23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Deniz İçin Deniz Som kapı komşumdu gazetede. Okurlarla arasında doğrusu iyi bir iletişim kurmuştu köşesinde. Hatta diyebilirim ki, Vaziyet Cumhuriyet’in okurlara açık tek köşesiydi; okur orada nefes alıp veriyordu. Deniz Vaziyet’i başarıyla diri tuttu, dik tuttu, keskin tuttu, renkli tuttu, okurun en çok baktığı, okuduğu köşelerden biri yaptı. Epey uzun bir zamandır Deniz’in yokluğu dolaşıp duruyordu gazetede. Odası boş ve kapalı. Hüzün verici bir yalnızlık ve karanlık.. Hey, nerede bu adam! Ben ki ona “Deniz çok sigara içiyorsun, kapını kapalı tut, kendini zehirliyorsun, kanser olacaksın, bizi zehirleme bari” der dururdum. Köşelerimizde atışıp durduk sigara yüzünden, kapalı mekânlarda sigara yasağını savunan bize faşistler bile dedi! Beni üstelik ölümden korkmakla suçladı! Okurlar ve gazete yönetimi müdahale etti de, karşılıklı sustuk! Deniz’e küstüm bile! Ama gazeteye gelmeleri seyrelince ve odası kapalı kalınca uzun süre, bu kez Deniz’i arar oldum. Hey, nerede bu adam! Geçenlerde odasının kapısı açıktı. İçeri girdim. Masasının üzerinde kitaplar yığılıydı. Arkası, önü, yanı.. Bir deprem olsa, arkadaki kitap yığınının altından çıkamayacak gibiydi. Doğrusu bu, daha yakışıklı bir ölüm olabilirdi! Sandalyesine oturdum. Deniz’in gözüyle çevreyi algılamaya çalıştım. Birden, geçen yılların görüntüleri doldu odaya... Hastalığını duyunca yüreğime bir sızı saplanmış ve hemen soluğu odasında almıştım. Masasının yanında durmuştum, gözlerine bakıyordum, bir şey diyemiyordum, ne diyeceğimi bilemiyordum, sanki tutulmuştum. Saniyeler sonra nedense, sessizliği o bozdu, yüzüme baktı, gülümseyerek dedi ki: “Yok, akciğerdeki tümörün nedeni sigara değil...” Bir profesörün görüşünü naklediyordu... Merak ettim, kim, diye... Deniz sigarakolikti, ama doktorların kendisine “bebeklerinki gibi pemboş akciğerlerin var...” dediğini söylemişti bana. Demiştim ki: Ya kendini kandırıyorsun ya da doktorların yanılıyor olabilir... Sigaranın verdiği zararı akciğerlerde görmemek mümkün olabilir mi, bilmem. Ama sigara bakmışsın genetiğine hasar vermiş... Nedense, sigara ile hastalığı arasında bağlantı kurmaya kesinlikle yanaşmadı ama hastalığı ortaya çıkınca sigarayı da bıraktı hemen... İlk tedaviden sonra görüştüğümüzde, “İçimdeki hayvanı tepeledim” demişti! Görüntüler üst üste bindi, Cağaloğlu’ndaki bina, toplantılar, konuşmalar ve türlü çeşitli bir dizi şey. Karmakarışık. 12 Eylül sonrası gazeteciliğin, Cumhuriyet’teki parlak yıldızıydı Deniz. Haberlerinde askerlere ve uygulamalarına karşı eleştiriyi haberin içine yedirirdi, herkes anlardı, merakla beklerdi Deniz’in haberlerini, satır içlerine sinmiş eleştirileri okumak için. “Türban” ve “Bilim, Toplum ve İnsana Bakış” kitaplarımın kapak resimlerini düzenlemişti! Sonra birden görüntüler bıçak gibi kesildi odasında. Sessizlik. Odasıyla baş başa kaldım. Sonra kalktım. Vaziyet budur Deniz! Vaziyetsiz bir gazete bıraktın bize. Eksildik ve yoksullaştık. Renklerimizden biri soldu! Ama biliyoruz ki, kayıpların, gidenlerin, görevini tamamlayanların yerini yeni Deniz’ler alacak. Hep böyle değil mi! Cumhuriyetin kazanımlarını sonuna kadar savunmakta amansız, çok çalışkan, düşüncelerinde ve yapmak istediklerinde keçi gibi inatçı, sapına kadar Cumhuriyetçi bir arkadaşımızı yitirdik... Deniz’i sonsuzluğa uğurladık dün.. Ama Deniz dolaşıp duracak aramızda; arkadaşları, tanıdıkları, sevenleri yaşadığı ve onu andığı sürece... Hayat ve ölüm, işte böyle bir şey.. obursali@cumhuriyet.com.tr GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada yeraltında ölen işçileri kurtaramadığımıza, bırakın kurtarmayı, ölülerini bile çıkaramadığımıza bakmayın, diyordu. Şili’de 700 metre toprak altındaki 33 işçiyi burunları kanamadan yaşama döndüren operasyon mu? Dedi ki: Dik âlâsını burada yapar, üç günde çıkarırdık! Çalışma Bakanımız Ömer Dinçer bu açıklamasıyla bir kez daha yandaşlara ne mutlu AKP iktidarında yaşayanlara dedirtti... Ne ki Tarım Bakanı Mehdi Eker bir demeciyle bakandaşını solladı. Günlerdir halkın pahalı et demesiyle ilgili haberler, yorumlar, demeçler gırla. Bir ara AKP hükümeti sayesinde Türkiye’de hayvancılığın artık değil halkı, besicilik yapanları bile doyurmadığına değinen kısa ömürlü demeçler de yayımlandı. Hükümetin dünya çapında ilgi ve beğeniyle izlenen; ne çare halkımızı ezen sosyal ve ekonomi politikalarını eleştirdiği ve tabii halkımızın kafasını bulandırdığı için ufak bir uyarıdan sonra bu demeçlerin devamı gelmedi. Tam “Sen aklınla bin yaşa Çalışma Bakanımız” diyecekken; övgülere layık bir başka açıklama bir başka bakandan geldi. Konu artık ulusallaştı. Şuradan buradan tonlarla et ithal ediliyor ama.. fiyatlar bir türlü düşmüyor diyenlerin giderek çoğaldığı sırada… …Tarım Bakanımız “et fiyatlarının neden yüksek olduğunu” politik, ekonomik, sosyal içerikte bir demeçle açıklayıverdi. “Et fiyatlarının onca ithalata karşın bir türlü inmemesinin nedeni” dedi: “…Refahın, gelirin giderek artmasıdır!” “Nasıl yani?” Çok basit, dedi Bakan: “Dünya ekonomisini sarsan kriz bitti mi?” “Bitti!” “Gelir seviyesi yükseldi mi?” “Evet?” “Gelir seviyesi yükselince ne olur? Gelir, bol gelir…” “Evet?” “Gelir çoğalınca, tabii et alanlar da çoğaldı. Gelir çok, et bol. Et fiyatları da bu nedenle düşmedi, düşmüyor!” Pek çok konuda kafayı yediğimiz için bakanlarımızın derin içerikteki açıklamaları fazla etkilemedi toplumu. Türban şuraya girer, buraya girmez! Bırakınız bu anlamsız tartışmaları. Bakın neden: Kaşını oynatsa kararname, kulağını kaşısa yönetmelik.. muhalefetin karşı çıktığı bir konuda parmağını oynatsa bir yasa hazırlatan, olmadı anayasa değişikliğine giden.. muhterem büyüğümüz var ya, büyüğümüz. Nihayet dayanamadı. Çankaya Köşkü’nde türban tartışmalarını bir darbede kesip gündem dışına atacak sağlam bir kanıt gösteriverdi. “ABD’de Beyaz Saray’a (türbanla) giriyoruz. Kimse rahatsız olmuyor… Bizimkiler (Çankaya’da türbandan) neden rahatsız oluyor?” dedi. Gel de RTE’ye ABD dünya devleti... Her gün Beyaz Saray’ı değişik ülkelerden çeşitli renkte, üstelik kimileri ülkelerinin ulusal giysileriyle devlethükümet başkanlarının ziyaret ettiğini… …ya da geçende bir uluslararası toplantıya bir temsilcinin ülkesinin ulusal bir geleneği uyarınca çıplak geldiğini.. ama Avrupa’da, ABD’de yetkililerin resmi konukları kapı dışarı ettiğini… …eleştirdiğine tanık olmadığımızı, anlatabilirsen anlat! Beyaz Saray protokol gereği; Afrikalı devlet başkanlarını alacalı bulacalı yarı çıplak, ulusal giysileriyle kabul ettiği gibi; türbanlı Emine Hanım’la Hayrünnisa Hanım’ın türbanlı başlarından rahatsız olsa bile, olduğunu elbette duyumsatmıyor. CHP gibi bir parti türbanlı Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılalım mı katılmayalım mı diye Kararsız Kasım davranışları sergileye dursun… …Üniversitede türbana özgürlük ama.. ha bak, kamuda, ilk ve orta öğrenimde türban zinhar olmaz diyen, bu konuda üstelik AKP hükümetinden ‘garanti’ istemeye hazırlanan yarım ağız açıklamalar yapsın… …RTE, türbanlı kafaların yakın gelecekte kamuda da görünebileceğinin ilk işaretini verdi bile. “Bu alanlar” dediği Köşk gibi kamusal alan sayılan “Bu alanlar; bizim alanımızdır, halkın alanıdır, cumhurun alanıdır. Cumhurun (halkın) giremediği bir yer olmaz. Birine girsin, birine girmesin olmaz” dedi. Üslubu bu RTE’nin. Önce böyle kapalı, söylüyor; sonra yavaş yavaş asıl amacına uygun açıklamalara geçiyor. Türbanlı avukat, doktor, yargıç. Cumhur bunlar... Neden kamuda, mahkemelere, hastaneye girip görev yapmasın diyeceği, hep bir ağızdan diyecekleri günler de uzak değil. Zira türban kamuya koşar adım! Köşk’teki resepsiyonları bire indirmenin nedenini Çankaya’daki AKP’liye sordular. “…Göreceksiniz orada!” diye soruyu yanıtladı.. …Daha türbanlı ne günler göreceksiniz çocuklar der gibi… SAYFA 17 EK M 2010 PAZARCUMHUR YET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Ekim Oslo B 6 Helsinki B 6 Stockholm B 7 Londra B 10 AmsterdamY 9 Brüksel B 8 Paris Y 9 Bonn Y 11 Münih Y 11 Berlin Y 7 Budapeşte B 12 Madrid PB 16 Viyana Y 10 Belgrad Y 13 Sofya Y 15 Roma Y 18 Atina Y 22 Zürih Y 7 Moskova B 4 Aşkabat PB 35 Taşkent B 26 Baku Y 20 Bişkek PB 24 Tiflis Y 16 Kahire B 30 Şam B 26 Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu Marmara, Ege, Batı Ak deniz, Doğu Akdeniz, İç Anadolu’nun doğusu, Karadeniz, Doğu Ana dolu’nun kuzey ve do ğusu ile Eskişehir, Ma latya, Bingöl ve Elazığ çevreleri aralıklı sağa nak ve gök gürültülü sağanak yağmurlu ge çecek. Yağışların Edir ne ve Çanakkale çev relerinde kuvvetli ol ması bekleniyor. Hava sıcaklığı batı kesimlerde 24 derece artacak, di ğer yerlerde ise 13 de rece azalacak. İstanbul Y 22 Edirne Y 19 Kocaeli Y 22 Çanakkale Y 21 İzmir Y 23 Manisa Y 23 Denizli Y 25 Zonguldak Y 20 Sinop Y 19 Samsun Y 22 Trabzon Y 22 Giresun Y 20 Ankara B 21 Eskişehir Y 21 Konya B 24 Sıvas Y 19 Antalya Y 26 Adana Y 27 Mersin B 28 Diyarbakır B 28 Şanlıurfa B 27 Mardin B 24 Siirt B 28 Hakkâri Y 17 Van Y 18 Kars Y 17 ‘Bir arada yaşam için’ 12’si BDP’li belediye başkanı 151 kişinin davası yarın görülecek KCK davası başlıyor İstanbul Haber Servisi ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ve BDP Eşbaşkanı Gülten Kışa nak’ın katılımıyla düzenlediği “Kürt Sorunu ve Bir Arada Yaşam” konulu çalıştayda, BDP’nin demokratik özerklik projesi, Kürt sorununun çözümü ve bir arada yaşam için atılması gereken adımlar tartışıldı. Galatasaray’daki Cezayir Lo kantası’nda gerçekleştirilen “Kürt Sorunu Çalıştayı”nda bir konuşma yapan Taş, bir ara da yaşamı savunmak için atılması gerekli en önemli adımlardan birinin, “silahın ve şiddetin tü müyle devre dışı bırakılması” gerektiğini ifade ederek, “Ça tışmasızlık halinin kalıcılaş masında olanak tanımak için devletin siyasiaskeri operas yonlara PKK’nin de silahlı ey lemlere son vermesi gerek mektedir” dedi. ‘Çözüm tasfiye değil’ Taş, AKP’nin Kürt sorununda hızlı bir trafik içinde olduğuna dikkat çekerek “Kürt sorunun da ‘elimden geleni yaptım’ an layışında olan AKP yeni bir as kerisiyasi tasfiye süreci geliş tirme hazırlığında. Çözüm Kürt halkının meşru temsilci lerinin tasfiyesinden değil, on ların çözüm sürecinin parçası haline getirilmesinden geç mektedir. Bu açıdan 18 Ekim Salı günü görülecek olan KCK davasında Kürtlerin demo kratik siyasal temsilcilerinin serbest bırakılması önemlidir” diye konuştu. ÖDP’nin Kürt sorununun çö zümü ve bir arada yaşam için önerilerinden bazıları şöyle: Siyasi Partiler ve Seçim Ya sası değiştirilmeli, demokra tikleştirilmeli, seçim barajı kal dırılmalı, temsilde adalet ve eşitlik sağlanmalıdır. Anadilde eğitim talebi kar şılanmalı, düşünce ifade öz gürlükleri güvence altına alın malı, siyasi yasaklar tümden kaldırılmalıdır. Koruculuk sis temi kaldırılmalıdır. ‘Türkiye’nin sorunu’ BDP Eşbaşkanı Gülten Kışa nak, “demokratik özerkliğin” tüm kesimlerle ele alınması ge reken bir proje olduğunu belirt ti. Yerel yönetim temelli bir yö netimi savunduklarını anlatan Kışanak, “Bu sorun etnik ya pıya dayanan bir sorun değil dir. Bu sorun tüm Türkiyeli lerin sorunudur” diye konuştu. Çalıştaya BDP Milletvekili Se bahat Tuncel, TMMOB Başka nı Mehmet Soğancı, TMMOB yönetiminden Metin Bakkalcı ve çok sayıda yazar, gazeteci, meslek odası temsilcileri katıldı. DİYARBAKIR/İSTANBUL (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin kent yapılanması KCK TM davasında aralarında 12 BDP’li belediye başkanının da bulunduğu 103’ü tutuklu 151 sa nığın yargılanmasına yarın baş lanacak. Dava sanıklarının Kürt çe savunma yapacakları belirti lirken davayı izlemek için birçok heyet Diyarbakır’a gitti. Dava öncesi Diyarbakır ve İstanbul’da tutukluların serbest bırakılması için eylem yapıldı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mah kemesi’nde görülecek davanın ilk duruşmasında, sanıklar yazı lı ve sözlü savunmalarını Kürtçe yapacağı, zaman kaybına yol aç mamak için 7 bin 587 sayfalık id dianamenin okunmasını isteme yecekleri belirtildi. Dava nede niyle Diyarbakır Adliyesi’ndeki salonların yetersiz olması dola yısıyla adliye koridorlarını bir birine bağlayan geniş havalan dırma alanına yeni bir salon inşa edildi. Salona ses ve görüntü sis temi kurulurken içeriye gazete ciler dışında 80 izleyicinin alı nacağı ifade edildi. BDP Diyar bakır İl Başkanlığı da davayı ta kip etmek isteyenler için adliye binası yanındaki boş alana çadır kurdu. Davayı izlemek için Bel çikalı avukatlardan oluşan bir heyet dün Diyarbakır’a gitti ve heyet, İHD Diyarbakır Şubesi’ni ziyaret etti. Brüksel Barosu avu katlarından Joke Callewaert, Olivier Stein ve Selma Benk helifa, İHD Şube Sekreteri Raci Bilici’den dava hakkında bilgi al dı. Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) Başkanı Souhayr Belhassen, beraberin deki İnsan Hakları Savunucula rının Korunması İçin Gözlem Programı Başkanı Alexandra Pomeon ve avukat Martin Pra del ile birlikte bugün Diyarba kır’da davaya ilişkin bir basın top lantısı düzenleyecek. Almanya Sol Parti üyelerinden oluşan bir heyet de bugün davaya ilişkin çe şitli sivil toplum örgütleriyle gö rüşecek. Alman heyette AP üye si Jürgen Klute, Federal Meclis üyesi Ingrid Remmers, Kuzey RenVestfalya Eyalet Meclisi üyesi Hamide Akbayır ve birçok bölge belediye meclis üyesinin yer aldığı bildirildi. Sağcı söy lemleriyle bilinen Avusturya Öz gürlük Partisi’nin (FPÖ) oluş turduğu bir heyet de davayı izle mek için kente gitti. Heyetin baş kanı Viyana Eyalet Meclisi üye si Johann Herzog, “Kürt soru nu, sadece solcular, sosyal de mokratlar veya Yeşiller’i ilgi lendiriyor değil, sorun hepi mizi ilgilendiriyor. Kürtlerin gördüğü baskılar bütün insan lığın sorunudur” dedi. İstanbul’da da eylem İstanbul Barış İçin Kadın Gi rişimi de operasyon kapsamında tutuklanan kadınların serbest bı rakılmasını istedi. Eylemciler, taleplerini Galatasaray Postane si’nden Adalet Bakanlığı’na faks la gönderdi. HAKKÂRİ (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri’deki mayın patlamasında annesi ölen ve kendisi yaralanan 15 aylık Zey nep Kurt evine döndü. Hakkâri’nin Geçitli köyü ya kınlarında 16 Eylül’de bir mini büsün geçişi sırasında meydana gelen patlamada yaralanan ve İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde 29 gün tedavi gören Zeynep bebek evine dön dü. Zeynep Kurt, amcası Yalçın Kurt tarafından özel araçla Hakkâri’ye getirildi. Dedesi Cazım Kurt’un evinde babası Hamit, ninesi Sabriye ve ya kınları tarafından kurban kesile rek karşılanan Zeynep bebek, araçtan çıkarıldıktan sonra kar şısında gördüğü babasına sarıla rak hasret giderdi. ÖDP’nin Kürt sorununa çözüm ve şiddetin son bulması amacıyla düzenlediği çalıştaya BDP’li Kışanak da katıldı. Çalıştayda “Silahların susmalı’ denildi ‘Tutuklular serbest bırakılsın’ Diyarbakır Barosu, Ticaret ve Sanayi Odası, Eğitim Sen ve nsan Hakları Derneği şubelerinin de yer aldığı 63 sivil toplum kuruluşu da davaya ilişkin dün Sümer park’ta ortak bir basın açıklaması yaptı. Ortak açıkla mayı okuyan Diyarbakır Veteriner Hekimler Odası Başkanı Denizhan Kurt, tutukluların bir an önce ser best bırakılmasını istedi. (Fotoğraf: AA) Zeynep babasına kavuştu Kızına kavuşmanın sevincini yaşadığını gazetecilere anlatan baba Kurt, bir aydır göremediği kızını çok özlediğini söyledi. Hamit Kurt, “Kızımı annesiz bıraktılar. Bunu annesiz bırakanlara da Allah böyle acı gös tersin. Bütün Türkiye’ye sesleniyorum: Bu olayı işleyen faillerin bir an ön ce bulunmasını istiyorum. Bu kızın ne günahı vardı?” dedi. (Fotoğraf: AA) ‘Kızımı annesiz bıraktılar’ Karayılan’dan Kandil’e davet Haber Merkezi Terör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, Dani marka polisinin Roj TV’yle ilgili soruşturmasına hazır olduklarını ve Kandil’in kapılarının kendi lerine açık olduğunu belirtti. Karayılan, Dani marka polisini Kandil’e davet ederek, “Buraya gelsinler, diledikleri gibi soruşturma yapsınlar. Biz kendilerine her türlü imkânı sunarız” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle