18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada böylece doğal bir işbölümü gelişiyor. Yaşayarak da görüyoruz; bir işe iki kişi el atar- sa daha yavaş yürüyor. Benim hemen üstlendiğim başlıca iş; marul ve maydanoz yıkamak oldu. Öyle marul-maydanoz deyip geçmeyin; eğer gördüğünüz başlıca yeşillik bunlarsa, onlardan ne- ler üretmezsiniz... Şöyle bir eli örten marul üzerinden sular da ak- maya başlayınca şeklini iyice belli eder. Girinti çı- kıntıları... Çizgi çizgi damarları. Yeşilin tonlarından beyaza uzanan dalgalanmaları... İnsanı bir anda alır, metrelerce yüksekten bereketli bir toprak par- çasına bakış iklimine sürükler. Uç kısımlarından ortasına doğru kalınlaşan da- marlar bir akarsuyun ana yatağa, daha büyük bir ırmağa doğru koşması gibidir. Yaprak uçlarını, ka- ranın birden bittiği deniz kıyısına benzetebilirsiniz. Sürekli kıvrımlar da alın size engebeli bir arazi par- çası... Kıvrım diplerinde birikmiş toprakçıkları da bu durumda elbet yadırgamamak gerek. Oralar- da su damlacıklarının yer etmesi de tabii ki ma- rul barajlarının su toplama havzasından başka bir- şey değil. Bir demet maydanoz, hayal gücüne maydanoz olur. Şöyle suya tutup silkeledin mi; coğrafyalar- dan coğrafya beğen. Orta halli bir hayal kurmak gerekirse kalınca bir maydanoz demeti; Amazon ormanlarında yüksekçe bir ağaçtan, daha alçak ağaçlarla dolu bir bölgeye bakış gibidir. Biraz silkeleyince dantel yaprakçıklar rüzgârda danseden yüklü dalları andırırlar. Sanki tek tipmiş gibi görünür ama, hiçbir yaprak ötekine benzemez. Doğadaki her bitki gibi suyu gördükçe dirileşir, ta- zelenir. Bazen de her maydanoz dalı yukarı uzanmış, parmaklarını iyiye açmış eller gibi gelir... Onlarca el... Hayal gücünün sınırları yok. Parmaklıkların arasına koymanız da olanaksız. İnsanın hayal gü- cünü ancak bir kişi sınırlayabilir: Kendisi! Demiş ya usta; görmesen bile denizi, yukarıya çevir yüzü... Dışarıyla en yüksek düzeyli ve en hareketli bağ- lantımız, uçaklar. Beyaz bir balina gibi bulutların arasından süzülüp gidiyorlar. Ağustos ortasının bir başka rengi de leylekler ol- du. Sanıyorum göç yollarının üzerindeyiz. Bazen yüzlercesi birden beyaz bulutların arasında nakış işleyip gidiyor. Elbet o an Türkçeden yardım is- teyip mırıldanmamak olmaz: - Leyleği havada gördük! Ne güzel deyimdir! En kalıcı dostlarımızsa bulutlar. Onları bir baş- ka zaman ayrıca anlatmak gerek. “Balbayca” söz- lüğe baktım; bulut sözcüğü bulmaktan geliyor. Ör- neğin yapıt gibi bulut da bir şey bulmak, bir an- lam bulmak anlamında. Geçen gün bulutları izlerken içimdeki odaların birinden taa derinden bir şiir sesi yükseldi. Lise- de mi ezberlemiştim ne! Bakıp imreniyorum akınına Şehrin üzerinden geçen bulutların Belki de gidiyorlar yakınına İçimizde taşıdığımız umutların. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Geçmiş zar zor anımsanıyor Kuzey Kıbrıs’ta. AKP iktidarı sayesinde KKTC, Türkiye’ye benzedi... Orada da artık cami, Kuran kursları, okullarda din eğitimi tartışmaları yaşanıyor. Atatürkçü aydınlığa karşı sesler yükseliyor. “Rum- lara ayıp olur. Rumları gücendirir” diye heykeli eleştiriliyor. Topluma Türkiye düşmanlığını aşılayarak, Türki- ye’yi anavatan saymadığını ilan eden ve AKP hü- kümetinin devlet olanaklarını kullanarak destekle- diği… oldubitti bir seçimle Cumhurbaşkanlığı kol- tuğunu yakalayan “münkir” MA Talat; geçenlerde Milli Egemenlik Anıtı adı verilen… Kıbrıs Rum kesi- mini Lefkoşa’ya bağlayan Metehan sınır kapısına ya- kın bir yerdeki Atatürk heykelinin açılış törenine ka- tılmamak için… -Ada basınının yazdığına göre- “İs- tanbul’a kaçtı,” RTE yalakası Star gazetesinde Kıbrıs sorununu konuşma bahanesiyle. Diplomaside de iç siyasette de AKP iktidarının kuy- ruğuna takılan emre amade bir adam; elbette Rumları gücendirmekten kaçınacak. Kuşkusuz Rum egemenliğine razı, bağımsız bir devlet olma- ya da karşı duracak! Neyse ki Kuzey Kıbrıs’ta hâlâ davaya da Türkiye’ye de ihanete şapka çıkarmayanlar, Türkiye gerçeği- ni unutmayanlar yaşıyor. Örneğin davanın simgesi: Rauf Denktaş gibi... Törende konuşan Denktaş; “Atatürk heykeline kar- şı çıkanlara, beğenmeyenlere” sesleniyor: “İşte Rum kesimi ile kapılar açık. Beğenmeyen git- mekte serbesttir.” Ne çare, “Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” sloga- nı bir yokmuş, bir varmış diye anlatılmaya başlanan bir masal. Kıbrıs yakınımızda ama artık uzağımızda! Beğenmeyenler işte kapı açık, Rum kesimine git- sinler ha? Güldürmeyin insanı. Gitmezler... Rahat yaşam, bol maaş kadar fazla mesai alınan başka ülke yok... Hangi kaynaklarla sağlanıyor bu olanak? Kuzey Kıbrıs’ın üç buçuk liralık kumar turizmi ile mi? Ün- lü hellim peynirinin dışsatımıyla mı? Avrupa pazar- larına açılamayan narenciye gibi tarım ürünleriyle mi? KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar, gerçeği, kimi ya- zar ve siyasetçiyi barındıran ihanet şebekelerinin yü- züne vurdu. 1974’ten beri hız kesmeden, yıllardır sü- regelen Türkiye gerçeğini... Dedi ki; “Türkiye yardımları sürekli arttırmak zorunda kalıyor. Yatırımlarla birlikte yardım bu yıl 850 milyon liraya çıktı. Türkiye’yi ekonomik ve mali durumu dü- zelteceğiz diye kandırdılar. 2.7 milyar liralık bütçede gelirler sadece 1.7 mil- yar. Son yıllarda kamuya 5400 yeni istihdam ekle- diler. Ekonominin bir de siyasi sonucu var; Rumlar- dan birleşmekten söz ediliyor. Bu halde birleşirsek, Rum ekonomisi bizi hap gibi yutar...” Evet, açıklanan rakamlara göre Kuzey Kıbrıs, Tür- kiye’nin beş sente muhtaç olduğu dar zamanların- da bile gönderdiği yardımlardan yararlanıyor. Maaş ve fazla mesai cenneti! Örneğin kimi doktorların aylık geliri 12 bin 500 TL. Sivil havacılık memurunun aylık maaşı brüt 5 bin 230 TL’ye brüt 7 bin 827 TL ek mesai... Gümrük me- murunun maaşı brüt 5 bin 230 TL’ye brüt 3 bin 19 TL ek mesai… bir liman memurunun maaşı 3 bin 505, mesai olarak 3 bin 505 ek... Örnekler çoğaltı- labilir. Resmi açıklamalara göre, kamudaki fazla mesailer 6 yılda 8 kat büyüdü. Türkiye her yıl maddi yardımının yanı sıra yatırımlar da yaptı. Asfalt yollar, binalar, su sıkıntısı çekilme- sin diye göletler… Verir, yapar. Yaşam rahattır KKTC’de... Yıllık gelir Türkiye düzeyinin üstündedir. Lakin bir kesim vardır ki KKTC’de; Rum kadar, bel- ki Rum’dan daha fazla Türkiye düşmanıdır. Koltuğa sahip olana kadar MA Talat’ın izlediği in- kârcı politikalara sahip çıkan bir kesim. Türkiye’yi yad- sır, askere işgalci, Türkiye’ye müstemlekeci der… Der, demesine ama Türkiye yardımı kessin diye- mez. Rumlara azınlık olma peşindedir. Kendi baş- larına aydınlıkta bile yürüyemezler. Fakat uyanık Kuzey Kıbrıs halkı, son genel seçimde AKP’nin Kıbrıs şubesi MA Talat’a, inkârcı zihniye- te, bu zihniyeti temsil eden Talat hükümetine ve par- tisine izlediği politikaları sindiremediğini gösteren öy- le bir tokat attı ki... okkalı bir Osmanlı tokadı! Ama Türkiye’deki ağabeylerine, yalakalara, iktidar yandaşlarına benzeyen o kesimin temsilcilerinin yüz- leri bile kızarmadı. [email protected] İstanbul B 30 Edirne PB 32 Kocaeli B 29 Çanakkale B 30 İzmir A 34 Manisa A 35 Aydın A 38 Denizli A 36 Zonguldak PB 25 Sinop Y 25 Samsun Y 25 Trabzon Y 25 Giresun Y 25 Ankara B 30 Eskişehir B 29 Konya B 29 Sıvas A 36 Antalya A 38 Adana A 38 Mersin A 34 Diyarbakır A 37 Şanlıurfa A 38 Mardin A 35 Siirt A 37 Hakkâri B 28 Van B 25 Kars PB 23 Oslo B 21 Helsinki Y 19 Stockholm Y 19 Londra Y 19 Amsterdam Y 21 Brüksel Y 21 Paris PB 25 Bonn PB 23 Münih Y 28 Berlin Y 28 Budapeşte PB 23 Madrid A 38 Viyana PB 30 Belgrad B 31 Sofya B 29 Roma B 29 Atina B 31 Zürih Y 16 Moskova Y 16 Aşkabat Y 35 Astana PB 25 Taşkent A 36 Bakû A 23 Bişkek B 29 Tiflis PB 31 Kahire A 34 Şam A 38 Ülkemizin kuzey ke- simleri parçalı bulutlu, Orta ve Doğu Kara- deniz kıyıları sağanak ve gök gürültülü sağa- nak, diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı ku- zey ve iç kesimlerde 1- 2 derece azalacak, di- ğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2009 CUMA 8 HABERLERİN DEVAMI İBB Şehir Planlama Müdürlüğü, hazõrladõğõ raporla 3. köprüye karşõ çõktõ ‘İstanbul için önemli risk’ DENİZ TATARER İstanbul Büyükşehir Belediye- si Başkanõ Kadir Topbaş’õn 3. köprünün Tarabya-Beykoz gü- zergâhõnda inşa edileceğini açõk- lamasõna karşõn İBB İmar ve Şe- hircilik Daire Başkanlõğõ Şehir Planlama Müdürlüğü’nün proje- yi onaylamadõğõ ortaya çõktõ. Mü- dürlükçe hazõrlanan 1/100 bin Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planõ Raporu’nda Boğaz’õn ka- rayolu ile geçişinin kentin kuze- yinde yapõlaşmaya neden olaca- ğõ uyarõsõnda bulunularak “Ka- rayolu ile sağlanmış bir Boğaz geçişinin İstanbul’un kentsel gelişimi açısından olumsuz so- nuçları, Fatih Sultan Mehmet (FSM) Köprüsü geçişi sonra- sında deneyimlenmiştir. İstan- bul’un doğal eşikleri benzer bir süreci yaşayamayacak ka- dar hasar görmüştür” denildi. İmar ve Şehircilik Müdürlü- ğü’nce hazõrlanan raporun “Ula- şım Kararlarını Plan Kararla- rı İle Uyumlu Olarak Geliştir- mek” başlõklõ bölümünde ulaşõm planõnõn “araçların değil insan- ların ekonomik ve hızlı ulaşı- mını” sağlayacak şekilde düzen- lenmesi gerektiği vurgulanarak “İstanbul genelinde demiryolu ve denizyolu ağırlıklı, toplu ta- şıma ağırlıklı bir ulaşım siste- minin kurulması gerekir. Ku- zeye gelişimi tetikleyecek, ken- tin doğal-tarihi yapısını bozacak ve uzun dönemde ilave ulaşım sorunları oluşturacak ulaşım kararlarından kaçınılmalıdır. Son yıllarda birçok noktada kuzeye doğru bir yayılmanın başladığı görülmekte olup, bu durum İstanbul için önemli bir risk oluşturmaktadır” ifade- sinde bulunuldu. ELMALI VE ÖMERLİ TEHDİT ALTINDA Raporun “Karayolu Ulaşım Sistemi” başlõklõ bölümünde ise 3. Köprü ile ilgili özetle şu çe- kinceler dile getirildi: “TEM Otoyolu boyunca kentin doğu- su ile batısı arasında uzanan, ‘yağ lekesi’ şeklinde büyüyerek doğal yapıyı tahrip eden, nite- liksiz bir yapı stoku oluşturan süreçlerin engellenmesi 1/100 bin ölçekli planda esas alın- mıştır. Kentin kuzeye doğru büyümesi halinde çevresel sür- dürülebilirlik tehlikeye gire- cek, organizmanın büyük zarar görmesine yol açacaktır. Su toplama havza alanlarının ve ormanların daha fazla yok ol- masına neden olacak gelişme- lerden kaçınılması gerekir.” İstanbul’un içme suyu ihtiya- cõnõn yüzde 40’õnõ karşõlayan Ömerli Barajõ ile kentin önemli havzalarõndan Elmalõ Barajõ, 3. köprü ve bağlantõ yollarõnõn inşasõ sonrasõ oluşacak kirlilik nede- niyle ciddi risk altõnda. Fatih Sul- tan Mehmet Köprüsü’nün yapõmõ ardõndan Ömerli Havzasõ çevre- sinde bugün nüfusu 500 bini aşan Samandõra ve Sultanbeyli gibi çoğunluğu kaçak yapõlardan olu- şan yeni yerleşim bölgeleri, 3. köprünün geçeceği kentin kuzey bölgesine doğru yayõlacak. TMMOB Mimarlar Odasõ İs- tanbul Büyükkent Şube Başkanõ Eyüp Muhçu, TOKİ’nin güzer- gâh seçiminde etkili olduğunu ileri sürdü. Muhçu, “TOKİ ve di- ğer girişimciler Çatalca, Siliv- ri ve Büyükçekmece havzasının imara açılması için çalışma yü- rütüyor. 3. köprünün güzer- gâhı bu talepleri karşılayacak şekilde çizildi” dedi. 3. köprü pro- jesinin 1/100 bin ölçekli planda yer almamasõna karşõn köprü için gerekli tüm altyapõnõn plana iş- lendiğine de dikkat çeken Muhçu, özetle şunlarõ dile getirdi: “1/100 binlik planda Silivri’ye yapıl- ması planlanan havalimanı var. Sahilde bir liman inşası öngö- rülüyor. Çatalca bölgesinde ye- ni yerleşim alanları oluşturuldu. Köprünün Anadolu yakasın- daki bölümünün Acaristan- bul’un yakınından geçmesi de ilgi çekicidir. Bu güzergâh, böl- gede yeni yapılaşmalara, izin ve- rileceği, Acaristanbulun da yı- kılmayacağı anlamına gelir.” Doğa Derneği ve TEMA Vak- fõ’ndan yapõlan ortak açõklamada ise 3. köprü projesine tepki gös- terilerek “Bu tür yatırımlar ya- pılmadan önce ‘İstanbul’u daha ne kadar büyütmek istiyoruz’ so- rusu yanıtlanmalıdır. Raylı sis- temi ve deniz ulaşımını göz ar- dı eden bu proje üstün kamu yararına aykıdır” denildi. İstanbul Haber Servisi - Gazetemizin baş- yazarõ, Atatürk devrimlerinin ödünsüz savunu- cusu Nadir Nadi, ölümünün 18’inci yõldönü- münde Edirnekapõ Şehitliği’ndeki mezarõ başõnda dün düzenlenen törenle anõldõ. Nadir Nadi’nin anma törenine Cumhuriyet Vakfõ İkinci Başkanõ Alev Coşkun, gazetemiz İdare Müdürü Hüseyin Gürer, gazetemiz yazarõ Şükran Soner’in de aralarõnda bulunduğu çok sayõda çalõşanõmõz katõldõ. Törende konuşan Coşkun, Nadir Nadi’nin gazeteyi kurumsallaş- tõran kişi olduğunu anõmsatarak “Nadir Nadi, aydınlanma felsefesinin gazetemizce özüm- senmesine önemli katkı sunmuştur. Genç yaşta babası Yunus Nadi ile birlikte Kuvayi Milliye mücadelesinin içinde yer almıştır. Na- dir Nadi, aldığı sosyoloji ve siyaset bilimi eği- timi sonucu Cumhuriyet’in temel değerleri- ni iyi anlamış ve aydınlanmanın yayılmasın- da önemli yer edinmiştir. Nadir Nadi, gerçek bir Atatürkçü, gerçek bir gazeteci ve gerçek bir Kuvayi Milliyeciydi” diye konuştu. Nadir Nadi’yi özlemle andõk Çevreciler, hükümet üyelerinin anayasayõ ihlal suçu işlediklerini söyledi Ormanlar madenciye teslim D İ Y A R B A K I R (Cumhuriyet Bürosu) - İsveç futbol liglerinde 5 yõldõr faaliyet gösteren ve Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlõ Girmeli köyünün eski muhtarõ Ramazan Kızıl tara- fõndan kurulan takõmõn kadrosunda 7 Nusay- binli sporcu yer alõyor. DalKurd, 2004’ten bu yana İsveç’te katõldõğõ bütün liglerde birinci oldu. İsveç sahalarõnda ba- şarõlarõyla adõndan söz ettiren oyuncularõn çok- luğuyla dikkat çeken futbol takõmõ DalKurd, ligin bitmesine 7 hafta kala birinci lige çõkma- yõ garantiledi. Bugüne kadar sadece üç kez ye- nilgi yüzü gören takõmõn antrenörlüğünü Hõrvat Bernhard Brcic yapõ- yor. Aynõ zamanda en- ternasyonal bir takõm niteliğindeki Dal- Kurd’da 10’u aşkõn ulustan oyuncu da top koşturuyor. Takõmõn en ünlü oyuncusu ise daha önce Juventus ve Ba- yern Münih’te oynamõş olan Bosnalõ Nedim Haliloviç. İsveç ligler tarihinde bir sezonda en çok gol atan takõmõ olma unva- nõnõ da elinde bulundu- ran DalKurd, gelecek sezonda birinci ligde mücadele edecek. DalKurd’un en önem- li özelliği ise kurucusu ve menajeri de dahil futbolcularõnõn çoğunun Mardin’in Nusaybin il- çesine bağlõ Girmeli kö- yünden olmasõ. Takõm, 17 yõl önce İsveç’e gi- den Girmeli köyü eski muhtarõ Ramazan Kõ- zõl tarafõndan kurulmuş. Takõmõn menajeri ise Girmeli köyünden El- van Cicen. Cicen, ken- dilerinin fanatik PKK taraftarlarõ olduğu yö- nündeki eleştirilere tep- ki göstererek “Oysa biz bir spor kulübüyüz” dedi. Sahaya sarõ, kõrmõzõ, yeşil ve beyaz renkler- den oluşan formayla çõ- kan ve formalarõnõn üs- tünde Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin bayrağõnõ taşõyan DalKurd’un Başkanõ Ramazan Kõ- zõl’õn en büyük hedefi ise gelecek yõllarda Av- rupa kupa maçlarõnda bir Türk takõmõyla eş- leşmek. DalKurd Ku- lübü’nün, çeşitli kate- gorilerde tam 12 takõm- da 105 futbolcusu bu- lunuyor. İsveç 1. liginde Nusaybin takımı İZMİT (Cumhuri- yet) - İzmit’in Arõzlõ mevkiinde, Irak’õn idam edilen Devlet Başkanõ Saddam Hüseyin dö- neminde hibe ettiği pa- rayla yapõlan deprem- zede konutlarõndan ba- zõlarõna bürokratlarõn içindekileri çõkararak yerleşmesine yönelik protesto gösterisi Ko- caeli İl Milli Eğitim Mü- dürü Nevzat İspirli’nin “çifte işgalinin” ortaya çõkmasõnõ sağladõ. İzmit’te depremzeler, oturduklarõ konutlardan çõkarõlarak kentteki bü- rokratlara verilmesine yönelik önceki gün pro- testo gösterisi düzenledi. Gösteri sõrasõnda dep- remzedelerin konutlara doğru yürürken gördük- leri İspirli’ye, “Niye bu- rada oturuyorsunuz bu evler bizim için yapıl- dı. Utan utan size ev mi yok” diyerek tepki gös- terdi. Protesto fotoğrafõ- nõn gazetelerde yer al- masõ üzerine gazeteleri arayan yurttaşlar İspir- li’nin Şişli’de bir loj- manõ hukuksuz olarak kullandõğõ bilgisini ver- di. Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fa- kültesi mezunu olan İs- pirli, 2003’te İstanbul Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevinde bulunmuştu. Tepkiler üzerine İspirli’nin izne çõktõğõ ileri sürüldü. İlMilliEğitimMüdürü İspirli’den ‘çifte işgal’ DALKURD 17 YIL ÖNCE KURULDU Gazete- miz çalı- şanları Na- dir Na- di’nin me- zarına kır- mızı ka- ranfiller ve çelenk bı- raktı. (Fo- toğraf: SERKAN YILDIZ) OZAN YAYMAN / ÖZCAN ÖZGÜR İZMİR - MUĞLA- Yüksek mahkeme kararõna karşõn orman alanlarõnõn maden işletmecilerince kullanõmõna olanak tanõyan Bakanlar Kurulu kararõ Resmi Gazete’de yayõmlandõ. Çevreciler ve hukuk- çular, hükümet üyelerinin söz konusu uygulamayla anayasayõ ihlal suçu işlediklerini belirterek Yargõtay Başsavcõlõğõ ve Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nõn konuyla ilgili gecikmeksizin soruşturma baş- latmasõ gerektiğini savunuyorlar. İzmir Barosu avukatlarõndan Noyan Özkan, söz konusu kararõ imzalayanlarõn anayasayõ ihlal suçu işlediğini vurguladõ. “Ormanlık alanlarda maden- cilik arama ve işletme faaliyetini önleyen son Anayasa Mahkemesi ve Danıştay 8. Dairesi ka- rarının arkasına dolanılmak ve hukuka karşı hi- le yapılmak suretiyle orman yağmasına izin ve- ren yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de ya- yımlanmıştır” diyen Özkan, yaptõğõ açõklamada şu görüşlere yer verdi: “Bu karara imza atan Cum- hurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar anayasanın hukuk devleti ilkesini ihlal etmek suretiyle Türk Ceza Kanunu’nun 309. maddesinde düzenlenen anayasayı ihlal suçunu işlemişlerdir.” Özkan, Yargõtay Başsavcõlõğõ ve Ankara Cumhu- riyet Başsavcõlõğõ’nõn konuyla ilgili gecikmeksizin soruşturma başlatmasõ gerektiğini söyledi. ‘MUĞLA’NIN 3’TE 2’SİNE MADEN ARAMA RUHSATI’ Diğer yandan CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Gürol Ergin Enerji Bakanõ Taner Yıldız’dan Muğla’da ne kadar alanda maden arama ruhsatõ ve- rildiğini açõklamasõnõ istemişti. Ergin’in soru öner- gesini yanõtlayan Yõldõz, Muğla ili yüzölçümünün üçte ikilik bölümü olan 389 bin 852 hektar alanda toplam 932 maden arama ruhsatõnõn verildiğini açõkladõ. Ergin, “Bu Muğla ilinin yarısından faz- lasının kazılması anlamına gelmektedir. Dehşet verici bir durum. Muğla çok önemli turizm ve arıcılık bölgesi. Bu kadar ruhsat cinayettir” dedi. ‘Hastaneme dokunma’ SES Bakırköy Şubesi üyeleri ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi çalışanları, AKP iktidarının uygulamaları kapsamında has- tanede tedavi gören hastaların özel tedavi merkezlerine sevk edilmesini protesto etti. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalırkaları Hastanesi Ayakta Tedavi Ünitesi (ATÜ) binası önünde toplanan çalışanlar, “Hastanemize Hastalarımıza Sahip Çıkacağız” yazılı pankart ile “Bu Memleket Satı- lık mı?”, “Hastaneme Dokunma” yazılı dövizleri taşıdı. ATÜ binası önünden Başhekimlik binası önüne kadar yürüyüş düzenleyen çalışan- lar, “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir”, “Hastane Halkındır Satıla- maz” sloganlarını attı. Yürüyüşün ardından Başhekimlik binası önün- de toplanan eylemciler adına basın açıklaması yapan SES Bakırköy Şu- besi üyesi Ebru Erbulan, yaklaşık 2 ay önce kronik hastaların bir bölü- münün heyet kararı ile taburcu edilerek Antalya’da özel bir huzurevi ya da bakımevine sevk edildiğini söyledi. (Fotoğraf: HÜLYA KESKİN)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle