23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 8 NİSAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Orantısız Güç... Olup bitenlere elden geldiğince profesyonel gazeteci gözüyle bakmaya çalıştıkça giderek artan ölçeklerde, halkı gerçeklerden, olup bitenleri algılamaktan koparan, yanıltan, çarpık yönlendiren kamuoyu oluşturma dediğimiz bu çok tehlikeli silahı, medya gücünü ne kadar da haksız, orantısız bir güç olarak kullanmakta olduğumuzun ayırdına varıyorum... Zamanla, reating kaygısı içinde yarışan haberci, programcı arkadaşlar, profesyonellik, tarafsızlık görüntüsü adına karşıt görüşlerden gazeteci, yorumcuları yayına alarak olabildiğince eşzaman süresi tanımaya yönelik bazen içtenlikle çaba da gösteriyorlar. Ortaya çıkan belki ilgi çekici, horoz dövüşünü andıran bir tartışma... Ancak halkın doğru bilgi edinme, haber alma, bilinçlenme hakkı boyutundan sorgularsanız... Gerçek bir kafa karıştırma, toplumsal barışa, demokrasimizin, insan haklarımızın gelişmesine zarar verecek; ülkemizin, çocuklarımızın geleceği için gerçek tehdit boyutlarında ayrımcılıkları, çatışmacılığı besleyen çarpık algılamalarla, önyargılı cepheleştirme... Uluslararası gazetecilik örgütleri, insanlığın gerçeklerden uzaklaştırılması, çarpık yönlendirilmesi, kendine, çıkarlarına, haklarına yabancılaştırılmasında, ilişkilendirilmiş gazeteciler eliyle işlenen suçların günümüzde çok hafif kaldığını itiraf ediyorlar. Asıl tehlike orantısız medya gücünde... Gerçeklerin çarpıtıldığı bilgilendirme, yönlendirmelerde... Uzatmadan ülkemize, günümüze, gündemlerimize dönersek, ben en çok tarafsızlık, profesyonel gazetecilik, bilim, gerçekler adına veriliyor gibi görünen bilgilerin gerçeklerin tam tersi olabilmesi, kullanılan doğru gibi söz ve yorumların tuzak olması hallerinden korkuyorum... “İnsan hakları, demokrasi, demokrat olma, darbelerin karşısında durma, hak hukuk savunma, haktan yana durma... sivil, çoğunluk, demokratik, halkın iradesi, referandum, yenilikçi, statükocu..” kavramlarının içleri boşaltılarak anlamlarının tam tersine kullanılabilmesinin sonsuz örnekleri karşısında panikliyorum.. Son iki gündür televizyon kanallarından en çok başdöndürücü gelişmelerin yaşandığı balyoz operasyonu için konuşmak üzere çağrı alıyorum... Güncel, önemli, haber değeri var, aykırı cephelerden varsayılan gazeteciler horoz dövüşündeymişçesine tartıştırılarak işin kuralına uyulmuş olunacak... Çağrıyı yapan meslektaşlarıma, sokaktaki vatandaştan daha fazla bir bilgiye sahip olmadığım bir konuda konuşamayacağımı, tartışmaya katılamayacağımı, aslında karşıt görüş olarak çağıracakları arkadaşların da benden farklı bir konumda olamayacaklarını, en azından hukukçuların tartıştırılmalarının daha bir yararlı olabileceğini söylediğimde, konudan ürküp görüş açıklamaktan kaçmış gibi yadırgandığımı, tepki aldığımı anlıyorum... O sırada televizyon haber kanallarından birinde, her konuda her şeyi bilen otorite, ünlü 2. Cumhuriyetçilerden meslektaşım İstanbul başsavcısının balyoz operasyonundaki özel yetkili iki savcı yardımcısına işten el çektirmesinin yargı bağımsızlığına müdahale olduğunu göğsünü gere gere haykırabiliyor... Karşısında hukukçu olduğu için derdini olabildiğince hukuk diliyle anlatmaya çalışan bir uzman ise gelişmeler karşısında dosyalar hakkında bilgi sahibi olmadıkları için söz söyleme haklarının olmadığının altını çizdikten sonra, sadece ilgili hukuk madde düzenlemeleri bağlantılı gözaltı, tutuklama koşulları üzerinde duruyor. Yıllar öncesine ait bir suç iddiasında delil karartma, kaçma şüphesi olmayan yeri, görevi belli kişilerin sorguya bile çağrılmadan, gecenin bir saatinde evleri, işyerleri basılarak aranmaları, gözaltına alınmaları, tutuklanmaları, çok uzun süreli suçları belli olmadan yargılanmalarının hakka, hukuk maddeleri düzenlemelerine aykırı olduğunu bir bir anlatmaya çalışıyor... Dinleyenler bu anlatılanların bütününden hangi sonuçlara varıyor, önyargılarına göre nasıl cepheleşiyor? 12 Eylül Anayasası’nın değiştirilmesi, demokratikleşmesi gereği üzerinde bir toplumsal uzlaşmadan söz açılabilir. Tabii ki geçmişin tartışmalarının, yaşanmışlıklarının içinde olarak insan hakları, demokrasi, sendikal haklar, sosyal devlet ayağından, her birey gibi söyleyecek sözümüz de olmalı... AKP’nin her üç taslağında da demokratik açılımların önemli bir ağırlıkla, yaldız içeriğinde sahte makyaj olarak kullanıldığı sırıtıyor... Özünde yargıyı tam ele geçirme operasyonu, kendi geleceğini, olası hesap vermelerini gözeten kaçış hesaplarının ötesine geçilmediği, demokrasi adına tuzaklarla dolu olduğunu anlatmaya çalıştığınızda, suçlama dalgalarıyla çarpılıyorsunuz... “Türkiye’nin yetersiz kalsa da sivil, demokratik açılımına, askeri vesayetten, üst yargı kurumları sultasından kurtarılmasına, katı Cumhuriyetçiler, Kemalistler, laikçiler sultasından arındırılmasına karşı duran..” oluyorsunuz... Dinleyenler önyargılarına göre, sloganlarla biraz daha katı bölünüp cepheleşiyor... soner@cumhuriyet.com.tr Mahkemelere gidilmediğini belirten Bakan Yõldõrõm, şikâyetin kişiye bağlõ olmaktan çõkarõlacağõnõ söyledi Ulaştõrma Bakanõ Yõldõrõm, yasadõşõ dinleme olaylarõ konusunda, yasal düzenlemelerin kişisel başvuruyu gerektirdiğini ifade ederek “Yakõnan çok. Ama mahkemede şikâyetçi olan yok. Kamu davasõ için düzenleme geliyor. Cezalar da iki katõna çõkacak” dedi. Ekonomi Servisi - Ulaştõrma Bakanõ Binali Yıldırım, “Çok iğrenç buluyorum” dediği yasadõşõ dinleme olaylarõ için kamu davasõ açõ- labilmesi için çalõştõklarõnõ söyledi. Şu anda yasal düzenlemelerin kişi başvurusunu ge- rektirdiğini ifade eden Bakan, “Yakınan, şi- kâyetleri olan çok. Ama mahkemelere gi- dip şikâyetçi olan yok. Cezalar iki katına çıkacak. Ayrıca kamu davası açılabilmesi için çalışılıyor” dedi. Ulaştõrma Bakanõ, id- dialarla ilgili olarak “GSM şirketinin ku- rumsal olarak sorumluluğu varsa, gereği yapılacaktır” ifadesini de sözlerine ekledi. Bakan Yõldõrõm, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nce (EGD) düzenlenen sohbet top- lantõsõnda sorularõ yanõtlarken geçmişteki ka- dar yoğun olmasa da yasadõşõ dinleme giri- şimlerinin olduğunu belirtti. Son olarak Rıd- van Dilmen’in girişimde bulunduğu iddiala- rõ ile gündeme gelen olay için Bakan Yõldõ- rõm, konunun adli boyutu olduğunu, bir GSM şirketindeki bazõ kişilerin olaya karõşmasõnõn kendilerini yakõndan ilgilendirdiğini ifade ederek şunlarõ söyledi: “Konu inceleniyor. Düzenleyici kurumun ne gibi ilave tedbirler alacağı o zaman net- lik kazanacak. Şu aşamada yeterli bilgi he- nüz bizde değil çünkü konu yargıya intikal etmiştir. Takip ve izleme sürecinden son- ra bu noktaya gelmiştir. GSM şirketinin ku- rumsal olarak sorumluluğu varsa, gereği yapılacaktır. Yasadışı dinlemelerle ilgili ilk düzenleme Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kurulmasıyla yapıl- dı; bunun suç olduğu ve 1 yıldan 3 yıla ka- dar hapis öngörüldüğü, bunlardan elde edi- len bilgilerin delil olarak kullanılamayacağı hükme bağlandı. Cezaların arttırılması yönünde önemli bir tasarı Adalet Bakan- lığı’nca hazırlanıyor. Şu anda şikâyeti olanlar var ancak, ‘şikâyet et’ denildiğinde kimse gitmiyor. Şu anda şikâyetin değer- lendirilmesi isteğe bağlı. Kişiye bağlı ol- maktan çıkarıp kamu davasına dönüştür- me yönünde çabalar. İşte buna çalışıyoruz. TİB’in kurulmasıyla birlikte, esasen bu ya- sadışı dinlemeler izlemeler büyük oranda kontrol altına alındı.” Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul’da Başbakan- lık Dolmabahçe Ofisi’nde EGD üyeleriyle bir araya geldi. KONTÖRDEN TL’YE GEÇİŞTE ‘GİZLİ ZAM’ VARSA HESABI SORULUR Bakan Yıldırım, soru üzerine kontörden paraya geçişi değer- lendirirken şu bilgileri aktardı: “Bu geçiş tüketici lehine bir uy- gulama. Çağdaş, yerinde ve hesabın açık olduğu bir durum. An- cak bize de şikâyetler geldi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Ku- rumu (BTK) ‘gizli zam’ olup olmadığına bakıyor. Böyle bir tes- pit yapılırsa ona göre bakılır. Konu iki yönlü; bildirilen tari- feler ihlal edilmiş mi, haksız rekabet söz konusu mu?.. Tüke- tici Rekabet Kurulu’nda hakkını arar.” Bakan Yıldırım, bir baş- ka soru üzerine de ara bağlantı ücretlerinin artık kısa vadede düşürülmeyeceğini belirterek “Ara bağlantı ücretlerinde dü- şüş yeri kalmadı. Şu anki ücretler 2011 yılında da geçerli ola- cak. Herhangi bir düşüş söz konusu değil” dedi. Ulaştõrma Bakanõ Binali Yõldõrõm, Türk Hava Yollarõ (THY) ve Türk Telekom’un (TT) kamunun elinde kalan hisselerinin özelleştirilmesi için çalõşmalarõn devam ettiğini, ancak bunlar gibi stratejik şirketlerin tamamen özel sektöre geçmesini değil, hisselerin bir kõsmõnõn kamuda kalmasõnõ tercih ettiklerini söyledi. Yõldõrõm, EGD toplantõsõndaki konuşmasõnda, Türk Telekom ile ilgili olarak sorularõ yanõtlarken Hariri ailesinin teklifi bulunduğunu anlatarak şunlarõ söyledi: “Kamunun elinde yüzde 30 hisse var, belirli bir miktarõn halka arz şeklinde özelleştirilmesi düşünülüyor. Hangi oranda, hangi yöntemle yapõlacağõ konusundaki çalõşmalar Özelleştirme İdaresi’nde devam ediyor. Oger Telekom ortaklarõndan Hariri Grubu’nun daha önceden teklifi var. ‘Yüzde 10 hisse blok halinde verilirse, piyasa üzerinde belirli bir primle talibiz’ diye. Bunlar zaten Özelleştirme İdaresi’nin üzerinde çalõştõğõ konular... Yeni bir gelişme yok.” Türk Telekom’un yüzde 55 hissesi Ojer Telekom’un, yüzde 30’u ise Hazine Müsteşarlõğõ’nõn elinde bulunuyor. Hisselerin yüzde 15’i ise halka açõk. İDO’nun özelleştirilmesi konusunda ise kendilerine gelen herhangi resmi bir müracaat bulunmadõğõnõ belirten Yõldõrõm, mevcut mevzuatõn İDO’nun yabancõlar tarafõndan işletilmesine müsait olmadõğõnõ, ancak azõnlõk hissesinde böyle bir ortaklõğa gidilmesinde bir engel bulunmadõğõnõ ifade etti. Bakanlõk olarak üzerinde çalõştõklarõ projelerle ilgili bilgi veren Yõldõrõm, ihalesi yapõlan havaalanlarõnõn bir kõsmõnõn bu yõl sonunda, bir kõsmõnõn ise önümüzdeki sene sonunda tamamlanacağõnõ söyledi. Yõldõrõm, “Bingöl, Iğdõr, Ağrõ havaalanlarõnõn yapõmõ bu yõl sonu tamamlanõr. Şõrnak, Yüksekova ise 2011-2012’de tamamlanõr” dedi. Yõldõrõm, İstanbul Atatürk Havaalanõ’ndaki Ataköy- Sefaköy pistinin uzatõlmasõ çalõşmalarõnõn devam ettiğini ve 1 Temmuz’da pistin açõlõşõnõn yapõlacağõnõ söyledi. Toplantõda yapõlan sunuma göre, Ulaştõrma Bakanlõğõ 2010 yõlõnda 7.78 milyar lira yatõrõm öngörüyor. İstanbul’a üçüncü havaalanı Bakan Yõldõrõm, İstanbul’da Atatürk Havalimanõ’nõn yoğunluğunun giderek arttõğõnõ ve kapasitenin birkaç yõl içinde yetersiz kalacağõnõ belirterek bu konudaki hazõrlõk konusunda iki seçeneği değerlendirdiklerini belirtti. Buna göre ya Silivri’ye üçüncü havalimanõ yapõlacak ya da Atatürk Havalimanõ ile Çorlu Havaalanõ ile hõzlõ ulaşõm entegrasyonu sağlanarak iki limanõ tek bir liman olarak değerlendirilecek. Ulaştõrma Bakanõ Binali Yõldõrõm THY’nin kamuda kalan hisselerinin özelleştirilmesi için çalõşmalarõn olduğunu ancak zamanlamasõnõn şartlara bağlõ olduğunu söyledi. Yõldõrõm, “THY gibi stratejik şirketleri tamamen özele terk etmeyi doğru bulmuyoruz. Belli oranda kamu hissesi kalmasõnõ tercih ediyoruz” dedi. THY 2009 faaliyet raporuna göre yüzde 50.88’i halka açõk olan şirketin, yüzde 49.12’si Özelleştirme idaresi Başkanlõğõ’na (ÖİB) ait bulunuyor. THY İÇİN ÇALIŞMA VAR, SÜRÜYOR 3 HAVAALANI BU YIL TAMAMLANACAK Geçen yõl kayõplarõ ihracatla telafi eden Türk Prysmian Kablo, yatõrõmlarõnõ sürdürecek Prysmian enerjiden umutlu Metalde Ar-Ge ‘Atõlõm’õ İTHİB seçimini Gülle kazandõ Türk halkõ uzun vadeli mevduatõ sevmiyor Ekonomi Servisi - Atõlõm Üni- versitesi tarafõndan geliştirilen ‘Me- tal Şekillendirme Mükemmeliyet Merkezi’ yarõn hizmete giriyor. Beyaz eşya, otomotiv, havacõlõk, savunma ve imalat sektörlerinde sõklõkla kullanõlan metal şekillen- dirme işlemlerinin tüm AR-GE ve simulas- yon çalõş- malarõnõn yapõlaca- ğõ mer- kezde Türki- ye’nin bu alanda dõşa bağõmlõlõğõnõn engellen- mesi hedefleniyor. Devlet Planlama Teşkilatõ (DPT) tarafõndan da des- teklenen Mükemmeliyet Merke- zi’nde, prototip ve ön seri üretimle- ri de yapõlabilecek. Ekonomi Servisi - BDDK verilerinden yapõlan derlemeye göre, Şubat 2010 dönemi itibarõyla sek- törde toplam 527 milyar 508 milyon lira mevdu- at bulunuyor. Bu mevduatõn yarõya yakõnõ, 1-3 ay vadeli mevduatta toplanmõş durumda. 1-3 vadeli mevduatlarõn toplamõ 250 milyar 422 milyon lira. Mevduatõn 154 milyar 752 milyon li- rasõnõ 1 aya kadar vadeli, 81 milyar 356 milyon li- rasõnõ vadesiz, 17 milyar 623 milyon lirasõnõ 3-6 ay vadeli, 8 milyar 67 milyon lirasõnõ 6-12 ay va- deli mevduat oluşturuyor. 1 yõl ve üzeri mevdu- atlarõn toplamõ sadece 15 milyar lira. Tasarruf mevduatõ incelendiğinde 1 yõl ve üze- ri mevduatlar 1 milyar 320 milyon liralõk bölümü oluştururken, 1-3 ay arasõ mevduat toplamõnõn 120 milyar 710 milyon lira, 1 aya kadar vadeli mev- duat toplamõnõn 60 milyar 464 milyon lira, vade- siz mevduat toplamõnõn 18 milyar 945 milyon li- ra olduğu görülüyor. 6-12 ay vadeli tasarruf mev- duatõnda 1 milyar 622 milyon lira bulunuyor. Ticari ve diğer kurumlar mevduatõ ile döviz tev- diat hesabõnda da vadelere ilişkin tablo değişmiyor. Ticari ve diğer kurumlarõn toplam 107 milyar 4 mil- yon liralõk mevduatõnõn çoğunluğu kõsa vadeli ve- ya vadesiz mevduatta bulunuyor. Bu bölümde va- desiz mevduat 18 milyar 449 milyon lira, 1 aya ka- dar vadeli mevduat 30 milyar 559 milyon lira, 1- 3 ay vadeli mevduat 53 milyar lira, 3-6 ay vadeli mevduat 3 milyar 688 milyon lira, 6-12 ay vade- li mevduat 541 milyon lira, 1 yõl ve üzeri mevdu- at sadece 342 milyon lira. Döviz tevdiat hesabõn- da 160 milyar 729 milyon lira bulunuyor. Mev- duatõn 64 milyar lirasõ 1-3 ay vadeli mevduat. Ekonomik büyümeyi inovasyon tetikleyecek Ekonomi Servisi - Borusan Lojistik Genel Mü- dürü Kaan Gürgenç, “Bir şirketin vizyonu yok- sa, bu vizyonu strateji ile görünür hale getirme- mişse ve para, zaman gibi kaynakları yoksa ino- vasyona ulaşması zor” dedi. “12. Lojistik Yönetim Zirvesi”nin açõlõşõnda ko- nuşan Gürgenç, araştõrmalara göre insan beynin ka- lõplar halinde öğrendiğini belirterek, bunun aşõlma- sõ gerektiğini söyledi. Gürgenç, inovasyonun önemine değinerek, üst düzey yöneticilerin yüzde 70’inin ge- lecek 5 yõlda büyümeyi tetikleyecek en önemli alanlardan biri olarak inovasyonu gördüklerini, yüzde 65’inin inovasyon yönetiminden memnun ol- madõğõnõ ve yüzde 94’ünün inovasyonun en önem- li tetikleyicisi olarak kurum kültürü ve insanõ ta- nõmladõklarõnõ aktardõ. Zirvede iki gün boyunca “Tedarik Zinciri Yö- netiminde İnovasyon” ana temasõ işlenecek. Ekonomi Servisi - Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri Üst Yöneticisi (CEO) Francesco Fanciulli, 2009’da 430 milyon lira ciro elde ettiklerini belirterek, 2010’da bu yõl en az yüzde 5-6 büyüme hedefle- diklerini söyledi. Bursa’daki Mu- danya fabrikasõndan 50 ülkeye ihracat yaptõklarõnõ dile getiren Fanciulli, cirolarõnõn yüzde 40’õnõn ihracattan sağlandõğõnõ söyledi. “Türkiye’de en az 150 yıl daha varız” diyen Fanciulli, “Türki- ye’de enerji yatırımlarına pek çok şirketin odaklandığını bili- yoruz. İddialı planlarımız var, farklı senaryoları değerlendiri- yoruz. Yatırımlarımıza en yük- sek düzeyde devam edeceğiz” di- ye konuştu. Fanciulli, 2009’da yerel pazardaki olumsuzlarõ ihracat çalõşmalarõ ile dengede tuttuklarõnõ ifade etti. Türk Prysmian Kablo, Kamuoyu- nu Aydõnlatma Platformu’na gönderdiği konsolide olmayan bilançosuna göre 2009’da 5.3 milyon lira zarar açõkladõ. Şir- ketin satõş gelirleri ise 428.7 milyon lira oldu. 1964’te Mudanya’da kurulan Türk Siemens kablo fabrikası, 1999’da Pi- relli’ye geçtikten sonra, 2005’te Goldman Sachs’a yapılan hisse devriyle Prysmian Kablo olarak faaliyetini sürdürüyor. Prysmian Grubu’nun, 39 ülkede şubesi, 22 ülkede 56 fabrikası ve 12 binden fazla çalışanı var. TÜRK TELEKOM İÇİN HARİRİ’DEN TEKLİF VAR ‘Telekulak’a kamu davasõ MUDANYA 1964’TEN BERİ FAALİYETTE Francesco Fanciulli Ekonomi Servisi - İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçõlarõ Birliği (İTHİB) seçimini İsmail Gülle kazandõ. Genel kurulda yapõlan oylamada, 640 üyenin oyunu alan İsmail Gül- le başkanlõğa seçilirken diğer aday Hazim Sesli de 617 oy aldõ. 5 oy ise geçersiz sayõldõ. Seçimin ardõn- dan bir teşekkür konuşmasõ yapan Gülle, uzun soluklu ve yorucu bir dönem geçirdiklerini ancak örnek bir genel kurulla sektörün kararõnõ verdiğini söyledi. Ortaya çõkan so- nuçla kazananõn tekstil sektörü ol- duğunu vurgulayan İsmail Gülle, “Kazanan sektör olsun dedik, kazanan sektör oldu. Bizim kal- bimiz herkesi sevecek kadar bü- yük, kollarımız herkesi saracak kadar uzun” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle