19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
OkanGökayEmgengilden TürkiyeDevrimi'ninYolHaritasıveAvrasyaRotası" 200 yıllık Türk Devrimi'nin dinamikleri | O Mehmet ULUSOY Bi azı sorular vardır; bütü- nüyle yanıtlanması bir jömre sığmaz. Bir kez baş- layıp sonuna kadar git- mede ısrarhysanız her yanıt yeni bir soruyu çağınr; halka halka de- rinleşen yeni soru ve yanıtlarla bilginin sonsuzluğuna uzun bir yolculuğa başlarsınız. Daha da önemlisi yanıtların bir kısmı, önümüz- deki hayatı değiştirme pratiği içinde- dir. Diğer bir deyişle, geçmiş geleceğin içindedir, gelecek de geçmişin. EKONOMİK • SÖMÜRGELEŞMENİN SIÇRAMA NOKTALARI Türk Devrimi, son yülarda üzcrinde en çok tartışılan, araştırma yapılan, ki- taplar yayunlanan çok geniş bir konu. "Türk Devrimi, niteliği, kapsamı, ge- çirdiği evreler nedir? Sınıfsal analizi nasıl yapüabilir?" gibi sorular öyle uzun bir araştırma-öğrenme-tartışma yolculuğuna başlatır ki sizi. Ülkemizin geleceğiylc ilgili son derece hayati ka- rarların eşiğinde olduğumuzu dikkate ahrsak, önümüzü aydınlatmak açısın- dan Türk Devrimi'ni derinlemesine öğrenmek, aynı zamanda bütün yurtse- verler için acil, vazgeçilmez bir görev haline geldi. Kısaca, "Türk Devrimi nedir" soru- sunun yanıtı, Türkiye'nin nereye gitti- ğinin açıklamasmı içerir. Geleceğin anahtarı geçmişte. Hele Türkiye'nin ulusal bağımsızlığımn, ulusal bütünlü- ğünün emperyalizm tarafindan (ve kuklası hükümetlerin ve Sağ ve Sol çevrelerden devşirilmiş ve ajanlaştırıl- mış çok sayıda "aydm"m içten yducılı- SAYFA 20 Okan Gökay Emgengîlin "Çöküş-, "Dlrillş", "Devrlm" ve "Karşıdevrim" ana bö- lümlerinden oluşan Tür- kiye Devrimi'nin Yol Haritası ve Avrasya RO- tasıaöh kitabının ama- cı ve kurgusu, sadece ilgili dönemleri incele- yen ve bilgi vermekle yetinen kitaplanndan farklı olarak, bugün için sonuçlar çıkarmaya. çö- zümler üretmeye göre planlanmış. Bu nedenle ki- tap, her okuyucunun, Tür- kiye'nin güncel ve yakıcı sorunlan- na yönelik aradığını bu- labileceği tarihsel bil- gilere yo- ğunlaşması açısından önemli. ğıyla) tehdit edildiği, ulusal kimliğin ve ulusun özgür varhğının yok edilmek tehdidi altında olduğu günümüzde ta- rihimizi; devrim ve karşıdevrim süreç- lerinin, Batı'nın sömürgeleştirme ham- leleri ile bağunsızlığı koruma mücade- lelerinin birbirini izlediği Türk Devri- mi'nin dinamik tarihini öğrenmek ha- yati önem taşır. "Çöküş", "Diriliş", "Devrim" ve "Karşıdevrim" ana bölümlerinden olu- şan Türkiye Devrimi'nin Yol Haritası ve Avrasya Rotası adlı kitabın amacı ve kurgusu, sadece ilgili dönemleri incele- yen ve bilgi vermekle yetinen kitapla- nndan farklı olarak, bugün için sonuç- lar çıkarmaya, çözümler üretmeye göre planlanmış. Bu nedenle kitap, her oku- yucunun, Türkiye'nin güncel ve yakıcı sorunlarına yönelik aradığını bulabile- ceği tarihsel bilgilere yoğunlaşması açı- sından önemli. Nitekim, şu ara başlık- lar, sanınm içerik hakkında belli bir bilgi veriyor: "Tanzimat Batıcılığı Ne Anlama Ge- lir, Liberalizm ve Sosyal Demokrasi ile Ortak Yönleri Nelerdir?", "Jön Türk- ler Kimlerdi, Düşünceleri Neydi?", "Mustafa Kemal'in Komünizme Bakış Açısı Nasıldı?", "Mustafa Kemal'in Dış Politikasının Nitelikleri Neler- dir?", "Toprak Reformu Niçin Yapıla- madı?", "AB ile Avrasyacüık Arasında- ki Yol Aynmı", "Ne Yapmalı?" Kitaptan, günümüz için öğretici, bir- birinden ilginç pasajlardan bazılannı aktarmaya çalışacağız. Örneğin, "Çö- küş" bölümünde incelenen, 19. yüzyıl- da emperyaJizmin Osmanlı'yı sömürge- leştirme siyasetlerindeki önemli hamle- lerin adı olan "Islahatlar"ın ("reform- lar"ın), nasıl, borç tuzağıyla imzalatılan kölelik anlaşmalan olduğunu göster- mesi açısından şu pasaj çok anlamlı: "Osmanh tmparatorluğu'ndaki Isla- hat harekctlerinin evrimi, her aşama- sında ülkedeki ekonomik sömürgeleş- menin evrimini yakından izler. 1839 Is- lahat Fermanı 1838 Ticaret Antlaşma- sı'nın arkasından gelmiş, 1856 yılinda- ki Islahat Fermanı 1854 yılındaki ilk borçlanmanın ve 1878 Berlin Antlaş- ması'nda bahsedilen reform vaatleri de 1875 yılındaki iflasın arkasından gele- cektir"(s. 31-32). Yine Tanzimat'tan bugüne değişme- yen bir olgu, emperyalizmin bütün sö- mürgeleştirme ve Türkiye'ye boyun eğ- dirme operasyonlarında boy gösteren, Batı'nın bir uzantısı Tanzimatçı aydın kimligi, daha doğrusu kimliksizliği. Bu tipi, Tanzimat'tan bugüne gördüğü iş- levle birlikte şöyle tanımlıyor Emgen- gil: "Tanzimat'ın bize bıraktığı en kötü miras, kendi halkına inanmayan, Batı hayranı, topluma yabancı bir aydın ti- pidir. Bu Tanzimatçı aydın' tipi, 'Tür- kiye, Batı'nın iradesi olmadan kendini yönetemez. Türkiye'de yapılacak re- formların ne olduğuna Batı karar verir, çünkü en doğrusunu Batı bilir. Ba- tı'nın sıcak parası ekonomimizi ayakta tutar. Kalkınmamız için neyimiz varsa tepeden tırnağa satmaJıyız' demiştir, demektedir" (s.71-72). Kanımca genellikle gözlerden sakla- nan bir başka önemli tarihi olgu, II. Meşrutiyet döneminde yükselen Türk- çü akımın antiemperyalist devrimci- halkçı karakteridir. Rus Marksisti Aleksandr Helphant'ın (Parvus) Türk- çülerin dergisi Türk Yurdu'ndaki yazı- lannın içeriği, Türkiye devriminin stra- tejisi ve Türkiye sosyalizminin progra- mı açısından önemlidir. Berkes"ten ahntıda özetle şöyle deniyor: "Parvus, Türklere sosyalizmi getir- mediyse bile, Türkiye'nin Avrupa uy- garlığının bir parçası olmadığına işaret ederek (...) bunun mümkün olamaya- cağını söylemişti. Türkiye ile Avrupa arasındaki ekonomik ilişkiler, sömüren ile sömürülen arasındaki ilişkilerdi. Dolayısıyla temel toplumsal devrim so- runu, bir sosyalist devrim değildi. Sos- yalist devrim ancak kapitalist ülkelerde bir anlam taşıyabilirdi. Türkiye'de so- run milli bağımsızlık ve (...) milli eko- nomi yaratacak önlemlerin alınmasıy- dı" (s. 97-98). EMPERYALİZM CEPHESİ Birinci Dünya Savaşı öncesi bu yıllar, aynı zamanda, II. Enternasyonal'in sosyal demokrat ve sosyalist partilerin- de bütün 20. yüzyıl solunu belirleyecek temel bir ayrışmanın yaşandığı yıllardı. Bilindiği gibi, bu ayrışmada Batı Avru- palı partiler kendi emperyalist burjuva- zilerinin peşine takılarak devrimciliği terk etti. Lenin'in Bolşevik Partisi ve yandaşları ise, emperyalizme karşı dev- rimin ve ezilen uluslann antiemperya- list kurtuluş savaşlarmın yanında yer aldı. îşte bu saflaşmanın bir yansıması olarak, Lenin'in mücadele arkadaşı Parvus'un şahsında devrimci Marksist- lerle Türkçü ve halkçı uhısalcı Jön | Türkler, daha sonra Atatürk-Lenin iş- | birliğinin temellerini atan ortak bir ] cephe oluşturdu. Nitekim, 1912'de kurulan ve Akçu- | ra'nın da kurucusu olduğu Milli Meş- ; rutiyet Fırkası'nda, kurucu olarak, da- ha sonra TKP'nin başkanı ve sekreteri olan Mustafa Suphi ve Ethem Nejat'ın da yer alması, anlaşılması zor bir rast- I lantı değil ve çok büyük anlam taşıyan ' tarihi bir olay. i Ne ilginçtir ki, bu ulusalcı-devrimci çizginin dışında, hatta karşısında yer ! alan, lştirakçi Hilmi ve çevresi sosya- : listler (bunlara Tanzimatçı sol da diye- i biliriz) ile, II. EnternasyonaPe bağlı, Ermeni milliyetçisi Daşnak ve Hınçak örgütlerinin üyesi olan sosyalistler ise, II. Enternasyonal'in bir uzantısı olarak emperyalistlerle işbirliği içindeydi. Ay- nı "sosyalistler", Kurtuluş Savaşı yüla- rında, sosyal demokrat bir parti kura- rak, Kemalist harekete karşı Sevr'i, Ba- tı'nın Türkiye'ye müdahalesini destek- leyen siyasetler izledi. Yazar, "Mebusan Meclisi'nde sosya- lizm, ilk kez 25 Mayıs 1909 tarihinde ortaya atılmıştır. (...) Sosyalizm savu- nuculan, genellikle Ermeni mebuslar- dır..." bilgisinin verirken, Türkiye sos- yalizmindeki ulusalcdığa hep mesafeli duran, içinde "Türk" geçen her şeye düşmanca bakan, Tanzimatçı bir eğili- min de köksüzlüğünün ve halkına ya- bancılaşmışlığının köklerini de sergile- miş oluyor. "îkinci Enternasyonal'in, antiemper- yalist bir davranışla düzenlediği 5 Ka- sım 1911 Paris Saint Paul mitinginde ltalya'nın emperyalist saldınsı kınan- makla birlikte Ittihat ve Terakki otori- terizmi de eleştirilmiştir. Îkinci Enter- nasyonal'in Basel Kongresi de aldığı kararlarla, Balkanlar'daki kanşıklıklar- dan ve zulümden Türkleri sorumlu 'tutmuştur. Bu kararlara, Joures'in baş- kanlığındaki Fransız Sosyalistleriyle Alman Sosyalistlerinin bir bölümii ka- tılmamıştır. Ittihatçılann Joures'e duy- duklan yakınlığın nedeni bu duruma bağlanır" (s. 98). Kitabın sonuç kısmını oluşturan "Ne yapmalı" bölümünde, "Türk Devrimi emperyalistlere karşı verilen 'vatan sa- vunmasından geçtiği' vurgulanarak Kemalist Devrimin tamamlanmasını te- mel alan ve Avrasya ittifakında yer al- maya dayanan bir devrim stratejisi ve programı öne- riliyor." Türkiye Devrimi'nin Yol Haritası ve Avrasya Rotası / Okan Gökay Emgengil / AsyaŞafak Yayınları / 748 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 5 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle