15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 MART 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Mustafa’nın Parmaklıklar Arkasındaki 365 günü Kapı yoldaşım Mustafa Balbay’ın Silivri’deki tutukluluk süresi bugün birinci yıla giriyor. Ergenekon terör örgütünün üyeleri arasında şüpheli sıfatı ile tutuklanmış olan Cumhuriyet’in başkent temsilcisi ve köşe yazarı arkadaşım, kendisini yargılayanlara böyle bir örgüt ile ilişkisi bulunmadığını, kendisine yöneltilen suçlamaların gazetecilik çalışmalarının doğal sonuçları olduğunu anlatmak için çırpınıyor. O dava nedeni ile Silivri’deki Guantanamo kampına kapatılmış olanların sayısı yanlış anımsamıyorsam 65. Bu 65 tutuklunun içinde emekli askerler de, öğretim üyeleri de var. Duruşmalardaki tutanaklara mesleklerinin gazeteci olduğunu yazdıranlar da. Onların tam sayısını ve tümünün adlarını bildiğimi ne yazık ki söyleyemem. Ancak aralarındaki en kıdemli tutuklunun Ergun Poyraz adında, daha çok roman ve belgeseller yayımlayan bir meslektaşımız olduğunu, Deniz Baykal’ın konuşmasından öğrendim. Kitapları satışta ama... CHP Genel Başkanı, Poyraz’ın Başbakan Erdoğan hakkında “ağır suçlamalar” içeren kitaplar yayımladığını, haklarında toplatma kararı verilmediği için piyasada satılmakta olan kitapların yazarının da yayıncı olarak değil, mahut terör örgütünün üyesi olduğu savı ile tutuklandığını ama üç yıldır yargıç önüne bile çıkarılmadığını söylüyordu. Üç kocaman yılı tutuklu olarak, parmaklıklar arkasında geçirmek! Kişilere şüpheli oldukları ileri sürülerek özgürlüklerini sınırlayan; haklarındaki iddiaların doğru olup olmadığını belirlemek için çaba sarf etmeyen bir adalet sistemi, kendisinin çağdaş bir hukuk devleti olduğunu söyleyen hangi ülkelerde vardır? 26 Eylül 2008’de tutuklanan ve terör örgütü ile ilişkisinin Cumhuriyet mitinglerini düzenlemek olduğu söylenilen gazeteci Tuncay Özkan hakkında da henüz karar verilmiş değil. Özkan da masumiyet ilkesinin asıl olduğu hukuk fakültelerinin ceza hukuku derslerinde anlatılan ülkemizde, o gün bugündür, suçlu mudur, değil midir? Öğrenemeden yatıyor... Yıldırım ve Akkaya’dan gelen mektup Silivri 4 No’lu Kapalı Cezaevi’nden 26 Şubat günü postaya verilmiş olan iki imzalı mektuplarında, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ile Ulusal Kanal Haber Müdürü Ufuk Akkaya, 9 Kasım 2009’dan bu yana işledikleri suçu öğrenemeden tutuklu olduklarını duyurmak istiyorlar. Genç meslektaşlarımızın ev ve işyerleri, Başbakan’ın telefon görüşmelerini açıklayan bir ses kayıt bandının içeriğini açıkladıkları savı ile aranmış. Ancak o arayıştan sonra “terör örgütü üyesi olmak, özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek..” gibi iddialarla tutuklanan iki gazeteci “ses kayıtlarını ortaya çıkaranın İşçi Partisi olduğunu” vurgulayarak kendilerinin parti genel başkanvekilinin basın toplantısını yayımlamaktan başka bir eylemleri olmadığını söylüyorlar. Ancak yaptıkları itiraz mahkeme dosyalarında kaldığı için, benim gibi başka birçok meslektaşına da gönderdikleri mektupta, salıverilme taleplerinin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Mehmet Saban tarafından “tutukluluk süreleri dikkate alınarak” gerekçesi ile reddedildiğini, aylardır haklarında henüz bir iddianame yazılmadığını bildiriyorlar. Şayet ağır bir suç işlememişseniz, dahası delilleri karartacağınızı ortaya koyan kuşkular yoksa ve adaletin elinden kaçmayacağınıza yargıçları inandırmışsanız.. .. Ve gerçekten hukukun üstünlüğüne inanmış bir sistemin bulunduğu bir ülkede yaşıyorsanız, aylar, hatta yıllardır sizi evinizden, işinizden ayırıp demir parmaklıklar ardında tutmanın anlamı nedir? Niçin, hangi nedenlerle demir kapılar arkasında yattıklarını bilme hakkının verilmediği bir ülke olmayı sürdürmenin bu iki tutuklu gazetecide bıraktığı duyguları, sadece savcı ve yargıçlarımızla değil, tüm vatandaşlarla da paylaşmalıyız: “Tutukluluk süreleri dikkate alınarak ibaresi ile tutukluluk halinin devamına karar verilmesi, ‘Biz delil olsun olmasın, daha yargılama başlamadan bile sizi mahkûm ettik.. Alacağınız mahkûmiyetin fiilen cezaevinde infaz edilmesi gereken bölümünün dolmasına daha çok var. Siz henüz yeteri kadar yatmadınız anlamına gelmiyor mu?” Hızlı bir yargı reformunun gerçekleşebilmesi için, mart ayı sonuna kadar anayasada değişiklik yapılmasında ısrar eden Hükümet Başkanı’ndan, Adalet Bakanı’ndan, iktidar partisinin milletvekillerinden, geç gelen adaletin adalet olmadığından doğan tek satırlık şikâyet sesi çıkmıyor. Bu ülkenin bütün vicdan sahipleri.. din, dil, ırk ve politik görüş ayırımı yapmadan, hızlı adalet istemek, tutukluluğu bir ceza gibi görmekte ısrar eden bu düzeni değiştirmek için birleşmelidir. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] PKK’linin fotoğrafı bulunan 8 Mart afişi toplatıldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr Demokratik Özgür Kadõn Hareketi’nin, 8 Mart Dünya Emekçi Kadõnlar Günü afişlerinde1998 yõlõnda cezaevinde kendini yakan PKK’li Sema Yüce’nin fotoğrafõnõ kullanmasõ üzerine afişler mahkeme kararõyla toplatõldõ. Diyarbakõr Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, afişlerde “suç ve suçlunun övüldüğünü” gerekçe göstererek 6. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme kararõnõ Emniyet Müdürlüğü ile afişleri basan firmaya tebliğ etti. Afişleri basan firma, Yüce’nin fotoğrafõnõn mozaiklenerek afişlerin yeniden asõlacağõnõ ifade etti. Turkuvaz Medya Grubu’nda yeniden grev ATV, Sabah ve dergi grubunun da içinde bulunduğu Turkuvaz Medya Grubu’na mensup işçilerin mahkeme kararıyla 154. günde durdurulan grevi, Türkiye Gazeteciler Sendika- sı’nın (TGS) verdiği hukuk mücade- lesiyle yeniden başladı. TGS, Beledi- ye-İş, Deri-İş, TÜMTİS, Tez Kop-İş, Tek Gıda-İş ve Hava-İş sendikası üyelerinden oluşan grup dün Bal- mumcu’daki Turkuvaz medya gru- buna ait bina önünde dün toplanarak “Bu işyerinde grev var” pankartını astılar. (Fotoğraf: CEM GÜLDEMİR) YÖK’ün taslağõ tartõşma yaratõrken ‘Yatay geçişle katsayõ aşõlacak’ eleştirisi geldi ‘Katsayı etkisizleşir’MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK’ün devlet üni- versitelerinde farklõ puan türlerinde ya- tay geçiş olanağõ sağlayan yönetme- lik taslağõ, katsayõ uygulamasõnõ et- kisizleştireceği nedeniyle tartõşma ya- rattõ. Eski YÖK üyesi Bülent Serim, farklõ puan türlerine yatay geçişte es- neklik tanõnmasõnõn ilahiyat fakülte- lerinde okuyan öğrencilerin başka programlara yerleştirilmesi amacõyla yapõldõğõnõ söyledi. YÖK’ün üniversitelerde farklõ puan türlerinde yatay geçişe olanak tanõyan yönetmelik hazõrlõğõ, Danõştay’õn yü- rütmesini 2 kez durdurduğu katsayõ ka- rarlarõnõ aşma amacõ taşõdõğõ yorum- larõnõ da beraberinde getirdi. Taslağa göre, ilahiyat fakültelerinde okuyan öğ- renciler kendi alanlarõ dõşõndaki bir programa, geçiş yapõlacak programõn Türkiye’deki eşdeğerinin en düşük taban puan şartõnõ sağlamalarõ duru- munda girme olanağõ elde ediyorlar. Bu durumda da üniversiteye girişte alan dõşõ tercihin önünü kesmek için düzenlenen katsayõ uygulamasõ kõsmen geçersiz kõlõnõyor. Danõştay’õn önce katsayõ eşitliği, ar- dõndan sembolik katsayõ farkõ uygu- lamasõnõn yürütmesini durdurmasõ nedeniyle YÖK’ün yeni bir katsayõ kararõ almasõ gerekirken yatay geçiş düzenlemesiyle imam hatiplilerin başka programlarda okumasõnõn önü açõlmõş olacak. Yönetmelik tasla- ğõyla imam hatiplilerin üniversiteye girişte olmasa da üniversiteye gir- dikten sonra yükseköğretim sistemi içinde tõp, hukuk gibi kendi alanlarõ dõşõndaki programlara geçiş yapma- larõnõn önü açõlacak. Eski YÖK üyesi Bülent Serim, farklõ puan türleri arasõnda yatay ge- çişi Sabancõ ve Okan üniversiteleri- nin kendi içlerinde uyguladõğõnõ be- lirterek “Bu durum eleştirilere ne- den oldu. Bunun üzerine bu üni- versitelerin de genele uyması iste- nirken daha sonra alınan ‘talimat’ üzerine Sabancı Üniversitesi’nde- ki eğitim uygun görüldü” dedi. Bu taslak ile ilahiyat fakültelerinin diğer yükseköğretim programlarõna bazõ koşullarla geçmesinin önünün açõl- dõğõnõ ifade eden Serim, “Bana gö- re bu farklı katsayı uygulamasının başka bir biçimde ortadan kaldı- rılmasıdır” şeklinde konuştu. ‘Cami ile okul birbirine karıştı’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Mersin’de partili kadõnla- rõn çarşaf yõrtma eylemi yapmasõ- na tepki gösterirken, sorumlula- rõn disipline sevk edildiği bil- dirildi. CHP Grup Başkanve- kili Kemal Kılıçdaroğlu da “Bu, CHP’ye karşı provo- kasyondur” dedi. CHP’li kadõn kollarõ üyelerinin Mersin’deki eylemi tartõşma yarat- tõ. Başbakan Yar- dõmcõsõ Bülent Arınç’õn bu ko- nudaki açõkla- malarõnõn ardõn- dan, CHP yöne- timi de eyleme tep- ki gösterdi. CHP lideri Baykal’õn Mersin il başkanõnõ telefonla ara- yarak eylemden duyduğu rahat- sõzlõğõ dile getirdiği ve disiplin sü- recinin başlatõlmasõ talimatõnõ ver- diği öğrenildi. Kõlõçdaroğlu da “Mersin’deki görüntüler çok ra- hatsız edici. Bu, CHP’ye karşı ya- pılan bir provokasyondur. Ka- dınların kılık kıyafetinin gün- lük siyasetin bir parçası yapıl- ması asla kabul edilemez. Bu tür yapay eylemler insan hakla- rı ile bağdaşmaz. AKP’nin kan kaybettiği bir dönemde bu tür ey- lemlerle onun değirmenine şu taşıyanlar, CHP’nin yükselişini provoke edenlerdir” dedi. TEKEL işçilerinden ÖİB’ye dilekçe ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TEKEL işçilerinden 4/C statüsüne geçmek için daha önce Özelleştirme İda- resi Başkanlığı’na dilekçe veren ve henüz bir işe yerleş- tirilmeyenler, Danıştay kararını gerekçe göstererek di- lekçelerinin işleme konulmamasını istedi. Alınan bilgi- ye göre, Danıştay 12. Dairesi’nin, TEKEL işçilerinin 4/C’ye geçiş için 30 günlük süre içinde ilgili kurumlara başvurmasını öngören hükmün yürütmesini durdurma- sının ardından daha önce Özelleştirme İdaresi Başkan- lığı’na 4/C’ye geçmek için başvuran işçiler yeni dilekçeler vermeye başladı. Dilekçe sahibi işçilerden, geçici perso- nel olarak henüz bir işyerinde istihdam edilmeyenler için Türk-İş hukukçuları tarafından örnek dilekçe hazırlan- dı. Dilekçede, Danıştay’ın 1 Mart’ta verdiği kararla, 21 Aralık 2009 tarihli 4/C statüsünde geçici personel istih- damıyla ilgili Bakanlar Kurulu kararının ikinci madde- sinin 1/a bendinde yer alan “30 günlük süre içerisinde” ibaresinin yürütmesinin durdurulduğu anımsatıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK, Danõş- tay’õn yürütmesini durdurduğu “sembolik katsayı uygulaması” yerine getirilecek düzenlemede alan içi tercihlere “sabit ek puan verilmesi” yönündeki al- ternatif formülden mevzuatlara uymadõğõ için vazgeç- ti. YÖK’ün yeni formülünde katsayõ oranlarõ arasõndaki farkõn yürütmesi durdurulan uygulamada olduğu gibi yine yüzdelik dilimlerde belirlenmesi öne çõktõ. YÖK Genel Kurulu, Danõştay’õn katsayõya ilişkin ku- rulun itirazõnõ reddetmesinin ardõndan dün ilk kez top- landõ. Toplantõda yeni düzenleme hakkõnda çalõşma ya- põlmasõ için bir komisyon oluşturulmasõ kararõ alõndõ. Komisyonun YÖK’ün 17 Mart 2010’daki genel kurul toplantõsõna kadar alternatif formüller üzerinde çalõş- ma yapacağõ belirtildi. Gazetecilere açõklama yapan YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK’ün yatay geçiş yönetmeliği ile katsayõyõ arkadan dolanmaya çalõştõğõ yönündeki yorumlarõnõn anõmsatõlmasõ üzeri- ne, katsayõ ile yatay geçişin alakasõ olmadõğõnõ savun- du. Sabancõ Üniversitesi’ne sağlanan imkânõn tüm üni- versitelere genişletilmesiyle ilgili bir çalõşma olduğu- na işaret eden Özcan, ilahiyat fakültelerindeki öğren- cilerin başka alanlara geçmesinin önünün açõlacağõnõn belirtilmesi üzerine de “Hiç alakası yok. Üniversite- ye daha fazla özerklik vermeyi, hangi öğrenciyi han- gi bölüme kabul edecekler meselesini kendilerine bı- rakmayı önceden düşünüyorduk” dedi. Toplantõda İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya ve Erzurum’da birer ye- ni devlet üniversitesinin kurulmasõ ilişkin görüşün Mil- li Eğitim Bakanlõğõ’na bildirilmesine karar verildi. İstanbul Haber Servisi - 3 devrim yasasõnõn yõldönümünde konuşan uzmanlar, bugün cami ile okulun birbirine karõştõğõna, Ilõm- lõ İslam projesinin mimarlarõ ta- rafõndan Cumhuriyet devrimleri- ne yönelik bir karşõdevrim yürü- tüldüğüne dikkat çektiler. Kadõn Araştõrmalarõ Derneği, öğ- retimin birleştirilmesi amacõyla 3 Mart 1924 tarihinde hayata geçiri- len Eğitim ve Öğretim Devrimi’nin yõldönümünde bir panel düzenledi. Akatlar Kültür Merkezi’nde dün gerçekleştirilen panelde araştõrma- cõ yazar Meriç Velidedeoğlu otu- rum başkanlõğõ yaptõ. Panelin açõlõş konuşmasõnõ yapan CHP İstanbul Milletvekili ve Kadõn Araştõrmalarõ Derneği Başkanõ Prof. Dr. Necla Arat, “Son dönemlerde işlenen hukuk cinayetleri, nor- malleşme adı altında yapılan in- tikam operasyonlarıdır” dedi. 22. Dönem CHP İstanbul Mil- letvekili Mustafa Gazalcı, son 8 yõlda Cumhuriyet devrimlerine karşõ planlõ bir hareket yürütül- düğünü belirterek “Bugün cami ile okul birbirine karışmıştır. Bugüne kadar hiçbir dönem- de, AKP döneminde olduğu ka- dar öğretim birliğinden uzak- laşılmamıştır” dedi. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğ- retim Üyesi Doç. Dr. Ümit Ko- casakal ise Türkiye’de 80 yõllõk bir hesaplaşma olduğunu belirtti. Araştõrmacõ yazar Velidedeoğlu da üç devrim yasasõnõn günümüzde gerektiği ölçüde topluma anlatõl- madõğõnõ vurguladõ. 3 D E V R İ M Y A S A S I N I N Y I L D Ö N Ü M Ü Mersin’de kadõnlarõn çarşaf yõrttõğõ eylemin sorumlularõ disipline sevk edildi ‘CHP’ye karşõ provokasyon’ ARINÇ’TAN MİKROFON BÜLBÜLLERİ BENZETMESİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç, CHP’li kadõnlarõn Mersin’deki kara çarşaf yõrtma eylemine tepki göster- di. Arõnç, şunlarõ kaydetti: “29 Mart öncesinde CHP rozetini takarken Kemal Kõlõçdaroğlu’yla, Nur Ser- ter’iyle, Deniz Baykal’õyla alkõşlar içerisinde, ‘Bizde artõk çarşaflõ hanõmefendilerin siyasete katõlmasõndan yanayõz, onlarõn kõyafetleri bizleri ilgilendirmiyor’ di- yerek hepimizi sevindiren bir açõlõm yapan CHP Mer- sin’de rozet taktõklarõ çarşaflarõ yõrttõlar, çiğnediler ve çöpe attõlar... Bu trajik olay karşõsõnda inanõyorum ki Baykal’õn da, CHP’nin de söyleyecekleri bir şey var- dõr. Türk kadõnlarõnõn bir kõsmõnõn giysisi olan bir kõ- yafeti ayaklar altõnda çiğneyerek çöp sepetine atma- nõn ne Cumhuriyetle, ne halkla, ne CHP ile bir ilgisi- nin olduğunu ve bu yapõlan eylemin onaylanmadõğõnõ duymak istiyoruz. O çok konuşan mikrofon bülbülleri- nin bir şeyler söyleyeceğini de şahsen ümit ediyoruz.” Kemal Kılıçdaroğlu ‘Medya vaizleri’ sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağõz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Diyanet İşleri Başkanlõğõ’nõn kuruluş yõldönümünde sarf ettiği, “Lütfen bizi medya vaizlerinden kurtarõn” sözlerine dikkat çekerek “Bu kişiler kimlerdir” diye sordu. TBMM Başkanlõğõ’na soru önergesi veren Yağõz, “Çağrõnõz, medya vaizlerinin şahsõnda basõn özgürlüğüne yönelik bir müdahale değil midir” diye sordu. Maden şehidi için soru önergesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi, Balõkesir’in Dursunbey ilçesindeki maden ocağõnda meydana gelen grizu patlamasõnda ölen maden mühendisi Özgür Seçkin’in (33) cenazesinin, memleketi Denizli’nin Serinhisar ilçesine station taksinin bagajõnda getirilmesini, Meclis gündemine taşõdõ. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn yazõlõ olarak yanõtlamasõ istemiyle sunduğu soru önergesinde “Devletimizin Balõkesir’de bu cenazeleri taşõyacak cankurtaran ve cenaze araçlarõ yok mudur? Sorumlular hakkõnda herhangi bir soruşturma açõlmõş mõdõr?” dedi. ‘Salgın hastalık’ benzetmesi ANKARA (AA) - Avrupa Sendikalar Enstitüsü, AB üyesi 27 ülke ile Hõrvatistan, Türkiye ve Makedonya’da çalõşma yaşamõnõn karşõlaştõrõldõğõ bir rapor hazõrladõ. Raporda, güvencesiz çalõşmanõn tüm Avrupa’da “salgõn bir hastalõk” gibi yayõldõğõ belirtildi. Çevreye ateş açtı, vuruldu KOCAELİ (Cumhuriyet) - Gebze’de bir bina sahibiyle market işleten kiracõsõ arasõnda küfürleşme sonucu kavga çõktõ. Bina sahibi Ali Kemal Albayrak, kiracõsõ Erkan Hakan Yõlmaz’a silah çekti. Kovalamaca sonucunda kiracõ Yõlmaz yaralandõ. Albayrak, çevreye ateş açmayõ sürdürünce polis zanlõyõ etkisiz hale getirmek için bacağõna doğru ateş açtõ. Bacağõna dört, göğsüne de bir kurşun isabet eden Albayrak, hastanede hayatõnõ kaybetti. Olayla ilgili soruşturma başlatõldõ. Türk TIR’ı soyuldu BUDAPEŞTE (AA) - Macaristan’õn Bacs- Kiskun kenti yakõnlarõnda, Lakitelek kasabasõnda bulunan bir benzinlikte park eden Türk TIR’õ soyuldu. Kecskemet Emniyet Müdürlüğü’nden yapõlan açõklamada, TIR’õn 49 yaşõndaki şoförünün, kendilerine başvurarak soyulduğunu bildirdiği ifade edildi. Hõrsõzlarõn Türk TIR’õnõn yük bölümünde bulunan yaklaşõk 2000 adet pantolonu alarak kaçtõğõ açõklandõ. YÖK ‘SABİT EK PUAN’ FORMÜLÜNDEN VAZGEÇTİ Çadırlarını toplayan TEKEL işçilerinden 4/C için dilekçe verenler bunların işleme konulmamasını istiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle