25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2009 CUMA 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr KAVŞAK ÖZGEN ACAR Ramazan Geldi, Hoş Geldi! Ramazan geldi… Bu, benim ağustosun sıcağındaki 3. ra- mazanım! Ramazan gelmeden ön- ce basında İslami haber ve yo- rumlar da iyiden iyiye arttı. Ordu Valisi Ali Kaban’ın pisu- varlar konusundaki İslami fetva- sından yine söz edecek değiliz. İlk örneği, “Diş fırçalamak orucu bozar mı bozmaz mı?” haberinden vere- lim! Din İşleri Yüksek Kurulu’na göre, diş fırçalamak bozmazmış. Yeter ki diş macunu ya da su bo- ğaza kaçmasınmış! Yine de tedbirli olup dişler “imsak”tan önce, “if- tar”dan sonra fırçalanmalıymış. Kadınlar “regl (aybaşı)” oldukla- rında oruç tutmamaları gerekirmiş. Ama erkeklerin rüyada “ihtilam (cinsel rüya ile boşalma)” durum- larında oruçları bozulmazmış. Ah bu ikinci sınıf kadınlar… Fransa “burkini” olayı ile çalkala- nıyor. Fransız Cumhurbaşkanı Ni- colas Sarkozy Afganistan’daki gi- bi “burka (çarşaf)” giyilmesini ya- saklamıştı ya… Ama sonradan Müs- lüman olan, 35 yaşın- daki Carole adlı bir Fransız kadın tutmuş, “burka”yı mayo yerine giyip bir yüzme havu- zuna girince kıyamet kopmuş. “Burka” ile “bi- kini” sözcüklerinden tü- retilen ve “burkini” adlı mayosu ile havuza gir- mesi engellenmiş. Ha- vuz görevlileri, engelle- meye bizdeki “haşe- ma”nın benzeri “burkini” ile havuza girmenin “sağlıklı” olmadığını ge- rekçe göstermişler. Kadın “ayrımcılık ya- pıldığı” için yasal hak- larını arayacağını, so- nuç alamazsa Fransa’yı terk edeceğini söyle- miş. Carole adlı hanım buyursun gelsin Türkiye’ye, başımızın üze- rinde yeri var… Bir başka habere göre bazı kadın kuruluşları, postayla reklam diye he- diye olarak gönderilen mayolara karşı harekete geçmişler. Bazı gü- zel bayanlara özel mayolar hediye olarak gönderiliyormuş. Yalnız ne var ki güzel bayan denize ya da ha- vuza girdiğinde mayo suda eriyip yok oluyormuş! Korkarım bu şaka- cılar yakında “burkini”cileri, “haşe- ma”cıları da hedef alabilirler! Ha- şemacılar aman dikkat, sonra mil- letin orucunu bozarsınız! Hazreti Muhammet’in hırkala- rından ikisi günümüze kadar ulaş- mış! Bu “hırka-ı şerif”lerden biri Topkapı Müzesi’nde, öteki Veysel Karani ailesinin vârislerinde… İkin- ci hırkaİstanbul’daFatih’teHırka-ı Şe- rif Camii’nde her yıl ramazan ayının ilk cuma günü, yani bugün, ziyare- te açılırdı. Ancak, bu hırkanın “yan- lış ütüleme” sonucu çok zarar gör- düğü için bu yıl ziya- retçilere sunulamaya- cağı açıklandı. İstan- bul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, “Bu eseri yoğun bakımda- ki bir hasta gibi koru- yacağız” dedi, hırkanın “tamirata” alındığını, basın toplantısında duyurdu. Topkapı Müzesi’nde- ki hırkanın 1.24 m. boyunda geniş kol- lu, siyaha çalan yünlü kumaştan ya- pıldığı, içinin krem renkli yünden ka- ba bir kumaşla kaplı olduğu belirtili- yor. Ön sağ yandaki bir parçasının, yi- ne sağ kolunda da eksiklikler olduğu bildirilen bu hırka, üstten açılan çifte kapaklı altın bir çekmece içinde, boh- çalara sarılmış olarak korunuyor. Kimilerine göre ütü kurbanı, ki- milerine göre zamanın yıprattığı söylenen ikinci hırka ise genç de- velerin boğazlarının altındaki tüy- lerden dokunmuş. 1.20 cm. uzun- luğundaki bej renkli hırka sekiz parçadan oluşuyormuş. Cam ka- paklı gümüş bir sandık içerisinde saklanıyormuş. Hırkanın yanındaki küçük şişeden çevreye yayılan hoş amber kokusunun dünyada bir eşi benzeri yokmuş! Küçüklüğümde İzmir’de Eşrefpa- şa Camii’nde peygamberin “sakal-ı şerif”inden bir kılın bulunduğu ku- tuyu öpmek için insanların kuyruk oluşturduklarını anımsarım. İzmir’de başka camilerde de vardı bu “sakal-ı şerif” kıllarından. Daha sonraki yıl- larda kafam karışmıştı! Muham- met yaşarken, İzmir’de Müslüman- lar yoktu, Eşrefpaşa Camii yapıl- mamıştı. Bu kılı bu camiye kim, ne zaman ve nasıl getirmiş, diye dü- şünürdüm. Muhammet’i de cami- lerdeki kıl bolluğundan, sakalları ve saçları yerlerde sürünen masalsı bir kahraman gibi düşlerdim. Daha ileri yaşlarda İslamiyette “puta” tapmanın yasak olmasına karşın “kıl” ve “hırka”ya tapmanın nedenini bir türlü çözememiştim. Geçenlerde bu konuda, değerli bi- lim insanı Muazzez İlmiye Çığ’ın şu yazısını okuyunca konuyu daha iyi algılar oldum! Çığ’ın 25 Temmuz 2009 tarihli ya- zısı şöyle: “Gazetelerde, TV’lerde bir ‘sakal’ davası sürüp gidiyor. 21. yüzyılda hâlâ -ilkçağın insanları gibi- totem peşinde koşuyoruz! Hz. Muham- med, bunu önlemek için, ‘Yâ Rab, benim eşyalarımı tapınak vasıtası yapma!..’ demiş. Bu hadis, peygamberin ağzından çıktığını bütün hadisçilerin kabul et- tikleri 17 hadisten biridir. Bu sözü söyleyen Hz. Muhammed, tıraş olur- ken kıllarını toplattırır mıydı? Dünya- da yüzlerce ‘Sakal-ı Şerif’ diye ta- nımlanan kıl var. Hepsi uydurma. Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki ‘Kutsal Emanetler’ diye saklanan birçok eşya, onun-bunun saraya bahşiş al- mak için getirdikleri nesneler. ‘Fatıma Anamız’ın seccadesi de- nen seccade, 17. asır halısı, Pey- gamber’in teyemmüm taşı olarak saklanan taş ise bir Asur tableti!? Bunun gibi daha bir- çokları var... Bunları bir kitap halinde toplayan ilk Müze Müdürü Tah- sin Öz’ün 1953 yılında basılan kitabı, ne yazık ki zamanın yönetimi ta- rafından hemen toplat- tırıldı ve o günden bu- güne de ülkeyi aynı ka- fada olanlar idare etti! Uydurulmuş şeylere inanmak, doğruları araştırmaktan daha ko- lay geliyor insanımıza... Bu sakal olayı, bana başka bir olayı hatırlattı: 1970-78 yılları arasın- da, eşim Kemal Çığ Topkapı Sarayı Müzesi müdürü idi. Daha önce de -1944 yılından beri- müdür yardımcısı ve kitaplık şefi olarak çalışıyordu müzede... Mü- dürlüğü esnasında, o zamanın Di- yanet İşleri Başkanı Lütfü Doğan, ‘Kutsal Emanetler’i ziyaret etmek için randevu istiyor. Kemal Çığ, ga- zetecileri getirmemek koşulu ile hal- ka kapalı olan bir günde randevuyu veriyor. Kararlaştırılan günde büyük bir cemaat akın ediyor ‘Kutsal Ema- netler Salonu’na. Peygamberin hırkası olarak ta- nımlanan hırka çıkarılıyor. Gelenler büyük bir huşu içinde dualara, Ku- ran okumalara başlıyorlar ve so- nunda her ay bu ziyareti yapmaya karar veriyorlar... Salonda iş bitince, eşim, baştakileri odasına kahve iç- mek için davet ediyor. Tam kahve- ler bitmek üzere iken Kemal Çığ, ‘Hazır bütün din büyüklerimiz bu- rada iken kafamı kurcalayan bir soruyu sormak istiyorum’ diyor ve sorusunu soruyor: ‘Benim bildiğime göre, Hz. Muhammed’in ağzından çıktığından bütün muhaddislerin hemfikir olduğu 17 hadisten biri, ‘Yâ Rab, benim eşyaları- mı tapınak vasıtası yapma!..’dır. Şimdi si- zin hırka’ya ve diğer eşyalara dualar yap- manız bu hadise kar- şı değil midir?’ Bu söz üzerine, ge- lenlerin hepsi birden yerlerinden fırlarlar ve bir şey söyleyeme- den oradan ayrılırlar! Fakat, her ay gelmeyi istedikleri halde bir daha uğramamaları da Ke- mal Çığ’ın sorusunun yanıtı olmuş- tur... Şimdi ben de bugünkü hocaları- mıza soruyorum: Böyle bir hadisi bi- liyor musunuz? Biliyorsanız, ne- den bir sakal kılı, bir hırka peşine dü- şenleri ve onlara dua edip onlardan medet umanları uyarmıyorsunuz? Neden?” Gerçekten neden? İran’da kadınların başı çektiği “re- form” hareketi karşısında seçimin kâğıt üzerindeki galibi Cumhurbaş- kanı Mahmud Ahmedinejad, “dev- rim” yapıp hükümette ilk kez üç ka- dın görevlendiriyormuş! Ama! Ama ardından İran’ın en güçlü koltuğunda oturan Ayetullah Ha- maney “Ey Müslümanlar, Mehdi geliyor birleşelim!” çağrısı yaptı. Hamaney’e göre “kıyamet” koptu kopacak. Tek tanrılı inançlarda “kı- yamet, mahşer günü” gibi inanç- larda insanları yönlendirmede ba- şı “mehdi, deccal, mesih” çeker. Hamaney, aralarında Türkiye’yi de görmek istediği, “İslam ülkele- rinin askeri güçlerinin Mehdi’nin emrindeki İran Silahlı Kuvvetleri çevresinde ABD ve İsrail karşısında birleşme” çağrısı, başta Ankara ol- mak üzere İslam ülkelerinde kah- kahalarla karşılandı. Carole, zaten Hamaney’den önce Fransa’da “kıyameti” kopartmamış mıydı? Hamaney, “ihtilam” çağını geçirdiği için, artık o tür bir rüya ye- rine bu kehanetini ya rüyasında ya da kahve falında görmüş olmalı! Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Çok Büyük Kaybımız Yüksek Köy Enstitüsü Öğretmeni Mimar Sayın MUALLA EYÜBOĞLU’nu 16 Ağustos 2009’da kaybettik. İnsan olma davası Köy Enstitüleri devinimine katılma onurunu taşıyan EYÜBOĞLU Ailesi, Cumhuriyetin ilk kadın mimarı olan bir rüknünü MUALLA EYÜBOĞLU’nu kaybetti. İnsanımızın ve ülkemizin gönenmesi için tüm gücü ve coşkusuyla çalışan değerli ÖĞRETMENİMİZ ışıklar içinde yatsın. Hepimizin başı sağ olsun. Yüksek Köy Enstitüsü ve Köy Enstitülü öğrencileri: Mehmet Başaran, Nafize İsa Öztürk, Pakize Türkoğlu, Perihan Gürler, Hamza Soydaş, Celil Altın, Refika Eker, Nöber Tarcan, Halil Şahver Basutçu, Ülkü Türk, Sami Karaören, Rezan-Bahattin Fırtına, Emine-Tahsin Çayır, Osman Dindar, Mehmet Sazak, Karabey Aydoğan T.C. SERİK MAHKEME SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI SAYI: 2009/10 Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, adedi, evsafõ: 1-) Serik Belek Beldesi 1374 ada, 3 No’lu parselin tamamõ olup arsa niteliğinde, 1132,00 m2 alana sahiptir. Tüm belediye hizmetlerinden faydalanmaktadõr, üzerinde değerini etkileyen her- hangi bir unsur bulunmamaktadõr. Satõşa esas muhammen bedeli: 226.400,00 TL’dir. Satõş Şartlarõ: 1- Serik İlçesi Belek Beldesi 1374 ada, 3 No’lu parselin ilk satõşõ 20.10.2009 günü saat: 10.00-10.15 saatleri arasõnda Serik Adliye bahçesinde yapõlacaktõr. İlk satõşta muhammen be- delin %60’õnõ ve satõş masraflarõnõ karşõlayacak olana ihale olunacaktõr. Böyle bir bedelle alõ- cõ çõkmazsa 30.10.2009 günü aynõ yer aynõ saatlerde ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõr- mada da muhammen bedelin %40’õnõ ve satõş masraflarõnõ geçmek koşulu ile en çok arttõrana ihale olunacaktõr. 2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para ile- dir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, tapu alõcõ harcõ, resmi ihale pulu, masraflarõ alõcõya, dellaliye harcõ satõcõlara aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlar ile diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hu- susiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde dairemize bil- dirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõ- rakõlacaklardõr. İhaleye katõlõp daha sonra ihalenin feshine sebep olan alõcõlar ile kefilleri son ihale bedeli ile aradaki farkõ ödemeye mecburdurlar. 4- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ ve- rildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 5- Şatõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve içeriğini kabul etmiş sayõlacaklarõ, başka bil- gi almak isteyenlerin 2009/10 No’lu dosya numarasõ ile memurluğumuza başvurmalarõ, ayrõca adreslerini terk eden hissedarlara da ilanen tebliğ olunur. 10.08.2009 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 46284 Afganistan’da oy verme işleminin uzatõlmasõna karşõn, seçime katõlõm düşük oldu Şiddetin gölgesinde demokrasi Dış Haberler Servisi - Afganis- tan’da her an ölüm korkusuyla yaşa- yan halk, 2001’de Taliban’õn devril- mesinden sonra devlet başkanlõğõ se- çimleri için ikinci kez sandõk başõna gitti. Taliban’õn tehditleri nedeniyle yo- ğun güvenlik önlemleri altõnda yapõlan oylama için kontrol noktalarõ arttõrõl- dõ, başkentte helikopterler güvenlik uçuşlarõ yaparken ülke genelinde bin- lerce yabancõ ve Afgan polisi konuş- landõrõldõ. Pakistan, güvenlik gerek- çesiyle Afganistan sõnõrõnõ kapattõ. Katõlõmõn, oy verme süresinin uzatõl- masõna karşõn özellikle başkent Kâ- bil’de ve Taliban’õn etkisinin daha çok olduğu güney bölgelerde düşük olduğu bildirildi. Katõlõmõn düşüklüğünde, Ta- liban’õn seçimleri boykot çağrõlarõ ve oy verenlerin cezalandõrõlacağõ tehditlerinin yanõ sõra, yeniden seçilmeyi hedefleyen Devlet Başkanõ Hamid Karzai’nin oy- larõ çaldõğõ iddialarõnõn da etkisi olduğu sanõlõyor. AP haber ajansõ muhabiri, Kâbil’de gittiği 6 oy verme merkezinde hiç sõra görmediğini belirtirken, Kan- dahar’daki bir başka muhabir ise “or- talıkta az sayıda seçmen gördüğü- nü” aktardõ. Bazõ bölgelerde araçlarla seçmenlere oy kullanmalarõ yönünde anonslar yapõldõ, katõlõmõn arttõrõlmasõ için oy verme işlemi 1 saat uzatõldõ. Afganistan Seçim Komisyonu, usul- süzlük yapõldõğõ yönündeki şikâyetleri araştõracağõnõ açõkladõ. Komisyon sözcüsü Zekeriya Barakzai, katõlõmõn 2004 se- çimlerine nazaran çok daha düşük oldu- ğunu kabul ederken, “O başkaydı, o za- man büyük heyecan vardı” dedi. Batõlõ bir diplomat Barakzai’nin yüzde 50’lik katõlõm oranõ tahminini abartõlõ buldu. Bazı merkezler yandı Hükümetin seçim günü ateşkes çağ- rõlarõnõ reddeden Taliban ile güvenlik güçleri arasõnda ülkenin birçok bölge- sinde yer yer çatõşmalar yaşanõrken mi- litanlarõn oy verme işlemini engelleme- ye çalõştõğõ belirtildi. Ülkenin kuzeyin- deki Bağlan’da yoğun çatõşmalar nede- niyle bazõ seçim merkezleri açõlamadõ, militanlarõn bölgedeki bir polis karako- luna düzenlediği saldõrõda bir polis şefi ile 20’den fazla militan öldü. Çok sayõ- da çatõşma haberinin geldiği Kâbil’de de militanlar bir binayõ işgal etti. Herat’ta 3 seçim merkezi ateşe verildi. Taliban’õn ülkenin güneyi ve kuze- yindeki bazõ kasaba ve şehirlere roket sal- dõrõlarõ düzenlediğini, olaylarda 4 polis ve bir eyalet valisinin öldüğü bildirildi. Host’taki füze saldõrõlarõnda iki sivil ölürken Gazne eyaletindeki 2 ayrõ sal- dõrõda 4 çocuk yaralandõ. Helmand’da bir roketin seçmenlerin yakõnõna isabet et- mesi sonucu küçük bir çocuk hayatõnõ kaybetti, Logar eyaletindeki yetkililer, Baraki Barak semtindeki 6 seçim büro- suna saldõrõlar düzenlendiğini söyledi. Paktika’da önceki gece yol kenarõna yerleştirilen bombanõn patlamasõ sonu- cu 4’ü aynõ aileden 5 kişi öldü. Afgan hükümetinin, seçim günü “ulu- TTaliban’õn tehditleri, şiddet ve yolsuzluklardan bõkan Afgan halkõ, dünkü devlet başkanlõğõ seçimine beklenen ilgiyi göstermedi. Hükümetin basõna getirdiği sansüre karşõn, oy verme işlemi boyunca ülkenin dört bir yanõndan saldõrõ ve çatõşma haberleri geldi. sal güvenlik” gerekçesiyle ya- bancõ ve yerli basõna saldõrõ ha- berleri konusunda yasak getirme- sinin ardõndan, yasağõ ihlal ettiği belirtilen bir Japon gazeteci göz- altõna alõndõktan sonra Japon el- çiliğinin araya girmesiyle serbest bõrakõldõ. 41 adaydan 11’inin çekildiği seçimin en güçlü adayõ Karzai, Kâ- bil’deki bir lisede oy verdikten sonra yaptõğõ açõklamada, halka “ülkenin geleceğini belirlemek üzere” oy verme çağrõsõ yaptõ. Karzai’nin önde gelen rakibi eski Dõşişleri Bakanõ Abdullah Ab- dullah, ailesiyle birlikte oy ver- dikten sonra, “Bu, bir değişim ve umut günü” diye konuştu. Halkõn yüzde 70’ten fazlasõnõn okuma yazma bilmediği, aşiret- lerin güçlü olduğu ülkede, oy verme sürecinin pek de kolay ol- madõğõ belirtiliyor. Kandahar’da eşleri adõna oy vermek isteyen ba- zõ erkek seçmenler engellenir- ken seçim sürecine pek de alõşkõn olmayan bazõ genç Afganlar erken saatlerde seçim merkezlerine gi- derek oy kullandõ. Kâbil’de 20 yaşõndaki tõp öğ- rencisi Amanullah İnayet, “Ka- derimi değiştireceğim, bu yüz- den buradayım. Korkmuyo- rum, intihar saldırısı düzen- lense bile oy kullanacağım” derken, 70 yaşõndaki Edi Mu- hammed “Tehlike sorun değil. Allah ne isterse o olur” diye ko- nuştu. 60 yaşlarõndaki Hacı Sak- hidat da, saldõrõ riskine rağmen oy vermemeyi aklõndan bile geçir- mediğini söyledi. ABD’LİLERE GÖRE SAVAŞ GEREKSİZ Dış Haberler Servisi - ABD’de yayõmlanan Washington Post ga- zetesi ve ABC News için 1001 ki- şi arasõnda yapõlan bir kamuoyu araştõrmasõ, ABD halkõnõn büyük bölümünün Afganistan’daki sa- vaşõn sürdürülmesini gereksiz gör- düğünü ve ülkeye daha fazla asker gönderilmesine karşõ olduğunu or- taya koydu. Savaşõn sürdürülme- sini gereksiz gören Amerikalõlarõn oranõnõn yüzde 51, karşõt görüşte olanlarõn oranõnõn ise yüzde 47 ol- duğu belirtildi. Araştõrmada, hal- kõn sadece yüzde 24’lük bölümü Afganistan’a daha fazla Amerikan askeri gönderilmesini desteklerken yüzde 27’lik bir kesim, asker sa- yõsõnõn yeterli olduğunu, yüz- de 4’lük bir kesimse asker sa- yõsõnõn azaltõlmasõ gerektiğini düşündüğünü bildirdi. 13-17 Ağustos arasõnda yapõlan araştõrma ayrõca, ABD halkõnõn çoğunluğu- nun, Afganistan’da etkili bir hükümetin kurulacağõndan kuşku duyduğunu da gös- terdi. Bu arada Amerikalõ- larõn çoğunun, ABD Başka- nõ Barack Obama’nõn sa- vaşõ yönetme şeklini onay- ladõğõ, yüzde 33’lük bir ke- siminse karşõ görüşte oldu- ğu belirtildi. Adaylardan Ramazan Beşardost, oy verdikten sonra parmağa sürülen ve çıkmaması gereken mürekkebin elini yıkar yıkamaz çıktığını belirterek, seçimin acilen durdurulması çağrısında bulundu ve “Bu, bir seçim değil, komedidir” dedi. Taliban, mürekkepli parmakları kesme tehdidinde bulunmuştu. Kadınlar ve erkekler, yoğun güvenlik önlemleri altında ayrı ayrı oy kullandı. (Fotoğraflar: AP/AFP) CIA-BLACKWATER ANLAŞMASI LATİN AMERİKA’DA GERGİNLİK El Kaide taşerona havale edilmiş Dış Haberler Servisi - Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü CIA’nõn, dinci El Kaide’nin liderlerini bularak öl- dürmesi için özel güvenlik şirketi Blackwater ile anlaştõğõ ortaya çõktõ. New York Times’õn haberinde, hiç- bir zaman faaliyete geçmeyen program dahilinde yakalanan ya da öldürülen te- rör zanlõsõ olmadõğõ belirtildi. CIA ve Blackwater’õn üst düzey yöneticileri arasõnda 2004’te varõlan anlaşma “dış kaynak kullanımı” çerçevesinde ya- põldõ ve şirkete hedefleri öldürme yet- kisi de verildi. Yetkililer, şirket ile ör- güt arasõnda resmi bir anlaşma olma- dõğõnõ, Blackwater yöneticilerinin CIA için çalõşõyor gösterildiğini anlattõ. CIA’nõn yeni patronu Leon Panetta, eski Dick Cheney’nin talimatõyla Kon- gre’den dahi gizlenen CIA programla- rõyla karşõlaştõğõnõ ve bunlarõ sona er- dirdiğini geçen ay duyurmuştu. Kongre tarafõndan yetki istismarõyla suçlanan Cheney’nin programõnõn sadece plan- lama ve eğitim düzeyinde kaldõğõ, an- cak Irak’ta çok sayõda sivilin hayatõnõ kaybetmesinden sorumlu tutulduktan sonra adõnõ Xe olarak değiştiren şirke- tin kasasõna milyonlarca dolarõn girdi- ği ifade ediliyor. Venezüella ‘barış üsleri’ kuruyor Dış Haberler Servisi - Venezüel- la hükümeti, komşusu Kolombiya’nõn 7 askeri üssünü ABD ordusunun kul- lanõmõna vermesine tepki olarak sõnõr bölgesinde 70 “barış üssü” kurmaya başladõ. Barõş üsleri kampanyasõyla ilgili basõn toplantõsõ düzenleyen Ve- nezüella Dõşişleri Bakan Yardõmcõsõ Francisco Arias Cardenas, 15 gün içinde tamamlanmasõ planlanan yer- leşkelerin amacõnõn “barışı sağlamak ve olası çatışmaların önüne geç- mek” olduğunu kaydetti. Kolombiya hükümeti geçen hafta, uyuşturucu ticareti ve terörle mücade- le amacõyla 7 askeri üssün ABD ordu- suna tahsis edilmesi konusunda anlaş- maya vardõklarõnõ açõklamõştõ. Vene- züella’nõn sosyalist lideri Hugo Chavez ise anlaşmanõn, ülkesi başta olmak üze- re, Latin Amerika’daki sol iktidarlara karşõ askeri bir tehdit oluşturduğunu vur- guluyor. Kolombiya ile diplomatik iliş- kilerini 28 Temmuz’da kesen Chavez, bu ülkeyle olan 7 milyar ABD Dolarõ hacmindeki ticareti dondurmuş, ayrõca ucuz benzin ihracatõna son vermişti. Kolombiya’da halen 800 Amerikan askeri ile 600 özel güvenlik görevlisi gö- rev yapõyor. Burkinili Carole. Hırka-ı Şerif önünde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle