16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
M Y BC MYBC 2 “Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti stanbul olurdu” demişti Napoléon Bonaparte. O demeseydi de bu tanımlama değerinden bir şey kaybetmezdi kuşkusuz. Ha derseniz zaten “Avrupa Kültür Başkenti 2010 stanbul” konuşmaya bile değmez, zira dertlerimiz farklı. Sonuçta herkes için bir stanbul var. Biz ne kadarını yaşıyor ve biliyoruz sorun orada. Neticede insanlar kadar şehir de yaşıyor, değişiyor. Bu değişim bazen de şehrin binlerce yıllık tarihinin üstünde yaşanıyor. Öyle olunca toprak sırrını veriyor. şte bu dev şehrin arapsaçına dönen trafiğini rahatlatmak için yapılan ulaşım projelerinden Marmaray ve Metro çalışmaları stanbul’un altından harikalar çıkarmaya devam ediyor. Gerçi bunlar kurtarma kazıları yani iş makinelerinin gölgesinde ve zamana karşı yapılıyor. Bu yüzden 2004 yılından bu yana aralıksız sürüyor. Kazılardaki sıra dışı buluntu, dünyada da büyük yankı bulan Yenikapı’daki Erken Bizans Dönemi’nin en büyük limanı Theodosius’un keşfi. Beşinci yüzyıldan kalma bu liman Bizans deniz teknolojisinden dönemin stanbul’unun yaşamına kadar pek çok sosyal alanda ipuçları veriyor. Şu ana kadar da tam 35 tane tekne gün yüzüne çıktı. Bu bir Bizans deniz filosu demek. Kazının belki de en önemli bulgularından biri de kent tarihinin tam 8500 yıl geriye çekilmesine neden iki mezar alanı. stanbul’un ilk sakinlerine ait bu mezarlar Anadolu Arkeolojisi için de şaşırtan bir sonuç. Biz de kazılarda gelinen noktayı ve ayrıntıları stanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Zeynep Kızıltan ile konuştuk. stanbul dev bir stanbul dev bir arkeolojik kazı merkezi.arkeolojik kazı merkezi. Farkında olmasak daFarkında olmasak da bastığımız her yerden tarih çıkıyor.bastığımız her yerden tarih çıkıyor. Özellikle de ulaşım projeleri onları derinÖzellikle de ulaşım projeleri onları derin uykularından uyandırıyor. Şu an stanbuluykularından uyandırıyor. Şu an stanbul genelinde kazılarla ilgili son durum nedir?genelinde kazılarla ilgili son durum nedir? stanbul Arkeoloji Müzeleri olarak başkanlığımız altında kazıları yürütülen birçok proje var. Bunlardan en önemlileri, stanbul’un ulaşım problemini çözmek üzere planlanan Marmaray ve Metro projeleri. Bu kapsamda Üsküdar, Sirkeci ve Yenikapı’da kazılar yaptık ve yapıyoruz. Üsküdar'daki kazımız 2004 yılının sonbaharında başladı ve 2008 yılında tamamlandı. Sirkeci’de dört ayrı alanda, güneykuzey girişi ile doğubatı havalandırma şaftlarında kazılar devam ediyor. En büyük kazı alanımız elbette Yenikapı. Tam 58 bin metrekare alanda çalışmalar aralıksız sürüyor. Zaten o noktada Marmaray ve Metro istasyonları buluşuyor. Bu kazılar dışında, Tarihi Yarımada içinde kalan arkeolojik ve kentsel sit alanları olarak belirlenen yerlerde de sekiz ayrı bölge kurulunun verdiği kararlar doğrultusunda proje veya parsel bazında temel hafriyatları yapıyoruz. Bu yıl içinde de toplamda 100 parselde kazı çalışması yürüttük. Bu kazıların en önemlisi Yenikapı. Çünkü bu bir kurtarma Bu kazıların en önemlisi Yenikapı. Çünkü bu bir kurtarma kazısı. Yani ulaşım projelerinin devamı için yapılması gerekli.kazısı. Yani ulaşım projelerinin devamı için yapılması gerekli. Tarihi kazı ile arasındaki farkı da zamanla yarışmak olsaTarihi kazı ile arasındaki farkı da zamanla yarışmak olsa gerek.gerek. Evet, bu bizim müze olarak talep ettiğimiz bir kazı değil. Büyüyen kentin ulaşım sorununu çözmek amacıyla oluşturulan projeler sonucu biz bu kazıları yapıyoruz. Bu projeler tamamlandığında kentin ulaşım sorunu kısmen çözülmüş olacak. Projelerden biri kenti doğudan batıya, biri de güneyden kuzeye bağlayarak kitle ulaşımını sağlayacak. Bu yüzden çok geniş bir alanda kazı yapıyoruz. En zor yönü zamanla yarışıyor olmamız. Çünkü bitiş tarihi belli bu kazının. Bu durum kazının Bu durum kazının sağlıklı yapılmasına engelsağlıklı yapılmasına engel olmuyor mu?olmuyor mu? Bize sağlanan olanaklarla, arkeoloji biliminden ödün vermeden, zamanla yarışarak bu kazıları sürdürüyoruz. ş makinelerinin gölgesinde bir iş yürütüyoruz ama doğruyu yaptığımızdan kimsenin şüphesi olmasın. “Çalışmalara hiç ara “Çalışmalara hiç ara vermiyoruz” dediniz. Nasıl birvermiyoruz” dediniz. Nasıl bir mesai harcıyorsunuz?mesai harcıyorsunuz? Bu alan zaman zaman üç vardiya halinde çalışıyordu. Şu an iki vardiyaya düştü. Bilimsel kazılar belli mevsimlerde yapılır ama biz yedi yıldır bunu kesintisiz yapıyoruz. Zaman zaman 500 işçi ile bu kazıya devam ediyoruz. 60 kadar serbest arkeolog, sanat tarihçisi, mimar restoratör konservatör ve çeşitli uzmanlık dallarından yetkin isimlerle çalışmalar devam ediyor. Yerli yabancı bilim insanları da bu çalışmalara katılıyor. Proje yetişecek mi? Proje yetişecek mi? Yenikapı’da Marmaray alanında Şu ana kadar tam Şu ana kadar tam 3535 tane tekne gün yüzüne çıktı.tane tekne gün yüzüne çıktı. Bunların arasında ticari, yük, balıkçı ve savaş tekneleri var. Tüm bu tekneleri limanın kalbinde bulduk. Hatta iki tanesi doluydu yani yüküyle batmıştı. Bunlardan Yenikapı 12 ismini verdiğimiz teknenin mutfak bölümünde mutfak eşyaları sağlamdı. Anaforlar da öyle. Kaptanın özel eşyaları bile bulundu. En şaşırtıcı olanı ahşap bir sepetin içinde bulduğumuz kiraz veya vişne çekirdekleriydi. Bu da teknenin mayıs ya da haziran ayında battığını gösteriyordu. Bilim dünyasını şaşırtan çok buluntu açığa çıktı ve çıkacak. Bizans dönemi tekne tipleri ve teknolojileri için çok önemli verilere ulaştık, zira neredeyse bir Bizans filosu gün yüzüne çıktı. Ayrıcı en çarpıcı bulgu liman tabanının altında, neolitik döneme ait yerleşim ve mezarların tespit edilmesidi. Yani tarihi yarımadanın bildiğimiz tarihi bir anda Yani tarihi yarımadanın bildiğimiz tarihi bir anda değişiverdi.değişiverdi. Evet, kent tarihini tam 8500 yıl geriye çekti. stanbul'un ilk sakinlerine ait mezarları o alanda tespit ettik. Bu kent tarihi açısından çok önemli bir sonuçtur. ki tür mezar bulduk. Birinde cenin pozisyonunda gömülü iskeletler vardı. Diğerleri ise cesedin yakılıp, küllerinin bir çömlek içine konup gömüldüğü mezarlardı. Bu da Anadolu Arkeolojisi için bilinmeyen bir sonuç. Bu konuda uzmanlar çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıcı limandan toplanan hayvan kemikleri üzerinde stanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nden Prof. Dr. Vedat Onar ve ekibi çalışmalarında deve kuşu kemiklerine de rastladı. Bunlar et olarak tüketiliyor sonucu çıktı karşımıza. Bu hayvanların muhtemel menşei de Mısır ve Afrika. Ayrıca limandaki taşımacılığın atlarla yapıldığı, atın yük hayvanı ve kasaplık havyan olarak kullanıldığı da araştırmalardan çıkan bir başka sonuç. Ayrıca yük hayvanı olarak kullanılan atlara “Acı Damak” diye tabir edilen bir damak takıldığı, bunun da havyanın üst damağını deldiği araştırmalarla tespit edildi. Burada insan kemikleri üzerinde çalışmaları da doktor Mehmet Görgülü üstleniyor. Ayrıca Bizanslı bir kadına ait kafatasını etlendirdi. Buluntular nasıl saklanıyor ya da korunuyor? Buluntular nasıl saklanıyor ya da korunuyor? lk dokümantasyon çalışmaları alanda yapılıyor. Sonra envantere girişleri yapılıyor ve müzemize geliyorlar. Müze uzmanları tarafından ikinci kez incelenip müze envanterine girdiklerinde depolarda koruma altına alınmış oluyorlar. Şu an 3540 bin gibi bir envantere sahibiz. stanbullular ayaklarının altındakilerin farkında mı? stanbullular ayaklarının altındakilerin farkında mı? Yoksa bunlar onlar için sıradan birer hafriyat çalışması mı?Yoksa bunlar onlar için sıradan birer hafriyat çalışması mı? Kimseyi suçlamamak gerekli. Biz ne kadar anlatıyoruz, eğitimle ne kadarını veriyoruz tüm bunları birlikte değerlendirmek belki bizi bir sonuca götürür. Ama Marmaray kazısının hareketi tüm bunları insanlara hatırlattı. Bastıkları zeminin altındaki kent tarihinin farkına vardılar. Kazı alanını gezmek isteyen üniversiteler ve okullar sırada bekliyor. Tabii burada bir inşaat kazısı yapılıyor ve bunun da insanların günlük yaşamını olumsuz etkilediği düşüncesi hâkim. Öyle de, mesela Üsküdar meydanında trafik tamamen durdu bir dönem. Yenikapı’da da etrafı metal perdelerle çevrili dev bir alan var ama içinde ne oluyor kimse farkında değil. Belki biz kendimizi bu anlamda çok iyi anlatamıyoruz. Yenikapı’da o alanı metal perdelerine konacak bilgiler ve fotoğraflarla bir sergiye çevirseydik orada neyin olup bittiğinin farkında olurdu insanlar. Bunun gibi pek çok tanıtım ve bilgilendirme yapılabilir aslında. Ben ise bu limandaki günlük yaşamı hayal etmekten kendimi alamıyorum. Teknelerin limana gelişini, yük indirilip, yüklenişini, insanları hareketlerini... Kısacası tüm bunları düşünüp oradaki hayatı gözümde canlandırıyorum. Bu limandan çok fazla şey öğreneceğimiz kesin. G Bu şehrin taşıBu şehrin taşı toprağı tarih!toprağı tarih! stanbul büyük bir şantiye olduğu kadar dev bir arkeolojik kazı alanı da. Şehrin ulaşım projeleri toprağın altındaki tarihi gün yüzüne çıkarıyor. stanbullular ayaklarının altındakilerin farkında mı? Şehrin belli bölgelerini çeviren metal perdeler çoğumuz için sıradan birer hafriyat çalışması, ama hikâyenin aslını stanbul Arkeoloji Müzeler Müdürü Zeynep Kızıltan anlatıyor. 35 teknelik Bizans filosu gün yüzüne çıktı AL DEN Z USLU kazıların yüzde 90’ı tamamlanmış durumda. Liman tabanı üzerindeki 50 cm’lik dolgu içinde çalışılıyor. Bu dolgu tabakasını da aşınca sonuna varacağız. Elbette alandan çıkan eser ve parçaların laboratuvar ve atölye çalışmaları devam edecek. Ama toprak bu, hem de stanbul’un toprağı, altından neler çıkacağını bilemeyiz. Yenikapı’daki kazı ve Erken Bizans Dönemi’nin en büyük Yenikapı’daki kazı ve Erken Bizans Dönemi’nin en büyük limanı Theodosius’un keşfi tüm dünyada yankı buldu. Bulimanı Theodosius’un keşfi tüm dünyada yankı buldu. Bu çok heyecan verici bir gelişmeydi. Ne de olsa kalıntılarçok heyecan verici bir gelişmeydi. Ne de olsa kalıntılar beşinci yüzyıla ait. lk buluntular geldiğinde bu tarihi limanınbeşinci yüzyıla ait. lk buluntular geldiğinde bu tarihi limanın gün ışığına çıkacağını tahmin etmiş miydiniz?gün ışığına çıkacağını tahmin etmiş miydiniz? Yenikapı’daki ilk sondaj çalışmaları başladığında deniz seviyesinin 1.10 cm altında ahşap ve halat kalıntıları bulundu. lk bulgular geldiğinde kazının bu noktaya varabileceğini kestirmek mümkün değildi, ancak tarihi kaynaklar bu limandan bahsediyordu. Yaklaşık yeri de biliniyordu. Liman dördüncü yüzyılda kent yenilenirken Likos (Bayrampaşa) deresinin denize döküldüğü alanda kuruldu. Yedinci yüzyıla kadar da aktif kullanıldı. Özellikle Mısır’dan gelen tahılın buraya indirildiğini biliyoruz. Çünkü yeniden inşa edilen Konstantinapolis’in tahıl ihtiyacını karşılamak üzere Mısır’dan ithal edilen tahılın depolandığı alandı burası. Marmara Adası’ndan getirilen mermerler, keresteler de bu limana indiriliyordu. Yenikapı kazı alanının batısında yer alan ve 100 ada olarak bilinen bölgede sürdürülen kazılarda ise deniz surları, büyük taş bloklardan inşa edilmiş rıhtım, dalgakıranın bir bölümü gibi limanın karadaki mimarisine ait kalıntılar da gün ışığına çıkarıldı. Liman neden ortadan kaybolmuş. Bir afet mi yoksa terk Liman neden ortadan kaybolmuş. Bir afet mi yoksa terk mi edilmiş?mi edilmiş? Likos deresi zamanla taşıdığı alüvyonlarla limanı doldurmuş. 11 yüzyıla kadar liman bir şekilde kullanılmış ama tamamen kullanılamaz hale geldikten sonra 13. yüzyıldan itibaren yerleşim alanı olarak, daha sonrada bostan alanı olarak kullanılmış. Zaten batak bir bölgeye dönüştüğü için de kentleşmeyle birlikte inşaat atıkları da buraya bırakılmış ve liman tamamen toprak altında kalmış. Bu toprağın içinde Bizans, Roma, Helenistik ve Osmanlı var demek daha doğru. Ayrıca Theodosius Liman tabanı ile Neolitik kültür katı arasındaki tabakalaşmış denizsel dolgular, Marmara Denizi’nin son 10 bin yıl içinde geçirdiği değişimlerin anlaşılabilmesi açısından da çok değerli. G Kazı alanından çıkarılan gündelik ahşap eşyalar (solda). Zeynep Kızıltan (üstte). Fotoğraf: VEDAT ARIK Fotoğraflar: Bekir Köşker / Süleyman Kara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle