Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
8 NİSAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Orantısız Güç...
Olup bitenlere elden geldiğince profesyonel
gazeteci gözüyle bakmaya çalıştıkça giderek artan
ölçeklerde, halkı gerçeklerden, olup bitenleri
algılamaktan koparan, yanıltan, çarpık yönlendiren
kamuoyu oluşturma dediğimiz bu çok tehlikeli
silahı, medya gücünü ne kadar da haksız, orantısız
bir güç olarak kullanmakta olduğumuzun ayırdına
varıyorum...
Zamanla, reating kaygısı içinde yarışan haberci,
programcı arkadaşlar, profesyonellik, tarafsızlık
görüntüsü adına karşıt görüşlerden gazeteci,
yorumcuları yayına alarak olabildiğince eşzaman
süresi tanımaya yönelik bazen içtenlikle çaba da
gösteriyorlar. Ortaya çıkan belki ilgi çekici, horoz
dövüşünü andıran bir tartışma... Ancak halkın
doğru bilgi edinme, haber alma, bilinçlenme hakkı
boyutundan sorgularsanız... Gerçek bir kafa
karıştırma, toplumsal barışa, demokrasimizin, insan
haklarımızın gelişmesine zarar verecek; ülkemizin,
çocuklarımızın geleceği için gerçek tehdit
boyutlarında ayrımcılıkları, çatışmacılığı besleyen
çarpık algılamalarla, önyargılı cepheleştirme...
Uluslararası gazetecilik örgütleri, insanlığın
gerçeklerden uzaklaştırılması, çarpık
yönlendirilmesi, kendine, çıkarlarına, haklarına
yabancılaştırılmasında, ilişkilendirilmiş gazeteciler
eliyle işlenen suçların günümüzde çok hafif kaldığını
itiraf ediyorlar. Asıl tehlike orantısız medya
gücünde... Gerçeklerin çarpıtıldığı bilgilendirme,
yönlendirmelerde...
Uzatmadan ülkemize, günümüze,
gündemlerimize dönersek, ben en çok tarafsızlık,
profesyonel gazetecilik, bilim, gerçekler adına
veriliyor gibi görünen bilgilerin gerçeklerin tam tersi
olabilmesi, kullanılan doğru gibi söz ve yorumların
tuzak olması hallerinden korkuyorum... “İnsan
hakları, demokrasi, demokrat olma, darbelerin
karşısında durma, hak hukuk savunma, haktan yana
durma... sivil, çoğunluk, demokratik, halkın iradesi,
referandum, yenilikçi, statükocu..” kavramlarının
içleri boşaltılarak anlamlarının tam tersine
kullanılabilmesinin sonsuz örnekleri karşısında
panikliyorum..
Son iki gündür televizyon kanallarından en çok
başdöndürücü gelişmelerin yaşandığı balyoz
operasyonu için konuşmak üzere çağrı
alıyorum... Güncel, önemli, haber değeri var,
aykırı cephelerden varsayılan gazeteciler horoz
dövüşündeymişçesine tartıştırılarak işin kuralına
uyulmuş olunacak... Çağrıyı yapan
meslektaşlarıma, sokaktaki vatandaştan daha
fazla bir bilgiye sahip olmadığım bir konuda
konuşamayacağımı, tartışmaya
katılamayacağımı, aslında karşıt görüş olarak
çağıracakları arkadaşların da benden farklı bir
konumda olamayacaklarını, en azından
hukukçuların tartıştırılmalarının daha bir yararlı
olabileceğini söylediğimde, konudan ürküp
görüş açıklamaktan kaçmış gibi yadırgandığımı,
tepki aldığımı anlıyorum...
O sırada televizyon haber kanallarından birinde,
her konuda her şeyi bilen otorite, ünlü 2.
Cumhuriyetçilerden meslektaşım İstanbul
başsavcısının balyoz operasyonundaki özel yetkili
iki savcı yardımcısına işten el çektirmesinin yargı
bağımsızlığına müdahale olduğunu göğsünü gere
gere haykırabiliyor... Karşısında hukukçu olduğu
için derdini olabildiğince hukuk diliyle anlatmaya
çalışan bir uzman ise gelişmeler karşısında
dosyalar hakkında bilgi sahibi olmadıkları için söz
söyleme haklarının olmadığının altını çizdikten
sonra, sadece ilgili hukuk madde düzenlemeleri
bağlantılı gözaltı, tutuklama koşulları üzerinde
duruyor. Yıllar öncesine ait bir suç iddiasında delil
karartma, kaçma şüphesi olmayan yeri, görevi belli
kişilerin sorguya bile çağrılmadan, gecenin bir
saatinde evleri, işyerleri basılarak aranmaları,
gözaltına alınmaları, tutuklanmaları, çok uzun süreli
suçları belli olmadan yargılanmalarının hakka,
hukuk maddeleri düzenlemelerine aykırı olduğunu
bir bir anlatmaya çalışıyor... Dinleyenler bu
anlatılanların bütününden hangi sonuçlara varıyor,
önyargılarına göre nasıl cepheleşiyor?
12 Eylül Anayasası’nın değiştirilmesi,
demokratikleşmesi gereği üzerinde bir toplumsal
uzlaşmadan söz açılabilir. Tabii ki geçmişin
tartışmalarının, yaşanmışlıklarının içinde olarak
insan hakları, demokrasi, sendikal haklar, sosyal
devlet ayağından, her birey gibi söyleyecek
sözümüz de olmalı... AKP’nin her üç taslağında da
demokratik açılımların önemli bir ağırlıkla, yaldız
içeriğinde sahte makyaj olarak kullanıldığı sırıtıyor...
Özünde yargıyı tam ele geçirme operasyonu, kendi
geleceğini, olası hesap vermelerini gözeten kaçış
hesaplarının ötesine geçilmediği, demokrasi adına
tuzaklarla dolu olduğunu anlatmaya çalıştığınızda,
suçlama dalgalarıyla çarpılıyorsunuz... “Türkiye’nin
yetersiz kalsa da sivil, demokratik açılımına, askeri
vesayetten, üst yargı kurumları sultasından
kurtarılmasına, katı Cumhuriyetçiler, Kemalistler,
laikçiler sultasından arındırılmasına karşı duran..”
oluyorsunuz... Dinleyenler önyargılarına göre,
sloganlarla biraz daha katı bölünüp cepheleşiyor...
soner@cumhuriyet.com.tr
Mahkemelere gidilmediğini belirten Bakan Yõldõrõm, şikâyetin kişiye bağlõ olmaktan çõkarõlacağõnõ söyledi
Ulaştõrma Bakanõ Yõldõrõm, yasadõşõ
dinleme olaylarõ konusunda, yasal
düzenlemelerin kişisel başvuruyu
gerektirdiğini ifade ederek “Yakõnan
çok. Ama mahkemede şikâyetçi olan yok.
Kamu davasõ için düzenleme geliyor.
Cezalar da iki katõna çõkacak” dedi.
Ekonomi Servisi - Ulaştõrma Bakanõ Binali
Yıldırım, “Çok iğrenç buluyorum” dediği
yasadõşõ dinleme olaylarõ için kamu davasõ açõ-
labilmesi için çalõştõklarõnõ söyledi. Şu anda
yasal düzenlemelerin kişi başvurusunu ge-
rektirdiğini ifade eden Bakan, “Yakınan, şi-
kâyetleri olan çok. Ama mahkemelere gi-
dip şikâyetçi olan yok. Cezalar iki katına
çıkacak. Ayrıca kamu davası açılabilmesi
için çalışılıyor” dedi. Ulaştõrma Bakanõ, id-
dialarla ilgili olarak “GSM şirketinin ku-
rumsal olarak sorumluluğu varsa, gereği
yapılacaktır” ifadesini de sözlerine ekledi.
Bakan Yõldõrõm, Ekonomi Gazetecileri
Derneği’nce (EGD) düzenlenen sohbet top-
lantõsõnda sorularõ yanõtlarken geçmişteki ka-
dar yoğun olmasa da yasadõşõ dinleme giri-
şimlerinin olduğunu belirtti. Son olarak Rıd-
van Dilmen’in girişimde bulunduğu iddiala-
rõ ile gündeme gelen olay için Bakan Yõldõ-
rõm, konunun adli boyutu olduğunu, bir GSM
şirketindeki bazõ kişilerin olaya karõşmasõnõn
kendilerini yakõndan ilgilendirdiğini ifade
ederek şunlarõ söyledi:
“Konu inceleniyor. Düzenleyici kurumun
ne gibi ilave tedbirler alacağı o zaman net-
lik kazanacak. Şu aşamada yeterli bilgi he-
nüz bizde değil çünkü konu yargıya intikal
etmiştir. Takip ve izleme sürecinden son-
ra bu noktaya gelmiştir. GSM şirketinin ku-
rumsal olarak sorumluluğu varsa, gereği
yapılacaktır. Yasadışı dinlemelerle ilgili ilk
düzenleme Telekomünikasyon İletişim
Başkanlığı’nın (TİB) kurulmasıyla yapıl-
dı; bunun suç olduğu ve 1 yıldan 3 yıla ka-
dar hapis öngörüldüğü, bunlardan elde edi-
len bilgilerin delil olarak kullanılamayacağı
hükme bağlandı. Cezaların arttırılması
yönünde önemli bir tasarı Adalet Bakan-
lığı’nca hazırlanıyor. Şu anda şikâyeti
olanlar var ancak, ‘şikâyet et’ denildiğinde
kimse gitmiyor. Şu anda şikâyetin değer-
lendirilmesi isteğe bağlı. Kişiye bağlı ol-
maktan çıkarıp kamu davasına dönüştür-
me yönünde çabalar. İşte buna çalışıyoruz.
TİB’in kurulmasıyla birlikte, esasen bu ya-
sadışı dinlemeler izlemeler büyük oranda
kontrol altına alındı.”
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul’da Başbakan-
lık Dolmabahçe Ofisi’nde EGD üyeleriyle bir araya geldi.
KONTÖRDEN TL’YE GEÇİŞTE ‘GİZLİ
ZAM’ VARSA HESABI SORULUR
Bakan Yıldırım, soru üzerine kontörden paraya geçişi değer-
lendirirken şu bilgileri aktardı: “Bu geçiş tüketici lehine bir uy-
gulama. Çağdaş, yerinde ve hesabın açık olduğu bir durum. An-
cak bize de şikâyetler geldi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Ku-
rumu (BTK) ‘gizli zam’ olup olmadığına bakıyor. Böyle bir tes-
pit yapılırsa ona göre bakılır. Konu iki yönlü; bildirilen tari-
feler ihlal edilmiş mi, haksız rekabet söz konusu mu?.. Tüke-
tici Rekabet Kurulu’nda hakkını arar.” Bakan Yıldırım, bir baş-
ka soru üzerine de ara bağlantı ücretlerinin artık kısa vadede
düşürülmeyeceğini belirterek “Ara bağlantı ücretlerinde dü-
şüş yeri kalmadı. Şu anki ücretler 2011 yılında da geçerli ola-
cak. Herhangi bir düşüş söz konusu değil” dedi.
Ulaştõrma Bakanõ Binali Yõldõrõm,
Türk Hava Yollarõ (THY) ve Türk
Telekom’un (TT) kamunun elinde
kalan hisselerinin özelleştirilmesi
için çalõşmalarõn devam ettiğini,
ancak bunlar gibi stratejik
şirketlerin tamamen özel sektöre
geçmesini değil, hisselerin bir
kõsmõnõn kamuda kalmasõnõ
tercih ettiklerini söyledi.
Yõldõrõm, EGD
toplantõsõndaki
konuşmasõnda, Türk
Telekom ile ilgili olarak
sorularõ yanõtlarken
Hariri ailesinin teklifi bulunduğunu
anlatarak şunlarõ söyledi:
“Kamunun elinde yüzde 30 hisse
var, belirli bir miktarõn halka arz
şeklinde özelleştirilmesi
düşünülüyor. Hangi oranda, hangi
yöntemle yapõlacağõ konusundaki
çalõşmalar Özelleştirme İdaresi’nde
devam ediyor. Oger Telekom
ortaklarõndan Hariri Grubu’nun
daha önceden teklifi var. ‘Yüzde 10
hisse blok halinde verilirse, piyasa
üzerinde belirli bir primle talibiz’
diye. Bunlar zaten Özelleştirme
İdaresi’nin üzerinde çalõştõğõ
konular... Yeni bir gelişme yok.”
Türk Telekom’un yüzde 55
hissesi Ojer Telekom’un, yüzde
30’u ise Hazine
Müsteşarlõğõ’nõn elinde
bulunuyor. Hisselerin yüzde 15’i
ise halka açõk. İDO’nun
özelleştirilmesi konusunda ise
kendilerine gelen herhangi resmi bir
müracaat bulunmadõğõnõ belirten
Yõldõrõm, mevcut mevzuatõn
İDO’nun yabancõlar tarafõndan
işletilmesine müsait olmadõğõnõ,
ancak azõnlõk hissesinde böyle bir
ortaklõğa gidilmesinde bir engel
bulunmadõğõnõ ifade etti.
Bakanlõk olarak üzerinde çalõştõklarõ
projelerle ilgili bilgi veren Yõldõrõm,
ihalesi yapõlan havaalanlarõnõn bir
kõsmõnõn bu yõl sonunda, bir kõsmõnõn
ise önümüzdeki sene sonunda
tamamlanacağõnõ söyledi. Yõldõrõm,
“Bingöl, Iğdõr, Ağrõ
havaalanlarõnõn
yapõmõ bu yõl sonu
tamamlanõr. Şõrnak,
Yüksekova ise 2011-2012’de
tamamlanõr” dedi. Yõldõrõm, İstanbul
Atatürk Havaalanõ’ndaki Ataköy-
Sefaköy pistinin uzatõlmasõ
çalõşmalarõnõn devam ettiğini ve 1
Temmuz’da pistin açõlõşõnõn
yapõlacağõnõ söyledi.
Toplantõda yapõlan sunuma göre,
Ulaştõrma Bakanlõğõ 2010 yõlõnda
7.78 milyar lira yatõrõm öngörüyor.
İstanbul’a üçüncü havaalanı
Bakan Yõldõrõm, İstanbul’da Atatürk
Havalimanõ’nõn yoğunluğunun
giderek arttõğõnõ ve kapasitenin
birkaç yõl içinde yetersiz kalacağõnõ
belirterek bu konudaki
hazõrlõk konusunda iki
seçeneği
değerlendirdiklerini belirtti. Buna
göre ya Silivri’ye üçüncü havalimanõ
yapõlacak ya da Atatürk Havalimanõ
ile Çorlu Havaalanõ ile hõzlõ ulaşõm
entegrasyonu sağlanarak iki limanõ
tek bir liman olarak
değerlendirilecek.
Ulaştõrma Bakanõ Binali Yõldõrõm
THY’nin kamuda kalan hisselerinin
özelleştirilmesi için çalõşmalarõn
olduğunu ancak zamanlamasõnõn
şartlara bağlõ olduğunu söyledi.
Yõldõrõm, “THY gibi stratejik
şirketleri tamamen özele terk
etmeyi doğru bulmuyoruz. Belli
oranda kamu hissesi kalmasõnõ
tercih ediyoruz” dedi. THY 2009
faaliyet raporuna göre yüzde
50.88’i halka açõk olan şirketin,
yüzde 49.12’si Özelleştirme idaresi
Başkanlõğõ’na (ÖİB) ait bulunuyor.
THY İÇİN ÇALIŞMA VAR, SÜRÜYOR
3 HAVAALANI BU YIL TAMAMLANACAK
Geçen yõl kayõplarõ ihracatla telafi eden Türk Prysmian Kablo, yatõrõmlarõnõ sürdürecek
Prysmian enerjiden umutlu
Metalde Ar-Ge
‘Atõlõm’õ
İTHİB seçimini
Gülle kazandõ
Türk halkõ uzun vadeli mevduatõ sevmiyor
Ekonomi Servisi - Atõlõm Üni-
versitesi tarafõndan geliştirilen ‘Me-
tal Şekillendirme Mükemmeliyet
Merkezi’ yarõn hizmete giriyor.
Beyaz eşya, otomotiv, havacõlõk,
savunma ve imalat sektörlerinde
sõklõkla kullanõlan metal şekillen-
dirme işlemlerinin tüm AR-GE ve
simulas-
yon çalõş-
malarõnõn
yapõlaca-
ğõ mer-
kezde
Türki-
ye’nin bu
alanda dõşa bağõmlõlõğõnõn engellen-
mesi hedefleniyor. Devlet Planlama
Teşkilatõ (DPT) tarafõndan da des-
teklenen Mükemmeliyet Merke-
zi’nde, prototip ve ön seri üretimle-
ri de yapõlabilecek.
Ekonomi Servisi - BDDK verilerinden yapõlan
derlemeye göre, Şubat 2010 dönemi itibarõyla sek-
törde toplam 527 milyar 508 milyon lira mevdu-
at bulunuyor. Bu mevduatõn yarõya yakõnõ, 1-3 ay
vadeli mevduatta toplanmõş durumda.
1-3 vadeli mevduatlarõn toplamõ 250 milyar 422
milyon lira. Mevduatõn 154 milyar 752 milyon li-
rasõnõ 1 aya kadar vadeli, 81 milyar 356 milyon li-
rasõnõ vadesiz, 17 milyar 623 milyon lirasõnõ 3-6
ay vadeli, 8 milyar 67 milyon lirasõnõ 6-12 ay va-
deli mevduat oluşturuyor. 1 yõl ve üzeri mevdu-
atlarõn toplamõ sadece 15 milyar lira.
Tasarruf mevduatõ incelendiğinde 1 yõl ve üze-
ri mevduatlar 1 milyar 320 milyon liralõk bölümü
oluştururken, 1-3 ay arasõ mevduat toplamõnõn 120
milyar 710 milyon lira, 1 aya kadar vadeli mev-
duat toplamõnõn 60 milyar 464 milyon lira, vade-
siz mevduat toplamõnõn 18 milyar 945 milyon li-
ra olduğu görülüyor. 6-12 ay vadeli tasarruf mev-
duatõnda 1 milyar 622 milyon lira bulunuyor.
Ticari ve diğer kurumlar mevduatõ ile döviz tev-
diat hesabõnda da vadelere ilişkin tablo değişmiyor.
Ticari ve diğer kurumlarõn toplam 107 milyar 4 mil-
yon liralõk mevduatõnõn çoğunluğu kõsa vadeli ve-
ya vadesiz mevduatta bulunuyor. Bu bölümde va-
desiz mevduat 18 milyar 449 milyon lira, 1 aya ka-
dar vadeli mevduat 30 milyar 559 milyon lira, 1-
3 ay vadeli mevduat 53 milyar lira, 3-6 ay vadeli
mevduat 3 milyar 688 milyon lira, 6-12 ay vade-
li mevduat 541 milyon lira, 1 yõl ve üzeri mevdu-
at sadece 342 milyon lira. Döviz tevdiat hesabõn-
da 160 milyar 729 milyon lira bulunuyor. Mev-
duatõn 64 milyar lirasõ 1-3 ay vadeli mevduat.
Ekonomik büyümeyi
inovasyon tetikleyecek
Ekonomi Servisi - Borusan Lojistik Genel Mü-
dürü Kaan Gürgenç, “Bir şirketin vizyonu yok-
sa, bu vizyonu strateji ile görünür hale getirme-
mişse ve para, zaman gibi kaynakları yoksa ino-
vasyona ulaşması zor” dedi.
“12. Lojistik Yönetim Zirvesi”nin açõlõşõnda ko-
nuşan Gürgenç, araştõrmalara göre insan beynin ka-
lõplar halinde öğrendiğini belirterek, bunun aşõlma-
sõ gerektiğini söyledi. Gürgenç, inovasyonun önemine
değinerek, üst düzey yöneticilerin yüzde 70’inin ge-
lecek 5 yõlda büyümeyi tetikleyecek en önemli
alanlardan biri olarak inovasyonu gördüklerini,
yüzde 65’inin inovasyon yönetiminden memnun ol-
madõğõnõ ve yüzde 94’ünün inovasyonun en önem-
li tetikleyicisi olarak kurum kültürü ve insanõ ta-
nõmladõklarõnõ aktardõ.
Zirvede iki gün boyunca “Tedarik Zinciri Yö-
netiminde İnovasyon” ana temasõ işlenecek.
Ekonomi Servisi - Türk Prysmian
Kablo ve Sistemleri Üst Yöneticisi
(CEO) Francesco Fanciulli,
2009’da 430 milyon lira ciro elde
ettiklerini belirterek, 2010’da bu yõl
en az yüzde 5-6 büyüme hedefle-
diklerini söyledi. Bursa’daki Mu-
danya fabrikasõndan 50 ülkeye
ihracat yaptõklarõnõ dile getiren
Fanciulli, cirolarõnõn yüzde 40’õnõn
ihracattan sağlandõğõnõ söyledi.
“Türkiye’de en az 150 yıl daha
varız” diyen Fanciulli, “Türki-
ye’de enerji yatırımlarına pek
çok şirketin odaklandığını bili-
yoruz. İddialı planlarımız var,
farklı senaryoları değerlendiri-
yoruz. Yatırımlarımıza en yük-
sek düzeyde devam edeceğiz” di-
ye konuştu.
Fanciulli, 2009’da yerel pazardaki
olumsuzlarõ ihracat çalõşmalarõ ile
dengede tuttuklarõnõ ifade etti.
Türk Prysmian Kablo, Kamuoyu-
nu Aydõnlatma Platformu’na
gönderdiği konsolide olmayan
bilançosuna göre 2009’da 5.3
milyon lira zarar açõkladõ. Şir-
ketin satõş gelirleri ise 428.7
milyon lira oldu.
1964’te Mudanya’da kurulan Türk Siemens kablo fabrikası, 1999’da Pi-
relli’ye geçtikten sonra, 2005’te Goldman Sachs’a yapılan hisse devriyle
Prysmian Kablo olarak faaliyetini sürdürüyor. Prysmian Grubu’nun, 39
ülkede şubesi, 22 ülkede 56 fabrikası ve 12 binden fazla çalışanı var.
TÜRK TELEKOM İÇİN HARİRİ’DEN TEKLİF VAR
‘Telekulak’a kamu davasõ
MUDANYA 1964’TEN BERİ FAALİYETTE
Francesco Fanciulli
Ekonomi Servisi - İstanbul
Tekstil ve Hammadde İhracatçõlarõ
Birliği (İTHİB) seçimini İsmail
Gülle kazandõ.
Genel kurulda yapõlan oylamada,
640 üyenin oyunu alan İsmail Gül-
le başkanlõğa seçilirken diğer aday
Hazim Sesli de 617 oy aldõ. 5 oy
ise geçersiz sayõldõ. Seçimin ardõn-
dan bir teşekkür konuşmasõ yapan
Gülle, uzun soluklu ve yorucu bir
dönem geçirdiklerini ancak örnek
bir genel kurulla sektörün kararõnõ
verdiğini söyledi. Ortaya çõkan so-
nuçla kazananõn tekstil sektörü ol-
duğunu vurgulayan İsmail Gülle,
“Kazanan sektör olsun dedik,
kazanan sektör oldu. Bizim kal-
bimiz herkesi sevecek kadar bü-
yük, kollarımız herkesi saracak
kadar uzun” dedi.