Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2009 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Esfender Korkmaz
Ne Anlatmak İstiyor?
Öyle tuhaf bir toplum olduk ki, adam gibi oturup
konuşmak da mümkün değil artık. Yanlış,
hazırlanmamış, tanımı bile yapılmamış,
uygulayıcısının dahi ne olduğunu tam olarak bilip,
tanımlayamadığı bir açılıma karşı çıkmanın siyasi
rant kaygısı olarak rahatlıkla nitelenebilmesi için
gerçekten toplumun her önüne konanı yutmaya
hazır bir yapıda olması gerekiyor.
Türkiye’de sivil bir darbe, yedi yıldır yürürlüğe
konuyor; artık her şeyin daha aşikâr olduğunu da
söyleyebiliriz.
Bu darbenin başarıyla yürütülebilmesi için
toplumun her önüne konanı yutmaya hazır bir
budalalık kıvamına getirilmesi gerekiyor.
Sivil darbeyi dikkatten kaçırmanın yöntemi
toplumun askeri darbe hummasıyla yakılması;
bunda başarılı da olunuyor, herkeste bir askeri
darbe korkusu ki sormayın.
Artık darbelerin ne olduğu bile sağlıklı biçimde
konuşulamaz oldu.
Geçen gün Meclis kürsüsünden Genel Kurul’a
seslenen CHP İstanbul Milletvekili Esfender
Korkmaz’ın başına gelen olay da bu türden.
Korkmaz darbelerin hangi koşullarda
gerçekleştiğini anlatır, toplumu uyarırken linç
edileyazmış; üstelik kendi partisinin aklı başında
insanları da, genel histerinin etkisiyle onu doğru
dürüst anlamamışlar.
Rahmetli Metin Toker hep bir gerçeği
tekrarlayıp şunları söylerdi:
- Ne zaman 11 Eylül 1980 koşulları bir araya
gelse, kaçınılmaz olarak 12 Eylül olur.
Haklıydı.
Olaylar da haklılığını kanıtlamıştı.
Doğa nasıl boşluktan nefret ederse, siyaset de
kaostan nefret eder ve kaos olduğunda bazı
mekanizmalar kendiliklerinden harekete geçerler.
Bu kural az gelişmiş, gelişmiş, demokrasisi ileri,
geri ayırımı olmaksızın her ülke için geçerlidir.
İnanmayan 1958’de Fransa’da yalnız hükumeti
değil, rejimi de değiştirerek, De Gaulle’ü iktidara
getiren askeri darbeyi incelesin.
Peki Esfender Korkmaz ne demiş Meclis
kürsüsünden?
- Siyasette, kaos, yeni kaoslar doğurur...
Siyaset ancak demokrasi içinde kendini onarır,
eğer demokrasi yoksa onaramaz, o zaman işte
birtakım dış ve iç müdahaleler ortaya çıkar, demiş.
Başka bir yerde de, “halk zaruri görürse darbe
olur” diye eklemiş.
Şimdi bu sözlerden, “artık halk zaruri görsün de
darbe olsun” sonucunu çıkarmak için biraz zekâ
özürlü olmak gerekir.
Adam çıkmış diyor ki, “demokrasi kendi
kendisini onarıp, kendi sorunlarını kendi düzeni
içinde aşabilmelidir.”
Bundan daha doğru, daha kanıtlanmış bir söz
olabilir mi?
Meclis kürsüsünden, bu gerçekleri söylemek
yerine “kahrolsun darbe!” diye haykırarak
önlenebilir mi darbe?
12 Eylül’de yaşadıklarımızdan hiç ders
almamakta direniyoruz.
Hangi aklı başında insan, 12 Eylül ve onu
izleyen günlerde, darbenin kerizmatik liderinin
geniş halk desteğine sahip olduğu gerçeğini
yadsıyabilir?
Şimdi kimse çıkıp da, “darbeciler halkı
kandırdılar, ondan oldu” demesin sakın!
Aylarca cumhurbaşkanı seçtirmeyen, iktidar ile
muhalefetin rejim konusunda uzlaşarak birlikte
hareket etmesini engelleyen de, “kerizma cuntası”
mıydı?
32 dişini göstere göstere, “kadayıfın altının
kızarıp kızarmadığı” edebiyatı yapan da cunta
mıydı?
12 Eylül’ün sivil sorumluluğunun asgari askeri
sorumluluğu kadar büyük olduğunu kim
yadsıyabilir?
Eğer o sivil sorumluluk olmasaydı, “kerizma
darbesi” olabilir miydi?
Bu gerçekleri görmeden, sağlıklı analizler
yapmak mümkün mü?
Demokrasiyi korumanın ilk yolunun onu
çalıştırmak olduğunu söylemek cuntacılık mıdır,
yoksa gerçek demokratlık mı?
Ha şimdi şu soruyu sorabilirsiniz:
-Esfender Korkmaz’ın yanıldığı hiçbir nokta yok
mu?
Cevabım çok açık olacaktır:
-Olmaz olur mu, tabii var!
-Nedir o, derseniz onun da yanıtı açık ve kısa:
-Darbenin başarıya erişmesi için halkın zaruri
görmesi yetmez, ABD desteği de şarttır.
Bu arada bir soru da ben sormak isterim:
-Biz neyi tartışıyoruz, darbe olmamasını mı?
-Ayol biz tartışırken sivil darbe oluyor bile!
Açıklama: Dün Devlet Bakanı Sayın Cemil
Çiçek perşembe günkü yazım ile ilgili olarak
telefonla aradı ve kendisinin hukukçu yanının
Anayasa Mahkemesi’ne “bu partiyi kapatın” gibi
bir mesaj iletmesini imkân vermediğini açıkladı.
Ben de Sayın Bakan’ın ilgisine teşekkür ederek o
yazıda zaten böyle bir niyeti olduğunu ima dahi
etmemiş olduğumu belirttim.
Bu arada bu akşam saat 21 de Cem TV’deki
“Ayıptır Söylemesi”nde Prof. Süheyl Batum ile
birlikte Prof. Dr. Osman Altuğ’u konuk
edeceğimizi, ekonomiyi ve krizin teğet mi yoksa
delip mi geçtiğini konuşacağımızı belirtmek
isterim.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Makina Mühendisleri Odası’nda bir araya gelen EMEP Başkanı Tüzel, Halk-
evleri Başkanı Birol ve ÖDP Genel Başkanı Taş, ortak açıklama yaptı.
‘Açõlõm çözümden uzak’
Baykal, hükümetin Tokat’taki saldõrõya ilişkin komplo teorileri üreterek açõlõmõ savunmaya çalõştõğõnõ söyledi
‘PKK’yi koruma duygusu’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal,
Tokat’taki saldõrõnõn ardõndan Baş-
bakan Tayyip Erdoğan ve hükümet
üyelerinin yaptõğõ değerlendirmeleri
eleştirirken “Komplo teorisi üretmek
bir hükümete yakışmıyor. PKK’yi
koruma, aklama, sakınma duygu-
sunun hükümete hâkim olduğunu
görmek acı veriyor” dedi. MHP
Grup Başkanvekili Oktay Vural,
AKP’li yöneticilerin açõklamalarõyla
“PKK’yi koruduğunu” savunurken,
“Takke düştü, kel göründü” diye ko-
nuştu. CHP Grup Başkanvekili Kemal
Anadol da saldõrõyõ “Gizli güçler
yaptıysa, kim yaptı” diye sordu.
Baykal, dün gazetecilerin sorularõ-
nõ yanõtlarken, Tokat’taki saldõrõnõn ar-
dõndan iktidar tarafõndan yapõlan de-
ğerlendirmelere tepki gösterdi. Bay-
kal, “Komplo teorisi üretmek bir
hükümete yakışmıyor. Hükümet
neyin ne olduğunu ortaya koyma
durumundadır. Koyamıyorsa, kom-
plo teorilerinden medet umarak
içine girdiği yanlış istikameti sa-
vunmaya çalışıyorsa durum dü-
şündüğümüzden daha da vahimdir.
PKK’nin bunu üstlenmesi de hü-
kümetin komplo teorileriyle böy-
lesine önemli bir konuya yaklaşı-
mının ne kadar yanlış olduğunu
göstermektedir. PKK’yi koruma,
aklama, sakınma duygusunun hü-
kümete hâkim olduğunu görmek in-
sana gerçekten acı veriyor” dedi.
‘Gizli güçse, kim yaptı?’
CHP’li Anadol da PKK’nin, saldõ-
rõyõ üstlendiğini, gerçeğin ortaya çõk-
tõğõnõ söyledi. Buna, “açılıma yöne-
lik bir provokasyon” diyenlerin,
kendilerinin provokasyon yaptõğõnõ
ifade eden Anadol, şöyle konuştu:
“Ülkeyi yasa boğan hain saldırı-
yı, ‘PKK yapmadõ da bu açõlõma en-
gel olmak isteyen birtakõm gizli güç-
ler yaptõ...’ Gizli güçler yaptıysa, kim
yaptı? Bunu ispat etmek, ortaya çı-
karmak hükümetin görevi değil
mi? Bunu Türk ordusunun, Erge-
nekon’un, ordunun kendi askerle-
rinin yaptığını ima eden, art niyet-
li insanların, yazar, çizenlerin, bu
söylentiyi yayanların, şimdi ne söy-
leyeceklerini merak ediyorum.”
MHP Grup Başkanvekili Oktay
Vural ise, AKP’li yöneticilerin, bu sal-
dõrõ karşõsõnda milletin kafasõnõ bu-
landõrdõğõnõ söyledi. Vural, “Öyle
bir noktaya gelmiş ki adeta devle-
tin içindeki birtakım şeylerin ya-
pabileceği şeklinde alçak yorumlar
yapılmıştır. Takke düşmüş kel gö-
rünmüştür. Bugün PKK’yi aklamak
isteyen, eylemlerini bile sorgulayıp
‘yapmamõştõr’ diyebilecek kadar onu
koruyabilen bir Başbakan, Başba-
kan Yardımcısı... Türkiye’nin en
büyük handikapı da budur. PKK’yi
siyasallaştırmak; PKK’ye af getir-
mek üzere hazırlanmış bir oyundur,
bu açılım” dedi.
‘Bermuda şeytan üçgeni’
AKP, DTP ve PKK’yi “Bermuda
şeytan üçgeni” olarak nitelendiren
Vural, “Asıl provokatör sizsiniz,
kim yapmışsa bulun. Provokasyona
zemin hazırlayan sizsiniz” diye ko-
nuştu. Devlet Bakanõ ve Başbakan
Yardõmcõsõ Bülent Arınç’õn açõkla-
malarõnõn “utanç verici” olduğunu be-
lirtirken, “Ağlamaktan sorumlu Baş-
bakan Yardımcısı artık PKK’yi
aklamaktan sorumlu” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet
Şandır da “Tokat’taki pusuyu komp-
lo olarak nitelemek ve sanki bunu
PKK’nin yapmadığını ihsas etmek,
AKP’nin PKK’yi aklama ve böyle-
likle Kürt açılımı ile PKK isteklerini
kabul etmenin gayretini gösterme
niyetinin dışavurumudur” dedi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - To-
kat’taki terörist saldõ-
rõyla ilgili başlangõçta
“derin devlet”i işaret
eden DTP yönetimi, sal-
dõrõyõ PKK’nin üstlen-
mesinin ardõndan Mec-
lis’te bir değerlendirme
toplantõsõ yaptõ. AKP
Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Hüseyin Çelik ise
“Olayın üzerinden 3
gün geçtikten sonra
üstlenmesi soru işa-
retleri içeriyor” dedi.
DTP Genel Başkanõ
Türk, gazetecilerin so-
rusu üzerine, “Üzgün
olduğumu söylemek is-
tiyorum. Geçmişteki
konuşmamın arkasın-
dayım. Yaşama hak-
kına, şiddete yönelik
eylemleri tasvip etme-
diğimizi baştan beri
söylüyorum” dedi.
Türk saldõrõyla ilgili da-
ha önce 1993 yõlõndaki
33 askerin şehit olduğu
saldõrõda olduğu gibi
“provokasyon” oldu-
ğu yönündeki sözleri-
nin anõmsatõlmasõ üze-
rine de “Üzgünüm, ne-
reden gelirse gelsin ka-
bul etmiyorum” yanõ-
tõnõ verdi.
DTP Grup Başkan-
vekili Selahattin De-
mirtaş da gazetecilerin
konuya ilişkin sorusu
üzerine, partilerinin bu
tür saldõrõlar konusun-
daki tavrõnõn belli ol-
duğunu beliterek, “Biz
başından beri yaşam
hakkı kutsal bir hak-
tır, nereden veya nasıl,
kim tarafından yapı-
lırsa yapılsın savunu-
lamaz dedik. Dolayı-
sıyla hangi örgütün
üstlendiğine göre
DTP’nin tavrı ve bu
konudaki yaklaşımı
değişmez” dedi.
‘Altından ne
çıkar bilemiyoruz’
Demirtaş, PKK’nin
saldõrõyõ 3 gün sonra
üstlenmesini nasõl de-
ğerlendirdiğinin sorul-
masõ üzerine ise, “Bile-
miyoruz bu işin altın-
dan ne çıkar, yıllar
sonra başka bir şey çı-
kar mı? Siyasal so-
nuçları da 33 asker
olayına benzer mi ben-
zemez mi, siyasetçile-
rin elinde. Şu anda top
siyasetçilerde. 33 as-
ker olayı barışa doğru
giden bir süreci kes-
mişti. Şimdi siyasetçi-
ler bunun 33 asker ola-
yına dönüşmemesi için
daha fazla görev üst-
lenmelidir” yanõtõnõ
verdi.
AKP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Hüseyin
Çelik ise yaptõğõ açõk-
lamada, “kimden ge-
lirse gelsin ve kime yö-
nelik olursa olsun te-
rörün her çeşidini kı-
nadıklarını ve lanetle-
diklerini” söyledi. Ola-
yõn, üzerinden 3 gün
geçtikten sonra üstle-
nildiğine dikkati çeken
Çelik, “Olayın üzerin-
den 3 gün geçtikten
sonra üstlenmesi soru
işaretleri içeriyor.
PKK, bugüne kadar
bu tür saldırıları he-
men üstleniyordu.
Ama 3 gün beklenmiş
olması bazı soru işa-
retleri doğuruyor. Te-
menni ederiz ki failler
yakalanır ve işin de-
rinlemesine soruştur-
ması yapılır, arka pla-
nını daha açık şekilde
öğreniriz” dedi.
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK YEDİ ASKERİN ŞEHİT OLDUĞU SALDIRIYI ÜSTLENDİ
Yurt Haberleri Servisi - Tokat’ın Reşadiye ilçesi
kırsalında pazartesi günü 7 askerin şehit olması-
nın hemen ardından başta Cumhurbaşkanı Ab-
dullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hü-
kümet yetkilileri ve DTP milletvekilleri olmak üze-
re çeşitli kesimler tarafından saldırının sorumlusu
olarak terör örgütü PKK dışındaki karanlık güç-
ler ve “Ergenekon” işaret edilmesine karşın terör
örgütü PKK resmen saldırıyı üstlendi. Dün terör
örgütü, Fırat Haber Ajansı aracılığıyla Tokat’taki
saldırıyı üstlendiğini duyurdu. Ajansın internet
sitesindeki habere göre, terör örgütü PKK’nin as-
keri kanadı Halk Savunma Güçleri (HPG), To-
kat’ta 1’i uzman çavuş 7 askerin şehit olduğu, 3
askerin de yaralandığı saldırıyı, ana karargâhtan
bir talimat olmaksızın, Tunceli’deki bir birimin
kendi inisiyatifiyle yaptığı belirtildi. Ancak örgüt-
ten yapılan açıklamada, Öcalan konusunda her bi-
rimin kendi inisiyatifiyle eylem yapma hakkına sa-
hip olduğu iddia edildi. Açıklamada, örgütün ni-
san ayında eylemsizlik kararı aldığı anımsatılırken
saldırı “misilleme eylemi” olarak tanımlandı.
Bakan Çelik:
Neden üç gün
sonra üstlendi?
AKP YİNE TATMİN OLMADI
SALDIRIDAN SONRA
KİM NE DEMİŞTİ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tokat’õn
Reşadiye ilçesinde 7 askerin şehit olduğu
saldõrõnõn ardõndan Cumhurbaşkanõ, hükü-
met ve DTP’den saldõrõnõn “provokasyon”
olduğu açõklamalarõ gelmiş, saldõrõnõn
PKK’nin dõşõnda “karanlık güçler” tara-
fõndan yapõldõğõna işaret edilmişti. Ancak
PKK’nin dün yaptõğõ açõklamayla saldõrõyõ
üstlenmesi, saldõrõnõn ardõndaki sis perdesi-
ni araladõ. Siyasiler saldõrõya ilişkin şu
açõklamalarõ yapmõştõ:
Başbakan Tayyip Erdoğan: ABD Başka-
nõ Barack Obama ile yaptõğõ görüşmenin
ardõndan düzenlediği basõn toplantõsõnda
saldõrõyõ “provokasyon” olarak değerlen-
dirmiş ve zamanlamasõna dikkat çekmişti.
Erdoğan, “Bu hain pusunun yeri ve
zamanlaması milletimizin nasıl bir ter-
tip ve provokasyonla karşı karşıya ol-
duğunun da açık bir ifadesidir” demişti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Sal-
dõrõ için “Daha çok ses getirecek, milli-
yetçi duyguları körükleyecek, özellikle
bu söylem içerisinde siyaset yapan parti-
lerin işini kolaylaştıracak bir eylemi çok
akıllıca planlamış olabilirler” demişti.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin
Çelik: Türkiye’de normalleşme çabalarõ
arttõğõ ve demokrasi standartlarõ yükseldiği
zaman bir karanlõk gücün devreye girdiğini
ve “düğmeye basıldığını” savunmuştu.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün:
“Danıştay saldırısında da böyle olmuştu.
Sonra arkasından ne çıktı, herkes gör-
dü” demişti.
DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk: Saldõrõnõn
provokasyon olduğunu öne sürmüş ve Kürt
sorununun çözümü için süreç başlatõlõrken
birilerinin düğmeye bastõğõnõ söylemişti.
DTP Eşbaşkanı Emine Ayna: “Umarım
yeni bir Ergenekon devreye girmemiş-
tir” değerlendirmesini yapmõştõ.
?
İstanbul Haber Servisi - Emek Par-
tisi (EMEP), Halkevleri ile Özgürlük
ve Dayanõşma Partisi (ÖDP), Kürt so-
rununda barõşçõl ve demokratik çözüm
istediklerini belirterek “AKP hükü-
metinin ve burjuva siyasetçilerinin
iktidar hesapları ülkemizi hızla ka-
ranlığa sürüklüyor” dedi.
Taksim’deki Makina Mühendisleri
Odasõ’nda bir araya gelen EMEP Baş-
kanõ Levent Tüzel, Halkevleri Başkanõ
İlknur Birol ve ÖDP Başkanõ Alper
Taş ortak bir açõklama yaptõ. Açõkla-
mayõ okuyan Birol, “Reşadiye’de 7
askerin öldürülmesinden sonra ya-
şanan halklar arası çatışmanın gün
geçtikçe, bir ihtimal olmaktan çıkıp
pratik bir olgu haline geldiği tehli-
kesine işaret etmektedir” diye ko-
nuştu. Hükümetin ve muhalefetin şo-
venizm peşinde olduğunu savunan
Birol, açõlõmõn çözüm işlevinden uzak
olduğunun görüldüğünü, yaşanan olay-
larõn planlõ bir kõşkõrtma olduğunu söy-
ledi. Birol, “Siyasi aktörlerin düş-
manlaştırıcı siyasetlerine ve diline
karşı duralım, kardeşliğin siyaseti-
ni ve barışın dilini kuralım” dedi.
Fotoğraf:SİBELBAHÇETEPE
AYDINLIK’IN KAPATILMASI
‘Demokrasi
ile çelişiyor’
İstanbul Haber Servisi - Aydõnlõk dergisi-
nin son sayõsõnõn toplatõlmasõ ve yayõnõ-
nõn 1 ay süreyle durdurulmasõ meslek ör-
gütlerinin tepkisine neden oldu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)
Yönetim Kurulu tarafõndan yapõlan yazõ-
lõ açõklamada, söz konusu cezanõn, Tür-
kiye’de basõnõn özgür olduğuna ilişkin
açõklamalarõn gerçeği yansõtmadõğõnõ
gözler önüne serdiği belirtildi. Açõkla-
mada, “İfade özgürlüğü kavramı ile
çelişen, halkın bilgilenme hakkını da
elinden alan yaklaşımın terk edilmesi-
nin zorunluğu bir kez daha ortaya
çıkmıştır” ifadesi kullanõldõ.
G-9 Gazeteciler Platformu’ndan yapõlan
açõklamada, “Yayın durdurmayı basın
ve ifade özgürlüğü ile halkın haber al-
mak hakkına indirilen bir darbe olarak
görüyor ve bu türden uygulamaların ol-
madığı bir ülke özlüyoruz” denildi.
Basõn Enstitüsü Derneği Yerel Komi-
tesi’nce yapõlan açõklamada da bu tür
cezalarõn totaliter rejimlerde rastlanan
bir uygulama olduğu belirtilerek son ay-
larda yayõn yasağõna çarptõrõlan organla-
rõn sayõsõnõn arttõğõ vurgulandõ.
‘PKK’Yİ AKLAMA ÇABASI’
Arõnç’a sert
eleştiriler
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tokat’ta
7 askerin şehit olduğu saldõrõnõn ardõndan,
eylemle ilgili “Ergenekon” imasõnda bu-
lunan Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç,
eylemi PKK’nin üstlenmesinin ardõndan
önceki sözlerini savunmakta zorlandõ.
TBMM Genel Kurulu’nda KEY yasa
tasarõsõnõn görüşmelerinde konuşan
CHP’li İsa Gök, saldõrõyõ PKK’nin üst-
lendiğini ancak “AKP’nin bunu kabul-
lenemediğini” belirterek “Bu PKK’yi
aklama girişimidir” dedi. Bunun üzerine
söz alan Arõnç, “PKK’yi aklamak şah-
sıma ve partimize yapılabilecek en bü-
yük hakarettir. Bu hakareti söyleyenle-
re iade ediyorum” dedi. PKK’nin 10 yõl-
dõr o bölgede eylem yapmadõğõnõ başka
örgütlerin o bölgede faaliyet gösterdiğini
söylediğini kaydeden Arõnç, “PKK’yi
aklamak hiçbir vatansever Türk vatan-
daşının yapabileceği bir şey değildir”
savunmasõnõ yaptõ. Sataşma gerekçesiyle
söz alan Gök ise Sanayi Bakanõ Nihat
Ergün’ün saldõrõnõn ardõndan yaptõğõ
açõklamalarõ anõmsatarak, “Bu imadır,
bu toplum mühendisliği, kamuoyu ya-
ratmadır. Kanunen de suçtur” dedi.