Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
böylece doğal bir işbölümü gelişiyor.
Yaşayarak da görüyoruz; bir işe iki kişi el atar-
sa daha yavaş yürüyor.
Benim hemen üstlendiğim başlıca iş; marul ve
maydanoz yıkamak oldu.
Öyle marul-maydanoz deyip geçmeyin; eğer
gördüğünüz başlıca yeşillik bunlarsa, onlardan ne-
ler üretmezsiniz...
Şöyle bir eli örten marul üzerinden sular da ak-
maya başlayınca şeklini iyice belli eder. Girinti çı-
kıntıları... Çizgi çizgi damarları. Yeşilin tonlarından
beyaza uzanan dalgalanmaları... İnsanı bir anda
alır, metrelerce yüksekten bereketli bir toprak par-
çasına bakış iklimine sürükler.
Uç kısımlarından ortasına doğru kalınlaşan da-
marlar bir akarsuyun ana yatağa, daha büyük bir
ırmağa doğru koşması gibidir. Yaprak uçlarını, ka-
ranın birden bittiği deniz kıyısına benzetebilirsiniz.
Sürekli kıvrımlar da alın size engebeli bir arazi par-
çası... Kıvrım diplerinde birikmiş toprakçıkları da
bu durumda elbet yadırgamamak gerek. Oralar-
da su damlacıklarının yer etmesi de tabii ki ma-
rul barajlarının su toplama havzasından başka bir-
şey değil.
Bir demet maydanoz, hayal gücüne maydanoz
olur. Şöyle suya tutup silkeledin mi; coğrafyalar-
dan coğrafya beğen. Orta halli bir hayal kurmak
gerekirse kalınca bir maydanoz demeti; Amazon
ormanlarında yüksekçe bir ağaçtan, daha alçak
ağaçlarla dolu bir bölgeye bakış gibidir.
Biraz silkeleyince dantel yaprakçıklar rüzgârda
danseden yüklü dalları andırırlar. Sanki tek tipmiş
gibi görünür ama, hiçbir yaprak ötekine benzemez.
Doğadaki her bitki gibi suyu gördükçe dirileşir, ta-
zelenir.
Bazen de her maydanoz dalı yukarı uzanmış,
parmaklarını iyiye açmış eller gibi gelir... Onlarca
el...
Hayal gücünün sınırları yok. Parmaklıkların
arasına koymanız da olanaksız. İnsanın hayal gü-
cünü ancak bir kişi sınırlayabilir:
Kendisi!
Demiş ya usta; görmesen bile denizi, yukarıya
çevir yüzü...
Dışarıyla en yüksek düzeyli ve en hareketli bağ-
lantımız, uçaklar. Beyaz bir balina gibi bulutların
arasından süzülüp gidiyorlar.
Ağustos ortasının bir başka rengi de leylekler ol-
du. Sanıyorum göç yollarının üzerindeyiz. Bazen
yüzlercesi birden beyaz bulutların arasında nakış
işleyip gidiyor. Elbet o an Türkçeden yardım is-
teyip mırıldanmamak olmaz:
- Leyleği havada gördük!
Ne güzel deyimdir!
En kalıcı dostlarımızsa bulutlar. Onları bir baş-
ka zaman ayrıca anlatmak gerek. “Balbayca” söz-
lüğe baktım; bulut sözcüğü bulmaktan geliyor. Ör-
neğin yapıt gibi bulut da bir şey bulmak, bir an-
lam bulmak anlamında.
Geçen gün bulutları izlerken içimdeki odaların
birinden taa derinden bir şiir sesi yükseldi. Lise-
de mi ezberlemiştim ne!
Bakıp imreniyorum akınına
Şehrin üzerinden geçen bulutların
Belki de gidiyorlar yakınına
İçimizde taşıdığımız umutların.
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Geçmiş zar zor anımsanıyor Kuzey Kıbrıs’ta.
AKP iktidarı sayesinde KKTC, Türkiye’ye benzedi...
Orada da artık cami, Kuran kursları, okullarda din
eğitimi tartışmaları yaşanıyor.
Atatürkçü aydınlığa karşı sesler yükseliyor. “Rum-
lara ayıp olur. Rumları gücendirir” diye heykeli
eleştiriliyor.
Topluma Türkiye düşmanlığını aşılayarak, Türki-
ye’yi anavatan saymadığını ilan eden ve AKP hü-
kümetinin devlet olanaklarını kullanarak destekle-
diği… oldubitti bir seçimle Cumhurbaşkanlığı kol-
tuğunu yakalayan “münkir” MA Talat; geçenlerde
Milli Egemenlik Anıtı adı verilen… Kıbrıs Rum kesi-
mini Lefkoşa’ya bağlayan Metehan sınır kapısına ya-
kın bir yerdeki Atatürk heykelinin açılış törenine ka-
tılmamak için… -Ada basınının yazdığına göre- “İs-
tanbul’a kaçtı,” RTE yalakası Star gazetesinde
Kıbrıs sorununu konuşma bahanesiyle.
Diplomaside de iç siyasette de AKP iktidarının kuy-
ruğuna takılan emre amade bir adam; elbette
Rumları gücendirmekten kaçınacak. Kuşkusuz
Rum egemenliğine razı, bağımsız bir devlet olma-
ya da karşı duracak!
Neyse ki Kuzey Kıbrıs’ta hâlâ davaya da Türkiye’ye
de ihanete şapka çıkarmayanlar, Türkiye gerçeği-
ni unutmayanlar yaşıyor. Örneğin davanın simgesi:
Rauf Denktaş gibi...
Törende konuşan Denktaş; “Atatürk heykeline kar-
şı çıkanlara, beğenmeyenlere” sesleniyor:
“İşte Rum kesimi ile kapılar açık. Beğenmeyen git-
mekte serbesttir.”
Ne çare, “Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” sloga-
nı bir yokmuş, bir varmış diye anlatılmaya başlanan
bir masal.
Kıbrıs yakınımızda ama artık uzağımızda!
Beğenmeyenler işte kapı açık, Rum kesimine git-
sinler ha?
Güldürmeyin insanı. Gitmezler... Rahat yaşam, bol
maaş kadar fazla mesai alınan başka ülke yok...
Hangi kaynaklarla sağlanıyor bu olanak? Kuzey
Kıbrıs’ın üç buçuk liralık kumar turizmi ile mi? Ün-
lü hellim peynirinin dışsatımıyla mı? Avrupa pazar-
larına açılamayan narenciye gibi tarım ürünleriyle mi?
KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar, gerçeği, kimi ya-
zar ve siyasetçiyi barındıran ihanet şebekelerinin yü-
züne vurdu. 1974’ten beri hız kesmeden, yıllardır sü-
regelen Türkiye gerçeğini...
Dedi ki; “Türkiye yardımları sürekli arttırmak zorunda
kalıyor. Yatırımlarla birlikte yardım bu yıl 850 milyon
liraya çıktı. Türkiye’yi ekonomik ve mali durumu dü-
zelteceğiz diye kandırdılar.
2.7 milyar liralık bütçede gelirler sadece 1.7 mil-
yar. Son yıllarda kamuya 5400 yeni istihdam ekle-
diler. Ekonominin bir de siyasi sonucu var; Rumlar-
dan birleşmekten söz ediliyor. Bu halde birleşirsek,
Rum ekonomisi bizi hap gibi yutar...”
Evet, açıklanan rakamlara göre Kuzey Kıbrıs, Tür-
kiye’nin beş sente muhtaç olduğu dar zamanların-
da bile gönderdiği yardımlardan yararlanıyor.
Maaş ve fazla mesai cenneti!
Örneğin kimi doktorların aylık geliri 12 bin 500 TL.
Sivil havacılık memurunun aylık maaşı brüt 5 bin 230
TL’ye brüt 7 bin 827 TL ek mesai... Gümrük me-
murunun maaşı brüt 5 bin 230 TL’ye brüt 3 bin 19
TL ek mesai… bir liman memurunun maaşı 3 bin
505, mesai olarak 3 bin 505 ek... Örnekler çoğaltı-
labilir.
Resmi açıklamalara göre, kamudaki fazla mesailer
6 yılda 8 kat büyüdü.
Türkiye her yıl maddi yardımının yanı sıra yatırımlar
da yaptı. Asfalt yollar, binalar, su sıkıntısı çekilme-
sin diye göletler… Verir, yapar.
Yaşam rahattır KKTC’de... Yıllık gelir Türkiye
düzeyinin üstündedir.
Lakin bir kesim vardır ki KKTC’de; Rum kadar, bel-
ki Rum’dan daha fazla Türkiye düşmanıdır.
Koltuğa sahip olana kadar MA Talat’ın izlediği in-
kârcı politikalara sahip çıkan bir kesim. Türkiye’yi yad-
sır, askere işgalci, Türkiye’ye müstemlekeci der…
Der, demesine ama Türkiye yardımı kessin diye-
mez. Rumlara azınlık olma peşindedir. Kendi baş-
larına aydınlıkta bile yürüyemezler.
Fakat uyanık Kuzey Kıbrıs halkı, son genel seçimde
AKP’nin Kıbrıs şubesi MA Talat’a, inkârcı zihniye-
te, bu zihniyeti temsil eden Talat hükümetine ve par-
tisine izlediği politikaları sindiremediğini gösteren öy-
le bir tokat attı ki... okkalı bir Osmanlı tokadı!
Ama Türkiye’deki ağabeylerine, yalakalara, iktidar
yandaşlarına benzeyen o kesimin temsilcilerinin yüz-
leri bile kızarmadı.
[email protected]
İstanbul B 30
Edirne PB 32
Kocaeli B 29
Çanakkale B 30
İzmir A 34
Manisa A 35
Aydın A 38
Denizli A 36
Zonguldak PB 25
Sinop Y 25
Samsun Y 25
Trabzon Y 25
Giresun Y 25
Ankara B 30
Eskişehir B 29
Konya B 29
Sıvas A 36
Antalya A 38
Adana A 38
Mersin A 34
Diyarbakır A 37
Şanlıurfa A 38
Mardin A 35
Siirt A 37
Hakkâri B 28
Van B 25
Kars PB 23
Oslo B 21
Helsinki Y 19
Stockholm Y 19
Londra Y 19
Amsterdam Y 21
Brüksel Y 21
Paris PB 25
Bonn PB 23
Münih Y 28
Berlin Y 28
Budapeşte PB 23
Madrid A 38
Viyana PB 30
Belgrad B 31
Sofya B 29
Roma B 29
Atina B 31
Zürih Y 16
Moskova Y 16
Aşkabat Y 35
Astana PB 25
Taşkent A 36
Bakû A 23
Bişkek B 29
Tiflis PB 31
Kahire A 34
Şam A 38
Ülkemizin kuzey ke-
simleri parçalı bulutlu,
Orta ve Doğu Kara-
deniz kıyıları sağanak
ve gök gürültülü sağa-
nak, diğer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı ku-
zey ve iç kesimlerde 1-
2 derece azalacak, di-
ğer yerlerde önemli bir
değişiklik olmayacak.
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2009 CUMA
8 HABERLERİN DEVAMI
İBB Şehir Planlama Müdürlüğü, hazõrladõğõ raporla 3. köprüye karşõ çõktõ
‘İstanbul için önemli risk’
DENİZ TATARER
İstanbul Büyükşehir Belediye-
si Başkanõ Kadir Topbaş’õn 3.
köprünün Tarabya-Beykoz gü-
zergâhõnda inşa edileceğini açõk-
lamasõna karşõn İBB İmar ve Şe-
hircilik Daire Başkanlõğõ Şehir
Planlama Müdürlüğü’nün proje-
yi onaylamadõğõ ortaya çõktõ. Mü-
dürlükçe hazõrlanan 1/100 bin
Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni
Planõ Raporu’nda Boğaz’õn ka-
rayolu ile geçişinin kentin kuze-
yinde yapõlaşmaya neden olaca-
ğõ uyarõsõnda bulunularak “Ka-
rayolu ile sağlanmış bir Boğaz
geçişinin İstanbul’un kentsel
gelişimi açısından olumsuz so-
nuçları, Fatih Sultan Mehmet
(FSM) Köprüsü geçişi sonra-
sında deneyimlenmiştir. İstan-
bul’un doğal eşikleri benzer
bir süreci yaşayamayacak ka-
dar hasar görmüştür” denildi.
İmar ve Şehircilik Müdürlü-
ğü’nce hazõrlanan raporun “Ula-
şım Kararlarını Plan Kararla-
rı İle Uyumlu Olarak Geliştir-
mek” başlõklõ bölümünde ulaşõm
planõnõn “araçların değil insan-
ların ekonomik ve hızlı ulaşı-
mını” sağlayacak şekilde düzen-
lenmesi gerektiği vurgulanarak
“İstanbul genelinde demiryolu
ve denizyolu ağırlıklı, toplu ta-
şıma ağırlıklı bir ulaşım siste-
minin kurulması gerekir. Ku-
zeye gelişimi tetikleyecek, ken-
tin doğal-tarihi yapısını bozacak
ve uzun dönemde ilave ulaşım
sorunları oluşturacak ulaşım
kararlarından kaçınılmalıdır.
Son yıllarda birçok noktada
kuzeye doğru bir yayılmanın
başladığı görülmekte olup, bu
durum İstanbul için önemli bir
risk oluşturmaktadır” ifade-
sinde bulunuldu.
ELMALI VE ÖMERLİ
TEHDİT ALTINDA
Raporun “Karayolu Ulaşım
Sistemi” başlõklõ bölümünde ise
3. Köprü ile ilgili özetle şu çe-
kinceler dile getirildi: “TEM
Otoyolu boyunca kentin doğu-
su ile batısı arasında uzanan,
‘yağ lekesi’ şeklinde büyüyerek
doğal yapıyı tahrip eden, nite-
liksiz bir yapı stoku oluşturan
süreçlerin engellenmesi 1/100
bin ölçekli planda esas alın-
mıştır. Kentin kuzeye doğru
büyümesi halinde çevresel sür-
dürülebilirlik tehlikeye gire-
cek, organizmanın büyük zarar
görmesine yol açacaktır. Su
toplama havza alanlarının ve
ormanların daha fazla yok ol-
masına neden olacak gelişme-
lerden kaçınılması gerekir.”
İstanbul’un içme suyu ihtiya-
cõnõn yüzde 40’õnõ karşõlayan
Ömerli Barajõ ile kentin önemli
havzalarõndan Elmalõ Barajõ, 3.
köprü ve bağlantõ yollarõnõn inşasõ
sonrasõ oluşacak kirlilik nede-
niyle ciddi risk altõnda. Fatih Sul-
tan Mehmet Köprüsü’nün yapõmõ
ardõndan Ömerli Havzasõ çevre-
sinde bugün nüfusu 500 bini aşan
Samandõra ve Sultanbeyli gibi
çoğunluğu kaçak yapõlardan olu-
şan yeni yerleşim bölgeleri, 3.
köprünün geçeceği kentin kuzey
bölgesine doğru yayõlacak.
TMMOB Mimarlar Odasõ İs-
tanbul Büyükkent Şube Başkanõ
Eyüp Muhçu, TOKİ’nin güzer-
gâh seçiminde etkili olduğunu
ileri sürdü. Muhçu, “TOKİ ve di-
ğer girişimciler Çatalca, Siliv-
ri ve Büyükçekmece havzasının
imara açılması için çalışma yü-
rütüyor. 3. köprünün güzer-
gâhı bu talepleri karşılayacak
şekilde çizildi” dedi. 3. köprü pro-
jesinin 1/100 bin ölçekli planda
yer almamasõna karşõn köprü için
gerekli tüm altyapõnõn plana iş-
lendiğine de dikkat çeken Muhçu,
özetle şunlarõ dile getirdi: “1/100
binlik planda Silivri’ye yapıl-
ması planlanan havalimanı var.
Sahilde bir liman inşası öngö-
rülüyor. Çatalca bölgesinde ye-
ni yerleşim alanları oluşturuldu.
Köprünün Anadolu yakasın-
daki bölümünün Acaristan-
bul’un yakınından geçmesi de
ilgi çekicidir. Bu güzergâh, böl-
gede yeni yapılaşmalara, izin ve-
rileceği, Acaristanbulun da yı-
kılmayacağı anlamına gelir.”
Doğa Derneği ve TEMA Vak-
fõ’ndan yapõlan ortak açõklamada
ise 3. köprü projesine tepki gös-
terilerek “Bu tür yatırımlar ya-
pılmadan önce ‘İstanbul’u daha
ne kadar büyütmek istiyoruz’ so-
rusu yanıtlanmalıdır. Raylı sis-
temi ve deniz ulaşımını göz ar-
dı eden bu proje üstün kamu
yararına aykıdır” denildi.
İstanbul Haber Servisi - Gazetemizin baş-
yazarõ, Atatürk devrimlerinin ödünsüz savunu-
cusu Nadir Nadi, ölümünün 18’inci yõldönü-
münde Edirnekapõ Şehitliği’ndeki mezarõ başõnda
dün düzenlenen törenle anõldõ.
Nadir Nadi’nin anma törenine Cumhuriyet
Vakfõ İkinci Başkanõ Alev Coşkun, gazetemiz
İdare Müdürü Hüseyin Gürer, gazetemiz yazarõ
Şükran Soner’in de aralarõnda bulunduğu çok
sayõda çalõşanõmõz katõldõ. Törende konuşan
Coşkun, Nadir Nadi’nin gazeteyi kurumsallaş-
tõran kişi olduğunu anõmsatarak “Nadir Nadi,
aydınlanma felsefesinin gazetemizce özüm-
senmesine önemli katkı sunmuştur. Genç
yaşta babası Yunus Nadi ile birlikte Kuvayi
Milliye mücadelesinin içinde yer almıştır. Na-
dir Nadi, aldığı sosyoloji ve siyaset bilimi eği-
timi sonucu Cumhuriyet’in temel değerleri-
ni iyi anlamış ve aydınlanmanın yayılmasın-
da önemli yer edinmiştir. Nadir Nadi, gerçek
bir Atatürkçü, gerçek bir gazeteci ve gerçek
bir Kuvayi Milliyeciydi” diye konuştu.
Nadir Nadi’yi özlemle andõk
Çevreciler, hükümet üyelerinin anayasayõ ihlal suçu işlediklerini söyledi
Ormanlar madenciye teslim
D İ Y A R B A K I R
(Cumhuriyet Bürosu)
- İsveç futbol liglerinde
5 yõldõr faaliyet gösteren
ve Mardin’in Nusaybin
ilçesine bağlõ Girmeli
köyünün eski muhtarõ
Ramazan Kızıl tara-
fõndan kurulan takõmõn
kadrosunda 7 Nusay-
binli sporcu yer alõyor.
DalKurd, 2004’ten bu
yana İsveç’te katõldõğõ
bütün liglerde birinci
oldu.
İsveç sahalarõnda ba-
şarõlarõyla adõndan söz
ettiren oyuncularõn çok-
luğuyla dikkat çeken
futbol takõmõ DalKurd,
ligin bitmesine 7 hafta
kala birinci lige çõkma-
yõ garantiledi. Bugüne
kadar sadece üç kez ye-
nilgi yüzü gören takõmõn
antrenörlüğünü Hõrvat
Bernhard Brcic yapõ-
yor. Aynõ zamanda en-
ternasyonal bir takõm
niteliğindeki Dal-
Kurd’da 10’u aşkõn
ulustan oyuncu da top
koşturuyor. Takõmõn en
ünlü oyuncusu ise daha
önce Juventus ve Ba-
yern Münih’te oynamõş
olan Bosnalõ Nedim
Haliloviç.
İsveç ligler tarihinde
bir sezonda en çok gol
atan takõmõ olma unva-
nõnõ da elinde bulundu-
ran DalKurd, gelecek
sezonda birinci ligde
mücadele edecek.
DalKurd’un en önem-
li özelliği ise kurucusu
ve menajeri de dahil
futbolcularõnõn çoğunun
Mardin’in Nusaybin il-
çesine bağlõ Girmeli kö-
yünden olmasõ. Takõm,
17 yõl önce İsveç’e gi-
den Girmeli köyü eski
muhtarõ Ramazan Kõ-
zõl tarafõndan kurulmuş.
Takõmõn menajeri ise
Girmeli köyünden El-
van Cicen. Cicen, ken-
dilerinin fanatik PKK
taraftarlarõ olduğu yö-
nündeki eleştirilere tep-
ki göstererek “Oysa biz
bir spor kulübüyüz”
dedi.
Sahaya sarõ, kõrmõzõ,
yeşil ve beyaz renkler-
den oluşan formayla çõ-
kan ve formalarõnõn üs-
tünde Kuzey Irak Kürt
Yönetimi’nin bayrağõnõ
taşõyan DalKurd’un
Başkanõ Ramazan Kõ-
zõl’õn en büyük hedefi
ise gelecek yõllarda Av-
rupa kupa maçlarõnda
bir Türk takõmõyla eş-
leşmek. DalKurd Ku-
lübü’nün, çeşitli kate-
gorilerde tam 12 takõm-
da 105 futbolcusu bu-
lunuyor.
İsveç 1. liginde
Nusaybin takımı
İZMİT (Cumhuri-
yet) - İzmit’in Arõzlõ
mevkiinde, Irak’õn idam
edilen Devlet Başkanõ
Saddam Hüseyin dö-
neminde hibe ettiği pa-
rayla yapõlan deprem-
zede konutlarõndan ba-
zõlarõna bürokratlarõn
içindekileri çõkararak
yerleşmesine yönelik
protesto gösterisi Ko-
caeli İl Milli Eğitim Mü-
dürü Nevzat İspirli’nin
“çifte işgalinin” ortaya
çõkmasõnõ sağladõ.
İzmit’te depremzeler,
oturduklarõ konutlardan
çõkarõlarak kentteki bü-
rokratlara verilmesine
yönelik önceki gün pro-
testo gösterisi düzenledi.
Gösteri sõrasõnda dep-
remzedelerin konutlara
doğru yürürken gördük-
leri İspirli’ye, “Niye bu-
rada oturuyorsunuz bu
evler bizim için yapıl-
dı. Utan utan size ev mi
yok” diyerek tepki gös-
terdi. Protesto fotoğrafõ-
nõn gazetelerde yer al-
masõ üzerine gazeteleri
arayan yurttaşlar İspir-
li’nin Şişli’de bir loj-
manõ hukuksuz olarak
kullandõğõ bilgisini ver-
di. Erzurum Atatürk
Üniversitesi İlahiyat Fa-
kültesi mezunu olan İs-
pirli, 2003’te İstanbul
Şişli İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü görevinde
bulunmuştu. Tepkiler
üzerine İspirli’nin izne
çõktõğõ ileri sürüldü.
İlMilliEğitimMüdürü
İspirli’den ‘çifte işgal’
DALKURD 17 YIL ÖNCE KURULDU
Gazete-
miz çalı-
şanları Na-
dir Na-
di’nin me-
zarına kır-
mızı ka-
ranfiller ve
çelenk bı-
raktı. (Fo-
toğraf:
SERKAN
YILDIZ)
OZAN YAYMAN / ÖZCAN ÖZGÜR
İZMİR - MUĞLA- Yüksek mahkeme kararõna
karşõn orman alanlarõnõn maden işletmecilerince
kullanõmõna olanak tanõyan Bakanlar Kurulu kararõ
Resmi Gazete’de yayõmlandõ. Çevreciler ve hukuk-
çular, hükümet üyelerinin söz konusu uygulamayla
anayasayõ ihlal suçu işlediklerini belirterek Yargõtay
Başsavcõlõğõ ve Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nõn konuyla ilgili gecikmeksizin soruşturma baş-
latmasõ gerektiğini savunuyorlar.
İzmir Barosu avukatlarõndan Noyan Özkan, söz
konusu kararõ imzalayanlarõn anayasayõ ihlal suçu
işlediğini vurguladõ. “Ormanlık alanlarda maden-
cilik arama ve işletme faaliyetini önleyen son
Anayasa Mahkemesi ve Danıştay 8. Dairesi ka-
rarının arkasına dolanılmak ve hukuka karşı hi-
le yapılmak suretiyle orman yağmasına izin ve-
ren yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de ya-
yımlanmıştır” diyen Özkan, yaptõğõ açõklamada şu
görüşlere yer verdi: “Bu karara imza atan Cum-
hurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar anayasanın
hukuk devleti ilkesini ihlal etmek suretiyle Türk
Ceza Kanunu’nun 309. maddesinde düzenlenen
anayasayı ihlal suçunu işlemişlerdir.”
Özkan, Yargõtay Başsavcõlõğõ ve Ankara Cumhu-
riyet Başsavcõlõğõ’nõn konuyla ilgili gecikmeksizin
soruşturma başlatmasõ gerektiğini söyledi.
‘MUĞLA’NIN 3’TE 2’SİNE
MADEN ARAMA RUHSATI’
Diğer yandan CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr.
Gürol Ergin Enerji Bakanõ Taner Yıldız’dan
Muğla’da ne kadar alanda maden arama ruhsatõ ve-
rildiğini açõklamasõnõ istemişti. Ergin’in soru öner-
gesini yanõtlayan Yõldõz, Muğla ili yüzölçümünün
üçte ikilik bölümü olan 389 bin 852 hektar alanda
toplam 932 maden arama ruhsatõnõn verildiğini
açõkladõ. Ergin, “Bu Muğla ilinin yarısından faz-
lasının kazılması anlamına gelmektedir. Dehşet
verici bir durum. Muğla çok önemli turizm ve
arıcılık bölgesi. Bu kadar ruhsat cinayettir” dedi.
‘Hastaneme dokunma’
SES Bakırköy Şubesi üyeleri ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları
Hastanesi çalışanları, AKP iktidarının uygulamaları kapsamında has-
tanede tedavi gören hastaların özel tedavi merkezlerine sevk edilmesini
protesto etti. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalırkaları Hastanesi Ayakta
Tedavi Ünitesi (ATÜ) binası önünde toplanan çalışanlar, “Hastanemize
Hastalarımıza Sahip Çıkacağız” yazılı pankart ile “Bu Memleket Satı-
lık mı?”, “Hastaneme Dokunma” yazılı dövizleri taşıdı. ATÜ binası
önünden Başhekimlik binası önüne kadar yürüyüş düzenleyen çalışan-
lar, “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir”, “Hastane Halkındır Satıla-
maz” sloganlarını attı. Yürüyüşün ardından Başhekimlik binası önün-
de toplanan eylemciler adına basın açıklaması yapan SES Bakırköy Şu-
besi üyesi Ebru Erbulan, yaklaşık 2 ay önce kronik hastaların bir bölü-
münün heyet kararı ile taburcu edilerek Antalya’da özel bir huzurevi
ya da bakımevine sevk edildiğini söyledi. (Fotoğraf: HÜLYA KESKİN)