Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2009 CUMA
10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
Ramazan Geldi, Hoş Geldi!
Ramazan geldi… Bu, benim
ağustosun sıcağındaki 3. ra-
mazanım! Ramazan gelmeden ön-
ce basında İslami haber ve yo-
rumlar da iyiden iyiye arttı.
Ordu Valisi Ali Kaban’ın pisu-
varlar konusundaki İslami fetva-
sından yine söz edecek değiliz. İlk
örneği, “Diş fırçalamak orucu bozar
mı bozmaz mı?” haberinden vere-
lim! Din İşleri Yüksek Kurulu’na
göre, diş fırçalamak bozmazmış.
Yeter ki diş macunu ya da su bo-
ğaza kaçmasınmış! Yine de tedbirli
olup dişler “imsak”tan önce, “if-
tar”dan sonra fırçalanmalıymış.
Kadınlar “regl (aybaşı)” oldukla-
rında oruç tutmamaları gerekirmiş.
Ama erkeklerin rüyada “ihtilam
(cinsel rüya ile boşalma)” durum-
larında oruçları bozulmazmış. Ah bu
ikinci sınıf kadınlar…
Fransa “burkini” olayı ile çalkala-
nıyor. Fransız Cumhurbaşkanı Ni-
colas Sarkozy Afganistan’daki gi-
bi “burka (çarşaf)” giyilmesini ya-
saklamıştı ya… Ama sonradan Müs-
lüman olan, 35 yaşın-
daki Carole adlı bir
Fransız kadın tutmuş,
“burka”yı mayo yerine
giyip bir yüzme havu-
zuna girince kıyamet
kopmuş. “Burka” ile “bi-
kini” sözcüklerinden tü-
retilen ve “burkini” adlı
mayosu ile havuza gir-
mesi engellenmiş. Ha-
vuz görevlileri, engelle-
meye bizdeki “haşe-
ma”nın benzeri “burkini”
ile havuza girmenin
“sağlıklı” olmadığını ge-
rekçe göstermişler.
Kadın “ayrımcılık ya-
pıldığı” için yasal hak-
larını arayacağını, so-
nuç alamazsa Fransa’yı
terk edeceğini söyle-
miş. Carole adlı hanım buyursun
gelsin Türkiye’ye, başımızın üze-
rinde yeri var…
Bir başka habere göre bazı kadın
kuruluşları, postayla reklam diye he-
diye olarak gönderilen mayolara
karşı harekete geçmişler. Bazı gü-
zel bayanlara özel mayolar hediye
olarak gönderiliyormuş. Yalnız ne
var ki güzel bayan denize ya da ha-
vuza girdiğinde mayo suda eriyip
yok oluyormuş! Korkarım bu şaka-
cılar yakında “burkini”cileri, “haşe-
ma”cıları da hedef alabilirler! Ha-
şemacılar aman dikkat, sonra mil-
letin orucunu bozarsınız!
Hazreti Muhammet’in hırkala-
rından ikisi günümüze kadar ulaş-
mış! Bu “hırka-ı şerif”lerden biri
Topkapı Müzesi’nde, öteki Veysel
Karani ailesinin vârislerinde… İkin-
ci hırkaİstanbul’daFatih’teHırka-ı Şe-
rif Camii’nde her yıl ramazan ayının
ilk cuma günü, yani bugün, ziyare-
te açılırdı. Ancak, bu hırkanın “yan-
lış ütüleme” sonucu çok zarar gör-
düğü için bu yıl ziya-
retçilere sunulamaya-
cağı açıklandı. İstan-
bul Müftüsü Prof. Dr.
Mustafa Çağrıcı, “Bu
eseri yoğun bakımda-
ki bir hasta gibi koru-
yacağız” dedi, hırkanın
“tamirata” alındığını,
basın toplantısında
duyurdu.
Topkapı Müzesi’nde-
ki hırkanın 1.24 m. boyunda geniş kol-
lu, siyaha çalan yünlü kumaştan ya-
pıldığı, içinin krem renkli yünden ka-
ba bir kumaşla kaplı olduğu belirtili-
yor. Ön sağ yandaki bir parçasının, yi-
ne sağ kolunda da eksiklikler olduğu
bildirilen bu hırka, üstten açılan çifte
kapaklı altın bir çekmece içinde, boh-
çalara sarılmış olarak korunuyor.
Kimilerine göre ütü kurbanı, ki-
milerine göre zamanın yıprattığı
söylenen ikinci hırka ise genç de-
velerin boğazlarının altındaki tüy-
lerden dokunmuş. 1.20 cm. uzun-
luğundaki bej renkli hırka sekiz
parçadan oluşuyormuş. Cam ka-
paklı gümüş bir sandık içerisinde
saklanıyormuş. Hırkanın yanındaki
küçük şişeden çevreye yayılan hoş
amber kokusunun dünyada bir eşi
benzeri yokmuş!
Küçüklüğümde İzmir’de Eşrefpa-
şa Camii’nde peygamberin “sakal-ı
şerif”inden bir kılın bulunduğu ku-
tuyu öpmek için insanların kuyruk
oluşturduklarını anımsarım. İzmir’de
başka camilerde de vardı bu “sakal-ı
şerif” kıllarından. Daha sonraki yıl-
larda kafam karışmıştı! Muham-
met yaşarken, İzmir’de Müslüman-
lar yoktu, Eşrefpaşa Camii yapıl-
mamıştı. Bu kılı bu camiye kim, ne
zaman ve nasıl getirmiş, diye dü-
şünürdüm. Muhammet’i de cami-
lerdeki kıl bolluğundan, sakalları ve
saçları yerlerde sürünen masalsı
bir kahraman gibi düşlerdim.
Daha ileri yaşlarda İslamiyette
“puta” tapmanın yasak olmasına
karşın “kıl” ve “hırka”ya tapmanın
nedenini bir türlü çözememiştim.
Geçenlerde bu konuda, değerli bi-
lim insanı Muazzez İlmiye Çığ’ın
şu yazısını okuyunca konuyu daha
iyi algılar oldum!
Çığ’ın 25 Temmuz 2009 tarihli ya-
zısı şöyle:
“Gazetelerde, TV’lerde bir ‘sakal’
davası sürüp gidiyor. 21. yüzyılda
hâlâ -ilkçağın insanları gibi- totem
peşinde koşuyoruz! Hz. Muham-
med, bunu önlemek için, ‘Yâ Rab,
benim eşyalarımı tapınak vasıtası
yapma!..’ demiş.
Bu hadis, peygamberin ağzından
çıktığını bütün hadisçilerin kabul et-
tikleri 17 hadisten biridir. Bu sözü
söyleyen Hz. Muhammed, tıraş olur-
ken kıllarını toplattırır mıydı? Dünya-
da yüzlerce ‘Sakal-ı Şerif’ diye ta-
nımlanan kıl var. Hepsi uydurma.
Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki ‘Kutsal
Emanetler’ diye saklanan birçok
eşya, onun-bunun saraya bahşiş al-
mak için getirdikleri nesneler.
‘Fatıma Anamız’ın seccadesi de-
nen seccade, 17. asır halısı, Pey-
gamber’in teyemmüm taşı olarak
saklanan taş ise bir Asur tableti!?
Bunun gibi daha bir-
çokları var... Bunları bir
kitap halinde toplayan
ilk Müze Müdürü Tah-
sin Öz’ün 1953 yılında
basılan kitabı, ne yazık
ki zamanın yönetimi ta-
rafından hemen toplat-
tırıldı ve o günden bu-
güne de ülkeyi aynı ka-
fada olanlar idare etti!
Uydurulmuş şeylere
inanmak, doğruları
araştırmaktan daha ko-
lay geliyor insanımıza...
Bu sakal olayı, bana
başka bir olayı hatırlattı:
1970-78 yılları arasın-
da, eşim Kemal Çığ
Topkapı Sarayı Müzesi
müdürü idi. Daha önce
de -1944 yılından beri-
müdür yardımcısı ve kitaplık şefi
olarak çalışıyordu müzede... Mü-
dürlüğü esnasında, o zamanın Di-
yanet İşleri Başkanı Lütfü Doğan,
‘Kutsal Emanetler’i ziyaret etmek
için randevu istiyor. Kemal Çığ, ga-
zetecileri getirmemek koşulu ile hal-
ka kapalı olan bir günde randevuyu
veriyor. Kararlaştırılan günde büyük
bir cemaat akın ediyor ‘Kutsal Ema-
netler Salonu’na.
Peygamberin hırkası olarak ta-
nımlanan hırka çıkarılıyor. Gelenler
büyük bir huşu içinde dualara, Ku-
ran okumalara başlıyorlar ve so-
nunda her ay bu ziyareti yapmaya
karar veriyorlar... Salonda iş bitince,
eşim, baştakileri odasına kahve iç-
mek için davet ediyor. Tam kahve-
ler bitmek üzere iken Kemal Çığ,
‘Hazır bütün din büyüklerimiz bu-
rada iken kafamı kurcalayan bir
soruyu sormak istiyorum’ diyor ve
sorusunu soruyor: ‘Benim bildiğime
göre, Hz. Muhammed’in ağzından
çıktığından bütün muhaddislerin
hemfikir olduğu 17 hadisten biri, ‘Yâ
Rab, benim eşyaları-
mı tapınak vasıtası
yapma!..’dır. Şimdi si-
zin hırka’ya ve diğer
eşyalara dualar yap-
manız bu hadise kar-
şı değil midir?’
Bu söz üzerine, ge-
lenlerin hepsi birden
yerlerinden fırlarlar ve
bir şey söyleyeme-
den oradan ayrılırlar!
Fakat, her ay gelmeyi istedikleri
halde bir daha uğramamaları da Ke-
mal Çığ’ın sorusunun yanıtı olmuş-
tur...
Şimdi ben de bugünkü hocaları-
mıza soruyorum: Böyle bir hadisi bi-
liyor musunuz? Biliyorsanız, ne-
den bir sakal kılı, bir hırka peşine dü-
şenleri ve onlara dua edip onlardan
medet umanları uyarmıyorsunuz?
Neden?”
Gerçekten neden?
İran’da kadınların başı çektiği “re-
form” hareketi karşısında seçimin
kâğıt üzerindeki galibi Cumhurbaş-
kanı Mahmud Ahmedinejad, “dev-
rim” yapıp hükümette ilk kez üç ka-
dın görevlendiriyormuş! Ama!
Ama ardından İran’ın en güçlü
koltuğunda oturan Ayetullah Ha-
maney “Ey Müslümanlar, Mehdi
geliyor birleşelim!” çağrısı yaptı.
Hamaney’e göre “kıyamet” koptu
kopacak. Tek tanrılı inançlarda “kı-
yamet, mahşer günü” gibi inanç-
larda insanları yönlendirmede ba-
şı “mehdi, deccal, mesih” çeker.
Hamaney, aralarında Türkiye’yi
de görmek istediği, “İslam ülkele-
rinin askeri güçlerinin Mehdi’nin
emrindeki İran Silahlı Kuvvetleri
çevresinde ABD ve İsrail karşısında
birleşme” çağrısı, başta Ankara ol-
mak üzere İslam ülkelerinde kah-
kahalarla karşılandı.
Carole, zaten Hamaney’den önce
Fransa’da “kıyameti” kopartmamış
mıydı? Hamaney, “ihtilam” çağını
geçirdiği için, artık o tür bir rüya ye-
rine bu kehanetini ya rüyasında ya da
kahve falında görmüş olmalı!
Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
Çok Büyük Kaybımız
Yüksek Köy Enstitüsü Öğretmeni Mimar
Sayın MUALLA EYÜBOĞLU’nu
16 Ağustos 2009’da kaybettik.
İnsan olma davası Köy Enstitüleri devinimine katılma onurunu
taşıyan EYÜBOĞLU Ailesi, Cumhuriyetin ilk kadın mimarı olan
bir rüknünü MUALLA EYÜBOĞLU’nu kaybetti.
İnsanımızın ve ülkemizin gönenmesi için tüm gücü ve
coşkusuyla çalışan değerli ÖĞRETMENİMİZ ışıklar içinde
yatsın. Hepimizin başı sağ olsun.
Yüksek Köy Enstitüsü ve Köy Enstitülü öğrencileri:
Mehmet Başaran, Nafize İsa Öztürk, Pakize Türkoğlu,
Perihan Gürler, Hamza Soydaş, Celil Altın, Refika Eker,
Nöber Tarcan, Halil Şahver Basutçu, Ülkü Türk,
Sami Karaören, Rezan-Bahattin Fırtına, Emine-Tahsin Çayır,
Osman Dindar, Mehmet Sazak, Karabey Aydoğan
T.C. SERİK MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN
GAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI
SAYI: 2009/10
Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, adedi, evsafõ:
1-) Serik Belek Beldesi 1374 ada, 3 No’lu parselin tamamõ olup arsa niteliğinde, 1132,00 m2
alana sahiptir. Tüm belediye hizmetlerinden faydalanmaktadõr, üzerinde değerini etkileyen her-
hangi bir unsur bulunmamaktadõr. Satõşa esas muhammen bedeli: 226.400,00 TL’dir.
Satõş Şartlarõ:
1- Serik İlçesi Belek Beldesi 1374 ada, 3 No’lu parselin ilk satõşõ 20.10.2009 günü saat:
10.00-10.15 saatleri arasõnda Serik Adliye bahçesinde yapõlacaktõr. İlk satõşta muhammen be-
delin %60’õnõ ve satõş masraflarõnõ karşõlayacak olana ihale olunacaktõr. Böyle bir bedelle alõ-
cõ çõkmazsa 30.10.2009 günü aynõ yer aynõ saatlerde ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõr-
mada da muhammen bedelin %40’õnõ ve satõş masraflarõnõ geçmek koşulu ile en çok arttõrana
ihale olunacaktõr.
2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya
bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para ile-
dir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, tapu alõcõ harcõ, resmi
ihale pulu, masraflarõ alõcõya, dellaliye harcõ satõcõlara aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden
ödenir.
3- İpotek sahibi alacaklõlar ile diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hu-
susiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde dairemize bil-
dirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõ-
rakõlacaklardõr. İhaleye katõlõp daha sonra ihalenin feshine sebep olan alõcõlar ile kefilleri son
ihale bedeli ile aradaki farkõ ödemeye mecburdurlar.
4- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ ve-
rildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir.
5- Şatõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve içeriğini kabul etmiş sayõlacaklarõ, başka bil-
gi almak isteyenlerin 2009/10 No’lu dosya numarasõ ile memurluğumuza başvurmalarõ, ayrõca
adreslerini terk eden hissedarlara da ilanen tebliğ olunur. 10.08.2009
(*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 46284
Afganistan’da oy verme işleminin uzatõlmasõna karşõn, seçime katõlõm düşük oldu
Şiddetin gölgesinde demokrasi
Dış Haberler Servisi - Afganis-
tan’da her an ölüm korkusuyla yaşa-
yan halk, 2001’de Taliban’õn devril-
mesinden sonra devlet başkanlõğõ se-
çimleri için ikinci kez sandõk başõna
gitti. Taliban’õn tehditleri nedeniyle yo-
ğun güvenlik önlemleri altõnda yapõlan
oylama için kontrol noktalarõ arttõrõl-
dõ, başkentte helikopterler güvenlik
uçuşlarõ yaparken ülke genelinde bin-
lerce yabancõ ve Afgan polisi konuş-
landõrõldõ. Pakistan, güvenlik gerek-
çesiyle Afganistan sõnõrõnõ kapattõ.
Katõlõmõn, oy verme süresinin uzatõl-
masõna karşõn özellikle başkent Kâ-
bil’de ve Taliban’õn etkisinin daha çok
olduğu güney bölgelerde düşük olduğu
bildirildi. Katõlõmõn düşüklüğünde, Ta-
liban’õn seçimleri boykot çağrõlarõ ve oy
verenlerin cezalandõrõlacağõ tehditlerinin
yanõ sõra, yeniden seçilmeyi hedefleyen
Devlet Başkanõ Hamid Karzai’nin oy-
larõ çaldõğõ iddialarõnõn da etkisi olduğu
sanõlõyor. AP haber ajansõ muhabiri,
Kâbil’de gittiği 6 oy verme merkezinde
hiç sõra görmediğini belirtirken, Kan-
dahar’daki bir başka muhabir ise “or-
talıkta az sayıda seçmen gördüğü-
nü” aktardõ. Bazõ bölgelerde araçlarla
seçmenlere oy kullanmalarõ yönünde
anonslar yapõldõ, katõlõmõn arttõrõlmasõ
için oy verme işlemi 1 saat uzatõldõ.
Afganistan Seçim Komisyonu, usul-
süzlük yapõldõğõ yönündeki şikâyetleri
araştõracağõnõ açõkladõ. Komisyon sözcüsü
Zekeriya Barakzai, katõlõmõn 2004 se-
çimlerine nazaran çok daha düşük oldu-
ğunu kabul ederken, “O başkaydı, o za-
man büyük heyecan vardı” dedi. Batõlõ
bir diplomat Barakzai’nin yüzde 50’lik
katõlõm oranõ tahminini abartõlõ buldu.
Bazı merkezler yandı
Hükümetin seçim günü ateşkes çağ-
rõlarõnõ reddeden Taliban ile güvenlik
güçleri arasõnda ülkenin birçok bölge-
sinde yer yer çatõşmalar yaşanõrken mi-
litanlarõn oy verme işlemini engelleme-
ye çalõştõğõ belirtildi. Ülkenin kuzeyin-
deki Bağlan’da yoğun çatõşmalar nede-
niyle bazõ seçim merkezleri açõlamadõ,
militanlarõn bölgedeki bir polis karako-
luna düzenlediği saldõrõda bir polis şefi
ile 20’den fazla militan öldü. Çok sayõ-
da çatõşma haberinin geldiği Kâbil’de de
militanlar bir binayõ işgal etti. Herat’ta
3 seçim merkezi ateşe verildi.
Taliban’õn ülkenin güneyi ve kuze-
yindeki bazõ kasaba ve şehirlere roket sal-
dõrõlarõ düzenlediğini, olaylarda 4 polis
ve bir eyalet valisinin öldüğü bildirildi.
Host’taki füze saldõrõlarõnda iki sivil
ölürken Gazne eyaletindeki 2 ayrõ sal-
dõrõda 4 çocuk yaralandõ. Helmand’da bir
roketin seçmenlerin yakõnõna isabet et-
mesi sonucu küçük bir çocuk hayatõnõ
kaybetti, Logar eyaletindeki yetkililer,
Baraki Barak semtindeki 6 seçim büro-
suna saldõrõlar düzenlendiğini söyledi.
Paktika’da önceki gece yol kenarõna
yerleştirilen bombanõn patlamasõ sonu-
cu 4’ü aynõ aileden 5 kişi öldü.
Afgan hükümetinin, seçim günü “ulu-
TTaliban’õn tehditleri, şiddet ve yolsuzluklardan bõkan Afgan halkõ,
dünkü devlet başkanlõğõ seçimine beklenen ilgiyi göstermedi.
Hükümetin basõna getirdiği sansüre karşõn, oy verme işlemi boyunca
ülkenin dört bir yanõndan saldõrõ ve çatõşma haberleri geldi.
sal güvenlik” gerekçesiyle ya-
bancõ ve yerli basõna saldõrõ ha-
berleri konusunda yasak getirme-
sinin ardõndan, yasağõ ihlal ettiği
belirtilen bir Japon gazeteci göz-
altõna alõndõktan sonra Japon el-
çiliğinin araya girmesiyle serbest
bõrakõldõ.
41 adaydan 11’inin çekildiği
seçimin en güçlü adayõ Karzai, Kâ-
bil’deki bir lisede oy verdikten
sonra yaptõğõ açõklamada, halka
“ülkenin geleceğini belirlemek
üzere” oy verme çağrõsõ yaptõ.
Karzai’nin önde gelen rakibi eski
Dõşişleri Bakanõ Abdullah Ab-
dullah, ailesiyle birlikte oy ver-
dikten sonra, “Bu, bir değişim ve
umut günü” diye konuştu.
Halkõn yüzde 70’ten fazlasõnõn
okuma yazma bilmediği, aşiret-
lerin güçlü olduğu ülkede, oy
verme sürecinin pek de kolay ol-
madõğõ belirtiliyor. Kandahar’da
eşleri adõna oy vermek isteyen ba-
zõ erkek seçmenler engellenir-
ken seçim sürecine pek de alõşkõn
olmayan bazõ genç Afganlar erken
saatlerde seçim merkezlerine gi-
derek oy kullandõ.
Kâbil’de 20 yaşõndaki tõp öğ-
rencisi Amanullah İnayet, “Ka-
derimi değiştireceğim, bu yüz-
den buradayım. Korkmuyo-
rum, intihar saldırısı düzen-
lense bile oy kullanacağım”
derken, 70 yaşõndaki Edi Mu-
hammed “Tehlike sorun değil.
Allah ne isterse o olur” diye ko-
nuştu. 60 yaşlarõndaki Hacı Sak-
hidat da, saldõrõ riskine rağmen oy
vermemeyi aklõndan bile geçir-
mediğini söyledi.
ABD’LİLERE GÖRE
SAVAŞ GEREKSİZ
Dış Haberler Servisi - ABD’de
yayõmlanan Washington Post ga-
zetesi ve ABC News için 1001 ki-
şi arasõnda yapõlan bir kamuoyu
araştõrmasõ, ABD halkõnõn büyük
bölümünün Afganistan’daki sa-
vaşõn sürdürülmesini gereksiz gör-
düğünü ve ülkeye daha fazla asker
gönderilmesine karşõ olduğunu or-
taya koydu. Savaşõn sürdürülme-
sini gereksiz gören Amerikalõlarõn
oranõnõn yüzde 51, karşõt görüşte
olanlarõn oranõnõn ise yüzde 47 ol-
duğu belirtildi. Araştõrmada, hal-
kõn sadece yüzde 24’lük bölümü
Afganistan’a daha fazla Amerikan
askeri gönderilmesini desteklerken
yüzde 27’lik bir kesim, asker sa-
yõsõnõn yeterli olduğunu, yüz-
de 4’lük bir kesimse asker sa-
yõsõnõn azaltõlmasõ gerektiğini
düşündüğünü bildirdi.
13-17 Ağustos arasõnda
yapõlan araştõrma ayrõca,
ABD halkõnõn çoğunluğu-
nun, Afganistan’da etkili bir
hükümetin kurulacağõndan
kuşku duyduğunu da gös-
terdi. Bu arada Amerikalõ-
larõn çoğunun, ABD Başka-
nõ Barack Obama’nõn sa-
vaşõ yönetme şeklini onay-
ladõğõ, yüzde 33’lük bir ke-
siminse karşõ görüşte oldu-
ğu belirtildi.
Adaylardan Ramazan
Beşardost, oy verdikten
sonra parmağa sürülen ve
çıkmaması gereken
mürekkebin elini yıkar
yıkamaz çıktığını belirterek,
seçimin acilen durdurulması
çağrısında bulundu ve “Bu, bir
seçim değil, komedidir” dedi.
Taliban, mürekkepli
parmakları kesme tehdidinde
bulunmuştu. Kadınlar ve
erkekler, yoğun güvenlik
önlemleri altında ayrı ayrı oy
kullandı. (Fotoğraflar: AP/AFP)
CIA-BLACKWATER ANLAŞMASI LATİN AMERİKA’DA GERGİNLİK
El Kaide taşerona
havale edilmiş
Dış Haberler Servisi - Amerikan
Merkezi Haberalma Örgütü CIA’nõn,
dinci El Kaide’nin liderlerini bularak öl-
dürmesi için özel güvenlik şirketi
Blackwater ile anlaştõğõ ortaya çõktõ.
New York Times’õn haberinde, hiç-
bir zaman faaliyete geçmeyen program
dahilinde yakalanan ya da öldürülen te-
rör zanlõsõ olmadõğõ belirtildi. CIA ve
Blackwater’õn üst düzey yöneticileri
arasõnda 2004’te varõlan anlaşma “dış
kaynak kullanımı” çerçevesinde ya-
põldõ ve şirkete hedefleri öldürme yet-
kisi de verildi. Yetkililer, şirket ile ör-
güt arasõnda resmi bir anlaşma olma-
dõğõnõ, Blackwater yöneticilerinin CIA
için çalõşõyor gösterildiğini anlattõ.
CIA’nõn yeni patronu Leon Panetta,
eski Dick Cheney’nin talimatõyla Kon-
gre’den dahi gizlenen CIA programla-
rõyla karşõlaştõğõnõ ve bunlarõ sona er-
dirdiğini geçen ay duyurmuştu. Kongre
tarafõndan yetki istismarõyla suçlanan
Cheney’nin programõnõn sadece plan-
lama ve eğitim düzeyinde kaldõğõ, an-
cak Irak’ta çok sayõda sivilin hayatõnõ
kaybetmesinden sorumlu tutulduktan
sonra adõnõ Xe olarak değiştiren şirke-
tin kasasõna milyonlarca dolarõn girdi-
ği ifade ediliyor.
Venezüella ‘barış
üsleri’ kuruyor
Dış Haberler Servisi - Venezüel-
la hükümeti, komşusu Kolombiya’nõn
7 askeri üssünü ABD ordusunun kul-
lanõmõna vermesine tepki olarak sõnõr
bölgesinde 70 “barış üssü” kurmaya
başladõ. Barõş üsleri kampanyasõyla
ilgili basõn toplantõsõ düzenleyen Ve-
nezüella Dõşişleri Bakan Yardõmcõsõ
Francisco Arias Cardenas, 15 gün
içinde tamamlanmasõ planlanan yer-
leşkelerin amacõnõn “barışı sağlamak
ve olası çatışmaların önüne geç-
mek” olduğunu kaydetti.
Kolombiya hükümeti geçen hafta,
uyuşturucu ticareti ve terörle mücade-
le amacõyla 7 askeri üssün ABD ordu-
suna tahsis edilmesi konusunda anlaş-
maya vardõklarõnõ açõklamõştõ. Vene-
züella’nõn sosyalist lideri Hugo Chavez
ise anlaşmanõn, ülkesi başta olmak üze-
re, Latin Amerika’daki sol iktidarlara
karşõ askeri bir tehdit oluşturduğunu vur-
guluyor. Kolombiya ile diplomatik iliş-
kilerini 28 Temmuz’da kesen Chavez,
bu ülkeyle olan 7 milyar ABD Dolarõ
hacmindeki ticareti dondurmuş, ayrõca
ucuz benzin ihracatõna son vermişti.
Kolombiya’da halen 800 Amerikan
askeri ile 600 özel güvenlik görevlisi gö-
rev yapõyor.
Burkinili Carole.
Hırka-ı Şerif önünde.