25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MART 2010 CUMA 4 HABERLER Bugün, korkunç işsizliği mi, yoksula yıllık yüzde 20’lerin üstünde yansıyacak olan yıllık enflasyonu mu, yoksa yargı reformu ile referandumu mu tartışalım derken, Mersin CHP’li kadın üyelerinin hilafetin kaldırılmasının 86. yılı dolayısıyla yaptıkları gösterilerin haberi çarptı gözüme. CHP’li kadınlar, bu yıldönümü dolayısıyla alanda çarşaf yakmışlar. CHP Kadın Kolları Başkanı Havva Ongunsel bu gösteri sırasında konuşmada, şunları söylemiş: - Ülkemiz üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. TC’yi tehdit edenlere karşı birlik olmaya ve devrimlerimize sıkı sıkıya bağlı kalmaya devam edeceğiz. Saptama doğru, konuşma güzel. Türkiye’nin üstünde kara bulutlar dolaşıyor... Vatandaş pahalılıktan, yoksulluktan bizar... Vatandaş işsizlik karşısında umarsız... Vatandaş terörden şekvacı... Vatandaş tek adam diktasından korkuyor... Eli kalem tutan herkes tehdit altında... Dini siyasete alet edenler, duruma egemen olmuşlar, soygun ve talan düzenlerini sürdürüyorlar... Bunlara karşı mücadele şart. Burada CHP’ye de, öncelikle görev düştüğü kesin. Ama söyler misiniz bana, bu mücadelenin yolu, alanlarda çarşaf yakmak mı? Söyler misiniz şu anda halkın bir numaralı sorunu çarşaf mı? Çarşaf sorununu tartışırken, çarşaf ile başörtüsünün bilerek karıştırıldığını, geniş kitlelerin kafalarının bulandırıldığını yadsımak mümkün mü? Kamu alanında dinsel simgeleri teşhir etmek sorununun, bazı yanlışlardan da yararlanarak, kimi çevrelerce “insanların başörtüsüne karışıyorlar” biçiminde sunulup, mağdur havası yaratıldığını bunca olaydan sonra görmemek mümkün mü? Bütün bunlar karşısında, laiklikten yana olanların gerçekleri daha iyi anlatmak için bu mağduriyet söyleminin balonunu patlatmaları gerekmez mi? Bütün bu gerçekler ortada, halkı yakan gündem apaçık önümüzdeyken, tesettür konusunu öne çıkarmak, din sömürücüleri yararına gündem saptırmak değil mi? İyi niyetlerinden ve çalışkanlıklarından zerrece şüphe olmayan CHP’li kadınlarımız 3 Mart 1924’ün 86. yılını kutlarken ortaya attıkları çarşaf meselesinin partilerinin 4. Kongresi’nde 1935’te Atatürk’ün huzurunda da gündeme geldiğini biliyorlar mı? Partinin adının Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan, Cumhuriyet Halk Partisi’ne çevrildiği, bu 4. Kongre’de peçe ve çarşaf konusunda 16 Mayıs günkü oturumda kürsüye çıkan dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın sözlerine Soner Yalçın “Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor” adlı yapıtının 71. sayfasında yer veriyor. Kitabı herkese tavsiye ederim. Yalçın’ın da belirttiğine göre, Şükrü Kaya bu konuda şunları söylemişti: - Eğer bu mesele büyük ve önemli olsaydı, bu büyük inkılabı yapan, onu da programına koyar lazım gelen kararı alırdı. Çarşaf ve başörtüsü konusu kimi çevreler tarafından alabildiğine sömürüldü, kamu alanında, dinsel simgeler teşhiri konusu ustaca saptırıldı ve sözde “mağdurlar” yaratıldı. Geçenlerde bir programda, Türkiye’nin gündemi ve sorunlarıyla ilgili olarak, bu konudan başka konuşacak bir şeyi olmayan bir hanım, bunu tartışmaya açmak istedi. - Çankaya’ya türbanın sokulduğu bir ortamda, ben böyle bir konuyu tartışmam, bu konuda mağdur edebiyatına gerek yok. İktidar bunu kullanıyor. Sorun tartışma sonucunda varılacak bir toplumsal mutabakatla çözülebilir, diye yanıtladım, hanımı. Gerçekten de yapılması gereken budur ve bu konuda CHP’ye görevler düşmektedir. Türbanın Çankaya’ya sokulduğu bir ortamda, CHP başörtüsüyle uğraşıyor görüntüsü vermeden, sorunun çözümüne önayak olmalıdır. Bu tabii ki, tesettürlü hâkim ve yargıçlar dönemine yol açacak bir çözüm olmayacaktır. “CHP laikliği korumak ve savunmaktan vazgeçsin!” demiyoruz. Böyle bir tavır onun kendisini inkârı demektir ve yok olmasına yol açar. Ama CHP, laikliği korurken işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk gibi halkın her gün canına okuyan konuları da gündemdeki yerlerinden geriye atmayarak, başörtüsü sorununu aslında çözmeye hiç niyetli olmayıp, sömüren bir iktidarın maskesini de düşürmelidir. asirmen@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN CHP Bu Sorunu Kendi İçinde Tartışıp Çözmeli Hâlâ Tanõğõz Platformu üyeleri, ikinci kez müebbet hapisle yargõlanacak olmasõnõ haksõzlõk olarak nitelendirdi Selek için adalet çağrõsõİstanbul Haber Servisi - Çok sayõda aydõn, sanatçõ ve ya- zardan oluşan Hâlâ Tanõğõz Platformu üyeleri, daha önce iki kez beraat ettiği Mõsõr Çarşõsõ dava- sõnda bir kez daha müebbet hapis ce- zasõ istemiyle yar- gõlanacak olan sos- yolog Pınar Selek için adalet çağrõsõn- da bulundu. Üyeler adõna basõn açõkla- masõ yapan oyuncu Deniz Türka- li, “Bugün gelinen noktada ‘eyle- mi yaptõm’ diyen Abdülmecit Öz- türk’ün beraatı kesinleşmiş, eylem hakkında hiçbir beyanı bulun- mayan Selek ise hâlâ ağırlaştırıl- mış müebbet hapis ile cezalandı- rılmak istenmektedir. Tüm bu bulgular gösteriyor ki bu dava ar- tık ‘Mõsõr Çarşõsõ Davasõ’ olmak- tan çıkmış, ‘Põnar Selek Dava- sõ’na dönüştürülmüştür” dedi. İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nin Mõsõr Çarşõsõ davasõnda verdiği beraat kararõnõn Yargõtay 9. Ceza Dairesi tarafõndan bozulma- sõyla ilgili Hâlâ Tanõğõz Platformu üyeleri Galatasaray’daki Garajis- tanbul’da basõn toplantõsõ düzenle- di. Platform üyeleri adõna basõn açõklamasõ yapan Deniz Türkali, da- va kapsamõnda Selek adõna gelinen nokta karşõsõnda şaşkõn ve endişe- li olduklarõnõ söyledi. “Bu haksız- lığa bir an önce son verilmesini ve adaletin yerini bulmasını istiyo- ruz” ifadelerini kullanan Türkali, “Pınar Selek biraz da içinden ge- çilen dönemin konjönktürü gereği kurban seçildi. Ve bu rolü sonu- na kadar reddetti. Dava süreciy- le ilgili ısrarla devam ettirilmeye çalışılan tutarsızlıklar ve hukuk- suzluklar, toplum olarak bizi bir arada tutan adalet zeminini sars- makta, sadece Selek’i değil hepi- mizin toplumsal var oluşunu teh- dit etmektedir. O nedenle Selek kadar kendimiz için de adalet talep ediyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, muhalefet lideriyle yaptığı görüşme turunda dün de MHP lideri Devlet Bahçeli ve BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı kabul etti. (Fotoğraf: AA) Bahçeli uzlaşma komisyonu Demirtaş ‘düşük baraj’ istedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, muhalefet liderleri ile yaptõğõ görüşme turunu dün de MHP lide- ri Devlet Bahçeli ve BDP lideri Selahattin Demirtaş ile sürdürdü. Cumhurbaşkanõ Gül,dün Çan- kaya Köşkü’nde kabul ettiği Bah- çeli ve Demirtaş’a, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile yaptõklarõ “üçlü zirve” konusunda bilgi verdi. Siyasi tansiyonun düşü- rülmesi, anayasa deği- şikliği ve bu kapsamda AKP’nin gündeme ge- tirdiği “yargı reformu” konusunda muhalefet liderlerinin görüşlerini dinleyen Gül, anayasa değişikliği ve “yargı reformu” konusunda da nabõz yokladõ. Görüşmede, daha önce Gül’ün “devlet zirvesi” toplamasõ iste- mini dile getiren Bahçeli, bu giri- şimden memnuniyet duyduğunu, ancak bütün kesimlerin görüşleri- nin alõnmasõnõn yerinde olacağõnõ bildirdi. Bahçeli, Türkiye’de şu anda devletin kurumlarõ arasõnda “çatışma” yaşandõğõ görüntüsü bulunduğunu, bunun da “devlet krizi”ne yol açacağõ görüşünü ilet- ti. Bahçeli, yapõlacak köklü deği- şiklikler için öncelikle bütün ke- simlerin görüşü alõnõp Meclis’ten de uzlaşma ile geçirilmesi gerektiğine vurgu yaptõ. Bahçeli’nin bu çerçe- vede, Meclis’te kendilerinin de ik- tidar ortağõ olduğu dönemde uy- gulanan uzlaşma komisyonu oluş- turulmasõ ve yeni anayasayõ da ye- ni Meclis’in yapmasõ gerektiği gö- rüşünü iletti. Cumhurbaşkanõ Gül’ün öğleden sonra kabul ettiği Demirtaş ise parti olarak 12 Eylül anayasasõnõ tümden ortadan kaldõracak bir dü- zenleme istediklerini, ancak bu olamõyorsa, acil düzenlemeler için bir “paket” getirilmesine karşõ ol- madõklarõnõ iletti. Kendilerinin de “yargı reformu”nu savunduğunu belirten Demirtaş, ancak hüküme- tin “kendi yargısını” oluşturma yaklaşõmõna destek vermediklerini bildirdi. Demirtaş, Gül’e de anayasa değişikliğine destek için yüzde 10’luk seçim barajõnõn aşağõya çe- kilmesini önerisini iletirken AB ülkelerindeki uygulamalarõ örnek gösterdi. Görüşme sonrasõnda ga- zetecilerin sorularõnõ ya- nõtlayan Demirtaş, demo- kratik bir anayasa istem- lerini dile getirdiklerini, bu mümkün değilse de kõsmi değişikliklerle demokra- tikleşme adõmlarõnõn atõ- labileceğini ilettiğini söyledi. Re- form düzenlemelerinin uzlaşma ile çõkarõlmasõnõ istediklerini anlatan Demirtaş, “Sayın Cumhurbaşka- nı da ‘aslõnda bütün partilerin ye- ni bir anayasadan yana olduğunu ve bunun bir zamanlama meselesi ol- duğunu ifade ettiklerini ve bu de- ğişimden yana bütün partilerin ta- võr koymuş olmasõndan memnuni- yet duyduğunu’ ifade etti” dedi. Gözümdeve yüreğimde Põnar Selek… ZEYNEP ORAL Dün, “Põnar Selek’e hep tanõğõz, hâlâ adalet bekliyoruz”toplantõsõboyuncagözümünönünden Põnar’õn silueti gitmiyordu. Diyelim,Diyarbakõr’dayõz,Hakkâri’deyiz,Bat- man’dayõz…Onunönderlikettiğiözelliklekadõn- larlasürdürdüğümüzçalõşmalarda,kimizamansert tartõşmalarolur…Ben,Põnar’õnbirkezolsunöf- kelenipbağõrdõğõnõsinirlendiğinikavgaettiğinigör- medim. En karşõ olduğu düşünceyi bile karşõsõn- dakiniokşayarak,anlamayaçalõşarak,yaralarõsa- rarak,karşõsõndakininruhunadokunarakiletir.Yü- zünde gülümsemesi, gözlerindeki õşõltõlõ, aydõnlõk yüzüylevehepsevgiyleiletirdüşüncesini… Diyelimmahkemesalonundayõz.Osanõk,ben basõn bölümündeyiz. Ne poliste, (hatta işkence- debile),nededahasonrasavcõlõktavesorguhâ- kimliğinde Põnar’a o patlamayla ilgili soru so- rulmasa da; 2.5 yõl boşu boşuna hapis yatsa da, hapisteölümlerdendönsede;onlarca“bombaizi- ne rastlanmadõ” bilirkişi raporu olsa da; işken- ce altõnda bir tanõğõn verdiği ifadeyle suç üzeri- ne yõkõlsa da; o ifade sonradan geri alõnsa da… Duruşmalardaki akõl, mantõk dõşõ suçlamalar karşõsõnda da, adalet ve hukuk anlayõşõmõzõ la- netlesemde…Sonundabenisakinleştirecek,ba- nacesaretverecek,güvenduygumubileyecek,be- niteselliedecekinsanPõnar’õnkendisiolur,baş- kasõdeğil.EğerKafkabusüreciizleseydi,inanõn kendi yazdõğõ “Dava”yõ çok hafif bulurdu… Yeryüzününenbarõşçõinsanõnõkatliamlasuç- lamak ancak bizimki gibi çarpõk bir ülkede ola- bilir…AncakdünkütoplantõdaYükselSelek’insöz- lerinecanõgönüldenkatõlõyorum.Tümyaşamõnõ ezilenlerin,ötekileştirilenlerin,mağdurlarõnhak- larõnõkorumayaadamõş;tümyaşamõnõbarõşaada- mõş Põnar Selek’in cesareti, kararlõ ve dik duru- şu, azimle toplumsal, feminist, antimilitarist ça- lõşmalarõ,buerkekegemendüzenefazlasõylaağõr gelmiştir.Vebu“ağõrlõk”,bu“intikam”,bu“ez- me”,bubaskõaltõndatutmadürtüsü,bugünyal- nõzPõnarSelek’ideğil,hepimizitehditetmektedir. İştebunedenlePõnarkadarkendimiziçindeada- let talep ediyoruz… 13 MART’TA KONGRE Yeni sol partinin başkanı Ziya Halis Haber Merkezi - Bir süredir BDP İstanbul Mil- letvekili Ufuk Uras ve Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet İnsel’in öncülü- ğündeki Yenisol Girişimi, Alevi Bektaşi Federasyo- nu Başkanõ Ali Balkız’õn öncülüğündeki Nasõl Bir Türkiye İstiyoruz Grubu, SHP ve bazõ aydõnlarõn çalõşmalarõnõ yürüttüğü “Çağdaş Solda Büyük Buluşma”; SHP’nin 13 Mart’taki 3. olağanüstü kongresinde gerçekleşi- yor. Eski Çalõşma ve Sos- yal Güvenlik Bakanõ Ziya Halis kurulacak yeni par- tinin genel başkanõ olma- sõ için teklif geldiğini ve kendisinin de teklifi kabul ettiğini bildirdi. SHP, 13 Mart’ta yapa- cağõ olağanüstü kongre- sinde ismini, tüzüğünü ve genel başkanõnõ değişti- recek. İsim değişikliğinin tartõşõldõğõ yeni partinin demokratikleşmeyi, barõş ve kardeşliği, toplumsal eşitliği savunacağõ bildi- rildi. Genel başkan olma- sõ beklenen Halis, 1991 seçimlerinde SHP’den Sõ- vas milletvekilliğine se- çilmiş ve 1995’te devlet bakanlõğõ ve çalõşma ve sosyal güvenlik bakanlõğõ yapmõştõ. HRİSTODULU’NUNŞANSIAÇILDI Erdoğan’ın yazarı artık meşhur MURAT İLEM ATİNA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn medya patronlarõ ve kö- şe yazarlarõna olan tepkisi sürerken, yazõsõnõ beğendiği tek gazeteci meş- hur olmanõn keyfini sürüyor. Batõ Trakya’nõn İskeçe kentinde ya- yõn yapan Empros isimli gazeteye parça başõ çalõşan Hristos Hristo- dulu, Türk gazete ve televizyonla- rõndan kendisine gelen teklifleri de- ğerlendiriyor. İskeçe’den edinilen bilgilere göre, yakõnlarõna yazõsõnõ ya- zarken olaylarõn bu şekilde gelişe- ceğini kesinlikle dü- şünmediğini aktaran Yunanlõ gazeteci, he- definin Türk-Yunan ilişkilerini içeren bir kitap yazmak olduğu- nu belirtiyor. Bugüne kadar bir kez Yuna- nistan devlet televiz- yonu ERT’nin (çok kõsa bir süre) dõşõnda büyük bir yayõn orga- nõnda çalõşmadõğõ öğrenilen gazete- cinin, Türkiye’nin gündemine otur- masõndan sonra ciddi bir yayõn organõ ile çalõşmasõ bekleniyor. Yakõn çev- resine, “Bu kadarını da beklemi- yordum” diye konuşan Hristodu- lu’nun bundan sonra Türkiye’de hü- kümete yakõn basõn organlarõndan bi- rinden iş teklifi alabileceği de bölgede konuşuluyor. Yunanlõ gazetecinin Başba- kan’dan gelecek teklifi beklemeden haziran ayõndan önce Ankara’yõ ziyaret edip, Erdoğan ile buluşarak kahve içmesi bekleniyor. Devlet Bahçeli, anayasa değişikliğinin Meclis’te kurulacak uzlaşma komisyonu aracõlõğõ ile yapõlmasõnõ isterken, Demirtaş da anayasa değişikliği önerisine soğuk bakmadõklarõnõ belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle