Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 EK M 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER 9 RÖVEŞATA MİNE G. KIRIKKANAT Kavalcı Köyün Fareleri Şimdiki zaman içinde develer motor takar, pireler kuaförlük yapar iken Hamedin diye bir megaköy varmış. Hamedin’in tek kusuru köylüsü olup, rantiye düşkünüymüş. Verimli toprakları işleyip alnının teriyle kazanmaktansa ‘zaptiye’den ‘adliye’ye, ‘belediye’den ‘sıhhıye’ye her kurumu zaten ‘ye’ diye düşünen ahalinin gözü çalışmadan yemekte, gönlü de Hamedin’i lokma lokma ham yapacağı bir yağma düzenindeymiş. Çoğunluğun alın teri akıtmadan köşeyi dönmeye çalıştığı bu diyarda, köylüler yer üstünden, fareler yer altından Hamedin’i ufak ufak yerken, daha fazla ham edecekleri günlerin hayalini kurarlarmış... Ancak fareler, yılda birkaç kez doğurduklarından, insanlardan daha hızlı artmışlar tabii. Üstelik çok kurnazlarmış. Öyle bir gün gelmiş ki, cisim olarak köy halkı kadar yer tutmasalar da, isim sayıları insan nüfusunu aşmış. Ve fare toplumunun önde gelenleri, Hamedin muhtarlığına seçilmek için ön ayaklarını sıvamışlar. Kendileriyle birlikte yaşamayı kanıksayan köylüleri, sihirli bir kaval çaldıklarına, onlara da çalmayı öğreteceklerine inandırmışlar. Zaten havadan kazanç bekleyen halkı, üfledikleri kavalın kutsal olduğuna kandırmışlar. Televizyonlarda açılan sır kapıları, gazetelerde tarif edilen dua mucizeleriyle, oturduğu yerde hamdederse beleş yaşayacağına inandırılan köy halkının, kavalcı fareleri Hamedin muhtarlığına seçmeleri gecikmemiş. Hamdolsun Hamedincilere, bize de hamdettirirler diyerek düşmüşler farelerin üflediği kaval sesinin ardına, yürümüşler beleşçilik hayallerinin peşinde. Birkaç yıl sonra bir de ne görsünler? Fareler gerçekten beleş ham yaptırıyor onlara: Mercimek dağıtıyor, un dağıtıyor, şeker, yağ, odun, kömür, hatta çocuklara oyuncak dağıtıyor, evlere paket servis bile yapıyor! Ama bu beleşle ancak kıt kanaat geçiniyorlar. Kavalcı fareler, çalışmak isteyeni bile çalıştırmıyorlar, dur sen biz seni besleriz, diyorlar, zırnık iş alanı açmıyorlar. Buna karşın muhtar fareler başta, ağası, kardeşi, amcası, dayısı, kızı, kızanı, gelini, damadı, dünürü, kayınçosu, kankası, dızdığının dızdığı, dış kapının tokmağı, ne kadar fare nüfusu varsa pire gibi çalışıyor, harıl harıl kazanıyor, homur homur ham yapıyor, istisnasız hepsi semirmiş, sıçan boyutlarına erişmiş, ağır olanına da molla diyorlar! Hele kavalcı farelerin yavruları tüysüz farecikler, daha bıyıkları uzamadan, beşikte sosyal sigortaya kaydedilip, 15 yaşında çırak değil, patron çıkarılıyorlar! Kız olsun oğlan olsun, kimi pırlanta, kimi altın, kimi tavuk, kimi yumurta, kimi gübre, kimi yağ, kimi et, kimi süt; biri getiriyor, öteki götürüyor, beriki satıyor, ama istisnasız hepsi kuluçkadan çıkma tüccar, hepsi kan ter içinde ticaret yapıyor, çok yaptığı için de bol kazanıyor, bazıları dolar, bazıları Avro bazında, hepsi milyoner farecik! Hiçbiri ne dâhi, ne dâhiye, zaten ne de mucitmiş. Aralarından Hamedin uygarlığına yeni ufuklar açacak kimse çıkmamış, amma... İstisnasız hepsi, hamdolsun ağa babamın Kısa Devre Vergi indirimlerine deyip, yumulmuşlar ticarete. Bir de dönüp bakmış ki Hamedin’in hamdede hamdede kıt kanaat geçinmediği zaman sadakayla geçindirilen halkı kendi evlatlarına, oğullar kaval sesinin peşinde önce köy hizmetine koşulup dağları tepiyor, tepeleri bekliyor. Köy bekçiliğinden sağ dönerse de üç kuruşa sözleşmeli ırgatlık, taşeronun taşeronuna amelelik yapıyor ve en kötüsü, çoğu da işsiz kalıyor. Kızlar ise zaten örtü düğümüyle, börtü böceğiyle uğraşıyor. Bu masalın devamını merak ediyorsanız, John Steinbeck’in başyapıtı “Fareler ve İnsanlar”da okuyabilirsiniz. Ama sonu, kitaptakinin tersi olabilir. Cumhuriyetin, Atatürk devrimlerinin ve laikliğin yılmaz savunucusu Deniz Som’a son görev ‘Basın tarihindeki yerini aldı’ çici kurulunda olduğunu anımsata rak kitap kapaklarının hazırlanma sı konusunda gösterdiği titizliğin zor beğenen bir kişi olduğunu da gös terdiğini kaydetti. Konuşmasının sonunda ailesine, sevenlerine baş sağlığı dileyen Orhan Erinç, “De niz’i cenaze namazından sonra Nakkaştepe’deki aile mezarlı ğında toprağa vereceğiz. Orada aramızdan daha önce ayrılan ya zıişleri müdürlerimizden Çetin Özbayrak ve yazarımız, ağabeyi miz Sadullah Usumi’nin de ka birleri var. Cumhuriyetçiler ora da birlikte olacaklar. Işıklar için de yatsın” diye konuştu. Erinç’in konuşmasının ardından Deniz Som’un anısına saygı duru şunda bulunuldu. Daha sonra söz alan emekli Deniz Astsubay 78 ya şındaki Sinan Er, “Sabahları 4 gazete alırım. İlk işim Cumhuri yet’i okumaktır. Akşam gelir bir de ne unuttum diye tekrar oku rum. Onu hastanede ziyaret etmek istedim ama izin vermediler. Bu raya ikinci gelişim. Daha önce de ağabeyim dediğim Abldülkadir Yü celman için gelmiştim. Bir de De niz kardeşim için geldim. Sevginin açmadığı kapı yoktur. Allah ken disini takdir etsin. Aldığım tüm ga zeteleri biriktirmiştim. Dönüşte Som’un yazılarını kesip saklaya cağım ve tekrar okuyacağım” söz leri ile duygularını dile getirdi. ‘Vatan sağ olsun’ Konuşmaların ardından Som’un cenazesi karanfil yağmuru altında omuzlar üzerinde Şişli Camii’ne uğur landı. Şişli Camii’ndeki törende Som’un eşi Harika Som söyleyecek bir şey bulamadığını dile getirerek “Hepimizin başı sağ olsun” dedi. Som’un büyük oğlu Haydar Can Som da “Tek bir cümle söyleyece ğim: Vatan sağ olsun” sözleri ile ba basını uğurladı. Buradaki törenin ar dından Som’un cenazesi Nakkaştepe Mezarlığı’ndaki Aile Kabristanı’nda toprağa verildi. Törende, Som’un ai lesi gözyaşlarını tutamadı. Yakınları, meslektaşları, dostları Som’un ce nazesini karanfillerle donattı. İstanbul Haber Servisi Cumhu riyetin bölünmez bütünlüğü, Ata türk devrimleri ve laikliğin yılmaz sa vunucusu, gazetemiz yazarı Deniz Som, dün karanfilller, alkışlar ve gözyaşları eşliğinde son yolculuğuna uğurlandı. Cumhuriyet Vakfı ve Türkiye Ga zeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı, ya zarımız Orhan Erinç, Som’un ilke lerinden ödün vermeyen bir gazeteci olarak basın tarihindeki yerini aldığı nı vurgulayarak son dönemde Cum huriyet gazetesinin bahçesinde yapı lan uğurlama törenlerinin “bir yanıyla gazeteciliğin gazeteci gibi yapılma sı sonucu oluşan gerginlikleri, stres leri, bir yanıyla da Cumhuriyet’te gazetecilik yapmanın zorluklarını” simgelediğini söyledi. Oğlu Haydar Can Som da “Vatan sağ olsun” di yerek duygularını dile getirdi. Bir süredir akciğer kanseri tedavisi gördüğü Başkent Hastanesi’nde ön ceki gün hayatını kaybeden Deniz Som için dün ilk tören gazetemizin Şişli’deki merkez binasının bahçe sinde yapıldı. Som’un eşi Harika, oğulları Haydar Can ve Fikret Cem Som, cenazenin başında tazi yeleri kabul etti. Öğleyin Şişli Ca misi’nde kılınan cenaze namazının ardından Som, Nakkaştepe’deki ai le mezarlığında toprağa verildi. Gazetemiz bahçesinde düzenlenen törende konuşan Orhan Erinç, Cum huriyet’in üzüntülü günlerinden bi rini daha yaşadığını dile getirdi. Erinç, Deniz Som’un gazeteciliği bir yaşam biçimi olarak kabul eden, uy gulamaya çalışan, meslek kuralla rının yanı sıra kendi ilkelerinden de ödün vermeyen bir gazeteci olarak basın tarihindeki yerini aldığını vurguladı. ‘Hem insan, hem gazeteci’ Som ile Cumhuriyet gazetesinde uzun yıllar birlikte çalıştıklarını an latan Erinç, “Cumhuriyet’te ilk is tihbarat servisine geldiği zaman ben istihbarat şefiydim. O neden le Som’u hem insan hem gazeteci olarak çok yakından tanıma ola nağı buldum. Hem çevresine, hem yakınlarına hem de okurlarına olan sorumluluk duygusunu hep güzel bir anı olarak saklamak üzere kafama yerleştirdim” diye konuştu. Erinç, Deniz Som’un ara mızdan ayrılışının sadece Cumhuri yet gazetesi ve Türk basını için ka yıp olarak nitelendirilemeyeceğinin altını çizerek “Deniz Som, demo kratik, laik, sosyal hukuk devleti kavramını tam anlamıyla içsel leştirmiş. Atatürk devrim ve ilke lerine yürekten inanmış, onların yeniden yaşama geçirilmesi ko nusunda gözünü budaktan sakın mayan bir savaşım vermiş çok değerli bir arkadaşımızdı” değer lendirmesini yaptı. Som’un genç gazeteci adaylarının mesleğe ka zandırılmasında, eğitilmesinde de çaba sarf ettiğini belirten Erinç, ya zarımızın özverili kişiliği, gazeteci liği bir yaşam biçimi olarak algıla yan ve sayıları giderek azalan isim lerden biri olarak hep akıllarda ka lacağını söyledi. ‘Hayvanı tepeledim’ Deniz Som ile oda arkadaşı olduk larını ve çalışma konusundaki daya nıklılığına da yakından tanık olduğunu ifade eden Erinç, Som’un hastalanma sürecini şöyle anlattı: “Deniz Som, kendisinin de zaman zaman söylediği gibi inatçı bir ki şiliğe sahipti. Biz inatçılığı ile bu hastalığın da üstesinden geleceğini zannetmiştik. Sanıyorum ki ben zerlerinden uzun yaşaması da onun kendisine verdiği moral ve inatçı lığının bir sonucudur. İlk tedavi bit tiğinde odanın kapısından girdi ğinde ‘hayvanı tepeledim’ derken gözleri ışıldayan, yüzünde gülü cükler dökülen bir kişi olarak görmüştüm. Cumhuriyet çalışan ları da kendisinin onun bu anlat tıklarına yürekten inanmışlardı. Ama bu durumun pek de uzun ol mayan geçici bir süre olduğunu ya şamak zorunda kaldık. Som, ‘Va ziyet’ köşesini hastalığının en sı kıntılı dönemlerinde bile aksat madan hazırladı. Artık hastalığının ağırlaştığı dönemde okurlarından neredeyse utanarak izin istemesi, sanıyorum ki Som’un sorumluluk duygusunu ve gazeteciliği bir ya şam biçimi olarak algılamasını vurgulayan bir yaklaşım.” Cumhuriyetçiler bir arada Erinç, Deniz Som’un gazetede sa dece köşe yazarı olarak görev yap madığını, Kitap Kulübü’nün de se Törende bir konuşma yapan Cumhuriyet Vakfı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı, yazarımız Erinç, Som’un ilkelerinden ödün vermeyen bir gazeteci olarak basın tarihindeki yerini aldığını söyledi. stanbul Haber Servisi Gazetemizin yi ğit kalemi Deniz Som’u yitirmemizin ar dından siyasetçiler, çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcileri, gazeteci dostları ve her çevreden Cumhuriyet okuru gazete mize faks, telgraf ve elektronik posta yo luyla başsağlığı mesajlarını iletmeye devam ediyorlar. Som’un kaybından duyulan üzüntünün dile getirildiği taziye mesajla rında yazarımızın aydınlanmacı kalemine vurgu yapıldı. Devlet Bakanı Egemen Bağış, gazete mize gönderdiği telgrafta “Acınızı yü rekten paylaşıyoruz” ifadesini kullanarak sevenlerine sabır diledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Som’un vefatın dan derin üzüntü duyduğunu belirtti. CHP Zonguldak Mil letvekili Ali hsan Köktürk, Som’un saldırılar karşısında yılmadığını, yazılarını korku suzca yazmayı sürdürdüğünü vurguladı. Basın İlan Kurumu Müdürü Mehmet Atalay, Som’un gazetecilik mesleğin de muhabirlikten yazıişleri mü dürlüğüne kadar hemen her kademede çalıştığını belirterek “Yazar, çevre savaşçısı De niz Som’un aramızdan ayrı lışı bizleri üzmüştür” dedi. 21. Dönem İstanbul Milletvekili Yücel Erdener, Som’un ilkeli, dürüst, çağdaş, aydın kişiliği ne dikkat çekti. TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Ka raca da “toprak dostu Deniz Som”un genç yaşta aramızdan ayrılışından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Gazetemize ulaşan çok sa yıda mesajdan bazıları şöyle: İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu: Deniz Som’un kaybından duy duğum acıyı tarif edemem. Köşesini yurtseverlere cö mertçe açan, yiğitçe çarpışan aydınlanma savaşçısını hiç unutmayacağız. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel: Türk basını önem li, çağdaş, yurtsever, özgürlükçü bir kale mini daha yitirdi. Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İz mir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve yö netim kurulu üyeleri olarak ülkenin yazıla rıyla Türk basınına uzun yıllar hizmet veren Deniz Som’a Tanrı’dan rahmet, geride kalan ailesine, yakınlarına Türk basın top luluğuna ve Cumhuriyet gazetesi çalışan larına başsağlığı diliyoruz. Som’un cenaze törenine siyaset ve basın dünya sından birçok isim katıldı. CHP İstanbul Milletve kili Mustafa Özyürek, Som’un Cumhuriyet de ğerlerine ve Atatürk ilkelerine içten bağlı ve bun ları savunan bir gazeteci olduğunu belirterek “İnan cı doğrultusunda yaşadı, görevini yaptı, yazdı çiz di. Büyük bir kayıp basın için, laik, demokratik Cumhuriyete inanan Atatürkçüler için” dedi. CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek de Som’un mesleğinde çok başarılı bir gazeteci olduğunu söy ledi. CHP eski genel başkanlarından Altan Öymen ise Som’un yaşamını yitirmesiyle Türk basınının çok önemli isimlerinden birini daha kaybettiğini belirt ti. Öymen, “Deniz Som ömrü boyunca demokrasi dışı hareketlere karşı mücadele etti. Büyük bir kayıp. Yakınlarına ve Türk basınına başsağlığı diliyorum” dedi. SODEV Onursal Başkanı, eski Kültür Bakanı Er can Karakaş, Som’un inandığı değerleri savunan bir kişi olduğunu ifade ederek “Esprili, sevecen, ar kadaş canlısıydı. Kendisini değil ülkesini düşü nüyordu. Çok genç yaşta kaybettik” değerlen dirmesini yaptı. Gazetemiz yazarı, şair Ataol Behramoğlu, Som’un yurtseverliğiyle, özverisiyle, cesaretiyle, bilinçliliğiyle, aydın kim liğiyle ilgiye layık bir isim olduğunu belirtti. “Ama gönül isterdi ki burada daha fazla bir kalabalık olsun” diyen Behramoğlu, şunları söy ledi: “Cumhuriyet ga zetesinin okurları ülke için mücadele eden ar kadaşımı daha büyük bir çoğunlukla kucak lasın isterdim. Deniz Som benim arkadaşım, kardeşimdi. Cumhuri yet gazetesinde uzun yıl lar birlikte çalıştık. Gö rünüşte sıcak, sevecen, yüzünden gülümseme ek sik olmayan, ama bunun yanında da çelik gibi bir iradeye sahip gerçek bir mücadele insanıydı. En son ziyaret edenlerden biriydim hastanede. ‘Ga zeteye geleceğim günleri bekliyorum, özlemle bek liyorum’ diyordu. Ziyaretimden birkaç saat son ra komaya girdi. Cumhuriyet gazetesinin ya zarları, çalışanları olarak Som’un anısını yaşa tacağız, mücadeleye devam edeceğiz.” Çizgileri ile Som’un “Vaziyet” köşesine katkıda bulunan karikatürist Cihan Demirci de “Bu yıl de niz mevsimi erken bitti. Önce mizah yazarı son ra karikatürcü kimliğimle Vaziyet köşesine kat kıda bulunduğum sevgili can dostum, yürekli ve cesur kalem Deniz Som’u çok ama çok erken yi tirdik. Anısını yaşatmak yaşadığım sürece boy numun borcudur” dedi. Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Bayer de Som’un din tacirlerine karşı büyük bir mücadele verdiğini vurgulayarak yazdığı kitapların tekrar tekrar okun ması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Atilla Girgin, Deniz Som’un yakın ar kadaşı olduğunu ve uzun yıllar meslekte birlikte ça lıştıklarını kaydetti. Gazetecilerin geçmişte ortak de ğerleri paylaştığını belirten Girgin, “Bu tür gaze teciler yavaş yavaş kayboluyor. Bir istanbul beyefendisi gitti. Çok değerli bir gazeteciydi. Umarım, ilerde bizi aşan, Deniz gibi daha değerli gazeteciler bizim yerimizi alır” diye konuştu. ‘Som basın için büyük bir kayıp’ Som için düzenlenen törene aralarında CHP Milletvekili Prof. Sacid Yıldız, Mustafa Öz yürek, CHP İl Başkanı Berhan Şimşek, CHP Şişli İlçe Başkanı Hıdır Tanrıverdi, CHP Bahçelievler İlçe Başkanı Hüseyin Öz kahraman, İnci Beşpınar, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, DP GİK üyesi Ce lal Doğan, eski DSP Genel Başkanı Zeki Se zer, eski Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, es ki milletvekili ve DİSK Tekstil İşçileri Sen dikası Genel Başkanı Rıdvan Budak, eski SHP Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, CHP PM üyesi İrfan Hüseyin Yıldız, sanat çı Genco Erkal, İstanbul Barosu Genel Se kreteri Hüseyin Özbek, avukat Fikret İlkiz, eski İstanbul Barosu Başkanı ve avukat Tur gut Kazan, Kazım Kolcuoğlu, Prof. Dr. Süheyl Batum, Prof. Dr. Ayhan Alkış, Prof. Dr. Zübeyde Alkış, Prof. Dr. Aydın Aybay, Prof. Dr. Tolga Yarman, Doç. Dr. Emin Gür ses, yazar Turgut Özakman, gazeteciler; Altan Öymen, Melih Aşık, Sedat Ergin, Umur Talu, Mehmet Tezkan, Celal Baş langıç, Nail Güreli, Turgay Olcayto, Celal Toprak, Onur Belge, Aybars Hünalp, Mus tafa Dolu, Altuğ İstanbulluoğlu, Sadettin Ateş, Recep Yaşar, Ergin Konuksever, Re ha Muhtar, Zafer Arapkirli, Kerem Çalış kan, Gündüz İmşir, Metin Dirim, Kaplan Tameroğlu, Şerafettin Zındıkoğlu, Vedat Yenerer, Doğan Başol, Yalçın Bayer, Füsun Özbilgen, yazar Öner Yağcı, Ulusal Sivil Top lum Kuruluşları Birliği sözcüsü İlhan Gülek’in de bulunduğu çok sayıda isim katıldı. Gazetemiz yazar ve çizerlerinin yanı sı ra Som’un yanında yetişen gazeteciler ile Cumhuriyet okurları da yazarımızı son yol culuğunda yalnız bırakmadılar. Çelenkler İstanbul Barosu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, gazeteciler Hıncal Uluç, Ali Kırca, TGS, işadamı Günay Çapan, Ka dıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Ye ni Parti Genel Başkanı Tuncay Özkan, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, TREK Turizm Fikret Gürbüz, Keyveni Catering ve Gün Işığı Kitaplığı, Som’u son yolculuğuna uğurlarken çelenk gönderenler arasındaydı. C E N A Z E T Ö R E N N E K A T I L A N L A R ‘Deniz Som’un ödün vermez kalemi...’ Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden almış olduğum geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür SELİN GÖRGÜNER Nüfus kâğıdımı kaybettim. Hükümsüzdür HASAN ÖNCÜL Nüfus kâğıdımı kaybettim. Hükümsüzdür MURAT EMRE ERGEL Görme engelliler yürüdü İstanbul Haber Servisi Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, 15 Ekim Dünya Görme Engelliler “Beyaz Baston ve Güvenlik Günü” ne deniyle gözlerini bandajlayıp görme engelli vatan daşlarla birlikte yürüdü. “Engelsiz bir Ataşehir” sloganı ile yola çıkan Ataşehir Belediyesi Altınok ta Körler Derneği İstanbul Şubesi ile birlikte 15 Ekim Dünya Görme Engelliler “Beyaz Baston ve Güvenlik Günü” nedeniyle bir yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe eşi Gamze Akkuş İlgezdi ile birlikte ka tılan katılan Ataşehir Belediye Başkanı Battal İl gezdi, önce gözlerini bandajla kapattı. Ardından eline beyaz baston alarak görme engelli vatandaş larla birlikte 300 metrelik bir yolu yürüdü. Erbakan için özel asansör ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Saa det Partisi Olağanüstü Kongre Çağrı Heyeti Başkanı Mustafa Kamalak, Saadet Partisi Genel Başkanlığı için henüz bir isim belirlenmediğini, isim konusunun bugünkü olağanüstü kongre öncesinde netleşeceğini söyledi. Kongreye katı larak bir konuşma yapacak olan Necmettin Er bakan’ın kürsüye rahat çıkıp inebilmesi için alana özel asansör konuldu. Karakaş Öztürk Yarman Sezer Sarıgül Özyürek CMYB C M Y B