16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
M Y BC MYBC var. Asılanlar arasında da Hayyamoğlu Jozef diye biri var. 2007’de o ve birkaç insan için iadei itibar davası açıldı. Ne gibi zorluklarla Ne gibi zorluklarla karşılaştınız?karşılaştınız? Hem bilgiler belli kişilerin elinde, hem de bir Mustafa Kemal filmi için yardım alamadım. Mustafa Kemal filmi çekmek için bilgi satın almak gerekiyor. Kurumlar da bu görüntü ve bilgileri satıyor. Filme başladığım zaman birçok insan destek verdi. Ancak isminin Kubilay oluşu, isyanları anlatması herkesi korkuttu. Sponsorlar geri çekildi. Geçen gün bir haberde Sanayi ş Adamları Derneği Başkanı, “Muğlalı adını kışladan kaldırın” diyordu. General Mustafa Muğlalı’dan rahatsız olan bir topluluk var. Muğlalı, Kubilay’ın kafasını kesenleri asan, Cumhuriyeti koruyan bir adam. Artık Cumhuriyet için bir şeyler yapmak çok zor. Destek verenler de vardı elbette. Filme başlarken lhan Selçuk ve Türkan Saylan’la konuşmuştum. kisi de bana destek olacaklardı. Hatta filmde rol alacaklardı. Ne yazık ki çekimler uzadı, yetiştiremedik. Bu filmi çekerken beni teşvik eden belediyelerin hepsi çekildi. Önce hoş geldi ama gazetelerde haberler çıkınca ve “kansız kâfirler” gibi yorumlar internette görülünce korktular. Çekimlere başlayınca birtakım baskılar oluşmaya başladı. Mesela benim hiç vergi borcum yokken hesaplarıma haciz konuldu. Arada başka işler yaparak gelirleri bu filme yatırdık. Kültür Bakanlığı’nın çıkardığı yasada “devlet daireleri sinema filmlerinden mekân kirası alamaz” diyor. Ben hepsine 3000 lira günlük kira ödedim. TBMM’de çekim yapmama izin vermediler. Sonra biz de bir meclis kurduk. Nasıl bir çalışma temponuz vardı? Nasıl bir çalışma temponuz vardı? Ayaş Belediye Başkanı bizim giderlerimizi karşılayacağı sözünü verdi.. Her şeyi planlamıştık. Sonra Ayaş’a bir gittik, belediye başkanı ortada yok. Oradaki halkın yardımlarıyla kaldık. Ardından Beypazarı’na gittik, orada her şeyimiz karşılandı. Filmi bitirdik ama uçan kuşa borcumuz var. Biri, “Kubilay filminden para alamadım” dese doğrudur. Para alamadığı için çekimleri yarıda bırakan isimler oldu. Bir hafta çalıştığımız başrol oyuncusu filmi bırakıp gitti, aynı sahneleri yeniden çekmek zorunda kaldık. G 17 EK M 2010 / SAYI 12828 Son dönemde yurtiçinde ve yurtdışında gittiğim birçok konserde dikkat çekici ortak bir özellik var. Dünyada giderek artan kültürler ve dinler arası çatışma, aklı başında herkes gibi sağduyulu müzisyenleri de endişelendiriyor. Toplumu aydınlatma sorumluluğunu hisseden duyarlı müzisyenler, insanlığa yol gösterme adına konserleri çok etkili birer gösteriye dönüştürüyor. Bu yöntem elbette yeni bir şey değil. Kitlelere hitap eden konserler, festivaller her zaman mesaj verme aracı olmuştur. Ancak son yıllarda konserlerde verilen mesajlarda hep şu öne çıkıyor: Sizden farklı olanıSizden farklı olanı ötekileştirmeyin!ötekileştirmeyin! Geçen hafta New York Madison Square Garden’da (MSG) gittiğim iki büyük konserde de aynı tema işlendi. Bunlardan ilki, efsane progresif rock grubu Pink FloydPink Floyd’un kurucularından Roger WatersRoger Waters’ın “The Wall LiveThe Wall Live” konseriydi. Kesinlikle söyleyebilirim ki, bugüne kadar gördüğüm en etkileyici savaş karşıtı gösteriydi bu! Rock tarihinin en önemli albümlerinden 1979 tarihli “The Wall”un 30 yıl aradan sonra yeniden tümüyle canlı çalınışı, müthiş sahne tasarımı ve müziğin kuşaklar boyunca insanları aynı heyecanla etkileyişi eşsiz bir deneyimdi. Konser hakkındaki izlenimlerimi Cumhuriyet’in Kültür sayfasına yazdığım yazıda aktardığım için burada ayrıntılandırmayacağım. Ancak belirtmek istediğim önemli bir nokta var. Bugün 66 yaşında olan Waters, genç bir rock müzisyeniyken yaşadığı kişisel bunalımdan yola çıkarak oluşturduğu albüm konseptini, bu turnede tüm insanlığı ilgilendirecek evrensel bir boyuta taşımış. 30 yıl önce korkuları yüzünden kendisi ve dış dünya ile arasına kurduğu hayali duvarın benzerini, günümüzde insanların kendilerine benzemeyen herkese karşı kurduğunu söylüyor Waters. Din, etnik köken, ekonomik ve ideolojik temelli çatışmaların, her toplumda sadece ötekileştirmeyi kışkırttığını ve bu yüzden savaşların sonunun gelmediğini söylüyor. Bu düşüncesini insanlara aktarmak için de konserde çok etkili bir yöntem kullanıyor. “Goodbye Blue SkyGoodbye Blue Sky” çalarken, duvar şeklindeki dev ekranda bombardıman uçağı B52’lerden bomba yerine bazı semboller atıldığını görüyorsunuz. Bunlar arasında, haç, orak çekiç, Mercedes ve Shell logoları, dolar işareti, ay ve yıldızın yanı sıra, Museviliğin sembolü olarak bilinen “Davud’un Yıldızı” da var. Beyaz fonda birbiri ardına kentlerin üzerine atılan kırmızı renkli bu semboller, bir süre sonra her yeri kırmızıya boyuyor. Bu görüntülerden hoşlanmayanlar oldu elbette. Örneğin ABD’nin ünlü Yahudi örgütü AntiDefamation LeagueAntiDefamation League ( ftira Karşıtı Birlik), Roger Waters’ı anti semitist olmakla suçladı. Waters ise, yanıt olarak, bu sembollerde gizli bir amaç olmadığını, asla belli bir grup insanı hedeflemediğini söyledi. *** MSG’de aynı hafta gittiğim ikinci konser GorillazGorillaz’ındı. Farklı türde müzikleri, çeşitli etnik kökenden müzisyenlerle yorumlayarak bir anlamda müzik aracılığıyla sahnede evrensel bir birlik kurdu Gorillaz. Lübnanlı müzisyenlerle ngilizleri, Amerikalıları aynı sahnede buluşturup, “White FlagWhite Flag” adlı şarkıda beyaz bayrak salladılar. Aşırı sağın Müslüman nüfusa karşı ırkçı söylemlerinin arttığı bir dönemde Amerika’da müzisyenlerin barış ve hoşgörü söylemleri çok önemli. Milyonlarca genç hayranı olan bu gruplar, kanımca Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilecek önemde işler yapıyorlar. Belki belli bir yaşın üzerindeki insanların düşüncelerini değiştirmek zor; ama dünyanın geleceğini kuracak genç beyinleri sağduyuya davet etmek mümkün. Keşke politikacılar da bu müzisyenler kadar sorumluluk sahibi olabilse... G www.zulalkalkandelen.comwww.zulalkalkandelen.com [email protected]@yahoo.com Ötekileştirmeye karşı müzik ZÜLAL KALKANDELEN Y akın tarihimiz için büyük önem taşıyan ancak detayları pek bilinmeyen bir olaydı 23 Aralık 1930’da öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın isyancı bir grup tarafından öldürülmesi. Yönetmen Faik Ahmet Akıncı, uzun uğraşlardan sonra Menemen olaylarını bir film haline getirdi. Tahmin edersiniz ki böyle bir filmi çekmek hem maddi hem de ideolojik sebeplerden pek kolay olmadı. Ancak Akıncı filmini tamamladı ve Kubilay filmi 29 Ekim’de 100 sinemada vizyona girmeyi bekliyor. Kubilay’ın hikâyesinde sizi en çok etkileyen Kubilay’ın hikâyesinde sizi en çok etkileyen neydi?neydi? Menemen Belediyesi için sinema günleri yaparken Kubilay’ın anma töreninde bulundum. lk orada gerçek anlamda hikâyesini öğrendim. Sonra Menemen Belediye Başkanı bana filmi yapmamı önerdi, Aziz Kocaoğlu da “Bu işin içinde sonuna kadar oluruz” dedi. Bunun üzerine zmir’de kaldım, olayın tutanaklarını okudum. Boğazlayan köyüne gittim. Manisa’da olayı yaşayanlarla görüştüm. Kubilay’ın kafasını kesenlerden biri olan Sütçü Mehmet, Boğazlayan köyündendi. Asıl amaçları Manisa’da Şeyh Sait isyanına benzer bir isyan başlatmak ama müritlerden biri kaçınca ihbar edileceğinden korkup isyanı Menemen’de başlatıyorlar. Burada en önemli kişilerden biri Manisa Valisi’dir, saltanat yanlısıdır. Düşman zmir’den denize dökülünce ngilizlerle birlikte kaçar. Sütçü Mehmet de onun abisidir. Girit’te, Türkiye’de isyan başlatmak için eğitim alır. Filmle birlikte bazı tarihi Filmle birlikte bazı tarihi gerçekler de ortaya çıkacakgerçekler de ortaya çıkacak sanırım.sanırım. Öncelikle Mustafa Kemal, “vatanı kurtar” diye Samsun’a gönderilmedi. Orada suikast düzenlenecekti. Son anda Berç Keresteciyan diye bir Ermeni tüm bunları haber verince Mustafa Kemal de varış saatini değiştirdi. Çanakkale Savaşı'nda bile on beş yaşında çocuklar vatanı kurtarmak için ölürken, saltanat konforundan en ufak bir ödün vermemişti. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın ardından yeni aydınlanma için Ali Haydar Taner ve Yunus Nadi'ye genç öğrencileri bulma görevi verdi. Kubilay da, dinden sanata, tarihe kadar pek çok şeyi öğretebilecek isimlerden biri olarak seçilmişti. Bu bilgilere ulaşmakta ne gibi sıkıntılar Bu bilgilere ulaşmakta ne gibi sıkıntılar yaşadınız?yaşadınız? Tarihi, parası ve lobisi olan yazıyor. Berç Keresteciyan tarihte hiç yazılmadı ama böyle biri Cumhuriyet döneminin milatlarından biri olan Menemen olayları yönetmen Faik Ahmet Akıncı tarafından sinemaya aktarıldı. Kubilay filmi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda vizyona girecek. TarihleTarihle buluşmabuluşma DEN Z ÜLKÜTEK N Faik Ahmet Akıncı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle