25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 MART 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 A N K A R A (Cumhuriyet Bü- rosu) - Basõn mes- lek örgütleri, Mustafa Bal- bay’õn tam bir yõl- dõr tutuklu olarak yargõlanmasõna tepki gösterdiler. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanõ Orhan Erinç, Bal- bay’õn tutukluluk süresinin bir yõ- la ulaşmasõnõn Türkiye’deki yar- gõlama kurallarõnõn yeniden tartõ- şõlmasõ gerektiğini ortaya koydu- ğunu söyledi. Erinç, “Gazetecilik faaliyetlerinden yola çıkılarak yargılanan gazeteciler Balbay’la sınırlı da değil. Ne yazık ki insan hakları ve adil yargılama alan- larında reformlar yapıldığı id- dialarına karşın ‘hapislerde çü- rütme’ geleneğinin değişmediği- ni ortaya koyan örnekler giderek artıyor. Yapılan açıklamalar, cezaevlerinde bulunan kişilerin yarısından fazlasının tutuklu ol- duklarını ortaya koyuyor. Hu- kukçular, bu gerçeğin tutukla- manın cezalandırmaya dönüş- tüğünü gösterdiğini, bunun da ‘adil yargõlama’ ilkesine aykırı ol- duğunu vurguluyorlar. Bu yo- rum, doğal olarak Balbay ile öteki meslektaşlarımızı da kap- sıyor. Bir gazeteci için özel ya- şamı bir yana, bir yıldır mesleğini yapamamakta olmak, dayanıl- ması kolay olmayan bir durum- dur. Son günlerde tutuklamanın yaygın bir uygulama olmadığının özel örnekleri yaşanırken duru- mu benzer kişilerin tutukluluk- larının sürmesini anlamak daha da zorlaşmaktadır” dedi. Basõn Konseyi Başkanõ Oktay Ekşi ise “Mes- lektaşlarımızın özgürlüklerinin haklı veya haksız olduğunu bile- mediğimiz bir sü- reç içinde kısıtlanmış olmasından çok üzüntülüyüz. Balbay’ın tu- tukluluğunun bir yılı bulmuş ol- ması, kanaatimizce maruz kal- dığı haksızlığın boyutunu da or- taya koymaktadır” dedi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Ge- nel Başkanõ Ahmet Abakay da Balbay’õn artõk sanõk olmaktan çõ- karõlarak cezasõ kesilmiş bir hü- kümlü durumuna sokulduğunun altõnõ çizdi. Aynõ durumda olan ga- zetecilerin de tu- tuksuz yargõlana- bilecekken aylar- dõr cezaevlerinde mağdur duruma sokulduklarõna işaret eden Abakay, “Bu durum açık şekilde hukuksuzluktur, haksızlıktır. Mağduriyeti kim ödeyecektir?” Avrupa Gazeteciler Birliği Tür- kiye Temsilciliği, Basõn Yayõn ve İletişim Emekçileri Sendikasõ, Çağ- daş Gazeteciler Derneği, Diplo- masi Muhabirleri Derneği, Ekono- mi Muhabirleri Derneği, Parla- mento Muhabirleri Derneği, Pro- fesyonel Haber Kameramanlarõ Derneği, Türkiye Foto Muhabirle- ri Derneği, TGC Ankara Temsilci- liği, Türkiye Gazeteciler Sendika- sõ ve Turizm ve Çevre Gazetecile- ri Derneği’nden oluşan G-9 Gaze- teciler Platformu da Balbay’õn tu- tukluluk süreciyle ilgili ortak tavõr belirledi. Yapõlan yazõlõ açõklama- da, darbe iddiasõyla yürütülen Er- genekon sürecinin baştan itibaren darbe dönemi uygulamalarõnõ an- dõran özellikler taşõdõğõ vurgulandõ. ‘Tutukluluk infaza dönüştü’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ga- zetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Bal- bay, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklanmasõnõn ardõndan tam bir yõldõr ada- leti bekliyor. 1 Temmuz 2008’de gözaltõna alõnan Balbay, mahkemece serbest bõrakõl- dõktan 8 ay sonra 5 Mart’ta savcõlarõn tali- matõyla yeniden gözaltõna alõnmõştõ. Balbay, 6 Mart’ta tutuklandõ. Yasalara aykõrõ bi- çimde cezaevinde yaklaşõk 1.5 ay boyunca fiili tecrit uygulanan Balbay’õn tutuklulu- ğunun tedbirin ötesinde cezaya dönüştüğü konusunda gazeteciler, hukukçular ve si- yasetçiler görüş birliğine vardõlar. 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye’de bir gecekonduda bulunduğu belirtilen el bombalarõ nedeniyle başlatõlan Ergene- kon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan Balbay, gözaltõnda tutulduğu 1 gün de da- hil edildiğinde bugün cezaevindeki birin- ci yõlõnõ doldurdu. Balbay, 1 Temmuz 2008 tarihinde yapõlan operasyonla gözal- tõna alõnmõştõ. Evinde ve gazetedeki oda- sõnda yapõlan aramalarda bilgisayarlarla bir- likte, haber metinlerine, kitaplarõnda kul- landõğõ belgelere, ajandalarõna el konul- muştu. Savcõlõğõn tutuklama istemiyle mahkemeye sevk ettiği Balbay’õ nöbetçi mahkeme serbest bõrakmõştõ. Uykusuz sorguya alındı Ancak Balbay, aradan geçen 8 aydan son- ra savcõlõğõn yeni bir talimatõyla ek ifade- sine başvurulmak üzere 5 Mart sabahõ evinden apar topar gözaltõna alõndõ. Erge- nekon soruşturmasõnõ yürüten savcõlar ta- rafõndan sorgulanan Balbay’õn, 23 saat gözaltõnda tutulduğu ve 10 saat boyunca ifa- de vermesine bağlõ uykusuzluk ve yor- gunluk nedeniyle sorguya ara verilme is- temi yerinde görülmedi. Uykusuz ve yor- gun olmasõna karşõn sorgusuna devam edilen Balbay’õn avukatlarõnõn, Ceza Mu- hakemesi Kanunu’nun yasak sorgu usul- lerini düzenleyen maddesinde şüphelinin yorulmasõnõn da yasak sorgu usulü sayõl- dõğõ uyarõsõ dikkate alõnmadõ. Yasada, yor- gun halde ifade verilmiş olsa bile bunun de- lil sayõlamayacağõ hükmü yer alõyor. Tüm bu yasa kurallarõna karşõn sorgusu yapõlan Balbay, 6 Mart günü de tutuklan- dõ. Mahkeme, Balbay’õ gazetecilik faaliyeti kapsamõndaki çalõşmalarõ ve notlarõndan ha- reketle “Türkiye Cumhuriyeti hüküme- tini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suç- lamasõyla tutukladõ. Gerekçe olarak ise tu- tuklama tarihinden 8 ay önce de gözaltõna alõnõp bõrakõlmasõna karşõn hiçbir yere kaçmayan ve tüm “delilleri” toplanan Balbay’õn “atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüp- hesinin varlığı, kaçma ve delilleri ka- rartma şüphesinin” gösterilmesi dikkat çekti. Avukatlarõn tutukluluğa yaptõğõ iti- razlar ise her keresinde reddedildi. Balbay, kendisinin ev ve gazetedeki odasõnda yapõlan aramalarda bulunan bir kõ- sõm belgelerden yararlanarak yõllar önce “İran Raporu”, “Suriye Raporu”, “Dev- let ve İslam” ve “Irak Bataklığında Türk-Amerikan İlişkileri” adlõ kitaplarõ yazdõğõnõ, bunu kitaplarõnõn önsözünde de açõk olarak belirttiğini ifade etti. Balbay, bu kitaplarõn yayõmlandõğõ zaman ve her bas- kõsõnõn ilgili basõn savcõlõklarõna sunuldu- ğunu, dolayõsõyla bu kitaplarõnda da yer ver- diği belgelerin kendisinde bulunmasõnõn suç oluşturmamasõ gerektiğini kaydetti. Tutukluluğunun yaklaşõk 1.5 aylõk süre- sinde hücre cezasõna çarptõrõlmõş bir mah- kûm gibi muameleye tabi tutularak fiili tec- rit uygulamasõna gidildi. Balbay, havalan- dõrmaya bile tek başõna çõkarõldõ. Bal- bay’õn geçmiş yõllarda aldõğõ ve bilgisaya- rõna kaydedip sildiği notlarõn elektronik or- tamda geri getirilerek ve kurgusu değişti- rilerek “servis” edilmesi de tartõşmalara ne- den oldu. Balbay, neredeyse her duruşma- da kendisinin bir günlüğü olmadõğõnõ, ki- mi notlarõnõn montaj yapõlarak bir araya ge- tirilip işlenerek, özel bir metin oluşturul- duğunu vurguladõ. Balbay, “Öyle yorum- lar ve işlemeler yapılmış ki, bazı notla- rımı ben de tanıyamadım” demişti. Savcõlarõn iddianame dõşõna çõkarak Bal- bay’õn “darbe çalışmalarında yer aldığı” yönündeki iddialarõ üzerine Mahkeme Başkanõ Köksal Şengün, “Darbe planla- rı ile ilgili tahkikat bile yok, var mı?” di- ye müdahale etmişti. Balbay içerde komutanlar dışarda Savunmasõnda, gazetecilik mesleği dõ- şõnda hiçbir işe ve olaya bulaşmadõğõnõn al- tõnõ çizen Balbay’õn, “Hilmi Özkök’ün bu davadaki konumu ne? Tanık... Ben ona göre daha ileri bir durumda mıyım? Ben en zorlama olarak tanık olabilirim. Öz- kök nerede, ben neredeyim?” açõklama- sõ kamuoyunda ses getirdi. Aralõk ayõnda da eski Deniz Kuvvetleri Komutanõ emek- li Oramiral Özden Örnek’in de aralarõn- da bulunduğu kuvvet komutanlarõ sorgu- landõ, daha sonra serbest bõrakõldõlar. Bal- bay’õn avukatlarõnõn tutukluluğa yaptõğõ iti- razlar ise her keresinde Şengün’ün tahliye yönündeki oyuna karşõn oy çokluğuyla red- dedildi. Balbay’õn “delilleri karartma” ya da “kaçma” şüphesi bulunmamasõna kar- şõn 1 yõldõr tutuklu olmasõ her kesim tara- fõndan eleştiriliyor. Emekli kuvvet komu- tanlarõnõn “delilleri karartma” ya da “kaçma” şüpheleri olmadõğõ için serbest bõ- rakõlmalarõna karşõn Balbay’õn hâlâ tu- tuklu olmasõ da bir başka eleştiri konusu. DENİZ BAYKAL CHPGENELBAŞKANI Ergenekon davasının önde gelen mağdurları arasında Mustafa Balbay var. Bir gazetecilik görevi yapan insanın böylesine bir davanın sa- nığı konumuna getirilmesi ve bir yıldır tutuklu kalması, sadece hukuka değil, basın özgürlüğü anlayışına da çok ağır bir darbe vurmuştur. Bu dönemde acı çeken, haksız suçlanan, insan hakları ihlal edilen, uluslararası yargı stan- dartları yok sayılarak suçlanan pek çok kişi var. Ama Mustafa Bal- bay’ın hem gazeteci kimliği, hem ilkeli siyasi duruşu dikkate alındığı zaman ona yaşatılanların sıradan bir adli hata olarak anlaşılamaya- cağı açıkça görülüyor. Mustafa Balbay bu acı dönemi sadece ken- disi değil; aynı zamanda yalnız bı- raktığı eşi, daha 9 aylıkken bıraktı- ğı oğlu ve o cezaevine girdiğinde 8 yaşında olan kızıyla birlikte tüm ailesi, dostları, Cum- huriyet okurları, insan haklarını, demokratik ilkeleri, hukukun üstünlüğü anlayışını önemse- yen bütün dürüst, namuslu insanlarla da pay- laşmıştır. Bu acıyı hep beraber yaşadık. Uma- rım güzel günleri de hep beraber yaşarız. Yapılanlar basın özgürlüğüne darbe MASUM TÜRKER DSPGENELBAŞKANI Sayõn Balbay’õn şu ana kadar devam eden tu- tukluluk halinin gerekçesini oluşturacak bir yasal dayanaktan söz etmek mümkün değil. Her şey gözler önünde oluyor. Türkiye’de bu- güne kadar basõn özgürlüğünün sõnõrlarõ için- de fikir adamõ olarak, gazeteci olarak çalõş- malarõyla tanõnan ve herhangi bir örgütle il- gisi olmadõğõ bütün yazõlarõnõn içeriğinden anlaşõlan Sayõn Balbay’õn uğradõ- ğõ haksõzlõğõ sindirmek mümkün değildir. Özellikle Türkiye’de “daha fazla demokrasi” diye her- kesin söylem geliştirdiği bu sü- reçte demokrasiden uzaklaşõlarak fikir özgürlüğüne kelepçe vurul- masõ ve bu kelepçenin de Sayõn Mustafa Balbay’õn şahsõnda so- mutlanmasõ, Türkiye’nin geleceği açõsõndan bizlerin karamsar olmasõnõ ve bu ortamõ hazõrlayan yönetimin değiştirilmesi ge- reğini açõkça ortaya koymaktadõr. Kendisine yapõlan bu haksõzlõktan dolayõ ülke adõna, bu ülkenin bir vatandaşõ olarak özür diliyorum. Kendisinden ülke adına özür diliyorum MELİK E. ÖZDEMİR Her türlü hukuk kuralları çiğnenerek ceza- evinde tutulan Balbay’ın neden tutuklandı- ğını bugün çok daha iyi anlıyoruz. Eğer Bal- bay dışarıda olsaydı, yaşanan bu hukuksuzlu- ğu kamuoyuna o kendine has etkili kalemiyle anlatacak ve kamuoyunu da bilgilendirmiş olacaktır. O ne- denle tutukluluğu devam ettiri- liyor. İşte bu tabloyu okurla paylaşmasını engellemek adına Balbay cezaevinde tutuluyor. Balbay “kaçma ve delilleri ka- rartma” ihtimali gerekçe göste- rilerek tutuluyor. Oysa Balbay, bırakın kaçma ihtimalini, kov- salar bile bu ülkeden gitmeyecek bir yurtsever, Atatürkçüdür. Sırf bu gerekçeyle bir yıldan bu yana evinden, yaşamından koparılması kabul edilebilir değil. Hukuk adına yüz karası bir du- rum. Balbay, hem kaçmayacak, hem de susma- yacak bir yürek olduğu için bugün cezaevinde. Hukuk adına yüz karası bir durum OKTAY VURAL: (MHP Grup Baş- kanvekili): Biz elbette yargõ süreciyle ilgi- li yorum yapmõyoruz. Baştan beri tutukluluk sürecinin cezaya dönüştürülmemesi gerekti- ğini söylüyoruz. Onun için de bir an önce adaletin tecelli etmesi, insanlarõn hürriye- tini bağlayacak kararlar alõnõrken dikkatli olunmasõ gerekir. İddialarõn bir an ön- ce aydõnlatõlmasõnõ ve Balbay’õn da okur- larõyla buluşmasõnõ arzu edi- yoruz. Hemen adalet TBMMİNSANHAKLARINIİNCELEMEKOMİSYONUÜYESİ Meslek örgütleri, Mustafa Balbay’õn bir yõldõr cezaevinde tutulmasõna tepki gösterdi ‘Balbay’ın yazılarını özlüyoruz’ Gazetemiz yazarı ve Ankara Temsilcimiz Mustafa Bal- bay’ın tutuklanmasıyla birlikte gazetemiz önünde baş- layan simgesel nöbet eylemi de birinci yılını doldurdu. Balbay’ın tutuklanmasının ertesi günü başlayan ve bir yıl boyunca kar, yağmur demeden süren aydınlara des- tek eyleminin katılımcıları, yaşanan süreci Cumhuri- yet’in temel değerlerine saldırı olarak nitelediler. Bal- bay’ın yazılarını çok özlediklerini dile getiren katılımcı- lar, en son aydın Silivri Cezaevi’nden çıkana kadar mü- cadeleye devam edeceklerini belirttiler. (VEDAT ARIK) H U K U K Ç U L A R Balbay’õn uğradõğõ hukuksuzluk ve cezaevinde kaldõğõ her günün ceza olduğu konusunda hukukçular da hemfikir Bir yıldır adaleti arıyor Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç: “Hiçbir şey söylenmeden ay- lardır içeride yatanlar var. Bu eleş- tirilerde ciddi haklılık payı olanlar var. Hepimiz için gerekli olan hukukta önemli olan, tutuklamanın cezalandırıl- ma aracı olarak kullanıl- mamasıdır. Eğer, delil ka- rartma ve kaçma gibi bir durum söz konusu değil, kişinin durumu sarih ise içeride aylarca sadece tutuklu olarak kimseyi tutamazsınız. Sonra da par- don diyemezsiniz. Eğer siz bu tu- tuklamayı bir gerekçe göstermeden cezalandırma gibi uzatırsanız insan hakları ihlalinde bulunursunuz.” KILIÇ: Sonra pardon denmez Hukukçu Prof. Dr. Süheyl Batum, yasadaki istisnai durumlarõn varlõğõ ha- linde insanlarõn tutuklanabileceğini vur- gulayarak, “Nedir bunlar? Makul şüphe, kaçma tehlikesi, de- lillerin karartılması şüphe- si. Şimdi, günlüklerde yazı- lı olan görüşmeleri sözüm ona izledi, not aldı diye Bal- bay’ın kaçacağı, delilleri karartma tehlikesi bulun- duğu nasıl söylenebilir? Za- ten bizim söylediğimiz, neden asker- lerin tutuklanmadığı değil, Balbay’ın neden tutuklu bulunduğudur” dedi. BATUM: Balbay neden tutuklu Eski Adalet Bakanõ Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de “Balbay hakkında yargılamanın başlamış olması, kısa sürede sonuca varılması umudunu güçlendirmektedir. Ama bu beklentinin somutlaştırıl- ması gerekir. Aksi takdirde daha hüküm verilmeden, bir kimsenin verilebilecek hükmü peşin olarak çek- mesi gibi bir durum ortaya çıkabilir. Sonuçta beraatle, aklanma ile sonuçlanırsa, o takdirde hiç hak etmediği halde aylarca tu- tuklu kalmış olur. Çelişkiye meydan vermemek için davanın olabildiğin- ce kısa sürede sonuçlanması gerekir” yorumunu yapmõştõ. TÜRK: Dava kısa sürede sonuçlansın ? << << << << 1 Temmuz 2008’de gözaltına alınıp mah- kemece serbest bıra- kılan Balbay, basın kartını göstererek ‘Sadece gazetecilik yaptığını’ söylemişti. Erinç Abakay Ekşi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle