19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
r O K U R L A R A 1 ahsin Yiicel o devasa baş- yapttt Yalan'dan sonra Kum- ruileKumru, GökJelen, Golyan Devrimigibi kurgu- salkitaplarım bizlerle buluş- tursa da Yalan'dan aldtğımız tada yakın bir diğer kitapla, Sonuncu'yla yeniden karşı- mtzda. Bu yeni romantnda Tahsin Yiicel, hayatım tek bir kitap yazmaya adayan, yazdığıyla da insanoğlunun serüvenini anlatmaya çalt- şan, yalntz kendinin yazabi- leceği, koca bir çınar gibi, göğe doğru gelişen, böylece yaşamın tam odağına yerle- şen bir kitap hayaline koyu- lan Selami Harici'nin hikâ- yesini anlatıyor. TahMn Yü- cel o nefis ironik diliyle, ab- sürditeye varan kurgusalya- pısıyla gene bizi gerçek bir edebi eserin içinde yolculuğa çtkartyor. Yücel'le son yapt- tı, Sonuncu'yu konuştuk. "Sırrtmsın Sırdaştttısm, bir atmosfer romanı aynı za- manda. Tulumbalı Ev, Ku- yulu Ev, Bedesten (hele o bedesten), çiçekpazan, ko- kular, renkler, sesler, uzak bir ülkedeki otel lobisi sah- nesi, teyzenin bağ evi, teyze ktztyla dolaştlan bağlar, ama en çok da damlardaki cibinlikli tahtalarda yatılan sıcak yaz geceleri... îşte ço- cukluğun o yıldızlı, mehtap- lı, dere sesliyaz gecelerinde, çocukluk mu masalların için- den, yoksa masallar mı ço- cukluktan bilinmez, bir altp verme, adeta beşikte sallan- ma etkisi olusturan bir dil kurulmuş" diyor romanı de- ğerlendiren Birsen Ferahlı. Kurtuluş Savaşı'nt anlatan en ö'nemli eserlerden biri olan KuvayiMilliye usta çi- zer Nuri Kurtcebe'nin kale- minde destansı anlatımtna devam ediyor. NuriKurtce- be, Nâztm Hikmet'in Kuva- yi Milliye Destant'nı çizmek- le kalmıyor, süngüsüyle Kur- tuluş Savaşt'na kattlan bir nefer olarak çtktyor karşımt- za... Nuri Kurtcebe ile Ku- vayiMilliye üzerine söyleş- tik. TURHANGÜNAY e-poıta: [email protected] [email protected] ervasız Pertavsız ENtSBÂTÜR Givency'deki evinde Monet C ivency. üç ayrı tabaka üstün- den Monet1 ye odaklanmamı doğur- du. On-on beş yaş daha genç olsaydım, ressama daha derin bir sefer düzenleme- ye kalkışırdım, görü- yorum: Marmot- tanda ve Orsayde uzun seanslar, kay- nak eşinmeleri, yapıt gruplamaları yapıp soluklu bir işe girişe- bilirdim - oysa, tez- gâhımı kendi genişli- ğinde tutma eğilimi- mi korumayı yeğliyo- rum bugün. Monet, ömrünün yandan fazlasını. Cl- vencv'dekl evln etrafında bir Japon bahçe- sl yaratmaya ayırmış. AOaçlar, çlçekler, su, köprü: oüze/ri hayata geclrmek Içln dklln- mis, böylellkle yenl reslmlerl lcln yapay ama sahlcl bir ûtekl dûnya kurrnu;. f llk tabaka, Monet'nin Japon sanatına tutku- suyla ilintili. iyi-kötü çağdaşı sayılabilecek es- tamp ustalarının yapıtlarını edinmiş, neredeyse ^f bütün duvarlarını kaplamış onlarla. Bir sanatçı- ^ nın, hiç gidip görmediği, uzaktan ne kadar ta- '\& nınabilirse tanımaya çalıştığı, parametreleri •'• ' bunca farklı bir uygarlığın kültürüne böylesine yakınlık duyması şaşırtıcı yanlar taşıyor. Gau- guin başka: Çekip gitmiş, /pndeyaşamış, yabancısı olmaktan çıkmıştı. Ayrıca Japonya örneğinde, çok derine kökleri inen, çetrefil bir kültürel bağlam var karşımızda. 0 estetikten büyülenmiş Monet; sözün gelişi seçip kullanmıyorum bu fiili. Duvarlara istiflenmiş estamp- ların plastik değerini üstün, giderek yüce bulduğu anlaşılıyor. Onlarla yetinmemiş: ömrünün yandan fazlasını, Givency'deki evin etrafında bir Japon bah- çesi yaratmaya ayırmış: Ikinci tabaka. Ağaçlar, çiçekler, su, köprü: Düzen'i hayata geçir- mek için didinmiş, böylelikle yeni resimleri için yapay ama sahici bir öteki dünya kurmuş. Üçüncü tabaka: Benzerlerinden, komşulanndan, giderek kendinden uzaklaşarak başka bir resme yü- rümüş. Bir bölüğü Givency müzesinde bugün sergi- lenen, başyapıtı Musee d'Art Modeme'in demirbaşı olmuş, diğerleri Marmottan ve Orsay başta çeşitli müze ve koleksiyonlara dağılmış, çeyrek yüzyılı aş- kın bir dönemini ressamın kapsayan bir üretime gön- deriyorum. Orada, özellikle 1890-1920 arası, benzersiz bir so- yutlama çalışmasına yönelmiş Monet. Izlenimcilerin hiçbiri bu denli zorlamamıştır sınııian; bilebildiğim kadarıyla. Yerinde, bah- çeyle-ile müze arası, da- ha açık görünüyor o se- rüvenin içindeki gözü- peklik. Kim ne der, ne anlar, ne düşünür tasası- nı hiçe sayan olağanüstü bir arayış, bir yüzleşme çabası var işlerinde. Ba- zan, büyük sanatçının, dönemine sırt dönmesi, ötekilerin yargılanna ka- yıtsız kalarak yalnızlaş- mayı göze alması büyük sonuçlar getirebilmiştir Cezanne ve Gauguin'e, hayli gecikmiş biçimde Monet'yi eklememi sağ- ladığı için, Givency gezi- sine şükrediyorum şimdi. Dışarıdan bakarken ka- baran coşkumu, içeriden bakan FT'nin söyledikleri hem doğruladı, hem pe- kiştirdi aslında: Izlenimci- lere de, XIX. yüzyıl sonu resmine de özel bir ya- kınlık duymuyor olmasına karşın, Nilüferler dizisin- de ve onu kuşatan kimi tablolarda erişilmesi güç, eskimemiş bir ustalık buldu. Japon estamplanyla diyaloğu, Monet'deki haslığın karşılığını köyuyor önümüze: Oyle bir süzgeç, imbik ki onunkisi, her aldığını kendisinin kılmış. Givency'de üç-beş kare fotoğraf çektim. Nilüferie- re yöneldiğimde, bir tanesinde, bugüne dek çektiğim en iyi fotoğraflardan birisini tutturduğumu, yakaladı- ğımı düşünüyorum. Gözümü, ötekinin gözü mühüriedi sanki. CÖNÜLLÜLÜK Yazma uğraşını ayırıyorum, bütünüyle ego mer- kezli bir varoluş biçimi sonuçta. Otuz yıl boyunca yaptıklarımın alterdüzleminde etkisi, yararlan oldu şüphesiz: Kitap, dergi, etkinlik, vb. Gelgelelim, pek azı dışında, 'gönüllü' statüsüne girmiyordu parçası, çoğu zaman sorumlusu konumunda gerçekleştirdi- ğim işlerin özelliği: Hem hayatımı kazanıyordum, hem de toplumsal bir kimlik inşa ediyordum onlarla, "gönüllü'lük bağlamında, dönüp baktığımda, düpe- düz bir bozgun hayatırry. Fakirler, yaşlılar, hastalar, özürlüler, işsizler, düşkünler için ne yaptım? Toplum- sal düzenin iyi işleyişi, çevre kaygıları, âfet sonuçlan çerçevesinde neye yaradım? Koca bir sıfır okunuyor hanemde. Avrupa, bu açıdan, vicdan kabartan bir diyar. "Yü- rek Aşevleri"nin bu yılki kampanyası bugün başlıyon evsiz-barksızlarla ilgili ateşli çalışmalar sürüyor; yal- nız ülkeler temelinde değil, uluslararası düzlemde de yüzbinlerce gönüllü her an çaba gösteriyor. Sirke sözlüler boşuna yorulmasınlar: İşe yanyor yapılanlar. Türkiye'de, kötü yetiştirildiğimiz, eğitildiğimiz doğ- ru. Gelgelelim, yeterli bir özür gerekçesi oluşturmu- yor bu. Avrupa'da gözlemlendiği ölçüde yaygın, katı- lımcı, örgütlü bir eylem alanı yaratılamamış olmasına karşın, pek çok bireyin gönüllülük etkinliklerine katıl- dığını biliyoruz. "Gürüttü"yle yapılan işleri saymıyo- rum: Göstertş ya da görünme esaslı çıkışlar da kimlik inşasıyla bağlantılı davranışlar. Gönüllülük, özünde sessizlik ister. Bir iki öncünün kaçınılmaz ve zorunlu olarak başı çekmesi dışında, geri kalanlar için sahici duruşun anonimlikten geçmesi gerektiğine inanıyo- rum. "Hanede koca bir sıfır", belki abartılı oldu: Sıksam, irili ufaklı kimi gönüllülük adımlan çıkar benim hikâ- yemden de. Ne ki, yeterli olmanın çok uzağında bir tablo olduğu da yadsınamaz benimkisinin. Şu yaşta, bir bulunç bunalımına girmek için çok mu geç? Ge- nellikle, bir yaş eşiğinin ardından beliriyor galiba bu kıpırdanışlar, bireyin başından beri doğru yönlendiril- mediği toplumlarda. Sorunu geniş ölçüde çözmüş ülkelerde, her yaştan gönüllüler çıkıyor karşımıza. Ki- minde inanç ekseni belirleyici şüphesiz, kiminde de- ğil aynca. "ötekin için ne yaptın?" — soruyu ille de böyle yö- neltmek gerekmez. "ötekinin canı cehenneme" de- meyi kolaylaştırmaktan öte bir işe yaramaz bu. Bir gün olmazsa bir başka gün, herkes 'öteki' ka- tegorilerinden birinde, birkaçında yer alacaktır: Has- ta, yaşlı, fakir, düşkün olmamıza ramak kalmıştır. Gönüllülükte, kendi sağlığından, tokluğundan, var- sıllığından utanma eğilimi vardır. Beğenmeyen be- ğenmesin, ben bunu beğeniyorum. • Imtiyaz Sahlbl: Cumhuriyet Vakfı adına llhan SelçukOGenel Yayın Yönetmeni: Ibrahim YıldızO Yayın Yönetmeni: Turhan GünayO So- rumlu Müdür Miyase HknurOGÖrsel Yönetmen: Dilek AkıskalıOYayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ.Oİdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2,34381 Şişli- Istanbul. Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64 0 Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt - ISTANBUL 0 Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: özlem Ayden/ Reklam MO- dürü: Eylem ÇevikOTel: 0 (212) 25198 74-75-0 (212) 343 72 7 4 0 Yerel süreli yayın 0 Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1051 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle