın tanrıları, geleneklerı, kültürü, kısacası geçmişi yok edilmiştir çünku. Ozan, kısa, ama o denli de çarpıcı bir ıkı dizesiyle yakınmasını dıle getirir: her kapıda / her alında / $ işareti (s. 110) Ne var ki, yeniden doğuşun ardından olüm gelecek, bitimsiz gelgitler yaşanacaktır. Mistik bır bakışı cağrıştırırcasına, pek çok şeyde yaptığı gibi, ölümle yaşam arasındaki sınırı da yok eder Paz: Bir özdeş çarpıntı / ölüm ve doğum / Gökle toprak arasında asıh (s. 75) Şairin çalışmalarından Yaşam ve ölüm birbirlerini yaratırlar sanki: Her gün dünyaya gelen yaşam / Her yaşam dünyaya gelen ölüm (s. 50) Dolayısıyla, yeni bir benlikle ve olabilme özlemi, yok olma özlemiyle yan yanadır: Ben açım yaşam ve de ölüm için (s. 59) İnandım ölümü gördüğüme / Gördüğümde / Varolmanın öteki yüzünü (s. 81) Her şey kazançtır / her şey yitirilmişse (s. 111) Ovsa, ozanın şiiriyle giriştiği arayış, uçsuz bucaksız bir bilinmezliğe sürükleyecektir onu: Bilmeden yazıyorum sonuçlarını / Yazdıklarımın (s. 57) Ben / şu cümleciğin orta noktasındayım. / Nereye yönlendirmekte beni? (s. 102) Günün kapıları açılır / dilin kapıları gibi, / bilinmeyene (s. 115) Gelgelelim, bilinmezliğin ötesinde, bir öte kıyı görür gibi olur tutkulu ozan. Bu öte kıyıda onu bekleyen nedir acaba? Belki, taşların yanıp netes aldığı ve çeşmeler, berrak ışıklar, ırmaklarla bezenli yeni bir dünya. Belki de, bir aydınlık, bır bilgelik. Şiirlerinden birinde, bu öte kıyıda bir Sadu'nun (Budizm'de inanç kavramı), bir başka şiirinde de, Parajnaparamita'nın (Budizm'de aklın kusursuz kılınması kavramını gösteren tanrıça) varlığından söz eder Paz: Bir sadu bana bakarak güldü / Seyrederek beni öte kıyıdan (s. 57) Parajnaparamita / Öte Kıyıdaki Kadınımız (s. 88) Böylece ozanın imgeleri, kimi zaman tek başlarına kimi zaman yan yana duran sözcüklerle, bilinmezliğin ıçinden öte kıyıya doğru özgürce akar gider. Paz'ın başddndürucü imgelerinin peşinden koşturup onlarla bağlantı kurmaya çalışmak, c«k hoş bir arayış olabılir bı/ım için. F.limizdc kalan da tatlı, doygunluk vericı bır yorgunluk duyumu olacaktır. Belki de bir özlem. LJ C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 39 Octavıo PAI, sevdığı izleklerı pek defiıştirmeden, ,..^L ^ ¥ ıtlemelerıyle zengınleştırerek özgun ve ulaşılması zor bır şıır bıçemi yaratmıştır S A Y F A 1 B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle