Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Türkiye’nin Washington Bü-
yükelçisi Nabi Şensoy’un, Dõşişleri Bakanõ
Ahmet Davutoğlu ile girdiği tartõşma sonucu
merkeze çekilmesi talebiyle başgösteren krizin
perde arkasõndan 4 Aralõk tarihinde ABD Tem-
silciler Meclisi’nde yapõlan ve AKP hükümeti-
nin ağõr bir dille eleştirildiği “basın özgürlüğü”
toplantõsõ çõktõ. Alõnan bilgiye göre, hükümet, söz
konusu toplantõya katõlan
gazeteci Sedat Ergin ve
eski AİHM Yargõcõ Rı-
za Türmen’in
AKP’yi eleştirmesi-
nin engellenmesini
istedi. Şensoy bu ta-
lebi yerine getirme-
yince, Erdoğan’õn zi-
yareti gergin bir ha-
vada başladõ.
İddialara göre, Be-
yaz Saray’daki görüş-
me formatõna ilişkin ya-
şanan tartõşma öncesinde,
Büyükelçi Şensoy
ile hükümet
arasõnda
soğuk
rüzgârlar esiyordu. Ziyaret takvimi belirlendik-
ten sonra Ankara’ya, 4 Aralõk’ta ABD Temsil-
ciler Meclisi’nde “basın özgürlüğü” konulu bir
toplantõ yapõlacağõ ve bu toplantõda Doğan Gru-
bu’ndan da temsilcilerin katõlacağõ bilgisi ulaş-
tõ. Toplantõyõ Obama’nõn partisinden milletve-
killerinin düzenleyecek olmasõ AKP’de kaygõ ya-
rattõ. Basõn özgürlüğü ve insan haklarõ konusunda
AKP’ye yönelik ağõr eleştirilerin gündeme ge-
leceği hesabõnõ yapan hükümet, Erdoğan’õn zi-
yaretine gölge düşmemesi, ziyaretin AKP’-nin
beklentilerine uygun gerçekleşmesi için Bü-
yükelçi Şensoy’dan söz konusu toplantõnõn en-
gellenmesini ya da Doğan Grubu’nun temsilci-
lerinin hükümeti eleştirmelerini önlemesini is-
tedi. Ancak Şensoy bu talebi yerine getireme-
yeceği bilgisini Ankara’ya ulaştõrdõ. 4 Aralõk’ta
düzenlenen toplantõda AKP’nin korktuğu başõ-
na geldi. Düzenlenen bir oturumda konuşan De-
mokrat Parti Maryland Milletvekili ve Tom Lan-
tos İnsan Haklarõ Komisyonu üyesi Donna Ed-
wards, Türkiye’de özellikle basõn ve ifade öz-
gürlüğüne karşõ saldõrõlar olduğunu, hükümeti
eleştiren gazete ve gazetecilerin, ekonomik ve ad-
li baskõ altõna alõndõğõnõ söyledi.
Toplantõda konuşan gazeteci Ergin ise Doğan
Medya Holding’e verilen vergi cezasõnõ değer-
lendirirken “Bill Gates bile bu miktarı ödemede
zorluk çekerdi” dedi. Rõza Türmen de Türki-
ye’de toplumun İslamileştirilmesi yönünde gi-
dişat olduğunu, bu gelişmelerin hükümetin po-
litikalarõyla bağlantõsõ bulunduğunu söyledi.
Ahlaki seçimlerin devletler tarafõndan dayatõl-
mamasõ gerektiğini ifade eden Türmen, Erge-
nekon davasõnõn da amacõndan çõktõğõnõ ve mu-
halefeti susturma amacõna dönüştüğünü dile
getirdi. Gözaltõ sürelerinin çok uzun olduğunu
belirten Türmen, telefon dinlemelerinin de ge-
rekçelerinin belirtilmediğini kaydetti.
Son olay, krizi ortaya çıkardı
İşte bütün bu eleştiriler, ziyaret öncesinde hü-
kümette ciddi sõkõntõ yarattõ. Toplantõyõ engel-
leyemediği için de Şensoy hükümetin tepkisini
üzerine çekti. Erdoğan-Obama görüşmesinin for-
matõna ilişkin yaşanan sõkõntõ da hükümet ile Şen-
soy arasõndaki krizin su yüzüne çõkmasõna ne-
den oldu. Edinilen bilgilere göre Beyaz Sa-
ray’daki randevudan bir gün önce Erdoğan baş-
kanlõğõnda yapõlan değerlendirme toplantõsõnda,
Obama ile yapõlacak görüşmenin formatõ gün-
deme geldi. Şensoy, Erdoğan’a, ABD’nin baş ba-
şa görüşmeye sadece çevirmenlerin katõlmasõnõ
istediği bilgisini verdi. Bunun üzerine Davutoğlu,
bu görüşmeye dõşişleri bakanlarõnõn da katõl-
masõnõ istedi. Erdoğan’õn da “Böyle daha uy-
gun olur” sözleri ile verdiği onayõn ardõndan Da-
vutoğlu, bu yöndeki kararlarõnõn ABD tarafõna
iletilmesi talimatõnõ verdi. Bu talimatõn sõkõntõ ya-
ratacağõnõ bilen Şensoy sessiz kaldõ.
Kulislerde; Davutoğlu’nun, “Talimatımızı
yerine getirmediniz mi” sorusunu yanõtsõz bõ-
rakõp “İsterseniz beni görevden alabilirsi-
niz” diyen Şensoy’un bu sözleri Türk heyetin-
deki diğer yetkililerin arasõnda sarf etmesi AKP
hükümetinin kendisine yönelik yaklaşõmõna bir
tepki olarak değerlendirildi. Şensoy, Türk heyeti
Washington’dan ayrõlõr ayrõlmaz Ankara’dan gö-
revden alõnmasõnõ talep etmesi dikkat çekti. Bü-
yükelçi Şensoy bu tutumuyla, görevden alõn-
masõnõ hükümete bõrakmamõş olmasõnõn yanõ sõ-
ra konuyu sõcağõ sõcağõna kamuoyunun da duy-
masõnõ sağlamõş oldu.
CMYB
C M Y B
11 ARALIK 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Ormanın İçindeki Ağacı
Görebiliyor musunuz?
Başbakan, Obama ile gerçekleştirdiği görüşme-
den sonra, yine “elbette devlet olanakları ile ve tüm
aile bireylerini de yanına alarak” gittiği Meksi-
ka’dan, bu gezinin asıl amacı olan “Aztek Pira-
mitleri”ni göremeden, Ankara’ya dönmek zorunda
kaldı.
Ülkesinin adeta yine bir yangın yerine döndüğü bir
sırada, divan şairinin “Dünya var imiş, ya yoğ imiş
ne umurum” dizelerine sarılarak, yeryüzünde gö-
rülmedik yer bırakmamayı yeğlemesini, Bahçeli de,
Baykal ve Cindoruk da ayıpladıkları için, Erdo-
ğan’dan adeta azar işitmişlerdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı, eşi ile el ele
tutuşarak ülkesindeki yangınlara sırtını çevirip Az-
tek uygarlığını keşfe çıkmasını, Beyaz Saray gö-
rüşmesinin hemen arkasına ekletirken, öyle anlaşı-
lıyor ki; Türkiye’de her şeyin güllük gülistanlık bir şe-
kilde yürüyeceğini düşünmüş olmalıydı.
Açılım programlarını başarı ile aşmış; terör örgü-
tü ile şöyle ya da böyle yöntemlerle anlaşarak Kürt
asıllı seçmenlerin de desteğini kazanmış bir lider ola-
rak, Amerika’nın güneyine doğru uzanan bir geziyi
de kendisi için hak edilmiş bir yıl sonu dinlencesi gö-
rüyordu.
Oysa işler, düşünüldüğünün tam tersine döndü ve
açılımın gerçek yüzünün ortaya çıkmış olmasının ya-
nı sıra, Tokat ilinin Reşadiye ilçesi kırlığında ger-
çekleşen saldırı sonunda 7 erin şehit edilmesi,
devletin doruğunda birbiri ile çelişen açıklamalarla,
büyük bir kaos yaşandığını da gösterdi.
Turistik Meksika gezisinin yarıda kesilerek Anka-
ra’ya dönülmesi de, yaşanan o kaosun bir başka gös-
tergesidir.
Ne yapalım? Devlet kasasından desteklenen, tu-
ristik bir gezinin kısa kesilmesinin Başbakan’da ya-
ratacağı hiddeti, köşe yazarları ile birlikte tüm özgür
basın, elbette sineye çekecektir.
Yine elbette, salıdan salıya da olsa, Erdoğan’ın key-
fini kaçırtacak konuşmalar yapan CHP ve MHP gi-
bi partilerin liderleri, o hiddetten nasiplerini alacak-
lardır.
Ahmet Türk ve arkadaşları, Erdoğan ve AKP’si
ile kısa süren balayı döneminin bittiğini ilan eden so-
kak gösterilerinde, saldırıya uğrayan parti lokallerinde
kırılan camların sesini de bastırması beklenilen
Anayasa Mahkemesi’nin olası kararından iktidar
partisini sorumlu gördüklerini söyleyeceklerdir.
Ama herkes, yıllardan beri ülkemizde sürdürülmek
istenilen ve adı zaman zaman değişen terör hare-
ketlerinin asıl sorumlularının dışımızda olduğunu ar-
tık fark etmelidir.
12 Mart’lar, 12 Eylül’ler...
Yine hepimiz, Türkiye’yi 12 Mart’lara, 12 Eylül’lere
götüren o sokak gösterilerinde, tahrip edilen ban-
ka olaylarında, yabancı diplomatların kaçırılması, ara-
balarının yakılmasında, yurttaşlarımızın Alevi-Sün-
ni olarak ayrı saflara ayrılmasında, Kahramanma-
raş, Sıvas, Madımak olaylarında aynı dış kayna-
ğın farklı taşeronlar kullandığını kabul etmeliyiz.
O farklı taşeronların büyük bir bölümünün bizler
gibi gerçek yurtseverlerden oluştuklarını, ama eği-
tilerek kullanıldıklarını içimize sindirmeliyiz.
Gerçek yurtsever oluşlarını görmezden gelen
devletimizin, kendilerine yönelik yanlış uygulamalar
nedeni ile onları “biz”den ayırıp “öteki”lerin safına
göndermeye zorladığına da şaşırmamalıyız.
Kendilerini Türk olarak kabul edenler de, Kürt ol-
duklarının altını her fırsatta çizerek yineleyenler de
aynı özeleştirileri ısrarla yapmalı.
Özellikle bu ülkenin Kürtleri olduklarını söyleyen-
ler, büyükbabalarını, tıpkı Orta Anadolu’da yaşayan
ve kendilerinin Türk olduklarını söyleyen ya da
Anadolu’nun kuzeybatısında yerleşmiş olan Çerkezler
gibi, dinlerinin elden gittiğine inandırılarak Musta-
fa Kemal dönemine başkaldırmaya yöneltildikleri-
ni, geçmiş bir dönemin örnekleri arasında sırala-
malıdırlar.
O tarihte İngiliz ajanları...
O tarihteki Doğu ve Güneydoğu Anadolu kalkış-
malarında İngiliz ajanlarının birer İslam dervişi gibi
görev alıp almadıklarını bir zahmet araştırmalıdırlar.
Aynı ya da başka yabancı kaynakların, bugünün
modasına uyarak bu kez etnik ayrımcılık rüzgârları
ile yelkenlerini şişirerek çağdaş Türkiye’nin ulus dev-
let modelini dağıtmakla görevli olduklarını nihayet an-
lamalıdırlar.
Şimdi oturmuş, Tokat saldırısı ile 1991’deki 33 eri-
mizin şehit edilişinin arkasında benzerlik olup ol-
madığını mı tartışmak istiyoruz?
O dönemin Jandarma Bölge Komutanı Korge-
neral Özgen’in 33 erin şehit edilişi olayı ile uluslar-
arası üne sahip bir yabancı petrol kuruluşuna gön-
derilen faksın ele verdiği bulguların üstüne zamanında
gitmekten ürken bir devlet anlayışımızın bugün de
sürdüğü için Türkiye’yi Kürt’ü, Türk’ü ve başka kö-
kenli yurttaşları ile her gün yeni badirelerin eşiğine
getirdiğini niçin kabul etmek istemiyoruz?
Türk vatandaşları, 12 Mart sonrasındaki saf, yurt-
sever ve temiz gençlik örgütlerini kışkırtarak amaç-
ları dışına taşıran CIA kaynaklarının, bütün bir
gençlik kuşağımız heba olduğu için kına yaktığının
farkında oldu mu? ABD Büyükelçisi’nin otomobili-
ni ODTÜ’de yakanlar belki bizlerden birisiydi.
Ama yaktırtan CIA’nın Ankara İstasyonu’ndaki gö-
revlilerdi.
O istasyon Dev-Genç’ten Ülkücülere kadar sol
ve sağdan birçok örgütün içine sızmayı ya da kış-
kırtmayı başardı. 12 Eylül’ün gerçekleştirildiğini de,
ABD Başkanı’na anında “bizimkiler” kodu ile duyurdu.
Adım gibi biliyorum ki, PKK saf Kürtlerin sandığı
gibi ulusal bir Kürt bağımsızlık hareketi değil, Ba-
tı’nın Türkiye’yi parçalamak için kullandığı taşeron
bir çete örgütüdür. O örgüt saflarında çarpışma gör-
evi alanları yönetenler, Güneydoğu’daki toprak
ağaların feodal düzenini korumak için can verdiklerini
bile bilmeyecek kadar gözleri kapalı olarak dağa çı-
kan çocuklardır.
Ulus devlet modelini ısrarla korumak isteyenleri
“ulusalcı” olarak tu kaka gösteren ve aşağılayan zih-
niyet, bazen devletin doruğuna kadar tırmanan
politikacı ya da bürokrat olarak, bizlerden birisi gi-
bi görünerek başkalarına hizmet ediyorsa, istihba-
rat örgütlerimizin arşivlerini didik didik edebiliyorsa...
Tek kelime ile gündemimizi onlar hazırlayabili-
yorlarsa, bu anlamsız kavga her seferinde başka ta-
şeronları öne sürer.
Dün akşam yaptığı açıklamayla PKK, Tokat ci-
nayetinde aynı taşeronluğu sürdürdüğünü göster-
medi mi?
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Hükümet, Şensoy’dan, Sedat Ergin ve Rõza Türmen’in ABD Kongresi’ndeki konuşmalarõnõ engellemesini istemiş
İşte istifanõn perde arkasõ
‘İnsan hakları’ aranıyor
Haber Merkezi - Birleşmiş
Milletler İnsan Haklarõ Sözleş-
mesi’nin kabulünün 61. yõldönü-
mü nedeniyle kutlanan 10-17 Ara-
lõk İnsan Haklarõ Haftasõ nedeniyle
yurt genelinde çeşitli etkinlikler dü-
zenleniyor.
İSTANBUL 10 Aralõk Dünya
İnsan Haklarõ Günü kapsamõnda
medya temsilcileri ile Beşiktaş’taki
Ihlamur Kasrõ’nda toplantõ yapan
TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme
Komisyonu Başkanõ, AKP Mersin
Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül,
komisyonun çalõşmalarõ hakkõnda
gazetecilere bilgi verdi. Prof. Üs-
kül, komisyona ulaşan şikâyetle-
rin yüzde 34’ünü yargõ sorunlarõ-
nõn oluşturduğuna
dikkat çekerek yeni
bir anayasa yapõl-
mamõş olmasõn-
dan büyük üzün-
tü duyduğunu
kaydetti. Üs-
kül, “Yazık
oldu. Çok
önemli bir
fırsattı, de-
ğerlendire-
m e d i k .
Toplumun
yüzde 25-30
kesimi için
tek hedef
AKP’nin yok
edilmesi... İşe göre
değerlendirme yapıl-
masını tercih ederdim.
Kendimle ilgili olarak da bunu
zaman zaman görüyorum. AK
Parti’ye girdiğim için eleştirili-
yorum. Biri bu ülke için doğru
bir şey yapıyorsa onu destekle-
mek lazım. Benim söyledikleri-
mi Erdoğan Teziç, Süheyl Batum,
Mümtaz Soysal ve İbrahim Ka-
boğlu da söyledi. Ancak AKP
bunları söyleyince kıyamet kop-
tu” diye konuştu. Üskül, DTP’ye
yönelik kapatma haberlerine dik-
kat edilmesi gerektiğini belirtti.
ADANA 10 Aralõk Dünya İnsan
Haklarõ Günü dolayõsõyla İnsan
Haklarõ Derneği ve Adana Baro-
su İnsan Haklarõ Komisyonu’nca
yapõlan açõklamalarda, Türkiye’de
en temel insan hakkõ ve özgür-
lüklerin eksikliğine dikkat çekildi.
İnsan Haklarõ Komisyonu Başka-
nõ Avukat Mustafa Çinkılıç, İn-
san Haklarõ Evrensel Bildirge-
si’nin kabulünün 61. yõlõnda Tür-
kiye’de insan haklarõ ve özgür-
lükleri sorununun aşõlamadõğõnõ
söyledi.
DİYARBAKIR İHD Diyarbakõr
Şubesi, Diyarbakõr Barosu, Tür-
kiye İnsan Haklarõ Vakfõ (TİHV),
Mazlum-Der, Diyarbakõr Tabip
Odasõ ve Sivil Top-
lumu Geliştirme
Derneği (STGM)
tarafõndan “Aci-
len Barışa İh-
tiyacımız Var”
sloganõyla or-
taklaşa ortak-
laşa bir dizi
etkinlik dü-
z e n l e n d i .
A n õ t
Park’tan Ko-
şuyolu Parkõ
İnsan Haklarõ
Anõtõ önüne ka-
dar gerçekleşti-
rilen yürüyüş sõ-
rasõnda halka hakla-
rõnõ anlatan broşürler
dağõtõldõ.
SAMSUN Süleymaniye Geçi-
di’nde KESK, TTB Samsun Tabip
Odasõ, TMMOB, DİSK, Halkevi,
Gençlik Muhalefeti, ÖDP, EMEP,
SP ve CHP tarafõndan ortak basõn
açõklamasõ yapõldõ.
HATAY İskenderun ilçesinde
İHD Şube başkanõ Sadullah Çağ-
lar, “Şiddetin her türlüsüne kar-
şı olan İHD, kuruluş aşaması
içinde silahlanmaya karşı barı-
şı savunmuş, savaşlara karşı
duruş sergilemiştir” dedi.
Antakya Medeniyetler Korosu,
Türkiye’nin tanıtımı için 7 Ara-
lık’ta Brüksel’de Avrupa Birliği
Parlamento Binası’nda konser
verdi. Koronun Brüksel’deki
konser organizasyonuna des-
tek veren Antakya Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı Hikmet
Çinçin, “Bu konser ile barış ve
hoşgörü ortamının halihazırda
Hatay’da kardeşçe yaşayan
farklı dine mensup insanlar ta-
rafından yüzyıllardır süregel-
diği mesajı verildi” dedi.
(MEHMET ALİ SOLAK)
İstanbul Haber Servisi - AKP
hükümetinin “Roman açılımı”
olarak nitelendirdiği “Roman Ça-
lıştayı”nda konuşan Devlet Baka-
nõ Faruk Çelik, Romanlarõn dõş-
lanmõşlõktan şikâyet ettiklerini be-
lirterek “Bu dışlanmışlık konusu
Türkiye’nin gündeminden kalk-
malı, ana mücadelemiz de bu-
dur” dedi.
Devlet Bakanõ Faruk Çelik,
AKP İstanbul Milletvekili Nur-
suna Memecan ve Bursa Millet-
vekili Ali Koyuncu’nun da bu-
lunduğu çalõştay 4 Roman fede-
rasyonu, 90 dernek ve 18 temsil-
cinin katõlõmõyla dün Conrad
Otel’de gerçekleştirildi. Çalõşta-
yõn açõlõşõnda konuşan Bakan Çe-
lik, Türkiye’de dezavantajlõ grup-
lar sõralamasõnda en önlerde yer
alan Roman yurttaşlarõn çözüm
bekleyen sorunlarõnõ görmezden
gelemeyeceklerini belirtti. Çelik,
çalõştayda Romanlarõn Türkiye ge-
nelindeki ana sorunlarõnõn tespiti,
bunlarla ilgili hükümetten beklen-
tileri üzerine yoğunlaşacaklarõnõ
söyledi. Sulukule Roman Kültü-
rünü Geliştirme ve Dayanõşma
Derneği Başkanõ Şükrü Pündük,
hükümetten öncelikle iş, barõnma,
sosyal güvence, eğitim ve öğretim
sorunlarõnõn çözülmesini bekle-
diklerini belirterek şunlarõ söyledi:
“Biz Sulukule’de yıkılmış olan
evlerimizin yanındaki evlere ki-
racı olarak girdik.”
Trakya Roman Dernekleri Federasyonu Baş-
kanı Fahrettin Savcı, kimlik sorunlarının ol-
madığını ifade ederek meslek kurslarının açıl-
masını istedi. Bakan Çelik’e “Aynalı Süpürge”
hediye eden Savcı, “Romanların üzerinden kö-
tülüğün bu çalıştay vasıtasıyla süpürüleceğine
inanıyoruz” dedi. (ŞULE KÖKTÜRK)
AB Parlamentosu’nda
‘Medeniyetler’ mesajı
Romanlar ‘önce iş’ dedi
AKP hükümetinin gerçekleştirdiği ‘Roman Çalõştayõ’ İstanbul’da yapõldõ
A N K A R A
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, mesajõnda tüm yurttaşlarõn,
memleketin her köşesinde, bu ül-
kenin tüm nimetlerinden faydalana-
bildiğini savunarak “Ülkemizde va-
tandaşlarımız arasında hiçbir ayrım
gözetmeme ve eşitliğin insan hak-
larına anlam kazandıran en temel
unsurlardan biri olduğu anlayışı,
başta anayasamız olmak üze-
re, milli mevzuatımızda
açıkça benimsenmiş-
tir” dedi.
GÜL’DEN MESAJ
İnsan Haklarõ Haftasõ nedeniyle yurt genelinde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme
Komisyonu Başkanõ AKP’li Zafer Üskül, şikâyetlerin yüzde 34’ünün yargõ sorunlarõyla ilgili olduğuna dikkat çekti
Nabi
Şensoy.
“Basõn özgürlüğü” konulu toplantõda AKP hükümetine yönelik eleştiriler
Erdoğan’õn ziyareti öncesi ciddi sõkõntõ yarattõ. Toplantõdaki konuşmacõlarõ
engelleyemediği için Şensoy hükümetin tepkisini üzerine çekti. Erdoğan-
Obama görüşmesinin formatõna ilişkin yaşanan sõkõntõ da hükümet ile Şensoy
arasõndaki krizin su yüzüne çõkmasõna neden oldu.
Yasa tasarõsõna göre cumhurbaşkanõ adaylarõ, ABD başkan adaylarõ gibi para yardõmõ toplayabilecek
Gül’ün görev süresiyle ilgili düzenleme yok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaş-
kanõnõn halk tarafõndan seçilmesine ilişkin ilke ve
esaslarõ düzenleyen yasa tasarõsõ TBMM’ye sevk edil-
di. Tasarõda, TBMM tarafõndan seçildiği için görev
süresinin “5 mi, 7 yıl mı” olduğu tartõşõlan Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün durumuna ilişkin dü-
zenleme yer almazken cumhurbaşkanlarõnõn ABD’de-
ki gibi seçim kampanyalarõ için “bağış” toplamala-
rõnõn yolu açõldõ.
TBMM’ye sevk edilen yasa tasarõsõyla cumhur-
başkanõnõn halk tarafõndan 5 yõllõğõna ve bir kişinin en
fazla iki defa cumhurbaşkanõ seçilebileceği hükme bağ-
lanõyor. Tasarõ ile getirilen düzenlemeler şöyle:
. Cumhurbaşkanõ seçimi, cumhurbaşkanõnõn görev
süresinin dolmasõndan önceki altmõş gün içinde; ma-
kamõn herhangi bir şekilde boşalmasõ halindeyse
boşalmayõ takip eden altmõş gün içinde tamamlana-
cak. Genel oyla yapõlacak seçimde, geçerli oylarõn salt
çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanõ seçilecek. İlk
oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayõ iz-
leyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapõlacak. Bu
oylamaya, ilk oylamada en çok oy almõş bulunan iki
aday katõlacak ve geçerli oylarõn çoğunluğunu alan
aday cumhurbaşkanõ seçilecek. Tek aday olmasõ ha-
linde, oylama referandum şeklinde yapõlacak.
.Cumhurbaşkanlõğõna TBMM üyeleri içinden veya
Meclis dõşõndan aday gösterilebilmesi için en az yir-
mi milletvekilinin yazõlõ önermesi gerekecek. En
son yapõlan milletvekili genel seçimlerinde, geçerli oy-
lar toplamõ birlikte hesaplandõğõnda, yüzde onu geçen
siyasi partiler ortak aday gösterebilecek.
. Adaylar, yabancõ devletlerden, uluslararasõ ku-
ruluşlardan, tüzelkişilerden ve Türk uyruğunda ol-
mayan gerçek kişilerden yardõm alamayacaklar.
Ancak bunun dõşõnda seçim kampanyalarõ için yar-
dõm alabilecekler. Yardõmlar makbuz karşõlõğõnda ya-
põlacak. Nakdi yardõmlar, adaylarõn “seçim hesabõ”
olarak kendileri adõna açtõracaklarõ bir banka hesa-
bõna yatõrõlabilecek.Cumhurbaşkanı Gül.