24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CĞ. a: İstanbuldepremiiçinikisenaryo: 7*6 IÎ11, yOKSâ 7 Istanbul depremi geciktikçe, büyüklüğü ve yapacağı tahribat da artıyor.. lyimser senaryoya göre bu- gün 7.2 büyüklüğündeki bir depremin 10 yıl daha gecikmesi halinde büyüklüğü 7.4'e çıkacak. Marmara Denizi'nde araştırmalar yapan yerli ve yabancı bilim insanları, 10. Yıl Sempozyıımu'nda bir araya geldi ve Istanbul ve Kuzey Anadolu Fayı üzerine son bulgularını paylaştılar. Istanbul'u etkile- yecek depremin büyüklüğü, en ilgi çeken tartışma oldu. Depremin büyüklüğü 7.6 ile 7.2 arasında ola- cak. 7.2 gerçekleşirse, kent üzerindeki yıkıcı etkisi, şiddeti daha az gerçekleşecek. 7.6 büyüklüğünde bir deprem yaşarsak, Istanbul'da küçük bir kıyamet yaşanabilir... Orhan Bursalı Taaa Bingöl bölgesinden Saroz körfezine kadar uzanan Kuzey Anadolu Fayı'nın özellikle Mannara Denizi içindeki bölümü üzerine yapılan araş- tırnıaların sonuçları, Kocaeli depreminin 10. Yılında İTÜ'de düzen- lenen bir uzmanlar-araştınnacılarının toplantısında tartışıldı. Aralannda, Fransa, Almanya, İtalya ve Amerika'dan ve Türkiye'den deprem araştırmacılarının katıldığı toplantıda, Türkleri saymazsak Fransız bilimcilerin çokluğu dikka- ti çekti. Bunun nedeni de Marmara'da Fransız araştırma genıileri ve proje' leri oldukça fazla. , Araştırmacılann Marmara'nın sismik, sedimantolojik, jeolojik ve tektonik özellikleri üzerine bugüne kadar elde edilene bilimsel sonuçları açıkladılar. Oldukça ilginç ve Kuzey Anadolu Fayı'nın davranışlarına özgü bulgular da açıklandı. Sunumların, beklenen depremin İstanbul'a verebileceği zarar açı- sından değerlendirmelerinde, iki farklı yaklaşım dikkati çekti. Buna iki se- naryo da diyebiliriz. Bir görüş veya sonuçları yıkıcı olacak olan ilk senaryo, Saroz'dan İzmit'e kadar uzanan Marmara'nın kuzeyinden geçen 140 km uzunluğundaki fayın birbirini tetikleyici olarak tek parçada kırılabileceğini ve bu durumda Marmara'da 7.6 büyüklüğünde bir deprem oluşacağını öngörüyor. Bu büyüklükte bir kırılmanm ise Istanbul yapılan üzerindeki tahribatımn büyük olacağı açık. Dolayısıyla can ve mal kaybı, bu senaryoda artıyor. Unutulmamalı ki, Kocaeli depreminin büyüklüğü 7.4 idi. Genellikle fa- yın uzunluğu ile deprem büyüklüğü arasında doğru bir orantı bulunuyor. Deprem büyüklüğünü belirleyen diğer bir etken ıse, fay üzerinde biriken stresin-geri- limin büyüklüğü veya yoğunluğu. Bu noktada, Fransız araştırmacı Michel Bouchon, her geçen ay ve yıl, fay üzerinde stres birikiminin arttığını, örne- ğin bugün 7.2 büyüklüğünde kırılacak bir fayın üzerinde 10 yıl daha bir ge- rilim-stres birikimi olursa, 10 sonra kırılması durumunda, deprem büyüklü- ğünün 74e çıkacağını açıkladı. TEHLİKEYİ YOK SAYAMAY1Z Prof. Dr. Celal Şengör, tek parça kırılma ve 7.6 büyüklük olasılığma dik- kat çeken bilim insanımız. Şengör'ü tanıyanlar, olasılıklar içinde tehlikenin en büyüğüne her zaman dikkat çektiğini bilirler. Şengör bilim adammın gör- evinin de tehlikeyi küçültmek değil, eğer ciddi bir olasılık içindeyse, bundan halkı haberdar etmek olduğunu söylüyor. Nitekim, toplantıya katılan bilim adamlarının katıldığı ve soruları yanıtladığı basın toplantısında, kendisinin felaket tellalı olarak nitelendirilmesinden hiç rahatsızlık duymadığını belirtti ve "evet felaket tellalıyım, çünkü 7.6 büyüklüğünde bir deprem olasılığı bu- lunuyor, depremin 7'nin üzerinde gerçekleşeceği ise kesin bir veri" dedi. Şengör, bu senaryo için şöyle konuştu: "7.6 büyÜklüğün gerçekleşeceği fay 140 kilometre uzunluğunda ve Şarköy'den lzmit Körfezinin ağzma kadar uzanıyor. 1912 depremi Şarköy-Saros arasiTiaa ol- du. Buradaki fayın ne kadar uzunlukta kmldığma ilişkin farklı görüşler var. Biz di- yoruz ki, Şarköy-Saroz depremindefay kırığı, Marmara merkez havzasına kadar uzanmamışür. Ayrıca Ganos dağının alüna doğru uzanan, Şarköy'den dümdüz do- ğuya gideceğine Mürefte'den kuzeye giden bir kırık gö- rülüyor, Diyoruzki 1912 kırığı bu da olabihr. Enkötü ihtimali gö'ze akyoruz ve 140 kilometre uzunuluğunda- ki fayın Marmara depreminde tek parça olarak kırılma olasılığmı ön plana çıkarayoruz- Eğer, 1912 deprem kınğmın uzunluğu üzerinde kesin bir bilgiye ulaşırsak, şüphesiz, Marmara depremi konusunda daha kesin bir açıklama yapabiliriz..." İKİNCİ SENARYO İkinci senaryonun sahibi ise, Marmara depremi araştırmalarına Fransa'dan katılan Şili kökenli bilim adamı Rolando Armijo. Armijo başından beri, 1912 Şarköy-Saroz depreminde fayın Tekirdağ'ı da geçip Marmara merkez havza- sına kadar uzandığmı, dolayısıyla merkez havzadan İzmit Körfezi'ne kadar uza- nan sadece 70 kilometre uzunluğundaki fayın kırılacağını belirtiyor. Armijo'ya göre, bu kırılma 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretecek, dolayısıyla İstanbul üzerindeki yıkıcı etkisi de, 7.6'ya kıyasla daha düşük olacak. İstanbul için en bilimsel ve "en iyimser senaryo" bu! Ancak 7.2 büyüklüğünde bir depremin de yıkıcı etkisi oldukça büyük. Armijo dayandığı veriler konusunda diyor ki: "Merkez havzasında su al- tında çok taze olduğunu sandığımız kesiklikler görüyoruz. Sedimantasyon ka- rotlarından birinde, aşağı yukarı 1916'ya karşılık gelen bir tarihte kesiklik var. Buradan hareket ederek, 1912 depreminin buraya kadar geldiği bi- çiminde yorumluyoruz. Bir iki metrelik yükseltiler görüyoruz. Benim görüşüme göre, Mannara fayında Pull-apart (çek-ayır) mekaniz- ması egemen. Yani sağ yanal atımlı bir fay üzerinde fay sağ dirsek yaparsa, dirsek üzerinde açılma başlar bu bir pul-apart mekaniz- madır. Mannara böyle bir havzadır. Ana fay, Marmara havzasının bu özelliği nedeniyle, ana fay parçalanmakta ve bükülmektedir... Sonuç olarak, Şarköy depreminde fay Merkez-Orta Mannara hav- zasına kadar kırıldığını düşünüyorum. 1999 Depreminde fay kör- fezin çıkışına kadar kırdı. Adalar fayı ise 1963 depreminde kırıl- dı. Tek kmlmayan bölge, Marmara Ereğlisi ve Silivri önlerinde- ki Merkez veya Orta Marmara çukurundan geçen ve Adalar ön- lerine kadar uzanan 70 kilometrelik bülümdür.. Ancak burası çok tehlikelidir ve İstanbul'a çok yakm seyretmektedir. Bu fayın kı- rılması tahminen 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretecek.." ŞENGÖR'ÜN İTİRAZLARI Celal Şengör'e, bu senaryoya olan itirazlarını soruyoruz: "1912 depreminde fayın merkez havzaya kadar kırılma iddiası çok man- tıksız değil. Çünkü sedimantasyon (çökeller) verilerinde falezcikler- basamaklar görülmekte. Ancak bunların tarihlendirilmesi ve karakterize edilmesi henüz kesin olarak yapılmadı. Bu verinin gerçek bir bilgi olarak ortaya konması ge- rekmektedir... Marmara havzasının pull-apart (çek-ayır) niteliğine gelince, Armijo'ya göre, Marmara içinde fay hep bu modele göre davranıyor. Biz di- yoruz ki, evet Marmara havzasında çek-ayır modeline ilişkin izler var, ayrı- ca bu yeni değil ilk 1962'de ortaya atıldı ve o zamandan beri tartışılıyor. Fakat, bu çek-ayır modeline ilişkin izlerin eski bir rejime ait olduğunu, bugün faal olan fayın bir çek-ayır yapısı-geometrisi göstermediğini söylüyoruz. Bu eski rejime ait yeni bir fay tarafından parçalandığtnı düşünüyoruz.. Bu yeni fay da yaklaşık 250 bin yaşında..." Ayrıca Armijo da, fayın Merkez havzaya kadar kırılmış olabileceğini söy- lüyor, henüz bu konuda eldeki verilerin kesinleştirilmesi gerektiğine işaret edi- yor. Nitekim basın toplantısında da gazetecilerin sorusu üzerine "Böyle diyorum ama henüz elimizdeki verileri kesinleştirmiş değiliz", dedi. Celal Şengör, bu konu aramızda bilimsel bir tartışma konusu, iki taraf da birbirini zorluyor ve modellerini gerçek verilere oturtmaya çalışıyor. Bu tar- tışma ve yeni araştırmalar bizi daha sağ görüş belirtti. Celal Şengör ve Xavier Le Pichor Marmara Fayı'nı ilk bulan bilim insanla fay ve adaların hemen altında ve İstanb Marmara'nın güneyinden geçen fay bili çalışmalar sonucu ortaya çıkartılmıştı. ni derinlik ölçümleriyle ilgili veriler, 18^ tığı çalışmalara dayanıyordu. Deniz Kuvv çalışmalar ise deprem-fay araştırmalanr fayla ilgili bu verilerden bilgi edinmek Sismik açıdan bu genç fayın kuzeyi yor, diyor Şengör. Fayın güneyindeki b deforme oluyor, çünkü Marmara'nın gür verilerinde de görüyoruz, yamulma güneı liği, bir kırılma anında şiddetli deforma sına neden oluyor, diyor Şengör. 1999 DEPREMLER Türkiye KÜRESEL ÇABALAR: Eriştiğimi lın irdelenmesi, özellikle afetleı kin uluslararası çabalar, 1994 V Stratejisi) oluşturması ve bu or mektedir. MuratBalamir, Prof. Dr.; A na fikir, olası afet öncesinde ri çerçevesinde ulusal yönetimler ke yeni politikanın gereklerini c ve programlara onay vererek katılmtş o zenlemelere henüz geçememiştir. İSDR bu yıl şubat ayında, kapsamlı ladı: "İklim Değişikliği Ortamınaa Risk ı»< tanımlamasıyla "kalkınma çabalarında vurgu" yapmakta, "artan kentleşme oranı sistemleıin çöküşü, gibi risk azdıran etk rın çekilmesine ve ekonornik gelışmen ceği"ne işaret etmektedir (www.unisdr. Rapor, artan riskler karşısmda ekonc daha hızlı bir artış gösterdiğini belirliyt sına ilişkin çalışmalarla yetinmenin ola önlemlerine ağırlık verilmesinin kaçm rımlarının, iklim değişikliğine uyum, yol dürülmesi için maliyet etkin bir yaklaşı Bu açıdan, risk yönetimi kapasitesi kınma sağlanıyorsa, o ölçüde afet zemiı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle