09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KARŞIDEVRİMİN son hedefine varışı herhalde sinema koltuğundan film seyreder gibi seyredilmeyecektir. Çünkü artık iyice anlaşılmıştır ki, şurasından burasından kemirilen Cumhuriyeti bambaşka bir rejime dönüştürmek için düşünülmüş bir plan aşama aşama gerçekleştirilmekte ve hedefe yaklaşıldıkça gerçekleşme hızı da artmaktadır. Fırsatlar iyi değerlendirilerek, sırası gelince medyadaki bütün yandaşlar seferber edilerek. Buna hep seyirci kalmak olur mu? Şu anayasa değişikliği konusuna şöyle bir bakalım. Nereden nereye gelindi? Son genel seçimin hemen ertesinde, önceden hazırlanmış bir anayasa paketini gündeme getirme girişimi hazırlayıştaki bilgisizlik ve pazarlayıştaki beceriksizlik nedeniyle tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Daha iyi bir fırsatın daha ustaca kullanılması için bekleyişe geçildi. Cumhuriyetçi güçlerin biraz daha hırpalanması, tepki gösteremeyecek biçimde sindirilmesi ve rejim değişikliğinin son perdelerini oynamak için elverişli bir zeminin hazırlanması gerekiyordu. Yargı krizi bu iş için hemen değerlendirildi. Başlangıçta çok büyük bir anayasa değişikliği paketinin ortaya çıkarılması bekleniyor muydu? Aslında konu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yeni bir biçim vermek gibi çok dar bir çerçeveye indirgenebilir ve o noktada bir tartışma açılarak herkesçe kabul edilebilecek bir çözüm arayışına girişilebilirdi. Öyle yapılmadı ve çok önceden tasarlanmış başka aşamalara geçildi. Şimdi yargı reformu unutulmuş, daha doğrusu ikinci plana itilmiş ve yeni bir rejime geçişin ilk perdeleri oynanmaya başlanmıştır: Değişiklik paketi, daha sonra gelecek otoriterlik dalgalarına engel olmayacak ve tam tersine yapılanları özgürlükçü bir gidiş diye yorumlayacak bir “sivil toplum örgütleri” dünyası yaratmaya yönelikmiş gibi bulunmaktadır. Nitekim İkinci Cumhuriyetçi “siviller” şimdiden bayram etmeye başlamışlardır bile. Öyle anlaşılıyor ki, yarıbaşkanlık sistemi biçiminde gelecek olan sonraki anayasa dalgası “sivilleşme, demokratikleşme, Avrupalılaşma” gibi yanıltıcı etiketlere büründürlecektir. Bile bile ve göz göre göre ancak halkoylamasıyla başarılabilecek bir anayasa değişikliği sürecine giriş, otoriterliğe geçişlerde hep görüldüğü gibi halk yığınlarını oyunun içine çekme planının bir parçası sayılabilir. Artık kritik bir aşamaya girilmektedir. Bu aşamanın edilginliğe, dağınıklığa tahammülü yoktur. Cumhuriyetçilik, suskunluk, seyircilik ve sonra da pişmanlık olmamalıdır. CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bu türden yarım ağızla verdiği güvencelere dayanarak, tut ki muhalefet RTE’ye, pekâlâ, örneğin yargıyı iktidarın kıskacına alan maddeleri şu veya bu biçimlerde değiştirelim diyecek olsa… iyi niyetli hoşgörülü izlenimi vermeye çalışan Başbakan acaba muhalefet önerilerini kabul edecek mi? Yoksa, işte oyunuma geldiler deyip bin dereden su getirerek değişiklik önerilerini ret mi edecek? Din eksenli hükümet laik yargıyla arasında giderek büyüyen çatışmadaki son girişimde direnmeyecek mi? Ya da, önerilen değişiklikler, büyük ölçüde, hükümetin dini siyasetinden kuşku duymayı sürdüren ve hâlâ laik devlet düzeninin en güçlü direkleri olan yargıya ve orduya odaklandığı “savaşımdan” vazgeçecek mi? Artık bu değerlendirmeler sadece iç değil, dış basında da izleniyor. RTE’nin son hamlesindeki yadsınamaz gerçek, açık seçik ortada. Laik devleti yıllardır savunmayı, korumayı sürdüren yargı ile orduyu AKP’ye bağımlı duruma getirmek! Yok, iktidardan düşünce Yüce Divan’a gideceğini hesaplayarak RTE’yi muhakeme edecek yüksek hâkimleri şimdiden kendine koşut kişilerden oluşturmak istiyormuş… yok, bu değişiklikle güç dengelerini kendi lehine değiştirmek istiyormuş… Bunlar muhalefetin yapması gereken eleştiriler olabilir ama bu değişikliğin laik rejimi koruyan, savunan yargıyla orduya odaklandığı gerçeğini, iktidarın bu temel hedefini ortadan kaldırmaz. RTE değişim gerçekleşirse “sivil darbe” girişimini tamamlamış olacak. Aylarca haftalarca günlerce hazırladığı anayasa değişikliklerini muhalefetin üç gün içinde incelemesini ve gerekli gördüğü değişiklikleri veya yapılmasını istediği ekleri bildirmesini emrediyor. “Geldilerse geldiler, yaptılarsa yaptılar… Biz pazartesi günü anayasamızı parlamentoya vereceğiz… orada gerekli desteği bulamazsak milletimizin kararı başımız üstüne!” Elbette ulusun kararı başı üstünde olacak! Ama o kadar! Referandum sonucu erken genel seçim gerektirmez, diyor.. Bu yaklaşım bir kere RTE’nin referandumun olumlu sonuçlanacağına fazla güvenmediğini, her ne olursa olsun erken seçimden fellik fellik kaçtığını gösteriyor. Yok, hayır! Hemen referandumun olası sonuçlarını lehine çeviren bir bahane buluyor. Meğer anayasa değişikliğine girişmeden önce halkın nabzını tutan bir araştırma yaptırmış. Referandum sonucunu almışlar: Yüzde 58.9 evet! Daha partilerin, sivil toplum örgütlerinin inceleyip görüşlerini açıklamadıkları bir süreçten geçerken, demek ki halkımız HSYK ile Anayasa Mahkemesi’nin yapısal değişikliğini desteklemiş. Açıklamayı şöyle yorumlamamız doğal değil mi: Halkımız şubat ayında, değişiklik metni ortada yokken, -RTE’nin sürekli vurguladığı gibi- Yargıtay ve HSYK başkanlarının yürütme ve yasama yetkilerini ele geçirmekte olduğu bilincindeymiş… iktidarın bu yönde bir değişiklik hazırlamasını bekliyormuş ki… …referandumda yüzde 58 evet oyu kullanacağı güvencesini RTE’ye vermiş! İktidarımızın parlak ikamesi var. Bugünlerde böyle şöyle söylüyorlar ya, yarın ne yapacakları belli olmuyor. Bu yargıyı kanıtlamak için bir numaralı yardımcısı Cemil Çiçek’in ocak ayında söyledikleriyle mart ayındaki söylediklerine göz atmak yeterli. Çiçek, ocakta “Anayasa değişikliği konusu şu anda gündemimizde yok” diyordu. Gerekçe olarak CHP ile MHP’nin desteği olmadığını gösteriyordu. Mart ayında Cemil Çiçek için engeller ortadan kalkmış! İki ay iki ayrı görüşü savunmakta haklı. Zira iki ayrı Cemil Bey karşımızda. Ocak ayında o demeci verirken Başbakan Yardımcısı sıfatıyla konuşuyordu. Oysa mart ayında partileri, sivil toplum örgütlerini Ankara milletvekili sıfatıyla ziyaret edip değişikliğin erdemini anlatıyor. RTE de hükümetin anayasa önermesini engellemesine karşın, değişikliğin Başbakanlık’taki makam odasında hazırlandığını öne süren eleştirileri, “Ne var bunda şaşılacak?.. Ben milletvekili değil miyim?” diye yanıtlamamış mıydı? SAYFA 26 MART 2010 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Mart Oslo B 7 Helsinki Y 5 StockholmPB 9 Londra Y 15 AmsterdamY 13 Brüksel Y 14 Paris Y 15 Bonn Y 11 Münih Y 21 Berlin B 21 BudapeştePB 21 Madrid Y 14 Viyana PB 18 Belgrad PB 21 Sofya PB 17 Roma Y 16 Atina PB 19 Zürih Y 18 Moskova PB 17 Aşkabat B 7 Taşkent Y 22 Bakû PB 10 Bişkek B 18 Tiflis Y 14 Kahire B 22 Şam B 18 İstanbul PB 15 Edirne PB 15 Kocaeli PB 13 Çanakkale PB 11 İzmir PB 20 Manisa PB 20 Denizli B 21 Zonguldak PB 9 Sinop B 12 Samsun B 12 Trabzon B 12 Giresun B 12 Ankara B 19 Eskişehir B 15 Konya Y 18 Sıvas Y 16 Antalya PB 21 Adana B 24 Mersin B 21 Diyarbakır Y 21 Şanlıurfa B 26 Mardin Y 20 Siirt Y 20 Hakkâri Y 12 Van Y 11 Kars Y 11 Ülkemiz geneli par- çalı ve çok bulutlu, Akdeniz’in iç kesim- leri, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Do- ğu Karadeniz’in iç ke- simleri, Doğu Anado- lu’nun kuzey ve do- ğusu ile Güneydoğu Anadolu’nun doğusu ile Elazığ ve Bingöl çevreleri öğle saatle- rinden sonra yağmur ve sağanak geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. mumtazsoysal@gmail.com AÇI MÜMTAZ SOYSAL Seyir BALYOZ Korgeneral Olcan serbest İstanbul Haber Servisi- Balyoz Güvenlik Harekat Planõ soruşturma- sõ kapsamõnda şüpheli olarak ifadesi alõnan Harp Akademileri Komutan yardõmcõsõ Korgeneral Yurdaer Ol- can, mahkemece serbest bõrakõldõ. Olcan, 2003’de 1. Ordu’da dü- zenlenen ‘Ordu Plan Semineri’ne katõlan 24 generalden biri olduğu yönündeki iddialara ilişkin Balyoz soruşturmasõnõ yürüten savcõlara ifade verdi. Avukatlarõyla özel yet- kili İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ- lõğõ’na gelen Olcan, savcõlar Ali Haydar ile Süleyman Pehlivan ta- rafõndan sorgulandõ. Olcan’õn, ses kaydõ alõndõ. Olcan, terör örgütü üyesi olduğu iddiasõyla tutuklanma- sõ istemiyle Nöbetçi 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. ‘Delil karartma şüphesi yok’ Mahkeme üyesi yargõç Oktay Kuban tarafõndan sorgulanan Ol- can, tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõldõ. Dosyadaki delil durumunu dikkate alan yargõç, Ol- can’õn kaçma ve delillleri karartma şüphesinin bulunmadõğõnõ belirtti. Olcan, makam aracõ yerine Merkez Komutanlõğõ‘ndan gelen bir minibüs ile adliyeden ayrõldõ. Olcan’õn avu- katõ Armağan Güner, “Sağlık so- runları var. Boyun fıtığı ameliyatı olacak. Ameliyat olmadan önce herhangi bir tartışmaya mahal vermemek için geldik” dedi. ERGENEKON Şüpheliler sorgulandõ İstanbul Haber Servisi - Erge- nekon operasyonu kapsamõnda göz- altõna alõnan İstanbul Barosu üyesi avukat Yusuf Erikel, Toplumsal Dönüşüm Yayõnevi’nin eski sahibi Hayri Bildik’in de aralarõnda bu- lunduğu 8 şüpheli adliyeye sevk edildi. Adem Uzun ve Hakan Ak- doğan serbest bõrakõlõrken Erikel, Bildik ve Hakan Arıkan İstanbul Nöbetçi 12. Ağõr Ceza Mahkeme- si’ne sevk edildi. Savcõ, şüpheliler- den Aydoğan Aksüngü, Maruf Şi- rik ve Recep Taylan hakkõnda yurtdõşõna çõkõş yasağõ istedi. Şüpheliler dün sabah saatlerinde İstanbul Adliyesi’ne getirildi. İz- mir’de yayõncõlõk yapan Hayri Bil- dik savcõlõk sorgusunda, 1987’de Toplumsal Dönüşüm Yayõnevi’ni kurduğunu ve 2005’te tüm haklarõnõ Hüseyin Bahtiyar’a devrederek ayrõldõğõnõ söyledi. Bildik, tutanak- larda yer alan telefon numarasõnõn Toplumsal Dönüşüm Yayõnevi’nin ortağõ olduğu dönemde alõnan ve bir süre kendisinin kullandõğõ şirke- te ait hat olduğunu belirtti ve bu hatla yapõlan görüşmelerin kendisi- ne ait olmadõğõnõ söyledi. ‘Telif hakları için görüştük’ Durmuş Ali Özoğlu ile iş ilişkisi dõşõnda irtibatõnõn olmadõğõnõ anla- tan Bildik “İddia edilen görüşme- leri yapmadım” dedi. Neriman Aydın’õ ortağõ Hatice Bahtiyar’õ zi- yarete geldiğinde gördüğünü ifade eden Bildik “Neriman Aydın’da yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen ve bana hitaben ya- zılan mektuplar, mesajlar bana ulaşmadı. Kemal Aydın’ı tanı- mam. Ergun Poyraz kitaplarını yayımladığımız yazarlardan. Er- dal Şenel, Şener Eruygur, Mustafa Özbek’i tanımam. Necip Hable- mitoğlu’nun kitaplarının telif haklarını görüşmek için ofisine birkaç kez gittim” dedi. Gazetemiz okurları, sivil toplum kuruluşlarının temsilci ve üyelerinin gazetemizin Ankara temsil- cisi, yazarımız Mustafa Balbay ve aydınların ser- best bırakılması amacıyla düzenledikleri simgesel “Nöbet eylemi”, dün son kez gazetemizin bahçe- sinde gercekleştirildi. Eylem bundan sonra Siliv- ri’deki duruşmalar izlenerek sürdürülecek. Mus- tafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın yazdıkları mek- tuplarla kamuoyuna, sivil toplum örgütlerine ve siyasilere yaptıkları “duruşmaları izleyin” çağrısı- na kulak veren destek eylemciler, nöbet eylemleri- ni Silivri’de “duruşmaları izleme eylemine” dön- üştürmeye karar verdiler. Yeni eylemin tarihi önünüzdeki günlerde bir ilanla duyurulacak. HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon Davasõ’nda Danõştay dosyasõ sanõğõ Süleyman Esen, bin 400 kez görüştüğü şah- sõ sabah saatlerinde anõmsamadõğõnõ söylerken öğleden sonra tutuksuz sanõk Salih Kurter’in evine gidip gelen bir arkadaşõ olduğunu anlat- tõ. Mahkeme Başkanõ Köksal Şen- gün, Esen’e “Alparslan Arslan ile bu kadar samimisizin, bombala- rı sizden aldığını söylüyor. Sizi ni- ye suçluyor? Düğüm burada” diye sordu. Duruşma sõrasõnda “40 gün sonra bu olay oğlumun üze- rine çiziliyor” diye bağõran Esen’in babasõ dõşarõ çõkartõldõ. Davanõn 140. duruşmasõnda Da- nõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuri- yet gazetesine 3 kez bombalõ saldõ- rõ dosyasõnõn tutuksuz sanõğõ Esen’in çapraz sorgusuna devam edildi. Şengün azarladı Çapraz sorguda sorularõnõ 23 Mart salõ günü kaldõğõ yerden sür- düren tutuklu sanõk avukat Kemal Kerinçsiz, “Alparslan Arslan içki içer miydi” diye sordu. Esen “Benim yanımda içmedi” diye yanõt verdi. Kerinçsiz’in, Alpars- lan Arslan’õn içki içip içmediğini irdeleyen art arda sorularõ üzerine tutuklu sanõk Hüseyin Görüm, “Elimde Kuran var, ben içer- dim, Alparslan Arslan içki iç- mezdi” diye söz almadan konuş- tu. Başkan Köksal Şengün ise Görüm’ü “Elinde Kuran olması temiz olduğunu göstermez, otur aşağı” diye azarladõ. Veli Küçük’ün kõzõ ve avukatõ Zeynep Küçük, baz istasyonu ka- yõtlarõna göre Cumhuriyet gazete- sine bomba atõldõğõ günlerde Ars- lan ile aralarõnda gerçekleşen tele- fon görüşmelerini açõklamasõnõ is- temesi üzerine Esen, “Alparslan Arslan arkadaşımdı. ‘Yemek yi- yelim, VCD seyredelim, kâğõt oy- nayalõm’ diye arardı. Ya da hu- kuk bilgisi almak için arardı” de- di. Küçük’ün “Baz istasyonu ka- yıtlarına göre Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım adına kayıt- lı telefonlar ile görüşmeleri ön- cesinde ve sonrasında hatta gö- rüşme aralarında Ayhan Akbal adına kayıtlı bir telefonla görü- şüyorsunuz. Ayhan Akbal kim- dir” sorusunu Esen “Hatırlamı- yorum” diye yanõtladõ. Başkan Şengün ise “1400 kez görüşme var, nasıl hatırlamazsınız” diye müdahale etti. ‘Televizyondan öğrendim’ Zeynep Küçük’ün Cumhuriyet gazetesine üçüncü bombanõn atõl- dõğõ 11 Mayõs 2006’da 16.00 sõra- larõnda Arslan, Kurter ve Esen ara- sõndaki telefon trafiğine dikkat çe- kerek “Salih Kurter’in evine ne- den gittiniz?” sorusunu Esen, “Cumhuriyet gazetesine ne gün bomba atıldığını bilmiyorum” diye kõsaca yanõtladõ. Küçük’ün “Danıştay saldırısının gerçek- leştirildiği 17 Mayıs 2006’da sa- at 10.50’den itibaren 2 saat için- de sizi 26 kişi aramış, Danıştay saldırısını nasıl öğrendiniz, Ars- lan ile ilişkinizden dolayı kork- tunuz mu” şeklindeki sorularõ üze- rine Esen “Alparslan ile ortak ar- kadaşlarımız aradı. Saldırıyı tel- evizyondan öğrendim, şoke ol- dum. Niye korkayım, bir suçum yok” diye konuştu. ‘Samimiyeti izah edin’ Öğlenden sonraki bölümde Sedat Sami Haşıloğlu, Alparslan Ars- lan’õn “Bombaları Süleyman Esen’den aldığını söylediğine” dikkat çekerken Esen “Ben Al- parslan Arslan’a bomba verme- dim” dedi. Başkan Şengün ise Esen’e “Alparslan Arslan ile 1994’ten beri tanışıyorsun, sa- bahlara kadar evinde kalıyorsun. Sizi niye suçluyor. Aranızda bu kadar samimiyet var. Bize izah edin” dedi. Esen ise “Sebebi ben de bilmiyorum, Demek ki samimi değilmiş” dedi. Bu sõrada Esen’in babasõ, bağõrmasõ üzerine salondan çõkarõldõ. Şengün “Bildiği bir şey varsa bunu yolu yordamı var, hem de emekli polis” dedi. KENTER’E ZİYARET 1400 kez görüştüğü kişiyi zor hatõrladõ Birinci Ergenekon davasõna Silivri’de devam edildi Atalay: Gelişme yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Ba- kanõ Beşir Atalay, Dr. Necip Hablemitoğlu cina- yetine ilişkin gözaltõ iddialarõ konusunda, “Şu an- da çok özel, dün (önceki gün) basına yansıdığı gibi öyle ileri bir adım atılmış değil. Başka bir suçla ilgili iki kişinin ismi geçti” dedi. Atalay, bir gazetecinin, basõna yansõyan Hable- mitoğlu cinayetiyle ilgili gözaltõlarõn olduğu iddia- larõnõ anõmsatarak, doğru olup olmadõğõnõ sormasõ üzerine, şöyle konuştu: “Hayır. Dün (önceki gün) ifade ettim. Bizim dileğimiz o konuda bir geliş- me olması. Gelişme olsun istiyoruz. Bizim için bir uhdedir. İktidarımız döneminde biz faili meçhul bırakmama yönünde bir çaba içerisin- deyiz ve bırakmıyoruz. Biz bugün de dosyasının açık olduğunu ve üzerinde çalışıldığını size söy- ledik. Şu anda öyle ileri bir adım atılmış değil. Başka bir suçla ilgili iki kişinin ismi geçti.” HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ Kenter Tiyatrosu’nun yeni mevsim oyunu “Kraliçe Lear”ı sah- neledikten sonra gazetemiz yazarı ve Ankara Temsilcimiz Mus- tafa Balbay’ın tutukluluğuna ilişkin sahnede yaptığı konuşma- dan dolayı usta oyuncu Yıldız Kenter’e Cumhuriyet Okurları tarafından önceki gün kuliste ziyaret edilerek çiçek verildi, Bal- bay’ın selamı iletildi. Sahnede yaptığı konuşmanın arkasında olduğunu ifade eden Kenter, “Ülkemiz öyle bir noktaya geldi ki; korku, güvensizlik, demokratik olmayan bir düzen içine sü- rüklenişimizin beklentisini ve korkusunu yaşıyoruz. Umuyorum cezaevinde yatan, başta Balbay olmak üzere gazeteci ve aydın- lar çıkar. Balbay’ın yazılarını dört gözle bekliyoruz” dedi. Daha sonra aralarında Meriç Velidedoğlu, Çağlar Fıkırkoca, Nedim Öztuna ve Saniye Yurdakul’un da bulunduğu grup, Kenter’e çiçeğini verdikten sonra oyunu izlemeye gelen yaklaşık 60 Cumhuriyet Okuru ile birlikte salona geçti. Oyunu izlemeye ge- len çok sayıda tiyatrosever de Kenter Tiyatrosu’nun içine asılan Mustafa Balbay’ın yazılarını dikkatle okudu. (ALİ AÇAR) Eylemler Silivri’ye taşõnõyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle