25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ARALIK 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER Komşuda pazar gazeteleri bayat Dış Haberler Servisi Yunanistan’da gazeteci sendikalarının çağrısıyla yapılan iki günlük grev nedeniyle haber sektörü neredeyse tamamen susarken kimi medya kuruluşları eylem nedeniyle pazar gazetelerini perşembe gününden hazırlama “çözümü”nü buldu. Sendika temsilcileri bu kararı protesto etti. Grev nedeniyle dün ülke genelinde haber operasyonları durdu. Grev, bir TV kanalıyla beş gazeteyi, işten çıkardığı çalışanlarını geri almaya zorlamak ve bir toplu sözleşmeyi görmezden gelerek çalışanlarla tek tek sözleşme imzalama yoluna giden Skai medya grubuna geri adım attırmak için düzenlendi. 13 ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi gitmeden önce ‘soykırımı’ gündeme alabilir Ankara’da Ermeni alarmı Dışişleri, ABD yönetimine 1915’te Ermenilerin toplu ölmelerini “soykırım” olarak tanıması çağrısı yapılan karar tasarısının Temsilciler Meclisi’nin gündeme alınma ihtimaline karşı harekete geçti. BAHADIR SELİM DİLEK SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Demokrasilerin Sonbaharı “Economist”in “demokrasi endeksi” araştırması; Türkiye’nin demokrasi düzeyinin “Nikaragua”ya denk düşmesi; Honduras, Zambiya, Tanzanya, Filistin, Uganda, Senegal, Pakistan, Haiti gibi gariban ülkelerle birlikte “hibrit/karma rejimler” grubunda yer almasıyla haber oldu. Bunun ötesinde kimse; “Neden böyle? Niye G20’ler arasında yer alan biz demokratik standartlarda böyle ucube bir grup içindeyiz?” sorusunu sormadı. Onu da biz soralım… Gelişmiş Batı demokrasileri başta olmak üzere, demokratik rejimlerin dünyada “gerileme dönemine” girdiğini ayan beyan ilan eden “Economist”in “demokrasi endeksi” araştırması ilgimi çektiği için 2006’dan beri yayımlanan tüm raporları okudum. 2006’daki ilk rapor; demokrasilerin ilerlemesinde bir genel tutukluğa işaret ediyor ve özetle bu tür bir küresel konjonktürde “otoriter rejimlerin ileri hamle yapmasına olanak yoktur!” deniyor. 2008’deki ikinci rapor, tutukluğun yerini giderek “demokratik stagnasyon/durgunluğa” bıraktığını belirtiyor. Son 2010 raporunda ise bir “demokratik resesyon/gerilemeden” söz ediliyor ve “on yıllar boyunca süren küresel demokratikleşme trendi artık duraklamanın ötesinde geriliyor” saptaması yapılıyor. 11 Eylül sonrasının dünyasında tanık olduğumuz demokrasilerde “U dönüşe”, “Economist Intelligence Unit” başka deyişle adı sanıyla tanı koyuyor ve bunu verileriyle destekliyor. Uyarı mahiyetinde yapılan bu tespitin; sıradan herhangi bir gözlemciden değil; hükümetler, diplomatlar, iş çevrelerinin rehber aldığı; ciddi bir referans olarak görülen “Economist Intelligence Unit”ten gelmesi önemli. TASARI KONGREYE YAKINDA GELEB L R ELÇİN POYRAZLAR Madrid Marmara ‘şehitler’ini andı Dış Haberler Servisi Gazze’ye yardım taşıyan uluslararası konvoydaki Mavi Marmara gemisinde İsrail komandoları tarafından öldürülen dokuz Türk için İspanya’nın başkenti Madrid’in bir mahallesinde anıt dikildi. Açılış törenine Türkiye’nin Madrid Büyükelçisi’nin yanı sıra Filistin temsilcisi de katıldı. Anıt, Mavi Marmara’da bulunan 3 İspanyol aktivistin girişimi ve bazı sivil toplum kuruluşlarının girişimiyle yapıldı. ANKARA ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin, Ermeni tasarısını meclis gündemine getirebileceğinin ortaya çıkmasından sonra Ankara alarm durumuna geçti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ABD’li mevkidaşı Hillary Clinton’a “tasarıyı engelleyin” yönündeki telefonunun yanı sıra Türkiye, beş koldan devreye girdi. Ankara’da alarm durumu Türkiye’nin Washigton Büyükelçisi Namık Tan’ın, 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendiren 252 sayılı karar tasarısının yeniden Temsilciler Meclisi gündemine alınması olasılığını Ankara’ya bildirmesi ile başladı. İlk aşamada başta Büyükelçi Tan olmak üzere Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’ndeki diplomatlar, ön WASHINGTON ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlayan tasarıyı genel kurul gündemine getirme olasılığı sürerken ABD Kongresi çalışmalarına salı gününe kadar ara verdi. Amerikan Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) cuma günü yaptığı duyuruda 252 sayılı karar celikle Kongre üyeleri olmak üzere Beyaz Saray, Ulusal Güvenlik Konseyi, Dışişleri ve Savunma bakanlıklarındaki muhatapları ile temas kurdu. Bu temaslarda, tasarının engellenmesi gerektiği ve olası bir onay durumunda TürkiyeABD ilişkilerinin bundan ciddi anlamda zarar göreceği görüşü iletildi. Türk diplomatlar, bu temaslarla eşzamanlı olarak Demokrat ve Cumhuriyetçi partiden 30 civarında üst düzey yetkili ile bir araya geldi. Aynı mesajlar yine açık bir dille tasarısının 48 saat içinde genel kurulda oylamaya sunulabileceğini açıklamıştı. Washington’daki kaynaklar Pelosi ve Demokrat Parti’nin önde gelen üyelerinin bu hafta sonu tasarıya ilişkin nasıl bir yol izleneceğini ele alacaklarını ifade etti. Meclis salı günü açılıyor Kongre’nin Noel tatiline girmeden önce çalışmalarını tamamlamak Amerikalı siyasilere iletilirken Türk Büyükelçiliği, tasarıya ve tasarının kabülü durumunda bunun iki ülke ilişkilerine olası etkisi konusunda TürkAmerikan kuruluşları ve ABD’deki Türk derneklerini bilgilendirdi. Bu çerçevede Amerika’daki Türk toplumu temsilcileri de Kongre üyelerini telefonla arayıp yakın markaja aldı. Yine eşzamanlı olarak Türkiye’ye yakın Kongre üyeleri ile temas kurulurken Kongre’deki Türkiyem Grubu da tasarı aleyhine bir için 21 Aralık Salı günü yeniden toplanması bekleniyor. Meclisin salı gününden itibaren kaç gün açık kalacağı henüz bilinmiyor. Ancak meclisin açık olacağı bu süre içinde tasarının genel kurula getirilmesi olasılığı hâlâ bulunuyor. Kongre’nin kapanmasına günler kala tasarının gündeme getirilme çabaları karşısında Washington Büyükelçiliği ile ABD’deki Türk kuruluşları harekete geçti. mektup hazırladı. Turkish Coalition of America (TCA) Başkanı Lincoln McCurdy Kongre üyelerine, Temsilciler Meclisi’ne gelmesi halinde, TürkAmerikan ilişkilerine onarılamaz zararlar verebilecek Ermeni tasarısına karşı çıkmaları çağrısında bulundu. McCurdy, tasarının, bugün Türklerin ve TürkAmerikalıların ataları olan milyonlarca Osmanlı Türkü’nün o dönem yaşadıklarını görmezden geldiğini ifade etti. GÜNEY TATBİKATTA ISRARLI ‘Kore barut fıçısı gibi’ Dış Haberler Servisi Güney Kore canlı mermilerle yeni bir tatbikata başlamaya hazırlanırken ABD’li üst düzey bir temsilci, Kore Yarımadası’ndaki durumu “barut fıçısı” olarak özetledi. Güney Kore dün başlaması öngörülen tatbikatın Kuzey’den gelen tehditlere rağmen düzenleneceğini açıklarken Kuzey Kore’de temaslarda bulunan ABD’nin New Mexico eyaleti valisi Bill Richardson, Kuzey Koreli liderlerden, Güney’in tatbikatına müdahale etmemelerini istediğini söyledi. Bölgede gerilimin dorukta olduğunu belirten Richardson, Kuzey Kore yönetimine itidal tavsiyesinde bulunduğunu da aktardı. Tatbikat, Kuzey Kore’nin topçu ateşinde geçen ay ikisi sivil 4 Güneylinin öldüğü Yeonpyeong adasında yapılacak. Bölgede gerginliğin arttığının diğer işareti olarak da, Kuzey Kore ile sınırı olan Rusya, ABD ve Güney Kore ile temasa geçip, tatbikatın yapılmamasını istedi. Kuzey ve Güney Kore arasındaki yeni bir çatışmanın bölgedeki istikrarı sarsabileceği konusunda uyarıda bulunan Çin yönetimi de iki tarafın da gerilim yaratacak hareketlerden kaçınmaları çağrısı yaptı. ‘Mahallemde faşist istemem’ Fransa’nın başkenti Paris dün İslam karşıtlığının protesto edildiği bir gösteriye sahne oldu. Avrupa’nın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkelerinden biri olan ülkede İslamofobi’ye Karşı Mücadele Komitesi’nin çağrısıyla düzenlenen gösteride “Mahallemizde faşist istemiyorum” yazılı bir pankart açıldı. Türkiye ‘üçüncü dalgayı’ kaçırdı “Economist” raporları böylelikle dünyada “demokratikleşmede ‘74 üçüncü dalga” ifadesiyle tanımlanan demokrasi hamlelerinin sona erdiğini, noktalanıp tükendiğini deklare ediyor. Bizim açımızdan bunun içerdiği anlamlara gelmeden önce; “üçüncü dalga” ile ne demek istendiğini biraz açalım. “74 Üçüncü Dalga”; Samuel Huntington’la anılan bir deyim. Hungtinton demokrasilerin dünyadaki gelişmesini üç tarihi evreye ayırmış: 19. yüzyıl başı, “demokrasinin ilk dalgasını” oluşturuyor. Bu dalga I. Dünya Savaşı sonundaki “faşizmlerle” geriliyor. Demokrasilerin yeniden ayağa kalkması ancak II. Dünya Savaşı’ndan sonra mümkün oluyor ki buna da “ikinci dalga” deniyor. Üçüncü dalga; 70’lerin ikinci yarısından sonra, dikta rejimleri altında yaşamayı sürdüren Avrupa’nın güney kanat ülkelerinin de “demokrasilere dahil edilmesiyle” başlayan; 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla süren ve 2000’ler başına dek dünyanın gerisine “demokratikleşme baharı” olarak yansıyan dönem. Huntington bu dönemin başlangıcı olarak Portekiz’de demokratikleşme sürecini fitilleyen “1974 Karanfil Devrimi’ni” almış. Portekiz, İspanya, Yunanistan; derken Doğu Avrupa ülkeleri ve Güney Afrika işte hep bu “üçüncü dalgayı” yakalayarak baskıcı otoriter rejimlerden demokrasilere geçiyorlar. Türkiye’nin işte o Frankeştayn “hibrit rejim” bölgesinde zamklanıp kalmasının en birinci nedeni bu: “üçüncü dalgayı” ıskalamış olmasında… O yılları “Cumhuriyet” muhabiri olarak bizzat “üçüncü dalga ülkelerinin” demokrasiye geçişini yerinden izleyerek geçirdiğim için bunu gayet iyi biliyorum. O tarihte bana özellikle AB çevrelerinden altı çizilerek sürekli tekrarlanan noktanın özü buydu: “Türkiye’nin tek şansı bu; hemen şimdi… (başta Yunanistan olmak üzere!) Güney Avrupa ülkelerinin kuyruğuna asılmaktır!” Ne yazık ki Türkiye o dönemde 12 Eylül kıskacının öncesi ve sonrasına yakalanmış olduğu için; bu fırsat hiçbir şekilde değerlendirilemedi. Tarihin garip cilvesi olarak “demokratikleşme retoriğinin” bizde tavan yaptığı dönem; şimdi dünyada bu konjonktürün artık kesinkes sona erdiği, kapandığı, beylik demokrasilerin dahi açık açık “geri dönüş” yaşadığı döneme rastlıyor. Ülkemizdeki ipsiz sapsız bu hamaseti alkışlayan, kamuoyuna gerçekmiş gibi pompalayan sözüm ona liberal aydınlar; “Peki ama bu nasıl mümkün olacak? Dünyanın gerisindeki tüm demokrasi açılımları kapanırken nasıl olur da; kökleri hem de siyasi İslama dayanan bir iktidar şimdiye dek bir türlü gerçekleştirilemeyen ‘demokratikleşmeye’ Türkiye’yi taşıyabilir? Bu gerçekçi mi?” diye sormuyor. İfşa, CIA şube başkanını kaçırdı Dış Haberler Servisi ABD istihbarat örgütü CIA’nın Pakistan şube başkanı adının bir dava dosyasında ifşa olması ardından ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Olayın, Pakistan istihbarat başkanı hakkında ABD’deki bir ceza davasında şüpheli olarak gösterilmesiyle bağlantılı olup olmadığı soru işaretlerine yol açtı. Yetkililer ifşaatla ilgileri olmadığını söyledi (AFP) RAN’DA DEV RS Z TESL M EKBER KARABAĞ TAHRAN Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın ani bir kararıyla yurtdışında bulunduğu sırada görevden alınan eski İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, küskünlüğünü düzenlenen devir teslim törenine katılmayarak gösterdi. Mutteki, da ha önce törene katılacağı basın tarafından duyurulmasına rağmen, törene gelmeyerek azil sürprizine, sürprizle cevap verdi. Çiçeği burnundaki Bakan Ali Ekber Salihi, dış politikada önceliğin Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bölge ülkeleri ile ilişkilere verileceğini söyledi. MERKEZ / TUNCELİ 1. İCRA DAİRESİ TUNCELİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTTIRMA İLANI Satılmasına Karar Verilen Taşınmazın Cinsi, Kıymeti, Adedi, Evsafı: 1TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: Tunceli ili merkez Atatürk Mahallesi 1082 ada, 8 parselde kayıtlı taşınmaz arsa vasfında olup taşınmaz borçluya tam hisselidir. Taşınmazın yüzölçümü 819,29 m2 olup borçlu adına kayıtlıdır. Dosyamızdan taşınmazın tamamı satılacaktır. ÖZELLİKLERİ: Tunceli Belediye Başkanlığı’nın 17/12/2009 tarih ve 2674 sayılı yazısından, Tunceli İli Merkez Atatürk Mahallesi’nde kain 1082 ada, 8 parseldeki taşınmaz imar planında ayrık nizam beş kata müsaadeli konut alanı içinde kaldığı anlaşılmaktadır, taşınmaz belediyecilik hizmetlerinin (yol, su, kanalizasyon, çöp toplama vb) tamamından faydalanmaktadır, taşınmaz toprakla karışık kayalık bir zemine ve %510 civarında bir eğime sahip olup etrafında özel şahıslara ait çok sayıda apartman tarzında konutlar bulunmaktadır. Ayrıca hemen yanında Eğitim Sağlık Merkezi ve Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı öğrenci yurdu yer almaktadır, taşınmaz TunceliElazığ karayoluna takriben 300 metre, il hükümet konağına takriben 600 metre mesafelidir. Taşınmazın ulaşım sorunu yoktur. Mahalle içinde cazibeli ve rantabl yüksek bir konumda yer almaktadır.Taşınmazın tahmin edilen değeri 245.787,00 TL’dir. KDV oranı %18’dir. 1. Satış Günü: 25/01/2011 Salı günü saat: 11.0011.10 arası 2. Satış Günü: 04/02/2011 Cuma günü aynı yer ve aynı saatlerde yapılacaktır. 2TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: Tunceli ili merkez Atatürk Mahallesi 1082 ada, 9 parselde kayıtlı taşınmaz arsa vasfında olup taşınmaz borçluya tam hisselidir. Taşınmazın yüzölçümü 623,42 m2 olup borçlu adına kayıtlıdır, dosyamızdan taşınmazın tamamı satılacaktır. ÖZELLİKLERİ: Yukarıda yazılı Tunceli İli Merkez Atatürk Mahallesi 1082 ada, 8 parselde kayıtlı taşınmaz ile aynı özelliklere sahiptir. Taşınmazın tahmin edilen değeri 187.026,00 TL’dir. KDV oranı %18’ dir. 1.Satış Günü: 25/01/2011 Salı günü saat: 11.1511.25 arası 2. Satış Günü: 04/02/2011 Cuma günü aynı yer ve aynı saatlerde yapılacaktır. 3 TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: Tunceli ili merkez Alpdoğan Mahallesi 251 ada, 7 parselde 6 no’lu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmaz mesken vasfında olup taşınmaz borçluya tam hisselidir. Mesken 131.80 m2 olup borçlu adına kayıtlıdır. Dosyamızdan taşınmazın tamamı satılacaktır. ÖZELLİKLERİ: Meskenin içinde olduğu bina betonarme karkas özellikte, 6 katlı olarak inşa edilmiştir. Bina asansörlüdür, ısıtma sistemi merkezi yani kaloriferlidir, 4. katta bulunan mesken halihazırda konut amaçlı kullanılmakadır, 131,80 metrekare alanlıdır, 3 oda, 1 Salon, 1 mutfak, 1 WC+banyodan ibarettir, odaların yer kaplaması lamine parke olup iç kapılar ise ahşap pres kapıdır. Pencere doğramaları PVC esaslıdır. Tapu kaydına göre arsa yüzölçümü 321,72 metrekaredir, 4. Katta 6 nolu bağımsız bölüm numaralı meskenin arsa payı 15/180 olup borçlu adına tam hisselidir, binanın kat mülkiyeti yapılmıştır, mesken belediyecilik hizmetlerinin (yol, su, kanalizasyon vb) tamamından faydalanmaktadır, meskenin bulunduğu mevkii il çarşı merkezinde ve Tunceli Devlet Hastanesi’nin hemen yakınındadır. Çevresinde şahıslara ait birçok yeni konut+ iş merkezi tarzında yapılaşma olup bulunduğu mevkii işlek ve çarşı merkezinin tercih edilen bir konumdadır. Taşınmazın tahmin edilen değeri 85.000,00 TL’dir. KDV oranı %1’dir. 1. Satış Günü: 25/01/2011 Salı günü saat: 11.3011.40 arası 2. Satış Günü: 04/02/2011 Cuma günü aynı yer ve aynı saatlerde yapılacaktır. Yukarıda özellikleri yazılı taşınmazlar bir borç nedeni ile açık arttırma suretiyle satılacaktır. Satış Şartları: 1 Satış yukarıda belirtilen gün ve saatte TUNCELİ ADLİYESİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜN’nde açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile yukarıda belirtilen gün ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememiş ise taşınmaz en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, 1/2 tapu harcı ve teslim masrafları, mesken için %1 KDV, arsalar için %18 KDV alıcıya, belediye tellaliye bedeli, 1/2 tapu harcı ve taşınmazın aynından doğan vergi borçları ihale bedelinden ödenecektir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususu ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenleri şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/1101 sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 24/11/2010 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 83620) ANMA 2009/1101 ESAS Dz.Yb. Ali TATAR 11.02.1967 19.12.2009 Bundan bir yıl önce ülkemizde yaşanan hukuksuzluklara ve sessizliğe isyan ederek bir ışık olup Hakka yürüyen canımız Alimizi özlemle anıyoruz. Haktan, hukuktan yana bütün dostları, bütün canları 19 Aralık 2010 Pazar günü ses vermeye çağırıyoruz. 19 Aralık 2010 Pazar günü saat 11:30’da Karşıyaka’da kabri başında saygı duruşunda bulunulacak; saat 13:00’te ise Yuva Külahlı Köyleri Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği Merkezinde (Abidin Aktaş Sok.No:12 Tuzluçayır Tel: 364 4435) anma toplantısı yapılıp can aşı verilecektir. Otoriter rejimler coğrafyası ‘Ortadoğu!’ Siyasi İslam derken tarihi perspektifin yanı sıra, “Economist” bir de önümüze “coğrafi perspektif” koyuyor. Dünyada “otoriter rejimlerin” en yoğun kök saldığı coğrafya Afrika ile beraber Ortadoğu… Düne kadar dünyanın en korkunç diktatörlüklerinde yaşıyan Şili, Arjantin, Brezilya kusurlu da olsa “demokrasi” olmuşlar… Ortadoğu ülkeleri, öbek öbek “otoriter rejim” kategorisine giriyor. Petrol paraları filan nafile… “Economist” hatta, petrol zengini Ortadoğu ülkelerini; “gelir düzeyiyle demokratikleşme arasında doğrudan ilişki olmadığını” kanıtlamak adına örnek gösteriyor ve Çin’le birlikte “demokratikleşmeye” en alerjik bölgeler arasında Ortadoğu’yu işaret ediyor. Coğrafi bölge de demokrasinin yeşermesi açısından tarihi konjonktür denli önemli... “Kusurlu demokrasiler” arasında sayılan Batı komşularımız Yunanistan’la Bulgaristan “demokrasi endeksinde” 28 ve 51. sıraya oturmuşlar. Türkiye’nin doğusuna geçilir geçilmez anında korku tüneline girilmiş gibi; Irak (111), Suriye (152), İran (158)’la maazallah! yüz yüze geliyorsunuz… Türkiye’nin 89. sıraya yerleşmesi nerdeyse bir doğa olayı gibi kaçınılmaz değil mi? nilgun@cumhuriyet.com.tr AİLESİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle