19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ARALIK 2010/ SAYI 1291 RAZAR PAZARIN PENCERESINDEN 11 SELÇUK EREZ Sepet sepet yumurta! U niversiteler dökülüyor. öğrenciler dertli, sorunlarının kendi görüşlerinin de alınacagı demokratik ortamda çözülebileceğine yerden göğe haklı olarak inanıyorlar. Demokratik ortam mı? Bu nerede? İki yıl önce İTÜ açılışında Başbakan'ı protesto eden 18 öğrenci şimdi 15 ay hapse mahkum edildi; Dolmabahçe'de üniversite sorunları tartışıldığında "bizi de dinleyin" diyen, gösteri yapan öğrenciler dayak yediler. Öğrenciler o zaman ne yaptılar? Protesto ettiler: Onları destekleyen Ankaralı öğrenciler Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde konuşmaya giden AKP milletvekili Burhan Kuzu'ya yumurta attılar. Kuzu, çok sinirlendi, üniversitenin rektörünün ve dekanının istifa etmelerini istedi, "Böyle yöneticiliği babam da yapar!" dedi, "bu kadar beyinsiz öğrenciler görmediğini" de söyledi. Yumurta, dünyanın her yerinde bir protesto, kınama aracı olarak kullanılıyor. Domatesi de tercih edenler var tabii. Böyle protesto edilenler ne yapıyorlar? • Britanya'da Başbakan Vekili John Prescott, 2001 'de kendisine yumurta atan bir gence saldırmış, onla itişip kakışmıştı. O zaman Prescott'un tepkisi kınanmış, tutumunun Başbakan Blair'in kampanyasını berbat ettiği belirtilmişti. BBC yorumcusu Nick Assinder, "Prescott'un bu davranışının, onun, işgal ettiği politik mevki için elverişli olup olmadığının sorgulanmasına yol açacağını" söylemişti. • Arnold Schvvarzennegger, 2003'te Kalifomiya Devlet Üniversitesi'nde öğrencilerin yumurtalarına hedef olduğunda, "Keşke domuz pastırması da atsaydınız..." demiş ve olayı "düşünceleri serbest açıklama hakkı" olarak yorumlamıştı. • Erdal İnönü 2005'te Bilgi Üniversitesi'nde bir "Ermeni" konferansına katıldığında MHP'liler "Vatan hainlerinin arasına girmeyin!" demişlerdi. inönü, yolundan dönmemişti. Konferansın sonunda protestocular ona yumurta, domates atmağa başlayınca polisler davranmışlar ama Erdal Bey, "Beni korumayın. Taksim'e yürüyeceğim. Yumurta atarlarsa atsınlar!" demişti. Demek ki yumurta yiyen devlet adamları, olayı olgunlukla, espiri yaparak ve bunun bir demokratik tepki olduğunu belirterek karşıladıklannda meseleyi başarıyla geçiştirmiş oluyorlar. Peki bizde şimdi yumurta yiyenler neden böyle davranamıyor, rektörlerin, dekanlann istifasını isteyecek kadar sinirleniyorlar? Bunun demokratik hamlıktan kaynaklandığını asla düşünmüyoruz. Bizce bu tutumun sorumlusu Prof. Bingür Sönmez'dir! Sönmez, "12 mineral ve 11 vitamin içeren yumurtadan günde sadece bir tane yemeli, fazlası kolesterol yapar" demişti. Sayın Kuzu buna rağmen saymadık ama birden çok fazla yumurta yemişti ogün... Onu böyle çok kızdıran kuşkusuz buydu! • [email protected] Her gün başka bir ilde çiziyor CEMİL CİĞERİM l rabzonlu gazeteci Hikmet Aksoy I (71), gazeteciliğe 1953 yılında Vefa I Spor Dergisi'nde başladı. 1954 yılında "Hadiselere Tercüman" gazetesi yayımlanınca gazetenin Trabzon muhabirligini üstlendi. Daha sonra Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Öncü, Vatan gazeteleri ile Akis ve Kim dergilerinde muhabirlik yaptı. Trabzon'da yayımlanan yerel gazetelerde çalıştı. Meslekte 50 yılını doldurduğu, 70 yaşından da gün aldığı için bu yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) "Burhan Felek Basın Hizmet ödülü"nü aldı. Aksoy, gazeteciliğinin yanı sıra çizdiği karikatürlerle de tanınıyor. TGC'nin yayın organı "Bizim Gazete"nin yanı sıra tam 10 yıldır Türkiye'nin bir ilinde yayınlanan yerel gazetelere de çizgilerini gönderiyor. Bugün onun karikatürlerinin yayınlandığı il sayısı 68. Amacı 81 ile ulaşmak. Sonrasında karikatür yayımlayan gazetelerle bir "Yerel Basında Karikatür Sergisi" oluşturup bunu büyük kentlere taşımak istiyor. Aksoy, bir dönem Karadeniz fıkraları üzerine de çalıştı. Karadeniz insanının gerçek yaşamından kaynaklanan ve onun felsefesini, dünya görüşünü, gelenek ve göreneklerini yansıtan fıkraların kirletilmesini önlemek için "Karadeniz Fıkraları Ajansı"nı kurdu. Hikmet Aksoy, güne karikatür düşünerek ve çîzerek başiıyor. Her gün çizdiği karikatürleri İstanbul'da Türkiye Gazeteciler Cemtyeti'nin yayın organı "Bîzim Gazete"ye ve 68 ilde yayımlanan birer yerel gazeteye gönderiyor. Yerel bassnı kendi oianakiarı içinde karikatürle buiuşturan Aksoy, 81 ile ulaşttğı zaman btr sergi mîıyor. çokça yer alan yerel mizah öykülerini adeta ezberlercesine okudum. Hep mizahı öğrenmeye çahştım. Şimdilerde ulaştığım nokta ortada... Karikatürdeki çizgl anlayışınızı sormak istiyorum. Karikatürün bir çizgi sanatı olduğu ve mizah içerdigi bilinen bir gerçek. Karikatürün içerdigi nükte, çizginin içinde öylesine olmalı ki, her ikisi birbirinden ayrı düşünülememeli. Gördüğümüz birtabloyu, bir heykeli nasıl başkalarına tam anlamıyla tarif edemiyor, anlatamıyorsak karikatür de öyle olmalı. Gerçek sanat eseri sonsuz yaşama gücü olan eserdir. O halde gerçek karikatür de yarına kalabilecek güçte olmahdır. Karikatürde önemli olan, çizgiyi bağımsızlaştırmak, karikatürü sanat dışı sorunlardan kurtarmaktır. Bu anlayışla hareket eden karikatürcü bağımsızlaşır ve kendine özgü çizgiyi yakalamış olur. Kendine özgü kimlik edinmiş olur. Nasıl ki, imzasını görmeden Turhan Selçuk'u, Semih Balcıoğlu'nu, Ferruh Doğan'ı çizgisinden tanıyorsak, onun gibi... Karikatürde 50 yıllık bir emeğlniz var. Bugüne bakınca ne görüyorsunuz? Elli yıl öncesi ile bugünü karşılaştırıyorum da, o günün koşullarında bir karikatürümün yayımlanması için nasıl bir çaba gösterildiğini anımsadığımda, günümüz karikatür sanatçılarının çok şanslı olduklarını görüyorum. Düşünün, içinizde küçük bir kıvılcım, karikatür ateşi / heyecanı var ve Anadolu'da ikamet ediyorsunuz. Yerel basında karikatürünüzü hiç yayımlama şansınız yok. Çünkü o günün koşullarında yerel basında klişehane yok. Zorunlu olarak istanbul'a karikatürünüzü gönderecek ve yayımlanmasını bekleyeceksiniz. Şimdi öyle mi? Yerel basın çok gelişti, Anadolu'daki pek çok sanatçı arkadaşımız eserlerini yerel basın aracılıgıyla topluma sunuyor. [email protected] Espirisentır Bencil Dolunay bir tek yıldıza yer bırakmamış. Sakin ol ki fırtına dinsin. *** Soğukta saate bakmam akışını dinlerim. #** Her kış bazı aşklara benzer ilk kar. Süreyya Berfe Sahibini n sesi Ahenk dolu bir dünya battı; repertuvarda, öten bir horoz kaldı. Utandırma servisi Çocuklanmızın gemiler, gemicikler alacak kadar değilse de, şükürler olsun yumurta alacak kadar parası var. Kemal Ateş \ Hikmet Aksoy, çizmeye nasıl başladı ve hangl karikatürcülerden etkilendi? Küçük bir Anadolu kasabasında doğan ve bugünün iletişim araçlarının yarattığı etkileşimin olmadığı bir zamanlarda karikatür alanında kimlerden etkilendim? Doğrusu, o dönemde haftada iki kez deniz yoluyla gelen vapurlar postayı getirir, herkes 35 günlük, hatta haftalık gazete okurdu. Ama gazetenin bir değeri vardı, son satırına değin okunurdu, ezberlenirdi adeta. Okunan gazeteler atılmaz, yenisi gelene kadar saklanırdı o zamanlar. Karikatüre ilgim işte böyle bir dönemde ilkokulu bitirdigim yıl başladı. Turhan Selçuk Yeni istanbul'da, Sururi Gümen Hürriyet'te, Orhan Ural Yeni Sabah'ta günlük karikatür çiziyorlardı. Bu sanatçılar içinde en çok Turhan Selçuk dikkatimi çekiyor, yalın çizgileri kolayıma gelip, onu kopyaya da taklit ediyordum. Daha sonraları Akbaba'da, Tef'te, 41,5'ta, Karikatür'de, Taş Karikatür'de gördüğüm karikatür örnekleriyle bu alana daha çok yoğunlaştım ve kendime bir yol aradım yıllar yılı. Ama her zaman ve her mekânda karikatür üzerine yazılanları okudum Tarihini araştırdım. Bir de o dönem mizah dergilerinde Aktif gazeteciliğe ne kadar devam etmeyi düşünüyorsunuz? Valla bir kişinin kanına gazetecilik virüsü girmişse bu eylemine ancak ölüm son verebilir diye düşünüyorum. En azından benim için öyle geçerli. Yaşamımı gazeteci olarak tamamlamak istiyorum. Bunun için güne karikatür düşünerek ve çizerek başlıyorum. Her gün çizdiğim karikatürleri İstanbul'da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayın organı "Bizim Gazete"ye, sonra da yurdumuzun 68 ilinde yayımlanan birer gazeteye elektronik ortamda gönderiyor ve yerel basını kendi olanaklarım içinde karikatürle buluşturmaya çalışıyorum. Amacım, karikatür sanatını daha çok izleyici ile buluşturmak, bu sanatı tanıtıp sevdirmek... Bu hizmeti 10 yıldır sürdürüyor ve yerel gazetelerin mali olanaklarım bildiğim için herhangi bir ücret de talep etmiyorum. Karikatür servisindeki bir diğer amacım ise 81 ilin basınına ulaşmak ve sonunda karikatür yayımlayan gazetelerle bir "Yerel Basında Karikatür Sergisi" oluşturup bunu büyük kentlerimize taşımak. 71 yaşında yeni bir heyecan... Yaşama yeni yeni heyecanlarla bağlanmak ve güne böyle başlamak güzel benim için... • • Sabah akşam bilgisayarın basında, TUŞ beyinli n'olucak! • Kızlara asılırken hata yaparsanız üzülmeyin, hatasız KUR olmaz! Ibrahim Oımancı bîrötopya Ağustos böceğl: Aşağı uçsam Temmuz.. yukan uçsam EylülL TNDHUS Sökül paralan; canını da!.. Misafir çizer: Oktay Ekincl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle