20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada araç; yine referandum! Genelde Batı ülkelerinde referandum bir sorunun çözümünde halkın eğilimini saptayabilmek için başvurulan demokratik bir yöntem, bir araç! İktidarın başı, kültürünü, imam hatiplerde ve sonraki yıllarda geliştirdiği günlerden beri Türkiye’yi Cumhuriyet adı altında ama din kurallarının öncülüğünde bir devlete dönüştürme planlarını kafasının arkasında bir muska gibi taşıyor. 2002’de tek başına iktidara geldiğinden bu yana bu inancında en ufak bir değişiklik olmadı. 10 Eylül 2010 günü bir ABD gazetesine verdiği demeçte; değiştiği aldatmacasının peşine takılanlarla alay ettiğini ve değişmediğini açıklayıverdi. Değişmedi. -Yıllarca sürekli yazdığımız gibi- demokratik kuralların, Avrupa Birliği demokratik koşullarının siperine girerek; yüzü Batı’ya dönük laik Cumhuriyetin temel öğelerini ya örseledi, ya törpüledi ya da sildi geçti. Laik rejimin içini boşaltan icraatına karşı çıkan devletin zinde kuvvetlerini, aydınlarını ve sonunda bağımsız yargıyı iktidarına bağlı bir kuruma dönüştürecek girişimlere hız verdi. Medyada ve siyasetteki kimi saftirikler, RTE’nin “değiştim” aldatmacasını yıllarca yuttular. Yeni bir referandumla halka onaylatmayı düşündüğü başkanlık sistemini şimdi gündeme getirerek değişmezliğine son adımı atıyor. Medyayı öyle sindirdi ki… Son örnekler: 1)- Radikal gazetesi İsmet Berkan yönetiminde -kimi zaman eleştirdiğimiz- yayınlar yapıyordu ama… Berkan köşe yazılarında her görüşün özgürce yazılıp tartışılmasına hiçbir zaman karşı çıkmadı, engellemedi. Doğan Grubu bir tarihte Feto’nun yayın organı Zaman’da yazan Fethullahçılığını da yadsımayan Eyüp Can’ı Radikal’in baş yöneticiliğine atayınca… gazetenin aydınlık yüzünü simgeleyen yazarlar birer ikişer kapı önüne konuldu. Eyüp Can; (Cengiz Çandar’lı, Oral Çalışlar’lı) tek yönlü bir kadro oluşturuyor. Yeni Radikal sanki at gözlüğü takmış… başını tek bir yöne çevirmiş... iktidara yakın bir kulvarda koşmaya hazırlanıyor. 2)- Ya doğruları, yalnız doğruları yazdığından gururla, övünerek söz eden Fatih Altaylı’nın Genel Yayın Yönetmenliğindeki Habertürk gazetesinin; AKP hükümetini eleştirdiği için ters düştüğü Hürriyet’ten kopar kopmaz kadrosuna aldığı Bekir Coşkun’a -dün yaptığı açıklamayla yazılara ara vermesinin yanlış anlaşıldığını söylemesine karşın- reva gördüğü trajikomik muameleye ne demeli? İnternet ve gazete haberlerine göre; Bekir’e, gazete yönetimi referandum sonuna kadar yazma diyor ve ertesi gün yönetim Bekir Coşkun sütununda rahatsızlığı nedeniyle yazılarına ara verdi diye bir açıklama yayımlıyor... Gazetede bu açıklamanın çıktığı gün Bekir; Ayvalık’ta sapasağlam denizde! RTE’nin ülkeyi referandumdan yeni referanduma koşturmaya azmetmesinden söz edecekken araya medyatik oyunlar girdi... 12 Eylül’ü geçmeden RTE; bu kez “Başkanlık sistemini referanduma götürebiliriz” dedi. Nereden çıktı başkanlık sistemi demeye gerek yok! RTE, kafasındaki rejimi pekiştirebilmek için parlamentoda çoğunluk partisi olmayı… tek adam kimliğindeki Başbakanlık yönetimini artık yeterli bulmuyor. RTE, Çankaya’da hem yürütmenin başı, hem de devlet başkanı olmanın peşinde. Ha, bakın diyor. ABD’de başkanlık rejimi var, ama deve dişi gibi Başkan’ın sözünü geçiremediği bir Kongre de var! Söylediği örnek doğru olmasına doğru da; Türkiye’de geçerliliği kuşkulu. Milletvekili aday listelerinin bir elden yapıldığı ve yapılacağı bir ülkede… olası Başkan’a dik duracak bir Millet Meclisi’nin oluşabileceğini varsaymak… daha fazla demokrasi düşlerinin gerçekleşeceği sanısıyla uykuya yatmak... RTE’nin siyasal İslam amacına hizmet etmek, demektir. Referandumda evet çıkarsa… sözünü ettiği yeni anayasa ile başkanlık sistemini bir referandumda halka kabul ettireceğine olan inancı pekişmiş olacak! Yeni dönem: Yeni ama tehlikeli amaçlara koşar adım! SAYFA 12 EYLÜL 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Eylül Oslo Y 16 Helsinki Y 16 Stockholm Y 19 Londra B 18 AmsterdamY 16 Brüksel Y 17 Paris Y 18 Bonn PB 22 Münih PB 23 Berlin PB 23 Budapeşte B 21 Madrid PB 30 Viyana PB 20 Belgrad Y 18 Sofya Y 15 Roma PB 23 Atina Y 23 Zürih Y 22 Moskova B 16 Aşkabat B 21 Taşkent B 24 Bakû Y 26 Bişkek B 13 Tiflis Y 26 Kahire B 33 Şam A 34 İstanbul Y 24 Edirne Y 23 Kocaeli Y 25 Çanakkale Y 22 İzmir Y 26 Manisa Y 26 Denizli Y 28 Zonguldak Y 24 Sinop B 26 Samsun PB 27 Trabzon PB 28 Giresun PB 30 Ankara PB 34 Eskişehir PB 25 Konya PB 30 Sıvas PB 32 Antalya Y 32 Adana B 34 Mersin B 34 Diyarbakır A 36 Şanlıurfa A 36 Mardin A 33 Siirt A 35 Hakkâri B 31 Van B 25 Kars B 25 Marmara, Ege, Batı Akdeniz, Batı Karadeniz ile Eski- şehir çevreleri sağa- nak ve gök gürültülü sağanak geçecek. Yağışların; akşam saatlerinden sonra İstanbul, Kocaeli, Sa- karya, Düzce, Zon- guldak ve Bartın çev- relerinde şiddetli, Te- kirdağ, Bursa, Yalo- va, Balıkesir, ve Ça- nakkale çevrelerin- de kuvvetli olması bekleniyor. Kõnalõada’daki törende Rakel Dink, ‘Hrant’a çektirilen acõlarõn hatõrlanmasõnõ isterim’ diye konuştu Hrant Dink Parkõ açõldõİstanbul Haber Servisi - Kõnalõada’da, 19 Ocak 2007’de katledilen Agos Gazetesi Genel Yayõn Yö- netmeni Hrant Dink’in adõ verilen “Gazeteci Hrant Dink Çocuk Par- kı” dün Dink’in eşi Rakel Dink’in de katõldõğõ tören- le açõldõ. Kõnalõada’daki parkõn açõlõş törenine Adalar Be- lediye Başkanõ Dr. Musta- fa Farsakoğlu, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, Adalar Belediyesi Meclis üyelerinden Rafi Herman, Belge Yayõnlarõ Sahibi Ra- gıp Zarakolu, gazetemiz yazarõ Ataol Behramoğlu ile çok sayõda yurttaş katõl- dõ. Hrant Dink’in eşi Rakel Dink “İnsan hakları ve özgürlük için mücadele ederken artık kimse ezil- mesin” diye konuşmasõna başlayarak, “Hrant Dink ‘Benim silahõm samimiye- timdir’ derdi. O samimi insanı hatırlayalım istiyo- rum. Çocuklarımız bun- ları hatırlayacağı için se- viniyorum. Hrant’a çek- tirilen acıları hatırlama- larını isterim, insanlar ayrımcılıktan nefret ede- cek” dedi. Gazetemiz yazarlarõndan Ataol Behramoğlu ise Hrant Dink cinayetini işle- yen çetenin açõğa çõkarõl- madõğõnõn altõnõ çizerek “Çocuklar merak ede- cek, araştıracak, Hrant Dink’in adını gelecek ne- sillere daha çağdaş in- sanlar olarak taşıyacak- lardır” dedi. Rafi Her- man, Kõnalõada’da evi olan Dink’in adõnõn parka veril- mesi kararõnõn tüm beledi- ye meclisi üyelerinin oy- birliği ile kararlaştõrõldõğõ- nõ söyledi. Herman, şöyle devam etti: “Hepimiz ilkokulda ‘Ali topu Ahmet’e ya da Mehmet’e at diyorduk. Ama ‘Garo’ya at deme’ alışkanlığımız hiç olma- dı. Parkın adını verirken de istisnasız bütün meclis üyelerinin oybirliği ile to- pu Garo’ya atmaya ka- rar verdik.” Belge Yayõnlarõ Sahibi Ragõp Zarakolu da Dink cinayeti ile ilgili olarak belgeler olmasõna karşõn yargõnõn ilerleme kaydet- memesini eleştirdi ve “İlerleme sağlanmadık- ça Hrant Dink’i kaldıra- mayız, kavgamız devam edecek” açõklamasõnõ yaptõ. Törene katõlan yurttaş- lar, açõlõş sõrasõnda “Hrant için, Adalet için” sloganõ attõ. Açõlõş sõrasõnda res- sam Serap Çota’nõn yaptõ- ğõ “Hrant Dink’i kayık- ta” resmeden yağlõboya tablosu da parka asõldõ. İKİNCİ ERGENEKON DAVASI GöktaşveÇelebi içinAİHM’ye başvuruyapõldõ İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon davasõnda yargõlanan emekli Albay Avukat Le- vent Göktaş ve Teğmen Mehmet Ali Çelebi, yargõlamada Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşme- si’ne aykõrõ olarak “Adil yargılanma ve sa- vunma haklarının ihlali” şikâyetiyle Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’ne başvurdu. Göktaş ve Çelebi’nin avukatlarõ Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz tarafõndan müvekkilleri Teğ- men Çelebi adõna yapõlan AİHM başvurusun- da Çelebi’nin Ankara Güvercinlik’teki Kara Ha- vacõlõk Komutanlõğõ 1. Alay’da görev yaptõğõ sõrada 18 Eylül 2008 tarihinde gözaltõna alõn- dõğõ, İstanbul 9. Ağõr Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği’nin 20 Eylül 2008 tarihli kararõ ile soyut gerekçelerle tutuklandõğõ anlatõldõ. İddianamenin 1913 sayfadan oluştuğu, daha sonra 1454 sayfalõk 3. iddianame ile birleşti- rildiğine dikkat çekilen dilekçede şöyle denil- di: “İddianame 3367 sayfaya, dosya hacmi ise delil klasörleri ile birlikte yüz binlerce say- faya ulaşmıştır. Bu hacimdeki bir iddiana- menin başka örneği bulunmamakta ve tu- tuklu olan başvurucu Çelebi açısından sa- vunma hazırlamanın zorlukları da bir ger- çek olarak karşımızda durmaktadır.” ‘Sanık hakları kısıtlanıyor’ Çelebi’nin tahliye taleplerinin ‘klişe’ ve ‘so- yut’ gerekçelerle reddedildiğinin anlatõldõğõ di- lekçede, 2 yõllõk tutukluluğunun ardõndan 6 Ey- lül 2010 tarihinde ön savunma ve sorgu iş- lemlerine başlandõğõ ancak tamamlanamadan duruşmanõn 27 Eylül 2010 tarihine bõrakõldõ- ğõ kaydedildi. Avrupa İnsan Haklarõ Sözleş- mesi’nin 5., 6. ve 13. maddelerine dikkat çe- kilen dilekçede şu ifadelere yer verildi: “Yar- gılama kapsamında sanıklar kendilerini cuma günleri alınan taleplerde ifade ede- bilmektedirler. Ancak mahkemenin almış olduğu son ara kararla bu talepler de ayda 1 defaya indirilmiştir. Bu durum sanık haklarının önemli ölçü de kısıtlanması an- lamına gelmektedir. Bu husus da ‘Adil Yargõlanma Hakkõ’nın ihlali anlamına gel- mektedir.” Avukat Ülgen ve Ersöz, tutuklu sanõk Levent Göktaş adõna yaptõklarõ AİHM başvurusunda ise Göktaş’a isnat edilen suçlarõn “geçerli bir arama kararı olmaksızın” işyerinde ele geçirildiği iddia edilen ve 51 No’lu DVD ol- duğu savunuldu. “Bazı hâkim, savcı ve üst dü- zey yöneticilere ait görüntülerin” bulundu- ğu iddia edilen 51 No’lu DVD’nin çatlak ol- duğunun anlaşõldõğõ, DVD’nin Göktaş’a ait ol- duğuna ilişkin hiçbir bulgu olmadõğõ belirtilen dilekçede Hanefi Avcı’nõn “Haliç’te Yaşayan Simonlar/Dün Devlet Bugün Cemaat” kita- bõndaki anlatõmlarõna dikkat çekildi. Dilekçe- de “Mahkemeler hukuku aykırı yollarla el- de edilmiş delillere dayanarak, tutukluluk halinin devamına karar vermektedir. Bu hu- sus açıkça usul hükümlerine aykırı hareket edilmesi anlamına gelmektedir” denildi. ‘Organize bir hareket’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Bilişim uzmanõ ve CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, KPSS’deki “telekulak” şüphesiyle il- gili, “Yaşananları iki çocuğun hay- lazlığı olarak görmüyorum. Bu iş or- ganize yapılmış, organize dağıtılmış. İçerden de belli istihbaratlar alınmış” dedi. ÖSYM Başkanõ Ünal Yarıma- ğan, KPSS sorularõnõn matbaaya gön- derilmeden önce, hata olup olmadõğõnõ kontrol etmek için yüksek sesle oku- malar yapõldõğõnõ, bu sõrada dinleme ola- bileceği şüphesini dile getirmişti. CHP’li Tacidar Seyhan, ÖSYM’nin hangi yön- temlerle dinlenebileceğini anlatõrken, şunlarõ kaydetti: “O bina üç şekilde dinlenebilir. Bi- rincisi organize bir şekilde içeriye bö- cek, alıcı koyarak yakın bir mesafe- den araç içerisinden dinleme yapıla- bilir. Bu birkaç kişinin organize ola- rak yapmasını gerektiren bir du- rum. İkincisi lazerle cama yansıtıla- rak yapılan dinleme. Buradaki veri- ler alınır, okunur, kaydedilir ve son- ra kullanılır. Üçüncüsü vakumlama yöntemi. Bu yöntem de çok müsait. Üçüncü kat camı tam olarak dışarı bakıyor. Bunun dışında farklı yön- temler de var. İçerde herhangi biri- nin cep telefonunu açık bırakmasıy- la ulaştırılmış olabilir. Bu dinleme ci- hazına gerek bıraktırmaz. Cep tele- fonlarının alıcı olarak kullanılması mümkün. Telefonlara mesaj atma yo- luyla... Bunun üzerinden ortam din- lemesi yapılabilir. Genel yapı her şe- ye müsait görünüyor.” ‘İçeride köstebek olabilir’ Faydalananlarõn geniş bir tabana ya- yõlmasõ dolayõsõyla bu işin bireysel bir dinleme yapõlarak gerçekleştirildiğini düşünmediğini kaydeden Seyhan, “Bir dinleme yöntemi kullanılarak yapıl- mış ise bu dinleme araçlarının temi- ni ve dinlemenin yapılması organize bir işbirliğini gerektirir ki bunu an- cak örgütlü bir birim yapabilir. İki çocuğun haylazlığı olarak görmü- yorum” dedi. Sorularõn o gün okuna- cağõnõ içerden biri dõşarõya haber ver- meden de dinleme yapõlamayacağõnõ vurgulayan Seyhan, “İçerde bir kös- tebek olabilir. Bu organize bir iş. So- ruların dağılma alanına ve bunları sızdıran kişinin ilişkilerine bakarsa- nız bir yapının bu işi organize ettiği görülüyor. Yoksa Mehmet Efendi bir gün kafasına esmiş de, şu soruları dinleyeyim de bizim çocuğu kurta- rayım mantığıyla bu işleri yapmış de- ğil. Bu iş organize yapılmış. Organi- ze dağıtılmış. İçerden de belli istih- baratlar alınmış. Öyle görülüyor” gö- rüşünü kaydetti. Tanyeli’den açıklama İstanbul Haber Servisi - Balyoz davasõ sanõklarõndan emekli Tuğgeneral Süha Tanyeli’nin “Balyoz darbe planõnõn sõzdõrõlmasõna yönelik soruşturmada ifade vereceğine” ilişkin günlük bir gazetede dün yayõmlanan haber yalanlandõ. Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeli’nin avukatõ Hüseyin Ersöz yaptõğõ açõklamada, “Haber içeriğinde belirtildiği şekliyle müvekkilimizin hem Balyoz belgelerini sõzdõran hem de iddia edilen Balyoz planõnõ gerçekleştirecek grubun içinde yer almasõ birbiriyle tezat iki durum oluşturmaktadõr” dedi. Avukat Ersöz, müvekkili Tanyeli’nin söz konusu soruşturmayla ilgili olarak çağrõldõğõ takdirde adliyeye giderek ifadesini vereceğini kaydetti. “Bizi de Duy” grubu son günlerde “kop- ya” ve “iptal” haberleri ile ilgili gün- demden düşmeyen Kamu Personeli Seç- me Sınavı’nın (KPSS) iptal edilmemesini istedi. Galatasaray Meydanı’nda toplanan eylem- ciler, “Bayramı zehir ettiniz, KPSS iptal edilmesin” yazılı pankartı taşıdı. Eylemciler adına basın açıklaması yapan İnan Şerman, sınavın iptal edilmesinin alın teriyle puan alanların haklarının gasp edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Şerman, “Bu sınav için aylarca, yıllar- ca emek verdik, gece gündüz çalıştık, türlü maddi sıkıntılarla dershaneye gittik ve ter dö- kerek ‘atamayı hak ettik’. Bu sınavın iptal edilmemesi gerekli” dedi. Şerman sınavın iptal edilmesi halinde ÖSYM hakkında dava açacaklarını bildirdi. (HAKAN KAYGUSUZ) İHD: Cezaevi şartları düzeltilsin İstanbul Haber Servisi - İn- san Haklarõ Derneği (İHD) İs- tanbul Şubesi Cezaevi Komis- yonu üyeleri ile Tutuklu Hü- kümlü Aileleri Yardõmlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri aile- ler, Taksim Tramvay durağõnda iki ayrõ eylem yaparak cezaev- lerinde uygulanan keyfi hak ih- lallerinin, işkence ve baskõlarõn son bulmasõnõ istedi. Galatasaray’da “Hava almak yaşamsal haktır, havalandırma yasağına son” yazõlõ pankartlar taşõyarak toplanan İHD’liler, “Tecrit işkencesine son”, “İn- sanlık onuru işkenceyi yene- cek” sloganlarõyla Taksim Mey- danõ’na kadar yürüdü. Taksim’de basõn açõklamasõ yapan İHD Ce- zaevi Komisyonu’ndan Gönül Sonbahar Erdem, özellikle Te- kirdağ 1 No’lu F Tipi Ceza- evi’nde işkence ve hak ihlalle- rinde artõş yaşandõğõnõ söyledi. Söz konusu cezaevinde yapõlan uygulamalara dikkat çeken Er- dem, “İçme sularına lağım ka- rışmıştır. Duvarlar uzun süre boyanmadığı için küf tutmak- tadır. Havalandırma hakkı keyfi olarak engellenmekte- dir” dedi. ‘KPSS iptal edilmesin’ Kayıp yakınları adalet istiyor Gözaltında kaybedilen- lerin yakınları, 285’inci haftada toplandıkları Ga- latasaray Meydanı’nda bayramda ziyaret edecek mezarları bulunmadığını belirterek adalet istedi. Ka- yıp yakınlarından Hanife Yıldız, “Yıllardır oğlumun mezarını bile bulamıyo- rum” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Gözaltında kay- bedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır da, “Bugün bayramın üçüncü günü ama biz 30 yıldır hiç bayram kutlaya- mıyoruz. O mezarlara ka- ranfil koyamadığımız sü- rece bu bayram değil kara gündür” dedi. (HAKAN KAYGUSUZ) CHP’li Tacidar Seyhan, ÖSYM binasõnõn ‘nasõl dinlenebileceği’ni anlattõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle