23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ARALIK 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Muş’ta toplu açılış törenine katılan Başbakan Tayyip Erdoğan CHP’yi hedef aldı POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 ‘Kılavuzlarınızı değiştirin’ Muş’ta toplu açılış töreninde halka hitap eden Başbakan Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak yolsuzluk yapmakla suçlanan Kayseri Belediye Başkanı’na sahip çıktı. Yurt Haberleri Servisi Muş’ta toplu açılış törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak yolsuzluk yapmakla suçlanan Kayseri Belediye Başkanı’na sahip çıktı. Erdoğan, “Benim Kayseri Belediye Başkanımı zan altında tutmak isteyenler önce kılavuzlarını değiştirsinler” dedi. nemler sona ermiştir. Bu dönemler, bizim hükümetimiz tarafından bir daha açılmamak üzere kapatılmıştır. İnkâr politikaları sona ermiştir. Kardeşliğimizi zedeleyecek her türlü girişim, elimizin tersiyle itilmiştir” dedi. Konuşmasında isim vermeden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Erdoğan, “Ankara’da, kurultaya gitmekten fırsat bulup da halkın içine giremeyenler var. Siz onları Muş’a çağırın. Ellerine geçirdikleri aslı astarı olmayan kâğıt parçalarını sallamak suretiyle benim Kayseri Belediye Başkanımı zan altında tutmak isteyenler önce kılavuzlarını değiştirsinler, kılavuzlarını. Yabancı diplomatlardan duydukları dedikodularla siyaset yapanları Muş’a çağırın. Hani, Muşluların dediği gibi, ‘beradayi beradayi konuşmasınlar’” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’yla Umuda Yolculuk... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün kurultayda yaptığı konuşmayı dinlerken Türkiye’nin dününü ve bugününü düşündüm... Aydınlanma Devrimi’nin partisi olan CHP, emeğin örgütlü gücünün, yoksulların, halkın partisi olacak mıydı? Edirne’den Ağrı’ya, İzmir’den Kars’a, İstanbul’dan Trabzon’a, Aydın’dan Diyarbakır’a değin, tüm bu coğrafyada yaşayan insanlarımızın partisi olacak mıydı? Son on gündür, CHP’yi tanımayan, bilmeyen, dinci, tarikatçı, AKP yandaşı medya, Atatürk’ün kurduğu bir partiyi neredeyse yönetmeye kalktı; PM üyelerinin kimler olması gerektiğini bile yazdılar. Kemal Kılıçdaroğlu kürsüde konuşurken yazıyorum yazımı. İleri demokrasi ve özgürlük istemlerini dile getiren bir avuç üniversite öğrencisini “terörist” olarak suçlayan bir düşünce yapısına karşı CHP bundan sonra ne yapacaktı? Türkiye’nin önünde bir dizi ekonomik, sosyal ve kültürel sorun var. Etnik ve dinsel yapılanma giderek ivme kazanıyor; yoksulluk, yolsuzluk artıyor. Yaşamı sorgulayan kadınlar, gençler Türkiye’de siyasetin neresinde bugün? Kılıçdaroğlu, konuşmasında kadınların, gençlerin sorunlarına değindi. Yeni CHP’nin emekçinin, yoksulun, halkın yanında olacağının altını çizdi. CHP olağanüstü kurultayını dün televizyon ekranlarında izlediniz... Son yılların en coşkulu kurultayıydı... Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit’in 1970’lerde çizdiği “demokratik sol hareket”in yol haritasını anlattı, özgürlüklerden, ileri demokrasiden söz etti. CHP örgütleri yeniden yapılanacak mıydı? CHP il ve ilçe başkanları, yöneticileri, belediye başkanları, yenileşmeye karşı nasıl tavır alacaklardı? Dağları, ovaları çokuluslu altın avcılarına teslim edilen bir ülkede, çevrecilerin yanında mı yer alacaktı, yoksa çokuluslu şirketlerin yanında mı? Kılıçdaroğlu, Güneydoğu’ya kapıyı aralamış, varoşlarda yaşayan muhafazakâr yoksullarla ilişkiye girmişti. Peki CHP’nin içindeki sözde ulusalcı milletvekilleri, il, ilçe başkanlarıyla uyum sağlanabilecek miydi? CHP’nin sermayeemek çelişkisini, gelir dağılımındaki adaletsizliği giderecek bir programı olacak mıydı? Başta DİSK olmak üzere sendikalarla, demokratik kitle örgütleriyle bağını koparan CHP, her Kürt yurttaşımızı “potansiyel terörist” olarak görmeyi sürdürecek miydi? Biliyorum bu yazdıklarım pek çok CHP’liyi kızdıracak... Kemal Kılıçdaroğlu CHP için son şanstır. CHP’nin tüm yönetici kadroları kendi özeleştirilerini yapmalı, emekçilerden, halktan neden koptuklarını saptamalıdır. CHP, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bir partidir. Türkiye’de laik demokratik Cumhuriyetin güvencesidir. Ulusalcılığın ne olduğunu bilmeyen, “ulusal çıkarlardan” haberi olmayan, “milliciliği” ne yazık ki “kör milliyetçilik” sanan kafaların CHP’den ayıklanması gerekir. Tüm sorun budur! Böyle bir eylemi gerçekleştirmek isteyenler ise yaftalanıyor: “Bunlar ikinci cumhuriyetçi! CHP’den Atatürkçüleri dışlıyorlar!” Kenan Evren modeli bu kafalar artık CHP’de olmamalı; umuda yolculuk, solculuk, devrimcilik ve yurtseverlik çizgisinde yapılmalıdır. Sosyalistler, solcular, demokratlar, devrimciler, yurtseverler o zaman emekçilerle, halkla CHP’ye sahip çıkıp iktidara taşırlar. Altı ay sonra yapılacak seçimlerde CHP’nin yüzde 30 oy alması başarı sayılmamalı... Kılıçdaroğlu, “taşeron işçi” konusuna değinirken CHP’li belediyelerde çalışan taşeron işçiler geldi aklıma... 2 milyon taşeron işçi bugün kamusal alanda çalışıyor... Bu bir kölelik düzeni değil mi? Kılıçdaroğlu, kurultayda yaptığı konuşmada söz verdi: “Taşeron işçiliği kaldıracağız, sendikal örgütlenmenin önünü açacağız.” Yaşamı sorgulamak, devlet içindeki karanlık güçleri ortaya çıkarmak, faili meçhul cinayetleri aydınlatmak CHP’nin birincil görevi olmalıdır. Bakalım Kılıçdaroğlu’nun sol, devrimci söylemine yeni PM üyeleri ve örgüt ayak uydurabilecek mi? Bakalım bundan sonra CHP ne yapacak? Bekleyip göreceğiz! ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ‘Taş kazandı çömlek kaybetti’ Muş’ta Belediye Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, Muşluların “Eğer taş yuvarlandı, çömleğe değdi, vay çömleğin haline/ eğer çömlek yuvarlandı, taşa değdi, vay çömleğin haline” sözünü anımsatarak, “İnkâr politikaları benim Muşlu kardeşime kaybettirdi, terör benim Muşlu kardeşime kaybettirdi, ihmal, yatırımsızlık, işsizlik, yoksulluk benim Muşlu kardeşime kaybettirdi. Taş her zaman kazandı, ama çömlek her zaman kaybetti. Gençler kaybetti, analar, babalar kaybetti, nice nesiller kaybetti ama fesat odakları kazandı, silah tüccarları her zaman kazandı. İşte bu dö Mitingde kavga Erdoğan’ın miting alanından ayrılmasından sonra AKP Muş Milletvekili Medeni Yılmaz ile “Yuh” çeken vatandaşlar arasında kavga çıktı. Milletvekili yakınları “yuh” çekenlere şemsiyelerle vurdu. musakart yahoo.com hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 DEMOKRATİK ÖZERKLİK ÇALIŞTAYI Ahmet Türk: Kürtler demokratik özerklik istiyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) düzenlediği Demokratik Özerklik Çalıştayı’nda konuşan Ahmet Türk, Kürtlerin Türkiye’de önemli bir nüfusa sahip olduğunu ve büyük bir coğrafyada çoğunlukta olduğunu savundu. DTK’nin düzenlediği iki gün sürecek Demokratik Özerklik Çalıştayı, dün Diyarbakır Sümerpark Kültür Kompleksi Mem ü Zin Salonu’nda başladı. Birçok konunun ele alındığı çalıştaya DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in, emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş ve çok sayıda gazeteciyazar katıldı. Ahmet Türk, konukları Kürtçe selamladıktan sonra konuşmasına Türkçe devam etti. Türkiye’nin barışı ve demokratikleşmesi açısından tarihi bir süreçten geçildiğini belirten Türk, “Silahların sustuğu, kanın durduğu bir dönemin başındayız. Barış ve özgürlük, ülkemiz için ekmeksu kadar ihtiyaç duyduğumuz birinci önceliğimizdir. “1919 ile 1925 aralığında neler olup bittiği hepimiz için hâlâ bir sır değerindedir. Bazılarına göre, demokratik özerklik ve yerinden yönetim kavramları, adeta bugün icat edilmiş konular olarak ele alınıyor. Oysa, demokratik katılım ve çoğulculuk Birinci Meclis’in temel yaklaşımını oluşturuyordu. Mustafa Kemal’in çeşitli mülakatlarında ve telgraflarında dile getirdiği, Kürdistan’ın özerkliği ve Kürtler ile Türklerin kardeşliği konusunda söylemlerini hepimiz biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin de artık, geçmiş despotik döneminin bir özeleştirisi olarak, yeni sivil bir anayasa ve demokratik özerk bölgeler yönetimine geçmesi gerekiyor.” EŞİTLİK VE DEMOKRASİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI HALİS: Kürt sorunu insanlık sorunudur İstanbul Haber Servisi Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, “iki dilli yaşam” konusunun Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ilgilendiren bir konu olmadığını savunarak “Siyasete müdahale etmekten vazgeçmeleri gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Genel Başkanı Ziya Halis, Kürt sorununun, partiler üstü bir insanlık sorunu olduğunu belirterek “Siyasi partiler, Kürt sorununa kendi parti çıkarlarının dışına çıkarak bakmalıdırlar” diye konuştu. EDP tarafından Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde “Kürt Sorunu ve Çözüm Önerileri Sempozyumu” düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan EDP Genel Başkanı Ziya Halis, Kürt sorununun Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun en önemli sorunlarından biri olduğunu söyledi. Halis, “AKP kendi Alevisini, kendi Kürt’ünü yaratmak için uğraşmaktan vazgeçmelidir. Türkiye, bu sorunu başka ülkelerle görüşerek çözme anlayışını terk etmelidir. Bu sorunu mutlaka kendi Kürtleriyle ve onların seçilmiş temsilcileriyle görüşerek çözmeye çalışmalıdır” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle