25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GELECEĞİN KENT İÇİ ULAŞIM ARACI HİBRİT OTOBÜSLERİ MAN şirketinin geliştirdiği dizelelektrikli hibrit otobüsleri sayesinde Nuremberg'in toplu taşıma sisteminin “elektrik bağımlılığı” artacak. Bu hibrit araçlarda, Siemens'in geliştirdiği sürüş/sistem teknolojisi kullanılacak. Özel bir fren enerjisi iyileştirme sistemine sahip olan prototipler, konvansiyonel otobüslere göre %25 oranında daha az yakıt tüketecek. Sürüş sistemi seri olarak üretilmiş parçalardan oluştuğu için MAN, otobüslerin üretimini 2010 yılına kadar gerçekleştirebilecek. İçten yanmalı motorlara ilave olarak hibrit araçlarda bir de elektrik motoru bulunuyor. Elektrik motoru aracın ilk hareketinde devreye giriyor. Bu sistem özellikle kentsel alanlarda ve kalabalık saatlerde yakıt tasarrufuna yol açıyor. Elektrik motoru ayrıca jeneratör olarak da çalışıyor. Araç fren yaptığı zaman, kinetik enerji kaybolmuyor; tam tersi elektriğe dönüştürülüp depolanıyor. Bu enerji daha sonra aracı çalıştırmakta kullanılıyor. Hibrit sürüşler, sık sık fren yapmak ve gazlamak zorunda kalan kent içi ulaşım için ideal. MAN uzmanlarıyla işbirliği yapan Siemens Automation&Drives (A&D) bölümü, dizel bir motoru jeneratörler, frekans konverter'leri, sürüş motorları ve vites parçaları içeren bir elektrik enerji ünitesine bağlıyor. Sistem şu anda Nuremberg kentinde deneniyor. Prototip sorun çıkartmadan çalıştığı için MAN en geç 2010 yılında Avrupa'da hibrit otobüsleri seri olarak üretmeyi planlıyor. niyor. Biyometrik işlemler bu gelişimin en önemli unsurlarından biri. Simens'in IT Solutions and Services grubundaki biyometrik uzmanlarının geliştirdiği avuç içi okuyucu, parmakizi okuma tekniklerini tamamlayıcı nitelikte. Sistem şöyle çalışıyor: İnsan eli kızılötesi bir tarayıcının birkaç cm. uzağına tutulduğu zaman tarayıcı birkaç saniye içinde avuçiçini okuyor. Ünite, deri altındaki damarların oluşturduğu şekli tarıyor ve bu görüntüyü bir bilgisayarda depolanmış avuç içi verileri ile karşılaştırıyor. Tam bir uyum sağlandığı takdirde kişinin yasak bölgeye girmesine izin veriyor. Parmakizi okuma tekniklerinden farklı olarak, avuç içi okuyucunun güvenilirliğini kir ya da yara izi etkilemiyor. Öyle ki sistem, steril hastane bölgelerinde giyilen eldivenlerin içinden dahi avuçiçini okuyabiliyor. Bu durum cerrahların ameliyathaneye giriş çıkışlarını kolaylaştıracak. Ayrıca bu sistem sayesinde bankamatiklerden para çekerken hijyen sorun olmaktan çıkacak. KARBON NANOTÜPLERLE UZUN ÖMÜRLÜ ÇİPLER Uzay asansöründen televizyon ekranlarına ve yakıt hücresindeki elektrotlarına kadar ileri teknoloji içeren pek çok alanda karbon nanotüplerden yararlanılıyor. Şimdi mikro işlemci üreticisi Intel, karbon nanotüplerden yararlanarak çiplerinin ömürlerini uzatmak istiyor. Geçen günlerde onaylanan bir patentte (www.tinyurl.com/35hkar), Intel nanotüplerin gücünün ve ısı dağıtıcı özelliklerinin, milyonlarca transistoru bir arada tutan iletken bakır hatları nasıl destekleyeceğini ortaya çıkartıyor. ChiHwang adındaki mucit, bakır hatların yakınlarındaki yalıtım sağlayan tabakalar üzerine ısı emici (heatsink) nanotüpler yerleştirdi. Böylece, elektrik akımının neden olduğu termal stres azaltılabilecek. Bu stres bakır hatların çatlamasına yol açtığı için bazı çipler kullanılamaz hale geliyor. Süpergüçlü tüpler ayrıca çiplerin darbe şokuna karşı direncini de artırıyor. Kütle spektrometreleri, molekülleri kütle ve elektriksel yüklerine göre sıraya dizerek incelenen maddenin içeriğini ortaya çıkartabiliyor. Burada tek zorluk, ticari cihazların pek çoğunun bulaşık makinesi boyutlarında olması. Oysa Mini 11, kâğıt mendil kutusu büyüklüğünde ve ağırlığı yalnızca 3.5 kg. Cihazın üzerindeki hortum, incelenecek örneğin üzerine iyonize su püskürterek moleküllerin yerinden oynamasını sağlıyor ve daha sonra iç kısımdan bir miktar kütleyi emerek saniyelerle ölçülecek bir zaman diliminde analizi tamamlıyor. Bu cihazı 2009 yılında 2 kg'ın altına düşürmeyi planlayan Cooks, bu kadar küçültülmüş bir cihazı herkesin yanında taşımak isteyeceğini düşünüyor. ROBOTLARDAN OLUŞAN HAYVANAT BAHÇESİ Portekiz'de Vila Franca de Xira'da kurulan Robotarium X, yapay yaşamın sergilendiği ilk hayvanat bahçesi olma niteliğini taşıyor. Hayvanat bahçesinin içindeki 4 metrelik bir kafes içinde bacaklı, tekerlekli ve kayarak ilerleyen bağımsız (otonom) robotlar barınıyor. Diğerlerinden daha büyük olan 9 adet robot ziyaretçilerle iletişim kurabiliyor. Bunun için ziyaretçilerin hareketlerini izliyor, kendilerini savunmaya yönelik eylemlerde bulunuyor veya kalabalığa tepki olarak “petal”larını açıyor. Daha agresif olan robotlar, daha küçük olanların kuyruklarını kesiyor. Hayvanat bahçesinin kurucularından Leonel Moura, “Robotları, gezegeni ve insan topluluklarını bizlerle paylaşan yeni bir tür olarak değerlendiriyoruz” diyor. YENİ BİR BİYOMETRİK GÜVENLİK SİSTEMİ: AVUÇ İÇİ OKUMA CİHAZI Siemens, avuç içi okuma cihazları ile birlikte biyometrik erişim yetki sistemlerinin kapsamını genişletiyor. Cihaz özellikle steril hastane koşullarına uygun, çünkü kişiyi tanımlamak için el temasına gerek bırakmıyor. Siemens'in ID Center biyometrik yazılımının son versiyonu, Fujitsu tarafından üretilmiş PalmSecure avuç içi okuma cihazıyla da uyumlu. Yazılım ayrıca piyasadaki tüm parmakizi tarayıcılarıyla da çalışabiliyor. Avrupa'da gelecek dört yıl içinde erişim kontrol sistemleri piyasasının 800 milyon dolardan 1 milyar dolarlık bir hacme ulaşması bekle iCARE YARDIMIYLA BAĞIŞLAR YERİNE ULAŞIYOR! Katrina tayfununu izleyen günlerde, pek çok kişi ve kurum bağış yapmasına karşın yardımların pek CBT 1067/18 31 Ağustos 2007 TAŞINABİLİR MİKROP TARAYICI Purdue Üniversitesi'nden R. Graham Cooks ve meslektaşı Zheng Ouyang'ın geliştirdiği Mini 11 adı verilen portatif kütle spektrometresi, yiyeceklerin içinde bakteriden ilaç artıklarına dek her şeyi analiz edebiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle