Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
edildi.
2004 yılıydı 24 Nisan’daki referandumda her
şeyin netleşeceği, işin sonuna gelindiği
konuşuluyordu.
Bir televizyon programında buna inanan bir
akademisyen yorumcuyla karşı karşıya geldik.
Benim gördüğüm kadarıyla sonuç ne çıkarsa
çıksın çözüm olasılığı düşüktü.
Akademisyen arkadaş programın sonuna
doğru, hafif alaysı bir üslupla şöyle dedi:
“Bu iş artık tamam. Statükocular kaybetti.
Göreceksiniz önümüzdeki yıl bu vakitler
Kıbrıs’ta sorun anlamında konuşulacak bir şey
kalmayacak.”
Aradan 5 yıl geçti. Hâlâ gördüğüm,
kördüğüm!
Çünkü Kıbrıs’ta çözüm sadece adada
yaşayanların iradesine bağlı değil. Çözümden
neyin anlaşıldığı da çözülmesi gereken
“sorunlardan” biri! Zira ana sorun kan
dökülmemesi, gerilim olmaması ise bugünkü
tablo da “çözüm” olarak görülebilir.
2004’te çözümün önündeki “engellerin”
başında Denktaş gösteriliyordu. O gitse çözüm
kapıdaydı. Hemen içeri girecekti. Denktaş gitti,
çözüme en denk “adam” geldi. Şimdi o adam
görev süresinin sonuna yaklaşırken hâlâ
“Çözüme az kaldı ama” diyor!
Ergun Balcı okulundan Erdal Güven,
Talat’la kitaplık bir söyleşi yaptı. Anlaşılan o ki,
Talat’ın içi çok rahat değil. Belki kafasındaki
tüm muhasebeyi tamamlamadı.
Bir yandan Kosova’nın 3 yılda bağımsızlık
yolunda çok ileri adımlar atmayı başardığını
söylüyor. Öte yandan KKTC’yi ilan etmenin ne
kadar büyük bir yanlış olduğunu vurguluyor.
Cumhurbaşkanlığı koltuğundaki dört yılın
ardından özellikle Rum kesimince “yeni
Denktaş” olarak ad takılmasına bozuluyor. Kim
bilir bakarsınız bu yakıştırma Talat’ın kurtuluşu
bile olabilir!
Cumhurbaşkanlığının ilk yıllarında
Türkiye’den “kuzey komşumuz” diye söz eden
Talat, 2009’da, Türkiye ve Yunanistan’ın, iki
toplumdan daha büyük düşünerek hareket
etmesi gerektiğini söylüyor.
Sözü biraz dolaştırdık, yakın geçmişten
bugüne birkaç tur attık, asıl gelmek istediğimiz
nokta şu:
Kıbrıs, Silivri’deki malum davanın da parçası
haline getirilmek isteniyor.
İddia o ki, “Ergenekoncular” Kıbrıs gibi ulusal
çıkarlara ilişkin konuları da kullanmışlar. Ne
yapmışlar? Çözümün olmaması için her şeyi
yapmışlar.
Sonuç ortada!
Atılan iddialara en etkili yanıtı KKTC seçmeni
verdi. Derviş Eroğlu seçim öncesinde nisan ayı
boyunca çok ağır suçlamalar altında bırakıldı.
Sandıktan şu çıktı:
“Kes be annem!”
Gelinen nokta, Kıbrıs gibi ulusal bir davayı
asıl kimlerin kullanmak istediğini de gösteriyor.
Ankara gazeteciliğinin güncel siyasi
gelişmeler dışında 10 dosyası vardır. Bu 10
dosyaya ana hatlarıyla hâkim olmadan
Ankara’da gazetecilik yapılmaz. O dosyalardan
biri Kıbrıs’tır.
Ben de bu bağlamda, Cüneyt Arcayürek’ten
de çok şey öğrenerek Kıbrıs’la ilgili gelişmeleri
haberleştirdim, yorumladım. Bu konudaki kimi
bilgiler de iddianame ve eklerinde “suç unsuru”
olarak mevcut!
Kıbrıs dosyası ister istemez Yunanistan
dosyasıyla da bağlantılı. Yunanistan’la gerilimli
olduğumuz günlerde yazdığım bir yazıyı şöyle
bağladığımı anımsıyorum:
Ege’nin iki yakası bir araya gelmeden Türkiye
ile Yunanistan’ın iki yakası bir araya gelmez.
Hâlâ aynı görüşteyim.
Biri silahlanma yarışında dördüncü, öteki
beşinci.
Ancak gelinen noktada önce Türkiye’nin iki
yakasının bir araya gelmesi gerekiyor. Bu ayrı
bir yazı konusu.
Noktayı Talat’la koymak gerekirse...
Yaşam ona da çok şey öğretmiş görünüyor.
Ancak özünde tabii ki değişen fazla bir şey yok.
“Talat” aynı Talat...
Tersten okusan da düzden okusan da!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Diğer yanda gaziler DTP binasını taşlıyor. Liseli
gençler gösteri yapıyor.” (Mehmet Tezkan -
10.12.09 - Milliyet)
Gündem yaratma sevdasıyla gazete yazıyı
Başbakan’la ana muhalefet liderinin 3.5 yıldır
görüşmediğinin altını çizerek şu manşetle verdi:
“Şimdi zamanı değilse ne zaman?”
Gerilimli günlerin hangi nedenlerle başladığı,
üstelik gerilim tanımı yeterli değil.
Tezkan’ın çizdiği tabloda eksik kimi temel öğeler
var:
Tabii -bize göre-, sokak eylemlerinin kökeninde
bal gibi etnik ayrışma yatıyor... Etnik ayrışmanın
temelinde de devlette ayrı bir kimlik arama isteği…
Hükümet içeriğinden söz etmeden Kürt açılımı
diye yola çıktı.
CHP ve MHP’nin, açılımın hangi önlemleri
içerdiğini açıklama isteklerini hükümet -hâlâ-
doğru dürüst yanıtlamadı.
Hükümet başlangıçta Demokratik Toplum (Kürt)
Partisi’nden destek gördü. Ancak bu parti bir süre
sonra Kürt açılımı projesinin eksik olduğunu öne
sürmeye…
TV’lerde Kürtçe yayınların, Kürtçe okuma
yazmanın serbest olmasını sağlamanın, Kürt dili
enstitüleri kurmanın “soruna” çare
olamayacağını… anayasada Kürt kimliğinin
Türklüğün yanı sıra yer almasını savunmaya
başladı.
Parti, bir süre sonra -iktidarın görmezden
gelmeye çalıştığı- bir başka sorunla, İmralı’daki
baş teröristle Kürt sorununun çözümünü
özdeşleştirdi.
Bekledikleri ve istedikleri sonuç alınamayınca
Kürt açılım projesinin “bittiğini” ilan ettiği sırada
İmralı’daki müebbet hükümlünün yaşam biçimini
gündeme getirdiler ve….
…aranan neden de buydu. İmralı sokağı
tetikledi. Güvenlik güçlerine taş atan,
molotofkokteylleri, havai fişeklerle saldıran
eylemler günlerdir sürüyor.
Şimdiii; açık yüreklilikle soralım: Sokaktaki
molotoflu, havai fişekli, taşlı sopalı saldırıların
hangi amaçla tetiklendiğini irdelemek gerekmiyor
mu?
Sokağa dökülenler -medyaya göre- PKK
yandaşları, bize göre -şimdilik- tabancasız,
tüfeksiz kentteki PKK!
Ayrılıkçı şiddetin ne zaman başladığına
gelince… gazete koleksiyonlarına şöyle bir göz
atmak yeterli ve geçerli:
Sağ-sol kavgası değil bugünkü olaylar, daha
önceki yıllardan farklı. Bugünkü şiddet olaylarının
temelinde ayrışmadan sonra ülkenin bölünmesi
tehlikesi yatıyor.
Geçmişte zorlu günler yaşanırken iktidar ve
muhalefet liderlerini bir araya getiren zirve adı
verilen toplantılara tanık olduk. Lakin zirvelerden
sonuç alındığını da görmedik.
Baykal’ı RTE ile bir araya gelmeye zorlayalım
zorlamasına da, bu buluşmada derde çare olacak,
amaçta birleşen acaba hangi önlemler üzerinde
konuşacaklar?
Manzara şu: Muhalefete göre ülkeyi molotoflu,
havai fişekli, taşlı sopalı bugünkü gerilimli noktaya
iktidarın Kürt açılımı projesi getirdi.
Açılımdan vazgeçilmesi gerektiğini öne süren
muhalefete (Baykal ve Bahçeli’ye) içerideki sert
yanıtları yetmiyormuş gibi; Başbakan, okyanus
ötesinden neye mal olursa olsun sonuna kadar
açılıma devam edeceklerini içeren sert karşılıklar
gönderiyor.
Muhalefet iktidar sayesinde ayrışmanın
gerçekleştiğini ve gidişin ülkeyi bölmeye
uzanabileceğini savunuyor. RTE, bütün bu
uyarıları gözü kapalı sert yanıtlarla karşılıyor.
Muhalefet ile iktidar temelde sorunun
çözümünde anlaşamıyorlar. Anlaşmaları da
olanaksız görünüyor. Sokak eylemlerini Kürt
açılımının verilerinden ayrı görmek olanaksız.
Soruna bakış açıları birbirine zıt.
Pekâlâ… bilinen, görülen gerçeklere karşın
şayet şimdi zamanı ise Baykal, özveri göstersin
RTE ile görüşsün.
Bir araya gelecekler de derde deva bulunacak
mı?
Dağdan sokağa inen eylemlerin açılımla
başladığını… projenin temelindeki yanlışlığı iktidar
partisi kabul edecek mi?
RTE, muhalefetin siyasal rant uğruna açılımı
kösteklediği saçma iddiasından vazgeçecek mi?
Muhalefet, aylardır açıkladığı gibi iktidarın
ayrışmayı başlattığını, bölünme tehlikesinin
gündeme oturduğunu yinelemeyecek mi?
Bugüne kadar izlenen davranışlar, söylemler,
açıklamalar değişmedikçe… iktidar kafası ulusal
sorunu muhalefetle birlikte, üreteceği yeni çareleri
görüşerek çözümleme gereksinimi duymadıkça...
şimdi zamanı diye bir araya gelmeye zorlanan
iktidar muhalefet buluşmasından çıkacak olası
sonuç şöyle özetlenebilir:
Sıfır kere sıfır elde var sıfır!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 11 ARALIK 2009 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Aralık
Oslo K 1
Helsinki K 3
Stockholm Y 3
Londra PB 7
AmsterdamY 9
Brüksel Y 7
Paris B 8
Bonn Y 6
Münih K 2
Berlin Y 4
Budapeşte Y 6
Madrid B 17
Viyana Y 6
Belgrad Y 6
Sofya B 6
Roma PB 14
Atina Y 13
Zürih Y 6
Moskova PB -7
Aşkabat B 8
Taşkent B 4
Bakû PB 11
Bişkek B 2
Tiflis PB 8
Kahire Y 18
Şam Y 15
İstanbul Y 11
Edirne K 4
Kocaeli Y 11
Çanakkale Y 8
İzmir Y 14
Manisa Y 12
Denizli Y 14
Zonguldak Y 10
Sinop Y 13
Samsun B 15
Trabzon PB 15
Giresun PB 15
Ankara Y 7
Eskişehir Y 6
Konya Y 7
Sıvas B 7
Antalya Y 18
Adana Y 16
Mersin Y 17
Diyarbakır Y 10
Şanlıurfa Y 12
Mardin Y 8
Siirt B 10
Hakkâri B 3
Van B 5
Kars B 1
Ülke geneli çok bulut-
lu, Marmara, Ege, Akde-
niz, Batı Karadeniz, İç
Anadolu’nun güney ve
batısı ile Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu’nun
batısı yağışlı geçecek.
Yağışlar; Marmara’nın gü-
ney ve doğusu, Batı Ak-
deniz kıyıları, Doğu Ak-
deniz ile Gaziantep, Kilis,
Adıyaman ve Malatya
çevrelerinde kuvvetli ol-
mak üzere yağmur ve sa-
ğanak, Doğu Anado-
lu’nun batısı karla karışık
yağmur ve kar şeklinde
olacak. Hava sıcaklığı gü-
ney ve batı bölgelerde
2-4 derece azalacak.
Soruşturanlar hedefte
İLHAN TAŞCI
ANKARA - İsmailağa ve Fet-
hullah Gülen cemaatine yönelik
soruşturma başlatan Erzincan
Başsavcõsõ İlhan Cihaner hak-
kõnda 26 yõla kadar hapis iste-
miyle dava açõlmasõnõn yankõsõ
sürerken operasyonlarda görev al-
dõğõ belirtilen istihbarat eleman-
larõnõn izin alõnmaksõzõn gözaltõ-
na alõnõp tutuklanmasõ MİT’i bi-
le şaşõrttõ. CHP İzmir Milletvekili
Ahmet Ersin, özel yetkili sav-
cõlarõn yasadõşõlõğa kayabildik-
lerinin örneğinin Erzurum’da ya-
şandõğõnõ vurgulayarak, “Müthiş
gözdağı veriliyor. Amaç so-
ruşturmacıların kökünü kazı-
mak” dedi.
Cemaat-yargõ-siyaset üçgenin-
de gelişen ve son olarak da MİT’e
uzanan cemaat soruşturmasõ pek
çok rastlantõyõ içinde barõndõrõyor.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcõ-
lõğõ’nõn 2007 yõlõnda başlattõğõ İs-
mailağa cemaatine yönelik so-
ruşturmada, cemaatin lideri Mah-
mut Ustaosmanoğlu’nun yaşa-
dõğõ İstanbul başta olmak üzere 16
ilde 235 kişinin gözaltõna alõnmasõ
için hazõrlõğa başlandõ. Ancak
gizli yürütülen soruşturmaya iliş-
kin örgüt üye ve yöneticilerine
“içeriden” bilgi sõzdõrõldõğõnõn
saptanmasõ üzerine operasyon
Erzincan ile sõnõrlõ tutuldu. So-
ruşturmanõn Ankara’da öğrenil-
mesinin ardõndan ise devreye gi-
ren Erzurum Başsavcõlõğõ ile Er-
zincan arasõnda yetki kavgasõ
çõktõ. Erzincan Başsavcõlõğõ’nõn
örgütün cebir ve şiddet kullandõ-
ğõna ilişkin delil bulunmadõğõnõ
belirtmesine karşõn, Erzurum Baş-
savcõlõğõ cebir ve şiddet yöntem-
lerinin kullanõldõğõ gerekçesiyle
dosyanõn tamamõnõ istedi ve aldõ.
Ortak nokta Albayrak
Soruşturma nedeniyle hedef
haline getirilen Erzincan Baş-
savcõsõ İlhan Cihaner hakkõnda
Adalet Bakanlõğõ müfettişleri
“Neden cemaate dokundun?”
soruşturmasõ başlattõ. Cihaner
hakkõnda “görevi kötüye kul-
lanmak, imar kirliliğine neden
olmak ve resmi belgede sahte-
cilik” suçlamalarõyla Tunceli
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde dava
açõldõ. Başsavcõ Cihaner hakkõn-
da 26 yõla kadar hapis istendi.
Dinci basõn “İrticayla Mücade-
le Eylem Planı” adõ verilen ça-
lõşmanõn Erzincan’da savcõ İl-
han Cihaner ve jandarmalarca
yürürlüğe konulduğunu ileri sür-
dü. Cihaner hakkõnda kendi de-
yimiyle “karalama kampanya-
sı” yapanlar arasõnda Yenişafak
gazetesi de yer aldõ. Bunda, Ci-
haner’in yürüttüğü soruşturma
dosyasõnda, gazetenin sahibi Ah-
met Albayrak’õn örgüt üyeliği
suç şüphesiyle yer alõyor olmasõ-
nõn etkili olduğu belirtildi.
MİT Erzincan Bölge Başkanõ
ile birlikte iki istihbarat elemanõ
Erzurum özel yetkili savcõsõ Os-
man Şanal’õn talimatõyla ve Baş-
bakan ve MİT’in onayõ olmadan
gözaltõna alõnõp tutuklandõ.
Bursa Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ da yolsuzluk iddiala-
rõyla ilgili soruşturma baş-
lattõ. Dinci basõn bu so-
ruşturmayõ da Ergenekon
olarak yansõtmaya çalõştõ.
“Kum Tanesi” verilen
soruşturmanõn iddiana-
mesinde, Yenişafak ga-
zetesinin sahibi Ahmet
Albayrak, “örgüt lideri”
olmakla suçlandõ. Belli
gazetelerin hedefi haline
gelen Erzincan ve Bursa
Başsavcõlõğõ’ndaki soruş-
turmalarõn ortak noktasõ-
nõ her ikisinde de suçlanan
kişiler arasõnda Ahmet
Albayrak’õn de yer alma-
sõ oluşturdu.
CHP’li Ersin, özel yet-
kili savcõlarõn kendilerini
farklõ değerlendirdiklerini
belirterek, “Çok rahat-
lıkla yasadışına kayabi-
liyorlar. Ergenekon so-
ruşturmasında da aynı
şeyle karşı karşıya kalı-
yoruz. İnsan haklarına,
hukuka bağlılık gibi bir
endişe taşımıyorlar. Er-
zurum Özel Yetikili Sav-
cılığı da bunun bir ör-
neği.” diye konuştu.
HATİCE TUNCER
Danõştay’a silahlõ baskõn ve
Cumhuriyet gazetesinin bomba-
lanmasõ dosyasõyla birleşik birinci
Ergenekon davasõnda gizli tanõk
9 olduğu iddia edilen Osman
Yıldırım’õn çapraz sorgusuna
devam edildi. Mahkeme Başkanõ
Köksal Şengün, 8 Aralõk’taki
duruşmada reddi hâkim talebin-
de bulunmak üzere süre isteyen
İşçi Partisi Genel Başkanõ Doğu
Perinçek’e duruşma tutanaklarõ-
nõn önceki akşam tebliğ edildiği-
ni ancak Perinçek’in salonda bu-
lunmadõğõnõ kaydetti. Avukat
Mehmet Cengiz, tutanaklarõn
hazõrlandõğõnõ ancak henüz Doğu
Perinçek’e iletilmediğini öğren-
diğini söyledi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi tarafõndan Silivri Cezaevi
yerleşkesi bitişiğindeki duruşma
salonunda görülen davanõn dün
126. duruşmasõ gerçekleştirildi.
Başkan Şengün, çapraz sorgusu-
na devam edilmek üzere Danõş-
tay’a baskõn ve Cumhuriyet’e
saldõrõ dosyasõ sanõğõ Osman Yõl-
dõrõm’õ sanõk kürsüsüne çağõrdõ.
Tutuklu sanõk emekli Tuğgeneral
Veli Küçük, söz alarak “23 ay-
dır tutukluyum. Osman Yıldı-
rım’ın savcılara verdiği hayali
iddialar nedeniyle tutuklan-
dım. Avukatlarım soru sora-
cak” diye konuştu. 12 Haziran
2007 tarihinde Ümraniye’de 27
adet el bombasõnõn bulunduğu
iddia edilen gecekondunun sahi-
bi tutuklu sanõk Mehmet De-
mirtaş, Osman Yõldõrõm’õn Ata-
şehir’de Cumhuriyet’e atõlan bom-
balarõn verildiği iddia edilen ev-
de kendisini gördüğünü söyledi-
ğini anõmsatarak kendisini nere-
den tanõdõğõnõ sordu. Yõldõrõm,
“Ümraniye taraflarında gör-
müştüm. Siması yabancı gel-
miyor” diye yanõtladõ. Avukat
Kemal Kerinçsiz gizli tanõk 9
olduğu iddia edilen Yõldõrõm’a çok
sayõda soru sordu. Kerinçsiz, Yõl-
dõrõm’õn ifadelerinde bombalarõ
Muzaffer Tekin’den, bir başka
ifadesinde ise Küçük’ten aldõğõ-
nõ söylediğini anõmsatarak “Bom-
baları kim verdi” diye sordu.
Yõldõrõm ise bu soruyu “Fark
etmez diye öyle ifade verdim”
diye yanõtladõ. Yõldõrõm’õn “Ben
hayatımda hiç para karşılığı iş
yapmadım” sözleri üzerine Baş-
kan Şengün “Ama 500 bin do-
lara bomba atma konusu sana
geliyor. Alparslan onlara daha
yakınsa neden ona değil de sa-
na verdiler?” diye sordu. Yõldõ-
rõm da Bombalarõ almasõna ilişkin
önceden verdiği ifadeleri tekrar-
layarak, “Ona demişler. ‘Üçün-
cüyü sen at’ demişler” diye ya-
nõt verdi.
Emekli Binbaşı
Bektaş adliyede
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturma-
sõ kapsamõnda Poyrazköy’de ele geçirilen mü-
himmata ilişkin tutuklu bulunan emekli Binba-
şõ Levent Bektaş, Kafes Operasyon Eylem
Planõ soruşturmasõna yönelik ifade vermek
için Silivri Cezaevi’nden Beşiktaş’taki İstan-
bul Adliyesi’ne getirildi. Sillivri Cezaevi’ne
ait araçla dün sabah saatlerinde adliyeye geti-
rilen Bektaş, nezarethaneye alõndõ. Ergenekon
davasõnõn tutuklu sanõklarõndan Emekli Binba-
şõ Levent Bektaş, “azınlıklar ile Koç Müze-
si’ne yönelik saldırı hedeflendiği” ileri sürü-
len Kafes Operasyon Eylem Planõ hakkõnda
açõlan soruşturma için ifade verecek.
“İlk Türk Kadın Mitingi”nin 90. yıldönümü,
10 Aralık Kadın Platformu Derneği tarafından
Kastamonu’da düzenlenen törenlerle kutlan-
dı. Kutlamalar çerçevesinde, 10 Aralık Kadın Platformu Derneği ve Kastamonu Üniversitesi tarafından
ortaklaşa organize edilen yürüyüş programına yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Yürüyüş programına Kas-
tamonulu kadınlar da destek verdi. Korteje katılan ve çoğunluğu Kastamonu Üniversitesi öğrencile-
rinin oluşturduğu grup ise yürüyüş sırasında, sloganlar atarak 10. Yıl Marşı’nı söyledi. Törende ko-
nuşma yapan 10 Aralık Kadın Platformu Başkanı Meral Dönmez, 10 Aralık 1919’da Kız Öğretmen
Okulu bahçesinde 3 binden fazla kadının toplanarak yapılan haksızlıkları ve şiddeti sert bir dille kı-
nadıklarını söyledi. Yürüyüş, Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı’na çelenk konulmasıyla son buldu.
İlk mitingin 90. yõldönümü
Gizli tanık 9 olduğu iddia edilen Osman Yıldırım’ın çapraz sorgusuna devam edildi
Küçük: Yõldõrõm yüzünden tutukluyum
Cemaat-yargõ-siyasetüçgenindegelişenvesonolarakdaMİT’euzanansoruşturmapek
çok ‘rastlantõyõ’ içinde barõndõrõyor. CHP’li Ersin ‘Müthiş gözdağõ veriliyor’ dedi
‘Sayın’ın
iddiaları
gerçeği
yansıtmıyor’
Kõvrõkoğlu’nun avukatõ İstanbul Haber Servisi - Eski Genelkurmay
Başkanõ emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğ-
lu’nun avukatõ Abdullah Kaya, birinci “Erge-
nekon” davasõnõn tutuklu sanõklarõndan Ümit
Sayın’õn müvekkiliyle ilgili beyanlarõnõn “gerçe-
ği yansıtmadığını” bildirdi. Kaya yaptõğõ yazõlõ
açõklamada Sayõn’õn, 2005 yõlõnda Fenerbahçe Or-
duevi santralõ üzerinden Kõvrõkoğlu’nu arayarak gö-
rüşme talebinde bulunduğunu belirterek, Kõvrõ-
koğlu’nun, ismini dahi duymadõğõ Sayõn’õ, bilim
adamõ kimliği nedeniyle Fenerbahçe Orduevi’nde
kabul ettiğini aktardõ. Kaya, bu görüşmede hayat
hikâyesini anlatan, İstanbul Üniversitesi Adli Tõp
Kurumu’nda Doç. Dr. olarak görev yaptõğõnõ kay-
deden Sayõn’õn, ziyaretine sebep teşkil eden esas
konunun ise “YÖK tarafından hakkında ince-
leme başlatılması sebebiyle, bu konuda kendi-
sine yardım edilmesi” olduğunu anlattõğõnõ belirten
Kaya, Kõvrõkoğlu’nun konu ile ilgili yapabilece-
ği herhangi bir şey olmadõğõnõ Sayõn’a söylediği-
ni kaydetti. Kaya “Ümit Sayın’ın beyanlarının
hiçbiri gerçekleri yansıtmamaktadır. Müvek-
kilimizin tüm tazminat ve dava hakları da ta-
rafımızdan yakından takip edilecektir” dedi.
1. KOŞU: F: Sebat (1), P: Baba Abdullah (4), PP: Kõlõçbaylõm
(7), S: Alpdemir (2). 2. KOŞU: F: Deryahanõm (6), P: Irmak Kõ-
zõm (9), PP: Atakan Baharõ (3), S: Anakaya (2). 3. KOŞU: F: Kõr-
mõzõ Ruj (1), P: Endurance (5), PP: Lady Melis (2), S: Sun Of Sum-
bas (3). 4. KOŞU: F: Yayla Köylü (9), P: Kukulakaya (6), PP:
Begankõz (2), S: Culap (4). 5. KOŞU: F: İzmirli (2), P: Mahcup
(1), PP: Princesse Des Iles (8), S: Maneko (4). 6. KOŞU: F: Zo-
bidik (4), P: Tunakan (8), PP:
Mr. Patriot (6), S: Almighty
(1). 7. KOŞU: F: Gülengül (3),
P: Saylan (1), PP: İdilim (4), S:
Fevzuş (2). 8. KOŞU: F: Sal-
kõmkõz (4), P: Taşkõran (7), PP:
Odinşah (8), S: Gökçel (3).
ALTILI GANYAN
1 9 2 4 3 4
5 6 1 1 7
2 8 8
3 4 3
4 2
POLİSLER İÇİN SUÇ DUYURUSU TALEBİ
Tutuklu sanõk, Türk Ortodoks Kilisesi Basõn Sözcüsü Sevgi
Erenerol’un avukatõ Vural Ergül, Osman Yõldõrõm’õn Danõş-
tay saldõrõsõnõn ardõndan Ankara Otogarõ’nda yaptõğõ telefon
görüşmesinin çözümlerinin emniyet tarafõndan eksik yapõldõğõ
gerekçesiyle mahkemeden suç duyurusu talebinde bulundu. Er-
gül mahkemeye sunduğu dilekçede, Yõldõrõm’õn Alparslan Ars-
lan için “Allah’ın askeri” ifadesini kullanmasõna karşõn dava
dosyasõnda bu ifadelerin çözümünün yapõlmadõğõnõ savundu.