23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ları, beynin arka tarafının hareketsiz kaldığını, ön kasımlannın ise faal oldugunu açıkça ortaya koyuyor. "American Journal of Neuroradiology" ısımlı tıp dergısının Eylul sayısında yer alan bir makaleye gore dislektikler, ses duzenlerini analiz ederken beyinlerinin on hsmını kullanıyorlar. Solda normal beyln sağda dlslekslll beyln... Son yıllarda dislektikler üzerinde surşık konuları anlamak için okuma yazmanm ne dürülen bu araştırmalar yazüı dilin nasü bir denli önemli oldugu kendiliginden ortaya çısüreçten geçtıgı konusuna ışık tutuyor. Ozethyor. Ne var ki bugun çocuklann yuzde 20'si le okumayı ogrenmek üe konuşmayı ogrenyardımsız okuma yazma ogrenme yeteneginmek arasında buyük bir fark oldugunu goren den yoksun. Ancak bu çocuklann tümunün büim adamlan, okumayı ogrenmenin konuşdislektik oldugu düsünülmüyor. Bilim adammayı ogrenmek gıbı dogal bir sureç olmadılarına göre disleksi okuma yeteneği egrisinin gını fark etti. Konuşma 100 bın yülüc bir geçen alt kısımlannda yer alan bir bozukluk. Bumişe sahipken, yazüı dilin 5 bın yülık geçmigün disleksüere uygulanan egitim programşinin olması, yazüı dilin geneük altyapısının lanrun, okuma guçlugu çeken dislektik olmaoluşmadıgının bir gostergesi. yan çocuklara da fayda sagladıgı anlaşüıyor, Hangi okuma yontemi daha başarüı soBilim adamlarının disleksinin beyindeki nuçlar veriyor? Son yülarda hız kazanan bir bağlantı bozukluguna bagh olarak oluştu"okuma savaşlan" hiçbir yöntemin ideal olgunu saptamaları oldukça uzun zaman aldı. madığmı gösteriyor. Bugün başlıca üa ogrenYdlarca disleksi bir görme sorunu olarak ele me yontemi kullanüıyor; biri "Tüm lisan teknialındı, Doktorlar, okumakta zorluk çeken çoği", diğerı ise "Fonetik bilimi". Bu üa yöntecuklann harfleri dogru dürüst göremedigini min yandaşlan kendi yöntemlerinın tek başıdüşunuyordu. Bu yanügının kökleri çok eskina yararlı olmadıgının farkında. Bunlardan bilere dayanıyor. Disleksi ilk kez 100 yıl önce, ri bazı çocuklarda daha iyi sonuç verirken, Ingiltere Sussex'de W. Pringle Morgan adında bir doktor tarafindan tanımlandı. 1896 bazdannda işe yaramayabüiyor. Hangi yontemin daha yararlı oldugu çocugun sorununun yılında 14 yaşında, Percy adındaki bir erkek ciddiyetine ve yaşına baglı olarak degişiyor çocuga okuma yetersizligi teşhisi koyan eden Morgan, çocugun yalnızca yazüı metinleri Ne var ki herkes erken müdahalenin okumakta zorluk çektigini gorunce gozlerigerekliligı konusunda hemfüdr. 5 ve 7 yaşlan nin bozuk olduguna karar verdi. Dolayısıyla arasında okumayı ögrenme yeteneginin en bu tip çocuklan göz doktorlannın tedavi edeyuksek duzeyde seyrettiginı belirten büım bileceğı düşünüldü. Ne var ki göz doktorlan adamlan, "Eger çocuk disleksi riski taşıyorsa bu yaşlarda günde 30 dakikalık bir müdahale üe çocugu normal düzeye çekebüıriz" diyor. Ancak çocuk 8 veya 9 yaşında ise özel egitim süresı gunde iki saate çıkabilıyor. Burada rısk grubundaküeri erken evrede teşhis etmek önem kazanıyor. TexasHouston Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Barbara Foorman ve çaüsma arkadaşlannın gelıştırdıgı bir tarama testi, risk grubundaküeri kolaylıkla tespıt edebüiyor "Texas Ük Okuma Envanten" adı verilen bu test üa dakıkada çocugun okumayı ögrenme hızını olçebüiyor. Harvard.Üniversitesi Egitim Fakültesi'nden Marlyn Jager Adams'ın tarama testi de okumayı oğrenme konusunda üstün yetenekleri sapüyor. Gelecekte sorunların daha erken bir evrede tespit edümesı ıçın çeşıtlı unıversıtelerde çalışmalar devam ediyor. hiçbir zaman disleksiye çözüm getiremedi, çünkü bu çocuklann herkes kadar iyi gördügü kısa surede anlaşüdı. Shayvvitz ıse okumayı ogrenemeyen çocuklann sozcügu oluşturan sesleri kuçuk parçalara ayırmakta büyuk zorluk çektiklerini fark etti. Bu seslerin her birıne "fonem" adı verilıyor Pek çok kişı içın sozcügu fonemlere ayırmak otomatık bir olgu; daha dogrusu okuma sırasında farkında olmadan yapüan bir işlem, Dislektikler ise semboller ve ses arasında bir baglantı kuramadıklan için daha yolun başında tıkanıp kalıyorlar. Bilim adamlan yeni görüntuleme tekniklerinden yararlanarak konuya açıklık getirmeye çalışıyor. Bir kelımeyı sökmeye çalısan bir dislektıkin beynınin hangı bolgelerınin işlevsellik kazandıgını gosteren beyin taramaHangi programın daha yararb olduguna karar verecek olan anababalar ve oğretmenler için Shaywitz'in önerisi şöyle: Öncelikle hangi programın sözcükleri daha iyi parçaladıgına bakümalı Büım adamlarının "fonem algüaması" adını takdıgı bu özellik disleksinin şiddetli seyrettigi vakalarda onem kazanıyor. Ikinci ozellik ise bu fonemlerle uyum sağlayacak harfleri ögretirken uygulanan yöntem. Uçüncü faktör, programın süreklı alıstırmaya ne kadar yer verdıgının saptanması. iyi bir egitim programı bu uç faktoru çocugun ozel durumuna gore dengelemeli. Bu aşamada bilim adamlarının karşüaşügı en büyuk sorun, ögretmenlerin yeni egitim teknüderi konusunda yeterüıce egitümemeleri ve anababalann sorunun ciddiyetinı yetennce kavrayamamalan. Reyhan Oksay Kaynak Newsweek, 31 Ocak 2000 Zümrütten aklsler A. M. C Şengör Hurafe ve yaşamın evrimi Geçenlerde bir öğrenci, Bay Umut B. Ülgen, bir sohbet esnasında Natlonal Ceographic'in bir sayısında Çin'de bulunan son tüylü dinozorlan gösteriyordu Mehmet Sakınç'la bana. Hele bir tanesi, kol ve bacaklannda tüyler olan Sinornithosaurus millenii bana Cerard Heilmann'ın 1927'da yayımlanan kitabındaki hayalî Proavis'i hatırlattı. Heilmann Kuşlarm Kökeni (=The Origin of Birds) adlı eserinde o zaman bilinen Archaeopteryx ile kendisinin ayrı bir cins saydığı, fakat bugün yalnızca Archaeopteryx'in değişik bir bireyi kabul edilen Archaeornis ile bunlann kendisinden türediği ataç sürüngen arasında Danvin'in evrim kuramına göre bir geçis türünün var olması gerektiğini düsünmüs ve bu düşündüğü geçis türünü varsayımsal olarak çizerek buna Proavis (önkuş veya kus öncesi) adını vermiş. Işte şimdi Çin'de bulunan Slnornithosaurus bu Proavis'e bu kadar benzeyince evrim teorisinin ne kadar güçlü bir kuram oldugunu bir kez daha görmüs olduk. Çin'de bulunan fosillerin Archaeopteryx'den yaklaşık 30 milyon yıl daha genç olmaları bunda hiçbirşey değiştirmiyor, çünkü, evrim bu tür hayvanlann pek çoğunun olusacağını, bunlann genetik yanlıslar (mütasyon) ve çevre etkileriyle değişik hızlarda değisime uğrayıp birinin sonunda kuş üreteceğini varsayıyor. Kuş olmayanlar tüylü dinozorlar olarak kuşlarla yanyana yaşamağa devam ediyorlar. Evrim teorisine çkan bu yeni ve muhteşem destek bana Diyanet Vakfının çıkardığı Islâm Ansiklopedhi'nin 18. cildindeki (1998) Hurafe maddesini (ss. 382384) hatırlattı. Yazan Sayın Prof. Dr. YusufŞevki Yavuz. Kelâm ve mezhepler tarihi profesörü; yani ilâhiyatçı. Sayın Profesör hurafe maddesinin bir yerinde aynen söyle yazıyor: "Hurafeler sadece dinî meselelere has değildir; din dısı bazı konular, hatta bilim adına ileri sürülen kanıtlanmamış bazı teoriler de bu statü içine girmektedir. Bu çesit teoriler 'modern hurafeler' olarak değerlendirilebilir. Evrim teorisibunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Zira evrim teorisine iliskin tatmin edici kanıt bulunamadığını itiraf ettiği halde yine bu teorinin doğruluğuna inandığını söyleyen ve bunu savunan bilim adamları mevcuttur." (s. 383). Hosgeldiniz yıl 2000'e! Mehmet'e bunu anlatınca sevgili ve kibar dostum pek hayret etti, evrim teorisine kanıt bulunmadığını sanan "bilim adamlarının'' kim olduklannı merak etti. Umut elinde tuttuğu National Ceographic'e bakarak " el insaf" diye mınldandı, "Göz göre göre de bu kadar olur mu?" Mehmet ise gittikçe sinirlenerek, "yahu, yeni keşiflere ne gerek var evrimi anlamak için? llâç endüstrisi herAllahın günü mütasyon geçiren vücut düsmanlarına ilâç yetistireceğim diye uğrasmıyor mu? Bu, evrimin, nesiller arası sürenin çok az olduğu canlılarda, gözümüzün önünde cereyan eden sekli değil mi? Darvvin kitabına neyle başlıyor tür içindeki çesitlilikle. Eh, bunu at cinslerinde, inek cinslerinde, köpek cinslerinde, tavuk cinslerinde görmüyor muyuz? Bunları yetiştiriciler özel amaçlar için yaratmadı mı? Gel bunlan da Allah öylece yarattı diye iddia et! Bunlarda türleşmeyi kendi yaşamımız süresince görmememizin nedeni, nesiller arası zamanın kısalığı. Bu açığı da paleontoloji bilimi kapatıyor işte. Fosillere bakınca türleşmeyi de, ara şekilleri de bal gibi görüyoruzl Bunlar hiç birşey okumuyorlar mı, hiçbir seyden haberleri yok mu?" Mehmet daha pek çok söylendi. Sevgili dostumun infiâlini anlamamak, ona katılmamak mümkün değil. Bahis konusu maddeyi yazan zat, sıradan birgariban değil, bir üniversite profesörü. Kuşkusuz yazdığı şekilde de ders veriyor. Sorumluluklannın en önemlisi verdiği dersin çağın bilimine ve gerçeğe uygun olup olmadığını iyi kontrol etmek. Aslında insan bir profesörden bekler ki, verdiği ders çağının ilerisinde olsun, öğrencilerine yalnız başkalannın bulgularını nakletmesin, yani sırf nakli ilim yapmasın, önemli ııluslararası bilim dergilerinde yayımlamış olduöu kendi keşiflerini de anlatsın, öğrendlerini benzer keşifler yapmaya özendirsin (YÖK kanununun ilk maddesi bile bunu gerektiriyor). Bu tür gerçek profesörler Türkiye'de ne yazık ki çok, ama çok az. Fakat en azından bilineni adam gibi öğrenip anlatmasını beklemek hakkımız değil mi bir profesörden?DiyelimkibuzatIpgilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, veyaherbangi bir batı dilini öğrenemedi (o zaman nasıl profesör oldu diye sormayın, o ayrı bir dert), peki TÜBlTAK'ın evrim konusunda hem yetişkinler hem de çocuklar için Türkçe olarak yayımladığı pek çok kitaptan hiçbirini de mi okumadı? Diyelim ki bunları okumaya vakti yok, peki TÜBİTAK ödülü kazanmış pek çok biyolog var, bunlara da mı ulaşamadı? Hiç kuşkusuz jeologlar da kendisine yardıma olabilirdi, nihayet biz de paieontoloji okuyoruz. O da olmadı, antibiyotiklerin niçin geliş'ıgüzel alınmamalan gerektiğini aile doktoruna sorabilirdi (tabiî doktor yerine üfürükçüye gitmediğini farzediyorum). Evrim teorisinin kanıtlannı öğrenememek ödeta özel bir çaba istiyor, gördüğünüz gibi. Ama ülkemizde hâlö bu çabayı sarfedenler, hâlâ bilimin yerine safsata koyabileceğini sananlar var. Böyle birinin devletin yuksek düzeyli bir memurunun başında bulunduğu bir vakfın şemsiyesi altında ve bir üniversite profesörü ünvanıyla bu tür bir çabayı sürdürmesi ise çok düşündürücü. 677/5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle